İki farklı görüş

31 Mart'ta, ülkemizde yapılan yerel seçimlerin yankıları özellikle İstanbul'da tüm hızıyla devam ediyor. Bununla ilgili olarak taraflı tarafsız birçok cepheden açıklamalar yapıldı, yapılıyor ve yapılmaya da devam edecek.

Benim sosyal medyada dikkatimi çeken iki görüş var ki, bu görüşleri yapanlar özellikle benim için çok değerli büyüklerim…

İlk görüş sahibi Mehmet Aydemir hocam, maddeler halinde yaptığı tespitlerde bakın neler diyor…

“Şu, İstanbul seçimi beni bazı düşüncelere sevk etti. Siyasi tartışmalara bakıyorum da özellikle sol görüşlü siyasiler, gazeteciler ve bürokratlar Ekrem Bey'in hakkının yendiğini bangır bangır bağırıyorlar ve başka bir şey söylemiyor ve hiçbir akıllı, mantıklı açıklamaları dikkate bile almıyorlar ve normal vatandaşlarımızı da neredeyse buna inandırdılar.

Oysa sağ görüşlü siyasi gazeteci ve bürokratlar net bir şekilde şunları savunamadılar:

1-İstanbul’da oyların 100’de 10’un altında bir kısmı sayılmasına rağmen 15.000 oy Binali Bey’e geldi. Evet dikkat çekmek için bir de yazı ile yazıyorum tam #Onbeşbin# oy.

2-Mesela, Yalova'da ve diğer il ve ilçelerde yapılan yeniden sayımlarda 3-5 oy veya buna yakın düşük rakamlarla sonuç değişti.

3-İstanbul'da yeniden seçim yapılmasını istemiyorsanız niye tamamının sayılmasını kabul etmediniz. Eğer sayılsaydı 100'de 10’da 15.000 oy Binali Bey’e geri dönüyorsa 100’de 100’de bu rakam 150.000 olacak. Bu belli, bunun için sayım isteklerine ısrarla karşı çıktılar. Kaos çıkar dediler ve YSK'yı etkilediler. Hatta tehdit ettiler. Yahu 15.000 oy çalınmış ya tutanak değiştirerek ya pusulaya işaret koyup geçersiz sayarak veya yanlış giriş yaparak 15 bin beyler, 3-5 ya da 300-500 ya da 3000-5000 değil, 15.000...

4- Ankara'da da başka illerde de itirazlar yapıldı, hiç böyle farklar oluştu mu? Üç yüz beş yüz fark. Ben diyorum ki normal bir matematikle İstanbul'da yeniden oylar sayılsa idi, Binali Bey 100.000 oy fark atacaktı Ekrem Bey'e...

5-Bir de şunu anlamıyorum. Ne yaparsanız yapın bazı şeyler değişmiyor. Sağ partiler tarihte ve bu seçimlerde hizmete bile boğsalar, İzmir'de, Çanakkale'de vb yerlerde kazanamıyorlar. Ama sağ seçmen İstanbul'da, Ankara'da, Adana'da, tarihte Bursa'da sol partileri kazandırabiliyor. Bakın, İzmirli, Çanakkaleli bir sol seçmen şehri pislik götürse, yırtınsanız uzay şehri yapsanız yine oy vermeyeceğiz diyor. Şimdi soruyorum, acaba sol seçmen çok mu bağnaz yoksa ilke ve fikirlerine ölesiye bağlı mı? Sağ seçmen çok mu demokrat yoksa fikir ve düşüncelerine bağlı değil mi?

6-Zor şartlarda bile olsa sol partiler sağ partilerle ittifaka veya tarihte koalisyona girmiyorlar. İlkeliler. Bakın DSP bugün çok az bir oyu var, CHP’ye de karşı ama yine de sağ partilerle ittifaka girmiyor, ittifakta bir tane sol parti yok. Sol ittifakta ise İYİ Parti var, Saadet Partisi var. Maddi manevi zarar görmüş bütün sağcılar var. Bir de neredeyse #İyi #Sağcı bildiğim insanlar ve #Saadet asrını savunanlar, Sayın İmamoğlu için nerdeyse, İstanbul'da seçimden sonra semt semt dolaşıp çalınan oyların üstünün kapatılması için kamp yapıyorlar. Tarihte de ne Sayın Ecevit ne Sayın İnönü, sağ görüşlü bir parti ile bir koalisyona yanaşmazken maşallah sağ partiler hiç ilke dinlemeden, Sayın rahmetli Erbakan, Sayın rahmetli Demirel, Sayın Bahçeli koşa koşa sol koalisyona girdiler. Acaba artık yavaş yavaş sağ partilerin ilkelerine bağlılığını sorgulasak mı diyorum?

7-Bir de şu dikkatimi çekiyor, ülkemizde ne yaparsak yapalım Avrupa hayranlarından sağa oy gelmiyor. Sözlerimi dikkatli seçmeye çalışıyorum. Ermeni vatandaşlarımızdan sağa oy gelmiyor, Hıristiyan vatandaşlardan oy gelmiyor. Daha sayacak çok kesim var ama sayamıyorum.

Sonuç olarak sağ görüşlü seçmeni, sağ görüşlü partileri ve kendi menfaatine zarar gelse bile tüm sağ görüşlü vatandaşlarımızı davalarına sahip çıkmaya çağırıyorum. Sürçi lisan ettikse affola…”

Diğer görüş sahibi ise Bursa'nın siyasi değerlerinden olan, görüşlerine her daim önem verdiğim MHP Bursa eski il başkanlarından Uğur Necati Öztürk… Şöyle diyor Başkan:

İstanbul yerel seçimlerinin sonuçlandırılmaması;

Sadece siyasal zeminde güç gösterisi olmaktan çıkıp, ülkenin sosyal ve siyasal gelecek kurgusundan çok varlığı anlamında etkin olan ekonomik göstergeleri ciddi anlamda etkilemeye ve olumsuz yönde tetikleyici olmaya başlamıştır.

Hukuk ile bu kadar oynamaya çalışmak, dönüp oynamaya kalkana zarar vereceği gibi ülkeyi de zora sokacağını açıkça görülmektedir. Yerel seçimlerin, İstanbul ili günlerdir neticelenemeyişi, bir ilçenin dahi oy sayımının günlerce sürmesi, 

Daha önce yapılmış olan ve 2 saatte sonucu ilan edilen tüm seçimler için akıllarda soru işareti oluşturmuştur...

Genel seçimler, referandum veya cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2 saatte kesinleşen oy sayımları için de akıllarda soru işareti oluşturmaya başlamaz mı?

Sayım neticesi ne olur onu bilemem, ancak süreç tamamlanınca Türkiye'de aynı sistem ile yapılmış geçmiş seçimler ve YSK'nın geçmişte verdiği kararlar da sorgulanacak gibi görünüyor.”

Benden söylemesi…

Günün Sözü:

“Geçmişin keşkeleri, geleceğin endişeleri ile oyalanma… Ders al… Yoluna devam et… Dün, dün ile beraber gitti cancağızım… Ne kadar söz varsa düne ait… Şimdi yeni şeyler söylemek lazım… (Mevlana)”