SON DAKİKA
Hava Durumu

Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır

Yazının Giriş Tarihi: 13.12.2022 07:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.12.2022 07:32
Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır

Geçenlerde bir kamu kurumuna işim dolayısıyla gitmiştim, kurumun girişinde kocaman bir Türk Bayrağı, yanında Atatürk’ün resmi ve altında bir cümle  ‘Vatanını en çok, seven görevini en iyi yapandır’ yazılıydı. Okullar da ve başka kamu kurumların da aynı sahneyle karşılaştım. Bu cümleden esinlenerek bu günkü yazımı yazdım.
Vatan insanların bir kara parçası üzerinde havasını teneffüs ettiği, suyunu içtiği, kısacası doğup büyüyüp yaşayıp ve can verdiği yerdir.  Vatan insanların toplumlar halinde yaşamasını sağlar. İnsanların bir bölgeyi kendisinin kabul edip bu bölgedeki birçok insan ile barış ve huzur içinde, aidiyet duygularını artırarak yaşamasını sağlar. İnsanın ana yurdu vatanıdır. Vatan biz Türkler için çok özel ve çok kutsaldır. Onun için derler ki, vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.

Vatan denilince akla tarihte 16 devlet kurmuş üç kıtada at koşturmuş gittiği her coğrafya da adaletle hükmetmiş, kardeşlik ve barışı götürmüş kimseye zulüm etmemiş, mazlumlara merhamet duygusuyla kol kanat germiş, gittiği her yerde kültür ve medeniyeti oralarda yaşatmış korumuş,  kollamış tebasındaki bütün halkın, hakkını hukukunu gözetmiş herkesin dini inançlarına saygı göstermiş ve o bölgelerde görevini en iyi şekilde icra etmiş bir milletten bahsediyoruz.

Bugün orta Asya’dan tutun Balkanlara oradan Afrika’ya kadar olan topraklarda atalarımızın inşa ettiği hanlar hamamlar köprüler camiler, mescitler, türbeler medreseler kervan saraylar hala dimdik ayakta durmaktadır. Bizim kültür ve medeniyetimize baktığımız da görevini layıkıyla yapan o dönemin mimarlarını, mühendislerini, paşalarını ve vezirlerini görürsünüz.

İşte onlardan biri Mimar Sinan o kadar eserler yapmış ki bu gün eserleri hala dimdik ayaktadır. Mimar Sinan'ın "çıraklık eserim" dediği Şehzade Camisi, kalfalık eserim dediği Süleymaniye Cami ve “ustalık eserim" dediği Edirne'deki Selimiye Camisi baş eserlerinden kabul ediliyor. O aşk, o zarafet, düzen, nizam ve intizam bütün eserlerinde dikkat çekmektedir. Eserleri hala ayakta duran ve dünyada konuşulan görevini en mükemmel bir şekilde yapan bir mimardır.

Osmanlı döneminde 15 ve 16.yy da medreselerde liyakat esas alınırdı. Osmanlının altın çağı olarak bilinen bu yüzyıllar da medreselerde binalara değil insana kıymet verirlerdi. Talebeler medreseden mezun olduktan sonra bir kuruma gireceği zaman hangi medreseden mezun olduğuna bakılır hocası kim, onun hocası kim diye sorularak işe alınacak kişi hakkında yeterli bilgi alındıktan sonra kişi işe alınırdı. İşte vatan aşkıyla görevini iyi yapan idareciler sayesinde, işe alım süreçlerinde liyakate bakıyorlardı.

Buna bir örnek verecek olursak Padişah III. Mustafa dönemin de Mora isyanının bastırılması sırasında gösterdiği gayretlerden dolayı Yenişehirli Müderris Osman Efendi’nin iki mertebe birden terfi ettirilmesini bizatihi medreseden talep eder, lakin medresede müderris olarak görev yapan Mirza Zade Mehmet Said Efendi, ilim erbabının geleneğine aykırı olduğunu gerekçe göstererek padişahın bu isteğini kabul etmez. Mirza Zade Mehmet Said Efendi, işte alın size vatan ve millet için görevini en iyi yapan bir müderristir.
(devamı yarın)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.