Masada 'stres' var

Stres, Doruk Tıp Merkezi doktorlarınca masaya yatırıldı. Uz.Dr. Fulden Küçük ile Psikiyatri Uzmanı Dr. Nuran Şen ve psikologlar Nergis Öksüz, Büşra Keyik, İremnur Acon Ergü’den oluşan isimler stresin basit bir sinir hastalığı gibi görülmemesi gerektiğini, ihmal edilmesinin insanı ölüme kadar bile götürebileceğini vurguladı. 

 

 

 

 

"Stres vücudumuzun çeşitli sinyallere karşı tepkisidir. Bu uygun ve etkin dozlu olduğu zaman iyi sonuçlar çıkıyor eğer kontrol edilemezse psikolojik hastalıklar hatta ölümle bile sonuçlanabilir. Stres aslında zararlı bir olay değildir, vücudumuzun istediği bir reaksiyondur. Hatta hafızayı güçlendirdiği zihinsel aktiviteyi arttırdığı görülür." 

 

 

 

 

"Stres sağlığı nasıl bozuyor? Beyin bir tehdit algıladığında, vücut stres hormonları salgılıyor. Gripten kansere kadar birçok hastalığın nedeni stres… Aynı zamanda kaza riskini artırarak ölüm riski oluşturuyor. Stres aynı zamanda kan şekerini yükselterek diyabet, duygu bozuklukları gibi rahatsızlıklara yol açar. Kronik baş ağrısı, migren problemlerine de neden olabiliyor. Stresli insanlarla beraber olmak yerine daha çok pozitif insanlarla paylaşım içinde olmak strese iyi gelecektir. Ve tabii ki plansız yaşamamak, zamanı iyi kullanmak stresimizi oldukça azaltacaktır. Anı yaşamaya bakın."

 

 

 

"Bütün canlılarda stres ortaktır. Trafik sıkışıklığı, hasta birini beklemek bunlara örnektir. Fakat stres aynı zamanda özneldir ve herkeste aynı etkiyi vermez; kimi bu stresi hissederken kimileri bundan zevk alabilir bu yüzden standart bir durum değil. Stres karşısında kullandığımız en temel şey kaçmaktır, bütün canlıların stres altında kaçtığı gözlemlenmiştir, bu bir his reaksiyonudur. Stresin azalması değil yok olmasını istiyorlar çünkü kimse baş etmek istemiyor. Stresle eğer kötü bağlandıysanız ilişkilerinize kötü etki eder. Stresin yönetilebilir olduğuna, geçilebilir olduğuna inanmıyoruz. Stres belirtileri alkol almak, sinirlenip ortamı terk etmek, alışverişe çıkmak… Bunlar stresin getirdiği olaylar. Stressiz bir hayat mümkün değil, stresle baş etmeyi denemek zorundayız." 

 

 

 

 

"Sadece yetişkinler değil, çocuklar da strese girer, üstelik başa çıkamadıkları için yıkıcı bir dönem olabilir. Eğer çocuğunuz okula başlama sürecindeyse, aile içinde boşanma varsa çocuk strese girebiliyor. Peki, çocuğun strese girdiğini nasıl anlayabiliriz? Çocuk saldırganlık, tırnak yeme gibi hareketler sergiliyorsa bu çocuğumuzun strese girdiğini haber veriyor. Öyle bir zamanda çocuğun yanında olmak gerekiyor. Bu yüzden çocukları iyi gözlemlememiz, ilgili alakalı olmamız lazım. Peki yetişkinlikte bizi neler strese sokabilir; mesela iş bulma, ebeveyn olma, evlilik ve diğer insanlarla olan ilişkilerimiz strese girme sebebimiz olabilir. Genel olarak baktığımızda doğumdan ölüme kadar olan zamanda birçok gelişigüzel değişim meydana geliyor, bunlara uyum sağlamaya çalışırsak stres faktörümüz biraz daha azalacaktır. Eğer başa çıkamazsak bir uzmandan yardım almak faydalı olacaktır."

 

 

 

"Yetişkinlerin hayatının büyük bölümü işyerlerinde geçmekte… Günümüz iş hayatında, sadece Türkiye’de değil, her yerde görünen ekonomik faaliyetlerin azalması, çalışma saatlerinin belli olmaması, işsizlik korkusu gibi faktörler bizi strese sokan sebepler… Peki, stresin iş hayatında belirtileri nelerdir? Gelecek kaygısı, hata yapma korkusu, kendine güvensizlik, sağlık problemleri, performans düşüklüğü ve dayanışmanın azalması gibi sonuçlar gelebilir. Cinsiyete göre strese bakacak olursak kadınlarda işyeri stresi daha çok çöküntü halindeyken erkeklere bakarsak daha gergin, saldırgan ve daha sinirli olduğu görülür. İşyeri stresiyle başa çıkmak için öncelikle güne planlı başlamalıyız. Uyku çok önemli, uykumuzu almak bizi psikolojik olarak daha sağlıklı kılar, eğer uykumuzu almazsak olaylara bakış açımızın daha negatif olduğu görülüyor. Herkesin kafasını dinleyebileceği bir ortamın varlığını kabul etmek ve buna olanak sağlamak gerekir. Endişeli ve olumsuz insanlardan uzak durmayı bilmeliyiz. Eğer böyle insanlarla çok fazla zaman geçirirseniz sizin de bu yönde eğiliminiz olabilir, bir de kendi kendinize negatif konuşmalardan çekinin, ‘bunun için çok yaşlıyım, bunu ben yapamam’ gibi konuşmalardan kaçının ve sadece bir işe odaklanın."