Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aslı Alay, Türkiye’de 35 yaş sonrası gebelik oranının yüzde 15-20 olduğunu söyleyerek, "Modern kadının artan eğitim süresi, kariyer isteği, özgürlüğe olan düşkünlüğü, ekonomik kaygılar, ikinci evliklerin artması hem ülkemizde hem de tüm dünyada anne yaşının 35-40’lı yaşlara kaymasına neden olmuştur" dedi. Gebelik yaşı için uygun olan yaşın 18-30 olduğunu kaydeden Op. Dr. Alay, "Artan gebelik yaşı ile birlikte kısırlık problemi artmakta çünkü yumurta kalitesi ve sayısı azalmaktadır. Kadın sağlıklı ve 25-30 yaş arasında ise bir ayda gebe kalma ihtimali yüzde 20 iken 40 yaş sonrasında yüzde 5’e düşmektedir. Yeni doğan bir kız çocuğunda yumurta sayısı 1-2 milyon iken, ilk adet görülen yaşlarda 250-300 bin ve her geçen yıl yumurta sayısını azaltmaktadır. Yumurta sayısı ile birlikte, yumurta kalitesi de azalmakta ve bu durum kromozomal sorunlu bebek doğma riskini arttırmaktadır. Çoğunlukla ileri anne yaşı olarak nitelediğimiz 40 yaş ve sonrasında çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde mutlaka jinekolojik muayene, ultrasonografi ve yumurta rezervinin değerlendirilmesi gerekir. Yumurta rezervleri azalmış, sigara içen, ailede erken menapoz öyküsü olan kadınlar bu konuda bilgilendirilmeli, yardımcı üreme yöntemleri konusunda aydınlatılmalıdır" diye konuştu. "Gebelik öncesinde özellikle kilo kontrolü, sigara içiyorsa bırakılması, ve folik asit desteği gereklidir" Op. Dr. Alay, hatalı üretilen kromozomun hatalı genetik yapıda embriyoya yol açtığını belirterek, "Yardımcı üreme yöntemleriyle de azalan yumurta kalitesi ve sayısı nedeni ile 40 yaş ve sonrasında başarısızlık oranı, anomalili gebelik ve düşük ihtimali artmıştır. Anomalili gebelik nedeni ise üretilen yumurtanın kromozom yapısındaki sorunlardan dolayıdır. Hatalı üretilen kromozom hatalı genetik yapıda embriyoya yol açar. Ayrıca ileri yaş ile birlikte kadının yaşayacağı çikolata kisti, apendisit ve cerrahi müdahale ihtimali artmakta ve bu tür müdahalelerin getirdiği karın içi yapışıklıklar tüplerde tıkanıklıklara yol açabilmektedir. Tüplerde geçirilen hastalıklar, yapışıklıklar ve tıkanıklıklar dış gebelik ihtimalini de arttırmıştır" ifadelerini kullandı. İleri anne yaşı çocuk sahibi olmayı zorlaştırırken eklenen şeker, kalp ve damar, romatizmal hastalıkların gebeliğin zorlu geçmesine neden olduğunu ifade eden Alay, "Ayrıca ileri anne yaşı ile birlikte hatalı üretilen yumurta ile plesantal sorunlar, düşük, ölü doğum, anomalili fetüs, çoğul gebelik oluşma ihtimalini arttırmaktadır. Bu nedenle bu gebeliklerin daha dikkatle takip edilmesi gereklidir. Özellikle hipertansiyon ve şeker hastalığı açısından yakın takip edilmesi gebelik öncesinde tetkiklerin yapılması oldukça önemlidir. Diyabet riski 35 yaş sonrası gebeliklerde 2-3 kat artmış olup, kronik hipertansiyonu olan ve gebe kalan kadınlarda gebelik zehirlenmesi ihtimali artmıştır. Gebelik öncesinde özellikle kilo kontrolü, sigara içiyorsa bırakılması, ve folik asit desteği gereklidir. Gebelik planlayan her kadın bebekte nörol tüp defektini önlemek için günde 400 mcg folik asit almalıdır. İleri anne yaşı gebelikler uygun şartlarda, gebelik takibinin eksiksiz yapıldığı ve ek hastalıkları olmayan kadınlarda yenidoğan döneminde sorun yaşanmamaktadır. Ancak ileri anne yaşının getirdiği hipertansiyon, diyabet, kalp damar hastalığı nedeniyle zorunlu sezaryen, kanama ve erken doğum oranı artmıştır. Tüm bunlara rağmen ileri anne yaşı deneyim sahibi, olgun, bilinçli, bedenine iyi bakan kadın sayısını arttırmıştır. Kadın anne olmanın verdiği heyecan ve bebeğine iyi bakma isteği ile yaşam şeklinde olumlu değişiklikler yapar. Hekim olarak bu yaş grubundaki kadınlarda gebelik öncesinde gerekli tetkiklerinin ve muayenesinin yapılması, gerekli durumlarda diğer branş hekimlerle hastayı takip etmek sağlıklı anne ve bebeklere ulaşmak en büyük arzumuzdur" şeklinde konuştu.