Sağlıklı insanlar için ruh ve beden sağlığını koruyarak vücudun toksinlerden arınmasını sağlayan oruç ibadetinin kalp ve damar hastalığı olanlar için olumlu ve olumsuz sonuçlarını değerlendiren Uzman Kardiyolog Dr. Levent Saraç, kalp ve damar hastalarının oruç tutup veya tutamayacağı hakkında bir genelleme yapmanın doğru olmadığını belirtti. Her hastanın; hastalık tipi, şiddeti, tedaviye cevabı, eşlik eden diğer hastalıklarının farklılık gösterdiğini söyleyen Dr. Saraç, “Hasta hekimine kulak verip, kalp ve damar sağlığını göz önünde bulundurarak oruç tutmalı. Oruç tutması uygun görülen kalp hastaları kullanılan ilaçlara ara vermeden devam edip, iftar ve sahurda doğru beslenerek, tavsiyelerine göre hareket etmeleriyle güvenle oruç tutabilirler” dedi.

AW867587_02

Oruç tutmadan önce durum değerlendirilmesi yapılmalı

Kalp ve damar hastalarının oruç tutarken dikkat etmeleri gereken noktalara da değinen Dr. Saraç, “Kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda en önemli husus, oruç tutmadan önce hastanın durumunun bir kardiyolog tarafından değerlendirilmesidir. Bu hastaların kullandığı ilaçların genellikle düzenli olarak kullanılması gerekmektedir. İlaç alma sırasının bozulup bozulmadığı dikkate alınmalıdır” uyarısında bulundu.

“İlaç tedavisi için gerekli düzenlemeler Ramazan öncesi yapılmalı”

Kalp hastalarının Ramazan ayında ilaç tedavisini nasıl sürdürmesi gerektiğini anlatan Saraç, “Ramazan ayında kalp hastalarının en önemli sorunlarından biri de ilaçlarını hangi sıra ile alacaklarını belirleyememeleridir. Hekimler ilacın etki süresini hesaba katarak ayarlamalar yapılabilir. Günde bir kez ilaç alan hastalarda tedavi, doz sahur veya iftar olarak değiştirilerek ayarlanabilir. Ancak hastaların ilaçlarını her gün aynı saatte almaları önemlidir. Aspirin dışında antikoagülanlar ve antiplatelet ajanlar kullanırken dikkatli olunmalıdır. Ramazan öncesi oruç tutan hastalarda doz ayarlaması veya değişikliği gerekebilir. Hastaları riske atmamak için Ramazan’dan 24 saat önce aktif ilaçlara geçmek mantıklıdır. İlacı günde bir defadan fazla alan hastalar, mümkün olduğunca yavaş salımlı ilaçlar kullanmalıdır. Bu mümkün değilse ilacın yarı ömrü dikkate alınarak iftar ve sahur dozu ayarlanmalıdır. Açlık ve tokluğun ilaç emilimini etkilediği unutulmamalıdır. Bu nedenle, dozlamanın önerildiği zaman aralığı belirlenirken bu dikkate alınmalıdır. Ayrıca etkileşime giren ilaçlar ayrı öğünlerde almalıdır” şeklinde konuştu.

Beyin ölümü gerçekleşen hasta 6 kişiye umut oldu Beyin ölümü gerçekleşen hasta 6 kişiye umut oldu

İHA

Editör: Ulas Girgin