SON DAKİKA
Hava Durumu

#tarihi

A Gazete - tarihi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, tarihi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Restorasyon çalışmaları hız kesmiyor Haber

Restorasyon çalışmaları hız kesmiyor

Tarihi Bakırcılar Çarşı’nda başlatılan çalışma kapsamında, tarihi yapı cepheden çatıya kadar özgün kimliğine kavuşuyor. Osmanlı'nın ilk başkenti olan Bursa'da 14. yüzyılda oluşmaya başlayan, 16. yüzyılda han, bedesten ve çarşıların gelişimiyle sürecini tamamlayan Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’ni eski ihtişamına kavuşturacak proje, etap etap ilerliyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı destekleriyle hayata geçirdiği Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında, tarihi bölgeyi kuşatan 38 bina yıkılmış, etrafı dükkanlarla sarılı 342 yıllık Esiri Mehmet Dede Türbesi ile geçmişi 1549’a kadar uzanan Sağrıcı Sungur Mescidi gün yüzüne çıkarılmıştı. Tamamlanan Bakırcılar Meydanı, İpekhan Meydanı, Sağrıcı Sungur Mescidi ve peyzaj düzenlemeleri halkın hizmetine açılıp, otoparkla ilgili imalatlar devam ederken, Büyükşehir Belediyesi daha görünür hale gelen tarihi hanlarda başlattığı restorasyon çalışmalarına hız verdi. Bakırcılar’da vitrin yenileniyor Toplam 14 tane han, 1 bedesten, 13 açık çarşı, 7 üstü örtülü çarşı, 11 kapalı çarşı, 4 pazar alanı, 21 camii, 177 sivil mimarlık örneği yapı, 1 okul ve 3 türbe ile tam bir açık hava müzesi olan tarihi bölgedeki Bakırcılar Çarşısı’nda başlatılan restorasyon hızla devam ediyor. Bakırcılar Çarşısı için hazırlanan ve Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanan proje kapsamında tarihi dokuya uymayan beton ilaveler, saçaklar, üst örtüler, klima, tente ve tabelalar kaldırılıp, onaylı projeye göre yeniden düzenleniyor. Tarihi yapının taş duvarında kumlama yöntemiyle cephe temizliği tamamlanırken, dükkan cephelerinin pencere ve kapı doğramaları tarihi dokuya uygun olarak yenileniyor. Tarihi yapının çatısına kurşun kaplama yapılırken, restorasyonla Bakırcılar Çarşısı Bursa turizmine katkı sağlayacak ve bölgenin önemli tarihi yapılarından biri olarak ön plana çıkacak. Kaynak: Bülten

