Mehmet ÇETİNKAYA

İşte Sevgili Başkan Tatlıoğlu önceki gün gazetemize konuk oldu. Gelişindeki asıl amaç yarın sabah Orhaneli Sadağı Kanyonu'ndaki basın toplantısına davetti. 13 yıllık icraatlarını Osmanlı çadırı içinde anlatacak olan Tatlıoğlu'nu yakalamışken biz de kendisine genel, yerel siyaset ve Orhaneli üzerine sorularımızı yönelttik ve güzel bir röportajı sayfalarımıza taşıdık.

Ak Partinin 3.Olağanüstü Genel Kurulu'ndan 15 Temmuz’la ilgili nasıl bir mesaj aldınız, Nasıldı Ankara'da havalar?

Ankara’yı bu gidişimde gençlik yıllarıma benzettim. Bazı toplantılar olur ve heyecan pik noktası yapardı ya işte Ankara’da ilk defa bu heyecanı ve pik noktasını gördüm. Anladım ki Tayyip Bey seviliyor. Adı geçince salonlar çınlıyor. Bu memlekettin kaderi Tayyip Bey'le çizilmiş diye düşünüyorum. Bu son kongrede yeniden başa geçmesi artık bundan sonrasını dizayn etmek için kervanın doğru yürümesi için belli insanların yetiştirmek üzere ki kendi söylemiyle gençliğe çok önem verdi. Her yerde genç olacak. Bundan sonra gelecek kadroları yetiştirmek üzere bir süreç olduğunu düşünüyorum. 15 Temmuz vurgusunu çok iyi yaptılar. 15 Temmuz hakikaten şahsım olarak da bizim partimize veya Recep Tayyip Erdoğan’ın kimliğine şahsına değil Türkiye Cumhuriyeti’nin devletini yok etmek üzere yapılmış bir darbe olarak ben algılıyorum. Bütün arkadaşlarıma da söylüyorum bu konuda da hem fikiriz. çünkü başka hiçbir Türk çocuğu kendi uçağına binip de Meclis'i bombalamaz. Bu tamamen beyin yıkayarak dış güçlerin oyunudur. FETÖ’nün gücü de yetmez aklı da ermez buna.  FETÖ'yü de kullanmışlar maşa olarak. Hani karınca misali demişler ya ağzındaki suyu nereye götürüyorsun? Hz. İbrahim’in ateşini söndürmeye... O suyla o ateş sönmez ki

Tarafımı da mı belli etmez demiş

Herkes tarafını ayırdı tarafını ayırmayanlar var ise bunları da partinin içinden belediyelerden, milletvekillerinden, kurumlardan nereden gerekiyorsa atmak lazım ayırmak.  

Çünkü bunlardan hayır gelmez bunlar ikinci bir defa, hani meşe kömürü yakmışsınızdır yakarsınız ıslarsınız soğutursunuz ihtiyaç olunca yeniden tutuşturursunuz onu yeniden köz haline gelir. Bunları yeniden tutuşturunca köz haline gelebilecek cinsten tehlikelidirler yani bunları ayırtmak lazım bunun için temizlenecek gibi geldi bana.  Gelen mesaj  içimizi dışımızı temizlenecek. Zaten temizlenmesi de gerekiyor.

AK Parti'de 3 dönem kuralı var. Sizinde 3. dönem doluyor. Siyasette bir başka bir plan var mı şimdiden Sayın Tatlıoğlu?

Ben 1975 yılından beri siyaset yapıyorum Hayatım boyunca hiçbir göreve talip olmadım. Bize dediler ki gel Orhaneli'de belediye başkanı ol. Bizde olur dedik.  2. dönem dediler ki 1 dönem daha devam et dediler, devam ettik.  3. dönemde bizi isteyen arkadaşlarımız ağabeylerimiz büyüklerimiz dediler ki 1 dönemin daha olsun. Yani, milletvekili olmak istiyorum veya bakan olmak istiyorum gibi bir talebim olmadı. Derler ki şurasını düşünüyor musun girer mücadelemi ederim.

Orhaneli’de 'hayata geçiremedim' dediğiniz bir proje var mı?

Yok gibi,  Orhaneli gibi küçük bir yerler de siyaset sert olur. Hep şunu istemiştim içimden çeşitli siyasi düşüncelere rağmen insanlar bir arada oturup tartışabilmeli, bu kültüre yetişebilmemiz lazım. Bu kültürü olgunlaştırmamız lazım. Elhamdülillah ben Orhaneli de o kültürü olgunlaştırdım. Yaptığım en büyük hizmettir. Orhaneli’ye hastane postane yol hepsi bundan sonra geliyor. 15 Temmuz günü Orhaneli’de festivalimiz vardı kalkışma oluyor dedikten sonra Cumhurbaşkanımız  3G'de "Bütün insanlar meydana toplansın" dediği zaman ilk meydan toplantısını ben yaptım. çünkü festival hazırlıklarımız vardı anons ettim hemen Orhaneli’nin içerisinde 15-20 dakikada  5 bin kişi toplandı sonra camiden anons ettik camiden anons ettikten sonra yürüyüşe geçtik yürüyüş devam ederken 15 bin kişi olduk. Ben bunun için kendimle ne kadar gurur duysam azdır.  İnsanları davet ettiğin zaman gelir. Hatta şunları duydum ben. "Bu Reisin sesi Reis çağırıyorsa bir şey vardır."

 

Türkmen Beyliği Genel Başkanlığı size ve Orhaneli’ye ne kattı nasıl gidiyor bu konudaki çalışmalar?

