İznik Gölü'nün batı kıyısındaki 220 dönüm arazi üzerinde kurulacak eğitim ve kongre merkezi kendi enerjisini kendi üretecek. İznik Gölü sahiline yapılacak tesisin bütün binaları kendi enerjisini üretecek. Yüksek mimar Çelik Erengezgin'in hazırladığı proje, binaların tek katlı ve ahşap olması, organik tarım, enerji bitkisi ve enerji ormanı alanları ile kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılaması ve çevresine hiçbir atık ve zarar vermeyen yapısından dolayı dünyada ilk olma özelliği taşıyor. Yapılacak olan proje 30 bin 224 metrekare kapalı alan ve 92 bin 722 metrekare açık alana sahip olacak. Projede idari bina, toplantı ve eğitim salonları, televizyon ve sinema salonları, kütüphane, açık ve kapalı yüzme havuzları, toplam 232 yatak kapasiteli konaklama tesisleri, seralar, açık ve kapalı sosyal alanlar, teleferik, kapalı ve açık spor sahaları yer alacak. Projenin 2007 yılından bu yana gündemlerinde olduğunu belirten Erengezgin, "Bunun sebebi Marmara Boğazları Belediyeler Birliğinin kongre merkezi ihtiyacından kaynaklanıyordu. Bütün enerjisini kendisi üretebilecek. Hem ülke hem de bölge adına yararlı olabilecek bir proje olabileceği düşünülmüştü. İznik Gölü'nün mevcut suyundan, güneşten ve kullanmayı alışkanlık haline getirmediğimiz enerji kaynaklarının hepsinden istifade edebilen, enerji gideri hiç olmayan bir yerleşke peşindeyiz. Kesinlikle dünya çapında ses getirecek bir proje olması açısından son derece önemli. Çünkü şu anda bu kapsamda bu büyüklükte kendi enerjisini üretebilen bir yerleşke yok. Projeye turizm açısından bakarsak bu işi yapabilecek olan uluslararası talip firmalar da var. Burada yılın 12 ayı turizm yapılabilecek bir alan olacak çünkü spor tesislerinin olması farklı dallarda spor kulüpleri çekecektir. Ayrıca dünya üzerindeki çevre örgütleri ve kuruluşları kongrelerini burada yapmak isteyeceklerdir. Kongre merkezi ayrıca Hristiyanlar için son derece önem taşıyacak. Hristiyanlar İznik'i ikinci Kudüs olarak görüyorlar. Bu bölgeyi canlandırmak böyle bir tesisle mümkün olacaktır" şeklinde konuştu. "ENERJİSİNE SAHİP ÇIKMAYAN ÜLKESİNE DE SAHİP ÇIKAMAZ" Türkiye'nin enerji ve ekoloji politikalarından kaynaklanan dehşet verici bir enerji gideri olduğunu söyleyen Erengezgin, "Bu kadar enerji harcamaya gerek yok. Bizim güneş ve rüzgar enerjisinden mutlaka faydalanmamız lazım. Ülke olarak yıllık 80 milyar dolar olan enerji giderimizin en az 50 milyar dolarının gereksiz harcamalar olduğunu net bir şekilde biliyorum. Biz enerjisine sahip olamayan bir ülkeyiz. Enerjisine sahip olamayan ülkesine de sahip olmaz. Bu bizim kurtuluş projemiz. Bu projeyle gerçek bağımsız Türkiye'ye doğru gidebiliriz" dedi. Buradaki enerji üretme biçimlerinden başlıcalarının güneş ve rüzgar olduğunu aktaran Erengezgin, "Bu iş pahalı bir iş değil. İnsanlarımıza bunu yapabildiğimizi gösterebilirsek herkes de projeye dört elle sarılacaktır. Çünkü bizim imkanlarımız var. Buradaki bütün tesisler kendi enerjisini kendisi üretip ısıtma, soğutma ve aydınlatma işlemlerini yapabilecek. Böylelikle hiçbir masraf olmadan tesis kendini yenileyebilecektir. Ayrıca tesislerdeki yiyecek içecek sorununu çözeceğiz. Burada organik tarım yapılabilen bir yer yani tesislerde yaşayan insanların tüm yiyecek ve ihtiyaçlarını da giderebilecek bir konsept olacak. Bu proje tüm dünyada ilk ve tek tüm enerjisini üreten kongre, eğitim ve spor merkezi projesidir. Ülkemiz bunu çoktan hak ediyordu. Sadece ihmal edilmiş kaynaklardı. Bu kaynaklarımızı kullanıp marifetimizi tüm dünyaya göstereceğiz" şeklinde konuştu.