ÖZLEM ATAÇ

Bandırma’da yaşayan Zehra Çavuşoğlu (55) Uludağ Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nde gerçekleştirilen ameliyat sırasında bağırsağı delindi ve hayatı kâbusa döndü. Rahatsızlık şikayetiyleUludağ Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nde muayene olduktan sonra 26.08.2016 tarihinde ameliyat olmasına karar verilen Çavuşoğlu, ameliyat olduktan sonra Bandırma’daki evine geri dönüyor. Ancak nefes alma güçlüğü, karında şişlik ve halsizlik şikayetleri artan Çavuşoğlu,kızı ve eşi tarafından Bandırma Devlet Hastanesi’ne kaldırılıyor. Orada gerçekleştirilen muayene sonrası organlarının su içerisinde kaldığı ve acilen ameliyata alınması gerektiği söyleniyor. Kızı Uludağ Üniversitesi’nde ameliyat eden doktoru arayıp durumu anlatır anlatmaz, doktor hemen hastanın Bursa’ya getirilmesini söylüyor. Çavuşoğlu ambulansla Uludağ Üniversitesi Hastanesi’ne getiriliyor. Tekrar Uludağ Üniversitesine getirilen Çavuşoğlu, orada da günlerce ihmaller yaşadığını belirterek yaşadıklarını şöyle anlattı: “Uludağ Hastanesi’ne geldikten sonra acilde birtakım tetkikler yapıldıktan tekrar sabaha karşı kadın hastalıkları ve doğum servisine yatışım sağlandı. Yoğun enfeksiyonteşhisiyle antibiyotiğe başlandı. Kısmende olsa iyileşmem gereken dönemde dahada kötüye giderek yarı baygın şekilde süreci geçirmeye çalıştım. Bu esnada da kadın doğum servisindeki intörnlerin baskısına maruz kaldım. Sürekli dolaşmam gerektiği söyleniyordu, baş dönmesinden kalkamadığım için de ‘yürüyüş yapamazsan ölürsün’ gibi söylemleri dinliyordum. Bu arada ishal başladı, çok sık tuvalete gitmem gerektiği için birçok defa sancılarla kıvrandım. Nedenini sorduğumda normal olduğu söylendi.”

KOLOSTOMİ TORBASINA MAHKUM KALDIM!

Uludağ üniversitesi Kadın Doğum servisinde 3 gün geçirdiğini söyleyen Çavuşoğlu, “3 gün kadın doğum servisinde kaldıktan sonra 4’üncü gün Genel Cerrahi servisine devredildim. Bu arada ilk ameliyat üzerinden 8 gün geçmiş ve 9. gün ameliyata alındım. Bağırsakta 300 derecelik kesik olduğu için buradan 9 gün boyunca sızan gaita bütün organların etrafını kaplamış. Bu yüzden zorlu bir ameliyat geçirdim ve uzun süre yoğun bakımda kaldım. Ameliyattan sonra 18.12.2018 tarihine kadar kolostomi torbasına mahkum kaldım. Uykusuz kaldım, antidepresan ilaçları kullandım. Bir iş yaparken birilerine ihtiyaç duyacak duruma geldim. Ailem ve ben bu süreçte çok yıprandık” şeklinde konuştu.

BTSO'dan önemli adımlar BTSO'dan önemli adımlar

BAŞKALARININ CANI YANMASIN!

İlgili kişilerin başkalarının da canının yakmaması için gereken cezaların verilmesi gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Ameliyatta bağırsağımı delen doktorun hastaneye geldiğimde ihmalini sürdürerek tekrar kendi servisine yatırması hemen o gün genel cerrahi servisiyle iletişime geçmemesi ve ilk ameliyattan sonra 9. güne gelindiğinde Genel cerrahi servisine sevk ihmalidir. Başarılı bir ameliyat yaptığını iddia ederek, benim bu hale gelmemin en büyük sorumlusudur. Benim üniversite hastanesinde ameliyat olmamın sebeplerinden biri de tam teşekküllü olması ve ihtiyaç halinde gecikilmeden müdahale edilerek tedbir alınacağına olan inancımdı. ‘Genel cerrahi ameliyatlarınızı tamamladı kurtuldunuz’ diyerek arada geçen süreçleri ve ameliyatları yaşanan sıkıntıların göz ardı edilmesini kabul edemiyorum. Bu benim yaşadıklarım düşmanımın başına gelmesin, denilen cinsten bir süreçtir. İlgili kişilerin başkalarının da canlarını yakmamaları için gereken cezaların verilmesini istiyorum” diye konuştu.

AVUKATIMLA MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK

Mahkemenin sonuçlandığını ama tekrardan verilen karara itiraz edeceklerini belirten Çavuşoğlu,“Maddi tazminat belge sunulması denilerek reddedildi. Oysaki hastanede yatış ücreti ve kullanılan medikal mâlemlerin faturaları sunulmuştu. 300.000 TL olarak açılan manevi tazminat davasına da 30 TL ödenmesine karar verilmiş.Bizim iddia ettiğimiz ihmali kabul etmişler aslında. Verilen hiç bir tazminatı benim ve ailemin yaşadıklarımızın bedeli olamayacağının bilinmesini bana kaybolan 5 yılımı kimsenin geri vermeyeceği fakat hatayı yapan kişinin hiçbirşey olmamış gibi hayatına devam etmesi beni derinden etkileyen olaylardır. Yüce mahkeme Araz raporunu %0 vermiş. Benim ameliyat öncesi halimle şu anki halimi fiziksel ve ruhsal olarak hiç ilgisi yok. Bunların göz ardı edilmesi çok yıkıcı. Karara avukatım itiraz edecek biz bu yoldaki mücadelemiz sonuna kadar devam edeceğiz. Bu kadar mağduriyet yaşamasına rağmen hekimin ifadesine başvurulması gerekirdi diye düşünüyorum” dedi.