Ben hep son ana kadar Orhaneli ve Bursa’dan mümkün olduğu kadar saklı tuttum bu konuyu. Sebebi hep yanlış anlaşılır diye düşündüm. Sanki bu çıkışım bir yere aday olmak için diye düşünülür zannettim. Bu da beni üzerdi belli bir zemin oluşturduktan sonra en son Bursa’da açıkladım. Şimdi, Bursa Türkiye Yörük Türkmen Birliği'nin merkezi şu an 56 ilde teşkilatlanmış durumda. Bakanlar Kurulu kararı ile ve Cumhurbaşkanı, Başbakan imzası ile kurulmuş bir birliğin merkezi Bursa. Orhaneli belediye başkanı olarak da Orhaneli gibi bir yerin belediye başkanlığından buraya gelebilmek hakikaten önemli benim için. ama 81 ili 3 defa turladık 10 defa gittiğimiz iller oldu ama bir şeyi başardık bu ülke de bayrağını vatanını milletini seven insanları bir arada toplayıp çeşitli siyasi parti farklılıklarına rağmen çeşitli etnik gruplara rağmen çeşitli mezhepsel farklılıklara rağmen hepsini bir çatı altında toplayabildik.

Sizi sizden dinleyecek olursak neler söylersiniz?

Şöyle söyleyeyim bir Tatlıoğlu ailesi var. Bu ailenin belli düsturları var. Bu aile yalan söylemez, bu ailenin yetiştiriliş farkı vardır. Bu aile dürüsttür, namusludur şereflidir hiç kimseye yalan söylemez ve çok fazla dünyaya tamah etmez çok paraya tamah etmez. insan ilişkilerine önem verir. İnsanlara önem verir. Çünkü insanlar eşrefi mahlûkattır. Yaradılanların en şereflisidir. Hava atmasını bilmeyen sevmeyen insanlarız biz. Böyle mütevazi bir aileyiz. Allahın garip kullarıyız işte... Doğrular üzerinde yürümeye çalışıyoruz. Öğrendiğimiz kadar düzgün işler yapmaya gayret ediyoruz Rabbim yardımcı olsun hepimize.

Öyle bir anı ki!

Unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz?

Yeni belediye başkanı olduğum da bütün muhtarları toplayıp demiştim ki bu ilçe de üniversiteyi okuyamama sebebi para olmasın yani ekonomik şartlar yüzünden okula gidemedim diyen insan olursa benim yüreğim acır çok da gücüme gider. Köylerimizden biri erkek diğeri kız üniversite sınavına girmişler ve Ankara Üniversitesi ile Afyon Kocatepe üniversitesini kazanmışlar. Ama gidebilecek paraları yok. Muhtar annesini alıp bana getirdi. 2 tane zeki çocuk babası yok, dünya malı yok bu varlıklı insanların üstünde imtihandır borçtur aslında bu bana denk geldi ben bu çocukları benim talebeler üzerindeki projelerimi yoğunlaştırdı o zamanlar belediyeler burs verebiliyordu hemen burs programı başlattım belediyeden o zamanlar 60’a yakın talebeye burs verdim. Biz okuttuk bu gençleri. 4 sene sonra ikisi birden mezun olmuşlar kaymak şeker almışlar ikisi beraber belediyeye geldiler, el ele girdiler bende birden tanıyamadım. Dediler ki başkanım şu köyden gelmiştik ya... Biz onlarız işte diplomalarımızı getirdik. dediler. Beni hayatım boyunca unutmadığım unutamayacağım bir andır. Yaptığımız en güzel işlerdendir bu talebelerin okuyabilmesi için elimden gelen her şeyi severek yapıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi'ne de o günden beri tepkim vardır. Anayasa Mahkemesi ile bu belediyelerin talebelere burs verme işini kaldırttılar.  k partili belediyeler burs veriyor bunlar yönlü Oluyor falan üniversite yaşına gelmiş hiçbir çocuğu 3 krş para veriliyor diye fikrini satın alamazsınız bırakın karşı fikirden de olsa hangi fikirden olursa olsun gençlerimiz okuyabilmeli bana göre. okuyan insanlar daha iyi birbiriyle otururlar konuşurlar. Şimdi o okuyan iki kardeşimiz de iş sahibi yani ney bunun üstüne çıkabilir ki hangi icraat bunun üstüne çıkabilir ki bu anımı o yüzden hiç unutamam.

Göçü tersine çevirecek proje

Orhaneli'nin ve dağ yöresinin makus talihini yenecek mermer OSB çalışmaları ve yatırım durumu ne durumdadır Sayın Başkan.

Yapılan araştırmalar sonrasından 500 milyar dolarlık mermer rezervi bulundu. 61 girişimcinin yatırım taahhüttü var. Bin yıl yetecek Türkiye Cumhuriyeti'nin dış ve iç borcunu kapatacak kadar bir rezerv. 2023 vizyonunda 500 milyar dolar dış ihracatı hedefi konulmuştu. O imkan şu anda bizde var. Gemlik Körfezi yakın olduğu için Afyonkarahisar, Konya, Kütahya ve Türkiye'nin başka illerinden gelerek fabrika yeri almak için müracaat edenler bizi sevindiriyor. Türkiye'den İtalya'ya 1 liraya kütük olarak gönderiyoruz mermeri, İtalya bunu biçiyor ve 'İtalyan mermeri' diye bize 20 liraya satıyor. Biz de dedik ki 'Bu katma değer ülkemizde kalsın, iş adamımızda kalsın', dolayısıyla ithalat yapıp da dışarıya çok büyük paralar vermeyelim. Bu yönden bakınca hakikaten konuyla ilgili Türkiye'nin ekonomisi açısından ciddi katkılar sunacağına inanıyorum. Burada 7 bin civarında işçi çalışacak. Bir aile olarak düşünüp, ortalama 5'le çarparsak 35 bin kişi. Yani göçü tersine çevireceğiz artık.