Gökçe ÇALIŞCİ/Elif ASLAN

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu ile Bursa Büyükşehir Belediyesinin ‘Herkes kendi şehrinin bir günlük turisti olsun’  projesi basına tanıtıldı. Bursa Turizm Platformu Koordinatörü olan TÜRSAB Güney Marmara Başkanı Murat Saraçoğlu, “Yaşadığımız şehri ne kadar tanıyoruz? sorusuyla yola çıkaraktan bu projeyi başlattık” diye konuştu.  Tarım ve sanayi kimliği ile ön plana çıkan Bursa, son yıllarda rotasını turizme çevirmek istiyor. Proje kapsamında Muradiye Külliyesi, Uluumay Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takıları Müzesi, Umurbey İpek Üretim ve Tasarım merkezi katılımcılara tanıtıldı. İkinci rota ise Bursa’nın kayıp ilçesi İznik oldu. İznik’te, Sualtı Bazilikası (Aziz Neophytos), Ayasofya Orhan Cami ve Yeşil Camii, Çini Atölyesi gezileri düzenlendi.

TARİHİN KALBİ BURSA’DA ATAR’

‘Tarihin kalbi Bursa’da atar altında 70 bin evliya yatar.’ Osmanlı döneminde, padişahlara, evliyalara, yıllarca başkent olan şehirde ilk rota Muradiye Külliyesi oldu. Sultan II. Murad'ın Bursa'da 1425-1426 yıllarında yaptırdığı Külliye bulunduğu semte de ismini verir. Külliye içinde II. Murad'ın tek başına yattığı türbe dışında sultan eşlerine ait 4, şehzadelere ait 4 türbe yaptırılmıştır. Hanedan üyesi olmayan saray mensuplarının defnedildiği açık türbede mevcuttur. Açık türbeden biri Ebe (Gülbahar) Hatun Türbesidir. Sultan Mehmet’in doğumunu Sultan Murad Han’a müjdeleyen ebedir. Sultan Mehmet ‘dile benden ne dilersen’ der, Gülbahar Hatun ise dünyalık bir dileğinin olmadığını hakkın rahmetine kavuştuğunda Sultan Mehmet’e yakın bir yere gömülmek istediğini söyler. Sultan bu sözü hiç unutmaz, kendi vefat ettikten sonra da Ebe Gülbahar vefat edince kabrini kendine yakın bir yere defnettirir.

HER KIYAFETİN BİR HİKAYESİ VAR

Şair Ahmet Paşa Medresesi; Şair Ahmet Paşa, 1453 de Fatih Sultan Mehmet ile İstanbul’un fethinde Fatih’in yanında bulunan en yakın arkadaşı ve vezirlerinden biridir.  Şair ve ince ruhlu olduğu için o kadar yıllık arkadaşlıktan sonra Fatih Sultan Mehmet’ in zevcelerinden birine gönlü kayar, sonrasında Fatih Sultan Mehmet Ahmet Paşa‘yı 7 kule zindanlarına atar. Ahmet Paşa zindanda ölümü beklerken 44 beyitlik bir redif hazırlar, bunu Fatih’e sunarak kendini affettirir. Fatih Sultan Mehmet ise onu Bursa’ya gönderir. Ahmet Paşa Bursa’da medrese inşa ettirir ve önemli insanların yetişmesine öncülük eder. Şair Ahmet Paşa medresesi; 1997 yılında 60 yıllık toplamaları ile vakıflar tarafından Esat Uluumaya tahsis edildi. Osmanlı imparatorluğu dâhilinde yaşamış din adamlarının bulunduğu ve halkın kıyafetleri bulunmaktadır. Osmanlı zamanından bu yana toplanmış en büyük koleksiyon Esat Uluumay’ın 60 yıllık birikimi ile Şair Ahmet Paşa Medresesi’nde sergilenmekte. Her kıyafetin bir hikâyesi olan koleksiyon, kitap haline getirilmeyi beklemekte. Bursa İpeğinin tarihini en ince ayrıntıları Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi’n de ziyaretçilere  tanıtıldı. Tasarım merkezi, kozanın ipeğe dönüştüğü ve yeni trend olan görmek dokunmak ve deneyimlemeyi en güzel hissettirebilen yerlerden birisi. Dağlardan toplanan ve özel otlarla yapıla süpürgesi ile kozayı ipeğe döndüren atölye de İpek ve ipekli ürünlerin sergilendiği teşhir alanı, ipek halı ve ipekli kumaşların dokunduğu dokuma atölyeleri, çözgü ve büküm atölyesi, kütüphane ile ipeğe hayat veren desenlerin çalışıldığı tasarım atölyesi katılımcılar tarafından oldukça beğenildi.

