SON DAKİKA
Hava Durumu

#yazma

A Gazete - yazma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, yazma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Disleksi bu zorluklara neden olabilir Haber

Disleksi bu zorluklara neden olabilir

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, 8 Ekim Dünya Disleksi Günü dolayısıyla disleksi hakkında merak edilenleri anlattı. Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, okuma güçlüğü manasında kullanılan disleksinin, yazma güçlüğü manasında kullanılan disgrafi ve matematik güçlüğü olan diskalkuli ile birlikte nörogelişimsel bir rahatsızlık olan özgül öğrenme güçlükleri altında yer aldığını dile getirdi. Bütün nörogelişimsel rahatsızlıklarda olduğu gibi özgül öğrenme güçlüklerinin de anne karnında beyin gelişimi sürecinde oluşan yapısal ve fonksiyonel farklılıklardan ortaya çıktığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, disleksinin de poligenik yani birden fazla genin yol açtığı sebeplerden ortaya çıktığını vurguladı. Yanlış okuma veya bazı harfleri okuyamama görülüyor Disleksinin görülme sıklığına göre en sık görülen özgül öğrenme güçlüğü tipi olduğunu da dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Dislekside okuma; heceleyerek okuma, okumanın çok yavaş olması, okuduğunu anlamada problem, okurken hece atlama veya hece ekleme, yanlış okuma veya bazı harfleri okuyamama şeklinde kendini gösterebilir.” dedi. Bir kişiye disleksi tanısı koyabilmek için bu belirtilerin hepsinin aynı anda olmasına gerek olmadığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, poligenik yani genetik faktörlerden kaynaklanan disleksinin bazı ailelerde daha sık oranda görüldüğünü söyledi. Dislekside ortalama düzeyde zeka seviyesine sahip olduğu halde sözcükleri doğru okuyamama, okuduğunu anlayabilmede güçlük çekme, okuma hızı ve akıcılığında zorlanmalar yaşandığını da anlatan Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, bu güçlüklerin öğrencinin okul başarısını ve tüm akademik alanlardaki performansını olumsuz yönde etkilediğini belirtti. Disleksinin bütün nörogelişimsel hastalıklarda olduğu gibi ömür boyu sürdüğünü kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, yetişkinlerde görülme oranının yüzde 4 olarak tahmin edildiğini de vurguladı. Erken teşhis çok önemli Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, şu bilgileri de verdi: “Çocuklarda ilkokul çağından önce sağını solunu karıştırma, merdiven çıkmakta zorlanma, ayakkabı bağlamada problem, düğme iliklemede problemler görülebiliyor. Ayrıca sosyal hayatta arkadaş ilişkilerinde problemler, aşırı alınganlık, aşırı tepki verme gibi durumlarda yaşanabiliyor. Disleksinin genel anlamda tedavisi özel eğitimdir, o yüzden de dislekside erken teşhis çok önemlidir.” Dislekside dikkat ile ilgili problemlerin de yer alabildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, en sık birlikte görüldüğü hastalığın da dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile ders çalışmama isteği olduğunu kaydetti. İşte disleksinin neden olabileceği zorluklar Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, dislekside akademik alanda yaşanan ve fark edilebilecek zorlukları şöyle sıraladı: -Zeka düzeyi normal veya normalin üstünde olmasına rağmen okumayı öğrenmede güçlük belirgindir. Ses harf ilişkisi kurmakta zorlanır, özellikle ‘b-d, p-g’ harflerini karıştırır. -Okurken harf veya sözcük atlama, harf veya sözcük ekleme olabilir. -Yazı yazması yavaştır, belli bir düzende yazmakta zorluk çeker. Tahtada yazılan yazıyı defterine kopya etmekte güçlük çeker. Ayna görüntüsü yazısı vardır, harfleri ve rakamları ters yazar. -Eksik harf, hece veya fazla harf, hece yazabilir, kelimeler arasında boşluk bırakmaz.  -Matematik sembolleri öğrenmekte zorluk yaşar, bu sembolleri karıştırabilir (+, x).  -Paraları tanımada, saati öğrenmede, çarpım tablosunu ezberlemekte zorlanır.  -Günleri, ayları, mevsimleri sıralamakta sorun yaşar . -Organizasyon yapabilme, dikkat ve oryantasyon alanında da sorunlar belirgindir. Çok konuşma, dikkat eksikliği, konsantre olmada güçlük, aşırı hareketlilik gözlenir.  -Zamanı ayarlamada güçlük çeker, nerden başlayacağını bilemez, sorumluluklarını yerine getirmekten kaçar. Verilen ödevleri planlama ve düzenlemede güçlük yaşar. -Yer, yön tayini yapmakta zorlanır, sağ-sol, üst, alt, ön- arka kavramlarını karıştırır.  -Özellikle ders çalışmaya karşı isteksizdir, yakınlarından yardım ister, sık sık ara verir, odaklanma problemleri belirgindir.  -Akranları ile ilişkilerinde güçlükler olabilir. Akranları tarafından eleştiri veya uyarı aldıklarında dikkate almaz veya aşırı tepki gösterir. -Sonunu düşünmeden hareket edebilirler, daha çocuksu davranabilir.  -Jest, mimik, sözel olmayan iletişim becerilerini anlayabilmek ve kullanabilmek ile ilgili güçlük yaşar.  -Sosyal iletişim alanında yaşanan bu zorluklar yanında akademik alandaki sorunların da varlığı yoğun özgüven sorunun yaşanmasına neden olabilir. Kaynak: Bülten

