Kadınların hamile olup olmadığını anlamak için zamanın başından beri belli başlı ilkel yöntemler kullanılıyordu. İşte tarihin en korkunç gebelik testleri.
Haber Giriş Tarihi: 13.09.2023 10:31
Haber Güncellenme Tarihi: 13.09.2023 10:31
Kaynak:
Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
GÖKÇE ÇALIŞCİ
Evde hamileliği test etmenin tarihi 1970’lerin ortalarında keşfedildi. Daha önceleri, bir kadının hamile olup olmadığını belirlemek için genellikle kan veya idrar testleri yapılıyordu.
Evde hamilelik testi, ilk 1976 yılında piyasaya sürülen “e.p.t” adlı ürün oldu. Antik ve Orta Çağ’da bir kadının hamile olup olmadığını anlamak için oldukça ilginç yöntemler bulunuyordu. İşte tarihte kullanılan ilginç hamilelik testleri…
BUĞDAY VE ARPA
Mısır’da MÖ 1350’de, hamile olduğu düşünülen kadınların arpa ve buğday üzerine işemesi istenirdi. Eğer buğday filizlendiyse kız, arpa filizlendiyse erkek çocuğuna hamile olduğu düşünülürdü.
1963’te yapılan bu testler bir laboratuvarda yeniden uygulandı ve sonucun olumlu olduğu görüldü. Gerçekten de hamile kadınların %70’inin idrarı, tohumları filizlendirdi.
SOĞAN TESTİ!
Bazı testler gerçekten akıl dışı ver korkunçtu. Yine Mısır’da yapılan bir diğer testte
hamile olduğu düşünülen kişinin vajinasına soğan sokulur ve ertesi gün nefesi koklanırdı. Eğer kişinin nefesi soğan kokuyorsa hamile değildi.
Biraz gözünüzü korkuttu ve anlam aramaya çalışıyorsunuz değil mi? İşte o mantıksız hareketin cevabı ‘eğer rahim açıksa soğan kokusu bir tünelden geçerek ağza ulaşabilirdi’
MANDAL TESTİ
15. yüzyılın sonlarında yazılmış olan The Distaff Gospels’de Kitabın yazarı kadının hamile olup olmadığını anlamak için şu yöntemi yazmış: “Dostlarım, bir kadının hamile olup olmadığını öğrenmek istiyorsanız, ondan bir leğene işemesini istemeli ve ardından leğene bir mandal veya anahtar koymalısınız. Ancak bir mandal kullanmak daha iyidir. Bu mandalı idrarla birlikte leğende üç veya dört saat bırakın. Ardından idrarı leğene dökün ve mandalı çıkarın. Leğende mandal izi görürseniz, kadının hamile olduğundan emin olabilirsiniz. Yoksa hamile değildir.” diye belirtmiş.
GÖZLER GEBELİĞİN AYNASIDIR!
16. yüzyılda doktorlar kişinin hamile olup olmadığını gözlerine bakarak söylüyordu. Doktor Jacques Guillemeau , ikinci ayın başında, hamile kadınların göz bebeklerinin küçüldüğünü, göz kapaklarının sarktığını ve göz kenarlarındaki damarların şiştiğini söylemiş.
KURBAĞA TESTİ
1940’ların başında ise kadınların idrarı kurbağalara enjekte ediliyordu. Bu gaddarca testin amacı eğer kurbağa 24saat içinde yumurtlar ise kadının hamile odluğu düşünülüyordu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tarihin en korkunç gebelik testleri
Kadınların hamile olup olmadığını anlamak için zamanın başından beri belli başlı ilkel yöntemler kullanılıyordu. İşte tarihin en korkunç gebelik testleri.
GÖKÇE ÇALIŞCİ
Evde hamileliği test etmenin tarihi 1970’lerin ortalarında keşfedildi. Daha önceleri, bir kadının hamile olup olmadığını belirlemek için genellikle kan veya idrar testleri yapılıyordu.
Evde hamilelik testi, ilk 1976 yılında piyasaya sürülen “e.p.t” adlı ürün oldu. Antik ve Orta Çağ’da bir kadının hamile olup olmadığını anlamak için oldukça ilginç yöntemler bulunuyordu. İşte tarihte kullanılan ilginç hamilelik testleri…
Mısır’da MÖ 1350’de, hamile olduğu düşünülen kadınların arpa ve buğday üzerine işemesi istenirdi. Eğer buğday filizlendiyse kız, arpa filizlendiyse erkek çocuğuna hamile olduğu düşünülürdü.
1963’te yapılan bu testler bir laboratuvarda yeniden uygulandı ve sonucun olumlu olduğu görüldü. Gerçekten de hamile kadınların %70’inin idrarı, tohumları filizlendirdi.
SOĞAN TESTİ!
Bazı testler gerçekten akıl dışı ver korkunçtu. Yine Mısır’da yapılan bir diğer testte
hamile olduğu düşünülen kişinin vajinasına soğan sokulur ve ertesi gün nefesi koklanırdı. Eğer kişinin nefesi soğan kokuyorsa hamile değildi.
Biraz gözünüzü korkuttu ve anlam aramaya çalışıyorsunuz değil mi? İşte o mantıksız hareketin cevabı ‘eğer rahim açıksa soğan kokusu bir tünelden geçerek ağza ulaşabilirdi’
MANDAL TESTİ
15. yüzyılın sonlarında yazılmış olan The Distaff Gospels’de Kitabın yazarı kadının hamile olup olmadığını anlamak için şu yöntemi yazmış: “Dostlarım, bir kadının hamile olup olmadığını öğrenmek istiyorsanız, ondan bir leğene işemesini istemeli ve ardından leğene bir mandal veya anahtar koymalısınız. Ancak bir mandal kullanmak daha iyidir. Bu mandalı idrarla birlikte leğende üç veya dört saat bırakın. Ardından idrarı leğene dökün ve mandalı çıkarın. Leğende mandal izi görürseniz, kadının hamile olduğundan emin olabilirsiniz. Yoksa hamile değildir.” diye belirtmiş.
GÖZLER GEBELİĞİN AYNASIDIR!
16. yüzyılda doktorlar kişinin hamile olup olmadığını gözlerine bakarak söylüyordu. Doktor Jacques Guillemeau , ikinci ayın başında, hamile kadınların göz bebeklerinin küçüldüğünü, göz kapaklarının sarktığını ve göz kenarlarındaki damarların şiştiğini söylemiş.
KURBAĞA TESTİ
1940’ların başında ise kadınların idrarı kurbağalara enjekte ediliyordu. Bu gaddarca testin amacı eğer kurbağa 24saat içinde yumurtlar ise kadının hamile odluğu düşünülüyordu.
En Çok Okunan Haberler