SESSİZ ŞEHİR İZNİK

Türkiye’nin asude şehri Bursa; Tarihi kültürüyle manevi özellikleri ve doğal güzellikleri ile her şeyi bulabileceğiniz nadide şehirdir. Helenler tarafından kurulmuş olan sessiz şehir İznik, Bursa’dan önce kurulmuş ve ilk şehir olma özelliğini taşıyarak tarih boyunca kitaplarda adından sıkça söz ettirmiştir. İznik, şehrin eski adı olan Nikea 'dan gelmektedir. Dönemde yaygın bir dönüştürme kuralına göre Yunanca adın önüne 'sur içinde' anlamında olan is eki getirilerek İsnikea adını almıştır. En verimli zeytin İznik’te yetişmektedir. Tarihin köklerini verdiği bölge de zeytin ağaçları da köklerini 1500 lü yıllara uzatmakta. Bunlardan biri Göllüce’de bulunan ve 1500 yaşında olan zeytin ağacıdır. Ağaçtan çıkan yağ ilaç niyetine satılmakta ve litresi 1000 TL ye satılmakta.  Zeytincilik İznik’te ikinci planda kalmaya başladı, yerini yaban mersini ve kiviye bıraktı. 

GÖLDE YATAN LEZZET ‘YAYIN BALIĞI’

İznik gölü; Türkiye’nin 5. Marmara bölgesinin ise en büyük gölü olma özelliğini taşıyor. Gölün yüzölçümü 300 kilometrekare en derin yeri ise 65 metre. Gölde bölgenin meşhur ve kılçıksız balıklarından yayın gümüş ve göl balıkları bulunmakta. Bu kadar güzellik beraberinde sorunları da getiriyor, Kirmas çayından beslenen İznik Gölü 1990 yılında Sit Alanı ilan edilmiştir. Göl, tarım alanları ve zeytinliklerle çevrilidir. Tarım alanları için gölden su alınmaktadır. Tam kesinleşmemiş olsa da gölde yaşanan çekilmelerin nedeni ise fabrikalara bağlanmaktadır.

‘FATURADAN YANA SIKINTIMIZ VAR’

İznik’e değer katan bir diğer tarihi özellik ise gölde bulunan Aziz Neophytos Bazilikası; Amerikan Arkeoloji Enstitüsünce 2014 yılında dünya çapındaki önemli 10 keşiften biri seçilen 1500 yıllık bazilika hakkında BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin önemli bilgiler paylaştı. Kazının bilimsel danışmanı BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, “ Henüz kazı mevsimi başlamadı. 18 Temmuz’da başlayacak, Burada su altı kazıları yapıyoruz. Gölde 1,5 metre çekilme var, biz bunu iklim değişikliğine bağlamak istiyoruz, ne kadar doğru bilemeyiz.” dedi. 100 yılın keşifleri arasına giren göl için çalışmalar yaptığını söyleyen Şahin, “UNESCO’ya sokmak için çalışma başlatmıştık ama değer görmedi. Bir diğer sorunumuz ise elektrik; günde sekiz saat çalışıyoruz ve faturadan yana sıkıntılarımız var, tarihi bir amaç için çaba sarf ediyoruz bur dan da sesimizi duyurmak istiyoruz, çalışmaların devamlılığı verimliliği açısından sponsora ihtiyacımız var” diye konuştu.