Obezitenin sadece çok yemek yemek nedeniyle ortaya çıkan fiziksel bir sorun değil, başlı başına tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğu biliniyor. İçinde bulunduğumuz pandemi döneminde ise hali hazırda birçok sağlık sorununa zemin hazırlayan obezitenin beraberinde getirdiği hayati risk pek çok insanı korkutuyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Murat Çağ, obezite hastalarının Covid-19’a karşı çok daha savunmasız olduğu konusunda uyardı ve koronavirüs ile obezite ilişkisi hakkında önemli bilgiler verdi. Kişinin vücut kitle endeksinin (VKİ) yani boy kilo oranının 30’un üzerinde olması obezite tanısıdır, yani bu bir hastalıktır. VKİ’nin 35’in üzerinde olması ve buna infertilite, Tip 2 diyabet, solunum, eklem, kalp problemleri gibi hastalıkların eşlik etmesi cerrahi tedavi zorunluluğunu doğurmaktadır. VKİ’nin 40’ı geçmesi ise acil olarak cerrahi müdahale gerektiren bir hastalıktır. VKİ’nin 35’in üzerine çıkması dahi insan yaşamını oldukça kısaltmaktadır. Diyetisyen muayenesinde saptanan aktüel yaş ve gerçek metabolizma yaşı arasındaki fark, yaşamdan giden süredir.

SOLUNUM SİSTEMİ ZARAR GÖREBİLİR

Şişmanlık; boyunda, karında, karnın içinde ve kalpte yağ depolarının artmasından kaynaklanır. Dolayısıyla akciğerler yeterince havalanamaz ve nefes yetersiz kalır. Yürüyünce veya biraz hareket edince nefes almakta zorlanılır. Akciğerler yeterince temizlenemez ve kanı yeterince temizleyemez. Özet olarak solunum sisteminiz yetersiz çalışır, oksijenlenemezsiniz. Geceleri horlamaya sebep olur. Horlama boyundaki yağların sıkıştırması nedeniyle olmaktadır. Uyku apnesi adı verilen uykudan boğulur gibi uyanmaya sebep olan durumu nedeni de yine obezitedir. Şişmanlık hastalığı sadece bir ağırlık hastalığı değildir. Biriken yağ deposunun içinde adipokinler, sitokinler, hormonlar (östriol) üretilir. Bunlar, insanda romatizma ağrılarını oluşturur. Vücutta sürekli bir inflamasyon yani enfeksiyon, iltihap öncesi durum yaratır. Yorgunluk, bitkinlik, vücutta ödem, astım benzeri nefes yetmezliklerine zemin hazırlanır. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki; tüm bu yaşam kalitesini düşüren süreçlerden dolayı VKİ 40’ın üzerinde olan kişilerin psikolojileri tıpkı organ nakli süreci yaşamış hastalar kadar hassas olmaktadır. Obez bireyler tüm bu sorunlarla savaşırken Covid-19 da bu hayati riskin çok daha fazla artmasına neden olmaktadır. Tüm bunlara ek olarak diyabet de şişmanlık hastalığının bir sonucudur. Kalbi saran ve hücrelerin içine giren yağ şişmanlık hastalığının bir sonucudur. Obezite nedeniyle vücutta üretilen adipokinler immün süpresyon yaparlar. Bilindiği üzere sitokin fırtınası Covid-19’un öldürücü bir fazıdır. Obez bireylerin vücudunda ise sitokinler zaten fazlasıyla bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Sağlık Enstitüsü’nde yapılan araştırma sonucunda Covid-19 açısından hayati risk taşıyan gruplar şöyle sıralanmıştır:

Erkekler

65 yaş üstü

Grip hastalığında işi baştan sıkı tutun Grip hastalığında işi baştan sıkı tutun

Obezite

Kronik akciğer hastalıkları

Kalp hastalıkları

Diyabet

Aktif kemoterapi görenler

İmmunsupresif kullanan organ nakilli hastalar

Covid-19’a yakalanan obez bireylerin, kilo problemi olmayan kişilere göre ölüm riski 1.5- 3 kat arası daha fazladır. Bununla birlikte Covid-19’a yakalanıp yoğun bakıma giderlerse diğer insanlara göre entübe olma olasılığı 1.5 kat fazladır. Entübe olursa herkese uygulanabilen yüz üstü postür bu hastalara uygulanamamaktadır. Kan sulandırıcıların bu hastalara daha çok verilmesi gerekir. Çünkü ilaç dozu vücut ağırlığına göre hesaplanır. Ancak ilaç miktarı arttıkça kanama riski de artar. Dolayısıyla tedavi de zorlaşır. Tüm bu zor süreci atlatıp hayatta kalan kişilerin de çevresine olan bulaştırıcılık süresi obez olmayan insanlara göre daha uzundur. Yani obezite, kişinin yaşam kalitesini düşürerek pek çok sağlık sorununa yol açtığı gibi Covid-19’da da kişiye en zorlu süreci yaşatan insanlığın en büyük düşmanlarından biridir. Tüm bunları bilerek obeziteyi hala bir kader olarak görmek, sadece fiziksel bir sorun olarak kabul etmek, kişinin kendi ruh ve beden sağlık bütünlüğüne verdiği en büyük zarardır. (Haber Merkezi)