Köle ticaretine dair acı gerçekleri öğrendiğinizde yüreğiniz parçalanacak. Kimisi bir ürün gibi kızgın demirle damgalandı kimisi ise yük olduğu için deniz döküldü. İşte tarihin kara lekesi köle ticareti...
Haber Giriş Tarihi: 29.06.2023 00:10
Haber Güncellenme Tarihi: 28.06.2023 00:30
Kaynak:
Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
GÖKÇE ÇALIŞCİ
Kendilerini uygar bir toplum olarak tanıtan Batılı köle tüccarları 12.5 milyon kadın, erkek ve çocuğu Afrika kıyılarındaki transatlantik köle gemilerine bindirerek pazarlarda satmak ve ceplerini parayla doldurmak için pazarların yolunu tuttu. 1500'ler ile 1860'lar arasında köle tüccarları sadece köle ticaretine yatırım yaptı. Gemiye bindirilen tutsaklar isyan çıkardı. Bu isyanlar o kadar ses getirdi ki, tüccarlar isyanlarla başa çıkmakta zorlandı ve denizci sayısını artırmak zorunda kaldı. Denizci sayısı arttıkça maliyetler de yükseldi bu yüzden denize açılan köle gemileri azaldı.
1700'lerin sonunda ise birçok ülke köle ticaretini yasakladı. 1830'da Avrupa ve Amerika'daki köle ticareti yapan ülkeler ulusal yasaları aracılığıyla köle ticaretini yasakladı.
Brezilya ve İspanya her ne kadar bu durumu benimsemese de isteksiz bir şekilde durumu kabullenmek zorunda kaldı.
Literatürde bu safha “middle passage”, “orta geçit” olarak adlandırıldı. Toplanan köleler nakliyeyi yapacak şirket tarafından satın alındığında, göğüslerine şirketin markası kızgın bir demirle mühürlenirdi.
Gemiyi bindiklerinde çırılçıplak soyulurlardı. Bu ahlak ve insanlık dışı hareketin sebebini ise hijyen ve sağlık açısından garanti tek yol olarak savunurlardı.
Köleler zayıf görünmesin diye günde 2 öğün yemek verirlerdi. Fırtınalı havalarda varış süresi uzadığı için yiyecek ve su sıkıntısı çekmemek adına çoğu köle denize atılır ve ölüme terk edilirdi. Birçok kaynakta belirtilen bilgiye göre; 1781 yılında Zong adındaki köle gemisinin kaptanı 136 köleyi denize atmıştı.
Kadın kölelerle cinsel ilişki yasak denilmesine rağmen bu kurala kesinlikle uyulmadı. Yolculuk süresince kadın kölelerin bu duruma katlanmak zorunda kaldıkları kaynaklarda belirtilmekte.
Köle ticaretini 1815 tarihinde yasaklayan Fransa, 1848’de İngiltere’yi takip ederek kendi kolonilerinde köleliği kaldırmıştır.
Dünya’da köle ticaretini ilk yasaklayan ülke Danimarka’dır.
Ticareti ilk başlatan ise 15'inci yüzyılda Portekizliler oldu.
Her ne kadar köle ticaretinin bittiği söylense de günümüzde farklı isimler adı altında resmi olmayan rakamlara göre 30 milyon insan çalıştırılmakta. En çok köle bulunan ülkelerin başında Hindistan, Çin, Pakistan, Nijerya, Etiyopya ve Rusya gelmekte.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Köle ticaretine dair acı gerçekler
Köle ticaretine dair acı gerçekleri öğrendiğinizde yüreğiniz parçalanacak. Kimisi bir ürün gibi kızgın demirle damgalandı kimisi ise yük olduğu için deniz döküldü. İşte tarihin kara lekesi köle ticareti...
GÖKÇE ÇALIŞCİ
Kendilerini uygar bir toplum olarak tanıtan Batılı köle tüccarları 12.5 milyon kadın, erkek ve çocuğu Afrika kıyılarındaki transatlantik köle gemilerine bindirerek pazarlarda satmak ve ceplerini parayla doldurmak için pazarların yolunu tuttu. 1500'ler ile 1860'lar arasında köle tüccarları sadece köle ticaretine yatırım yaptı. Gemiye bindirilen tutsaklar isyan çıkardı. Bu isyanlar o kadar ses getirdi ki, tüccarlar isyanlarla başa çıkmakta zorlandı ve denizci sayısını artırmak zorunda kaldı. Denizci sayısı arttıkça maliyetler de yükseldi bu yüzden denize açılan köle gemileri azaldı.
1700'lerin sonunda ise birçok ülke köle ticaretini yasakladı. 1830'da Avrupa ve Amerika'daki köle ticareti yapan ülkeler ulusal yasaları aracılığıyla köle ticaretini yasakladı.
Brezilya ve İspanya her ne kadar bu durumu benimsemese de isteksiz bir şekilde durumu kabullenmek zorunda kaldı.
Literatürde bu safha “middle passage”, “orta geçit” olarak adlandırıldı. Toplanan köleler nakliyeyi yapacak şirket tarafından satın alındığında, göğüslerine şirketin markası kızgın bir demirle mühürlenirdi.
Gemiyi bindiklerinde çırılçıplak soyulurlardı. Bu ahlak ve insanlık dışı hareketin sebebini ise hijyen ve sağlık açısından garanti tek yol olarak savunurlardı.
Köleler zayıf görünmesin diye günde 2 öğün yemek verirlerdi. Fırtınalı havalarda varış süresi uzadığı için yiyecek ve su sıkıntısı çekmemek adına çoğu köle denize atılır ve ölüme terk edilirdi. Birçok kaynakta belirtilen bilgiye göre; 1781 yılında Zong adındaki köle gemisinin kaptanı 136 köleyi denize atmıştı.
Kadın kölelerle cinsel ilişki yasak denilmesine rağmen bu kurala kesinlikle uyulmadı. Yolculuk süresince kadın kölelerin bu duruma katlanmak zorunda kaldıkları kaynaklarda belirtilmekte.
Köle ticaretini 1815 tarihinde yasaklayan Fransa, 1848’de İngiltere’yi takip ederek kendi kolonilerinde köleliği kaldırmıştır.
Dünya’da köle ticaretini ilk yasaklayan ülke Danimarka’dır.
Ticareti ilk başlatan ise 15'inci yüzyılda Portekizliler oldu.
Her ne kadar köle ticaretinin bittiği söylense de günümüzde farklı isimler adı altında resmi olmayan rakamlara göre 30 milyon insan çalıştırılmakta. En çok köle bulunan ülkelerin başında Hindistan, Çin, Pakistan, Nijerya, Etiyopya ve Rusya gelmekte.
En Çok Okunan Haberler