Osman GÜRÇAY
Ramazan ayının güzelliklerinden biri de sadece sofraları değil, duyguları paylaşmaktır. Bazen bir salon iftarında keşkek yatağında dana kürek yersiniz ama Gümülcine’de yer sofrasının lezzetini bulamazsınız. Kuş sütü eksik sahur yemeğini değil, Domruköy’de bacıların pişirdiği çorbaya 1500 kişinin kaşık salladığı sahuru unutamazsınız. Kundakçı ile iftar davetlerine katılım programını konuşurken ‘Suyun beri yakasında bir sokak iftarına katılalım mı?’ dedi. İyi olur ama neresi demeye kalmadan ‘Trilye uyar mı?’ diye ilave ediverince, organizasyonu çoktan halletmiş olduğunu anladım.
Suyun öte yanından sonra beri yanında da sokak iftarı yapmak keyifli olur diye düşündüm ve yağmur engeline takılmamak için dualar etmeye başladım.
Trilye’ye vardığımızda iftara 20 dakika kala yemek servis düzeni kurulmuş, masalar, sandalyeler tertemiz bir şekilde katılımcılarla dolmaya başlamıştı. Masa düzeninin arkasında da dört direkli bir sahne kurulmuştu.
Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz da eşiyle birlikte iftara yakın meydana geldi, ayaküstü kısa bir sohbet ile iftardan sonra çay içmeye sözleştik.
Biz masalara oturmadık ve yemeklerimizi alarak deniz kıyısındaki yüksek parapetin üzerine koyup sandalyemizi çekince denize sıfır bir şekilde Trilye’de muhteşem bir gün batımına eşlik ederken, top sesiyle irkildik ve ezanla birlikte oruçlarımızı açtık.
Ege’de bir gemi güvertesinden, boğazda bir yalıdan daha yakındık denize…
Mütevazı soframızın ekstraları, mis gibi iyot kokusu, denizden nemini alan bol oksijen ve dibine kadar hissettiğimiz mutluluk ve huzurdu.
Kısaca paranın satın alamadığı şeyler…
Yemeklerimizi yedikten sonra Hayri Başkan’ın çay davetine katıldık ve Mudanya ile ilgili sohbet ettik.
Bize eşlik eden Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Seramik Bölümü Hocası Prof. S. Sibel Sevim, Trilyeli olduğunu, ilkokulu Trilye’de Taş Mektep’te okuduğunu ve akademik kariyerinin son döneminde buraya yerleşip, turizm ve kültür amaçlı dünya çapında atölyeler düzenlemek istediğini anlattı.
Hayri Başkan kısa ve net cevap verdi; ‘Eğer Mudanya’ya katma değer katacak bir projeniz varsa tam yerine geldiniz. Projelerinizi anlatın, kaynaklarını bulun, yol haritanızı belirleyin, bakalım ve yapalım’ dedi.
Çaylar içildikten sonra gösteri başlayacak anonsu ile birlikte sahneye doğru gittik ve sandalyede oturanları rahatsız etmeden, protokol gereği duymadan programı sonuna kadar ayakta izledik.
Sahneye ilk çıkan bir ip cambazını takdim ederken 67 yaşında dediler. Yahu otobüse binse Kundakçı’nın buyur amca diye yer vereceği adam ne yapacaktı?
O adam ipin üzerine çıkıp olmadık işler yapmaya başlayınca dilim tutuldu. Muhteşem bir ip cambazlığı gösterisini 5 yaşlarında torununun şovu ile taçlandırması çok güzel oldu.
Ardından bizim orta oyunu tarzında bir madrabaz gösterisi ve ateşle oynayan adamı izledik.
Gösteri grubunun Azerbaycan’dan geldiğini öğrenince içim burkuldu. Şimdiki nesil bilmez ama bizde bayramlarda her şehirde kurulan orta oyunu gösteri çadırları ve ip cambazları kalmamış, onu bile ithal edecek haldeyiz. Bizim panayırlarda sadece penaltı, halka ve tüfek atışlı kumardan başka bir şey kalmadı.
Bu anlamlı ve güzel iftar programı için Mudanya Belediyesi’ne ve Hayri Başkan’a teşekkür ettik.
Unutulmaz bir iftarın ardından Bursa’ya dönerken, Ramazan’ın son diliminde hangi sokak iftarına katılalım diye kafa yormaya başladık.
