Beyin ve Damar Hastalıkları Hasta Derneği (BEYİN-DER) adına açıklama yapan Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Özgür Yalın, Dünya Alzheimer Derneği tarafından bu yılın temasının Alzheimer hastalarının damgalanması ve dalga geçilmesi yönünde farkındalık yaratmak olduğunu ifade ederek, "Alzheimer hastalığının bir utanç kaynağı değil, aslında her bireyde farklı şikayetlerle seyreden, alaya alınamayacak kadar ciddi ve hüzünlü bir hastalık olduğu bilinmelidir" dedi.

60 VE SONRASI RİSK ALTINDA
Her yıl bir milyon kişinin de Alzheimer hastalığına yakalandığının tahmin edildiğini belirten Doç. Dr. Yalın Türkiye'de son 20 yılda yaşlı nüfusun artması ile Alzheimer hastalığının da çok fazla artış gösterdiğini söyledi. Doç. Dr. Yalın, sözlerine şöyle devam etti: "Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşik Devletler Hastalık Kontrol ve Korunma Birliği’ne göre yaşlı nüfus sayısının 2030 yılında bir milyara ulaşacağını tahmin etmektedir. Alzheimer hastası sayısının dünya genelinde, 2050 yılında 130 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizde Alzheimer hastası sayısı nüfusun yaşlanması ile son 20 yılda çok fazla artmıştır ve son istatistiklere göre ülkemizde 600 binden fazla demans hastasının bulunduğu bilinmektedir. Alzheimer hastalığı sıklığında yaşanan, salgın hastalık benzeri bu artışın sebebi dünya nüfusunun hızla yaşlanmasına bağlıdır. Hastalık özellikle 60 yaş sonrasında giderek artan bir sıklıkta ortaya çıkmakta, 60 yaş üstü nüfusta yüzde 5 olan sıklığı, 70’li yaşlarda yüzde 15 ve 80 yaş üstünde yüzde 30 üzerine çıkmaktadır. Yani 80 yaş üstü yaşayan her üç kişiden biri Alzheimer hastalığına yakalanmaktadır."

İLERİ EVRE TAM YATAĞA BAĞIMLILIK
Doç. Dr. Yalın hastalığın belirtileri ve seyri hakkında bilgi verdi Yalın, "Unutkanlık veya konuşma bozukluğu ile başlayan hastalık beyindeki küçülme arttıkça eklenen düşünme, beceri, davranış bozuklukları, yer yön kaybı gibi bulguların eklenmesi ile son dönemde bireyi yürüyemez, konuşamaz, yutkunamaz ve tam bağımlı hale getirmektedir. Hastalık; unutkanlığa rağmen pek çok işi kendi başına yapabilmenin korunduğu erken evre, bazı günlük yaşam aktivitelerinin artık kısıtlanmaya başladığı orta evre (yemek pişirme, dışarıda alışveriş yapma, banyo yapma gibi), artık işlevselliğin tamamına yakın kaybolduğu ileri evre ve tam yatağa bağımlılık, konuşma ve yutma kaybının geliştiği son evre olarak sınıflandırılabilir. Çoğu hastada tüm bu bulgulara bazı davranış değişiklikleri de hastalığın en azından bir döneminde eklenir. Bazen davranışsal şikâyetler (sinirlilik, uykusuzluk, huysuzluk, suçlama, tehdit etme, şiddet eğilimi, hayaller görme gibi) önde gelebilir ve esas bakım yükünü artırarak, tüm aile için zorlayıcı olabilir." (DHA)

İnternet haber sitelerine Basın İlan dopingi İnternet haber sitelerine Basın İlan dopingi