Öğrenme zorluğuna dikkat! Haber

Öğrenme zorluğuna dikkat!

Acıbadem Bursa Hastanesi Uzman Psikolog Deniz Erden, toplumda oldukça sık rastlanılan, normal zekaya rağmen okuma ve yazma gibi konularda öğrenme güçlüğü olarak bilinen “disleksi” hakkında önemli bilgiler verdi. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre disleksinin “yeterli zekâ, sosyokültürel fırsatlar ve bireye uygulanan eğitime rağmen verimli okuma becerisi kazanmada meydana gelen beklenmedik ve kalıcı başarısızlık” olarak tanımlandığını belirten Psikolog Erden nedenleri tam olarak aydınlatılmamış olmakla birlikte genelde doğum öncesi ve doğum sonrası beyin gelişimi sırasında etkili faktörlere göre ortaya çıktığını söyledi. Bu faktörleri de “Genetik yatkınlık, yetersiz ve dengesiz beslenme, gebelik sırasında geçirilen bazı hastalıklar ve bilinçsiz ilaç kullanımı, uzun ve zor doğum, plasenta anomalileri, doğumdan sonra bebeğin nefes almasındaki gecikme, geçirdiği ateşli hastalıklar” olarak ifade etti. Psikolog Erden, okul öncesi dönemdeki dislektik çocuklarda görülen belirtilere dair “Konuşmada gecikme görülebilir. Birbirine yakın heceli kelimelerde sesler karıştırılır (“Su” yerine “bu” gibi). Ayakkabıların bağlanmasında başarısızlık yaşanır. Sağ-sol karıştırılır. Bir iş yapılırken her iki el de kullanılır, kullanılacak el konusunda belirgin bir seçim yapılamaz. Alfabedeki harf ve seslerin öğrenilmesinde zorluk yaşanır. Zaman ve yön kavramları birbirine karıştırılır” diye konuştu. “Genellikle d ile b ve p ile b gibi harfler birbirine karıştırılır” Okul dönemine gelmiş çocuklarda ise şu belirtilerin gözlemlendiğini söyledi: “Okuma geç ve zor öğrenilir. Yavaş ve hatalı okunur. Yazı bozuklukları çok sık görülür. Matematikte güçlük çekilir. Çarpım tablosunu öğrenememe görülür. İmla ve noktalama hataları yapılır. D ile b, p ile b harfleri karıştırılır. Okuduğunu anlamada sorun yaşanır. Okurken sık sık harfler karıştırılır (“dağ” yerine “bağ”, “sal” yerine “şal” vb.). Harflerin sırası karıştırılır (“kız” yerine “zık” veya “ızk” vb.). Benzer kelimeler birbirine karıştırılır (“incir” yerine “zincir”, “en” yerine “ne” vb.). Ayna görüntüsü ile ters olarak yazmaya rastlanır. Bazı kelimeler yanlış hecelenir, hece atlanır, heceler tersten okunur - yazılır. Sesli okuma sırasında vurgulamalar inişli - çıkışlı olur ve noktalama işaretleri görülmez. Dil sorunları görülür. Sayfa yanlış ve düzensiz kullanılır, çizgiler arasında yazmada zorluk yaşanır. Kelimeler çok yer kaplayacak şekilde aralıklı veya birbirine çok bitişik yazılır. Yuvarlak ve düz çizgiden oluşan harfleri yazmada zorluk yaşanır”. “Yanlış bilinenler: