Kurumsal ve Bireysel Kişisel Gelişim Danışmanı Müge Çevik, depresyon rahatsızlığının hakkında bilgiler verdi.
Haber Giriş Tarihi: 02.02.2019 13:38
Haber Güncellenme Tarihi: 02.02.2019 13:38
Kaynak: Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Günümüzde her türlü isteksizlik, amaçsızlık ve motivasyonsuzluğun karşılığı gibi kullanılan depresyon, kendini farklı şekillerde gösteren, bir uzman tarafından ele alınması gereken psikolojik bir rahatsızlıktır. Bireylerde bu rahatsızlığın olmaması ise o kişinin mutlu olduğu anlamına gelmez. Bu farkındalıkla depresyonun mutluluğun zıddı olmadığını söyleyen Kurumsal ve Bireysel Kişisel Gelişim Danışmanı Müge Çevik, öğrenilebilir, geliştirilebilir bir tutum olarak da bir mutluluk içinde mutsuzluğun olmayacağını söylemenin doğru olmadığının altını çizdi. Bu rahatsızlık bireylerde gözlemlenmese dahi günümüzün getirdiklerinden dolayı mutsuzluk oranı hızla artıyor. Yapılan araştırmalar da bunu destekler nitelikte. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2017 yılı yaşam memnuniyeti araştırmasının sonuçlarına göre; mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı 2016 yılında yüzde 61.3 iken 2017 yılında yüzde 58’e düştü. Mutsuz olduğunu beyan eden bireylerin oranı ise yüzde 10.4’ten yüzde 11.1’e yükseldi.
DEPRESYONDA OLMAYAN HERKES MUTLU DEĞİLDİR
Bu farkındalıkla kişinin yaşamda başına gelen olumsuz bir olaydan sonra 3 farklı şekilde yaşama bağlanmaya çalıştığını söyleyen Kurumsal ve Bireysel Kişisel Gelişim Danışmanı Müge Çevik, bireyin öyle bir durumda; o duruma adapte olarak yaşamaya çalıştığını, olumsuzluğu telefi etmeye çalıştığını ya da yaşadığı her ne ise onu bir öğrenme olarak görüp hayata devam etmeye çalıştığını söyledi. Çevik, “Aslında kişinin yaşadığı olumsuz şeyden sonra iflas, boşanma, bir yakının kaybı gibi, duygusal olarak yeniden ayağa kalkması ve bir öğrenme ile çıkması ile yaşama olumluluk ya da karamsarlık perspektifinden bakmasına bağlıdır. Yapılan bir araştırmaya göre böylesine bir travma yaşayanların 3’te 2’si depresyona girmiş, yaşamlarına bir süre depresyon hakim olmuştur. Depresyona girmeyenlerin 3’te biri ise pozitif bakış açısına sahip olduğu tespit edilmiştir. Pozitif bakış açısına sahip olmak ise, yaşamda her şeyin herkes için ve gelip geçici olduğuna inanmak üzerine kurguludur. Özetle, depresyonda olmayan herkes mutlu değildir. Ancak anlattığım anlamda mutluluğu öğrenenler için depresyon yaşamak söz konusu bile değildir. Çünkü yaşama duygusal yılmazlık ile yaklaşıp olumlu bir perspektifi benimseyenler başlarına gelen acı olaylardan güçlenerek, öğrenerek çıkmayı öğrenmiş olanlardır” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Çağın hastalığı; depresyon
Kurumsal ve Bireysel Kişisel Gelişim Danışmanı Müge Çevik, depresyon rahatsızlığının hakkında bilgiler verdi.
Günümüzde her türlü isteksizlik, amaçsızlık ve motivasyonsuzluğun karşılığı gibi kullanılan depresyon, kendini farklı şekillerde gösteren, bir uzman tarafından ele alınması gereken psikolojik bir rahatsızlıktır. Bireylerde bu rahatsızlığın olmaması ise o kişinin mutlu olduğu anlamına gelmez. Bu farkındalıkla depresyonun mutluluğun zıddı olmadığını söyleyen Kurumsal ve Bireysel Kişisel Gelişim Danışmanı Müge Çevik, öğrenilebilir, geliştirilebilir bir tutum olarak da bir mutluluk içinde mutsuzluğun olmayacağını söylemenin doğru olmadığının altını çizdi. Bu rahatsızlık bireylerde gözlemlenmese dahi günümüzün getirdiklerinden dolayı mutsuzluk oranı hızla artıyor. Yapılan araştırmalar da bunu destekler nitelikte. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2017 yılı yaşam memnuniyeti araştırmasının sonuçlarına göre; mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı 2016 yılında yüzde 61.3 iken 2017 yılında yüzde 58’e düştü. Mutsuz olduğunu beyan eden bireylerin oranı ise yüzde 10.4’ten yüzde 11.1’e yükseldi.
DEPRESYONDA OLMAYAN HERKES MUTLU DEĞİLDİR
Bu farkındalıkla kişinin yaşamda başına gelen olumsuz bir olaydan sonra 3 farklı şekilde yaşama bağlanmaya çalıştığını söyleyen Kurumsal ve Bireysel Kişisel Gelişim Danışmanı Müge Çevik, bireyin öyle bir durumda; o duruma adapte olarak yaşamaya çalıştığını, olumsuzluğu telefi etmeye çalıştığını ya da yaşadığı her ne ise onu bir öğrenme olarak görüp hayata devam etmeye çalıştığını söyledi. Çevik, “Aslında kişinin yaşadığı olumsuz şeyden sonra iflas, boşanma, bir yakının kaybı gibi, duygusal olarak yeniden ayağa kalkması ve bir öğrenme ile çıkması ile yaşama olumluluk ya da karamsarlık perspektifinden bakmasına bağlıdır. Yapılan bir araştırmaya göre böylesine bir travma yaşayanların 3’te 2’si depresyona girmiş, yaşamlarına bir süre depresyon hakim olmuştur. Depresyona girmeyenlerin 3’te biri ise pozitif bakış açısına sahip olduğu tespit edilmiştir. Pozitif bakış açısına sahip olmak ise, yaşamda her şeyin herkes için ve gelip geçici olduğuna inanmak üzerine kurguludur. Özetle, depresyonda olmayan herkes mutlu değildir. Ancak anlattığım anlamda mutluluğu öğrenenler için depresyon yaşamak söz konusu bile değildir. Çünkü yaşama duygusal yılmazlık ile yaklaşıp olumlu bir perspektifi benimseyenler başlarına gelen acı olaylardan güçlenerek, öğrenerek çıkmayı öğrenmiş olanlardır” dedi.
En Çok Okunan Haberler