Kızlarda disleksi daha çok görülür” Disleksi hakkında çok fazla yanlış bilginin yayıldığına değinen Psikolog Erden, bu yanlışları “Disleksili bireyler ‘geriye okuma’ yaparlar. Erkeklerin kızlara oranla disleksi olma durumu fazladır. Sol el kullananların disleksili olma oranı daha fazladır. Başarılı bireylerin disleksili olma ihtimali yoktur. Disleksili bireylerin hepsi özel yetenekli bireylerdir. Zekâ ile disleksi arasında doğrusal bir ilişki vardır. Disleksi toplumlarda nadir görülen bir durumdur. Bir birey okuyabiliyorsa o disleksili olamaz. Okuma eğitimi başlamadan önce bireydeki disleksi teşhis edilemez. Disleksi çocuklarda bulunur, yetişkinlerde bulunmaz. Disleksi yalnız medikal tedavi yöntemleri ile tedavi edilebilir” şeklinde sıraladı. “Anne babalar geç konuşma durumuna dikkat etmeli” Okul ortamına gelmeden ve okuma deneyimi ile tanışmadan önce disleksinin teşhis edilemeyeceği konusundaki inanışların da yanlış olduğunu belirten Psikolog Erden, sözlü dil becerileri kazanımlarında sıkıntı yaşayan çocukların sonrası için disleksi riski taşıdığını söyledi. 12 aylık çocuklarda görülen zayıf kelime alımı ve 18 ayda görülen zayıf kelime üretiminin ileriki yaşlarda görülecek dil gecikmesine işaret ettiğini vurgulayan Psikolog Erden, disleksili bireylerin ailelerindeki okuma güçlükleri araştırılarak bireylerin konuşmalarındaki gecikmeye; tekerlemeleri hatırlama ve konuşurken sıklıkla kelimeleri karıştırma gibi konuşma problemlerine, zaman ve mekân kavramlarını kullanmada, sayma ve rakamsal işlemleri öğrenmede sıkıntı yaşamalarına dikkat ve yoğunlaşma problemleri çekmelerine ve düşük benlik algısının varlığına bakılarak erken teşhis yapılabileceği konusunda anne babaları uyardı. “Öğretmenin de velinin de farkındalığı çok önemli” Erken tanının bu çocukların geleceğini etkileme açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Psikolog Erden, bu durumun çocukların sadece akademik hayatlarını değil, akademik başarısızlık nedeniyle psikososyal gelişimlerini de olumsuz etkileyeceğini dile getirdi. Erken tanının, veli ve öğretmenlerdeki farkındalık ile mümkün olduğunun altını çizen Psikolog Erden, “Soruna yaklaşımda okul, aile, psikolog, psikiyatrist ve özel eğitim uzmanı işbirliği gereklidir. Çocuğun güçlük çektiği alana özel sözel, işitsel ve görsel eğitim metotları seçilmeli, özel geliştirilmiş bilgisayar programlarından yararlanabilir, yazarken klavye kullanımı gibi yöntemler kullanılmalı, ayrıca bilgiyi ölçmede yazılı yerine sözlü sınav, çoktan seçmeli test gibi uygulamalara yer verilmelidir” dedi. Kaynak:İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.