Astronotlar Bursa'da buluştu Haber

Astronotlar Bursa'da buluştu

Bursa, uzay ve havacılık alanında tarihi bir organizasyona ev sahipliği yapıyor. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın (BTSO) Türkiye'nin uzay ve havacılık temalı ilk interaktif eğitim merkezi GUHEM ile iş dünyası için referans eğitim merkezi olarak kente kazandırdığı Bursa Business School'un ev sahipliğinde 70 astronot ve kozmonot Bursa'da buluştu. Uzay Kaşifleri Derneği'nin (Association of Space Explorers- ASE) 34'üncü kez düzenlediği Planetary Congress'in ana teması, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘İstikbal Göklerdedir' sözünden yola çıkılarak belirlendi.“Türkiye olarak uzay çalışmalarına büyük önem veriyoruz” TBMM; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve Bursa Milletvekili Mustafa Varank, böylesine önemli bir kongrenin Bursa'da gerçekleşmesinde emeği olan GUHEM'e ve tüm paydaşlara teşekkür ederek konuşmasına başladı. Teknik oturumları, bilim toplum etkinlikleriyle çok kapsamlı bir programda yeni uzay ekonomisi ve uzay programlarından derin uzay teknolojilerine kadar birçok konunun ele alınacağını ifade eden Mustafa Varank, “İlham kaynağı olacak bir organizasyon. Uzay yarışında öne çıkan ülkelere baktığınızda ekonomik anlamda dünyanın güçlü ülkeli olduğunu görebiliyoruz. Biz de bu doğrultuda Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla Cumhurbaşkanımız liderliğinde uzay çalışmalarına hız kazandırdık. Türkiye'nin ayaklara yere basan hedefleri var. Türkiye'nin yüzyılını inşa ederken artık daha büyük bir coşkuyla uzayda ‘biz de varız' diyebiliyoruz” ifadelerini kullandı. “Uzay alanındaki yetkinliklerimizi ileri noktaya taşımayı hedefliyoruz” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, insanlığın uzaya olan ilgisinin insanlık tarihi kadar eskiye dayandığını söyledi. Ulaştırmadan haberleşmeye, sağlıktan iklim değişikliğine kadar birçok alanda kritik çözümlerin kaynağı olan uzaydan daha fazla faydalanılması gerektiğinin altını çizen Bakan Kacır, dünya ülkelerinin etkin ve adil şekilde elini taşın altına koymasıyla bunun mümkün olabileceğini belirtti. Bakan Kacır, “Hiç kimseyi geride bırakmadan, herkesin hem uzay teknolojilerinden yararlanmasını sağlamak, hem de teknoloji geliştirme kabiliyetlerine erişimini demokratikleştirmek zorundayız. Dünyanın teknolojik tekellere değil, iş birliklerine ihtiyacı var. İnsanlığın, kutuplaşmaya değil, birlikte çalışmaya ihtiyacı var. Bugün biz Türkiye olarak; milli altyapılarımız, yeteneklerimiz ve yetişmiş insan kaynağımız ile uzayın barışçıl ve adil kullanımına katkı sunmaya hazırız. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla uzay alanındaki yetkinliklerimizi çok daha ileri noktalara taşımayı hedefliyoruz” dedi. “2030'a kadar 10 hedefimiz var” Türkiye'nin uzaydaki çalışmalarını koordine etmek üzere 2018 yılında Türkiye Uzay Ajansı'nı kurduklarını, Türkiye'nin uzay alanındaki somut hedeflerini ortaya koyan Milli Uzay Programı'nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2021'de tüm dünya ile paylaşıldığına işaret eden Kacır, “Bununla birlikte, 2030 yılına kadar gerçekleştirmeyi planladığımız 10 hedefimiz var. Türk Astronot ve Bilim Misyonu kapsamında, ülkemizin insanlı ilk uzay görevini tasarladık. Uluslararası Uzay İstasyonu'na gidecek İlk Türk Uzay Yolcumuz, tıptan malzeme bilimine kadar 13 farklı bilimsel deneyi icra edecek. Halen eğitimleri devam eden ilk Türk uzay yolcularımız bu programda bizlerle birlikteler. Milli Uzay Programı'nın tüm hedeflerine ancak ve ancak ülkemizde güçlü teknolojik ve fiziki altyapı oluşturarak, gençlerimize doğru fırsatları sunarak ve onların yetkinliklerini geliştirerek ulaşacağımızı biliyoruz. Dünyanın en büyük havacılık ve uzay festivali TEKNOFEST ile gençlerimiz insansız hava araçlarından roketlere, model uydulardan jet motorlara kadar farklı alanlarda teknolojiler tasarlayıp geliştirme imkanına kavuşuyor.” mesajını verdi. “Uzayda biz de varız” Bakan Mehmet Fatih Kacır, bilim ve teknolojiyi toplumla buluşturmak amacıyla Bilim Merkezlerini hayata geçirdiklerini belirterek, “Gökmen Uzay ve Havacılık Eğitim Merkezi GUHEM bu alanda en iyi örnek. GUHEM, Türkiye'nin ‘uzay ve havacılık' temalı ilk bilim merkezi. GUHEM, Türkiye'yi uzay ve havacılık konusunda daha da ileriye taşıyacak. Geleceğin astronotlarının, bilim insanlarının, pilotlarının ve mühendislerinin yetiştirilmesine katkı sağlayacak. Tüm bu çalışmalarımızla birlikte, Milli Uzay Programı'mızın başarıya ulaşması için uluslararası iş birliklerinin kritik rol oynadığının farkındayız. Bu bilinçle, uzay bilimleri ve teknolojileri alanında iş birliklerini hayata geçiriyoruz. Uzayın tüm dünya için etkin ve faydalı kullanımı adına, barış ve iş birliği namına, Türkiye olarak, ‘Uzayda biz de varız!' diyoruz. ‘Türkiye Yüzyılı'nı inşa ederken artık uzay teknolojilerine daha fazla yatırım yapıyor, uzayın tüm insanlığa fayda sağlayacak şekilde kullanılması için daha fazla iş birliği gerçekleştiriyoruz. ‘İstikbal Göklerdedir' temasıyla bu etkinliğin düzenlenmesini sağlayan başta Uzay Kaşifleri Derneği (ASE) ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odamız olmak üzere tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum” açıklamalarında bulundu. Türkiye'de ilk kez düzenlenen organizasyonun açılış töreninde konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, teknolojiye dayalı uluslararası rekabetin uzaya taşındığını söyledi. Gelişmiş pek çok ülkenin stratejik önemde gördüğü uzay alanına yatırımlarını hız kesmeden sürdürdüğü bir dönemde, ‘Milli Teknoloji Güçlü Sanayi' atılımıyla Türkiye'nin kendi hedefleri, imkan ve kabiliyetleri doğrultusunda dönüşümünü büyük bir heyecanla gerçekleştirdiğini belirten Başkan Burkay, gökyüzünün sırlarını çözmenin insanların asırlardır süren hayali olduğunu ifade etti. “İstikbal göklerdedir” Başkan İbrahim Burkay, “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizlere ‘İstikbal Göklerdedir' hedefini göstermiştir. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkemizi uzay ligine taşıma kararlılığı ise teknolojik altyapısı ve dönüşüm potansiyeli ile lider kent Bursa'mıza uzay ve havacılık yolculuğunda yeni bir misyon yüklemiştir. Bizler de kentimiz için uzay ve havacılık alanlarında koyduğumuz hedefleri 2013 yılında ilan ederek Bursa'da yeni bir vizyon inşa ettik. Kümelenme ve sektörel dönüşümün hızlandırılması çalışmaları kapsamında hayata geçirdiğimiz uzay, havacılık ve savunma kümelenmemizde yer alan 120'den fazla firmamız bugün ulusal ve uluslararası alanda prestijli firmalarla işbirliği içerisinde çalışmalar yürütüyor” diye konuştu. “GUHEM'i Türkiye'ye kazandırdık” ‘Türkiye'nin gökmeni neden Bursa'dan çıkmasın?' diyerek Avrupa'nın en büyük uzay, havacılık ve eğitim merkezi GUHEM'i Türkiye'ye kazandırdıklarını hatırlatan Başkan Burkay, “Bu hamleler 10 yıl önce bir hayal olarak görüldü. Ancak tarih bize hayal kurmadan başarıya ulaşılamayacağını öğretti. Gerek GUHEM, gerekse uzay, havacılık ve savunma alanında hayata geçirmiş olduğumuz projeler neticesinde artık stratejik alanlarda da adından söz ettiren bir Bursa var. Yaptıkları çalışmalarla önemli başarılara imza atmış astronotlar, kozmonotlar; alanında uzman bilim insanları ve ülkemizin ilk uzay yolcuları ile bir arada gerçekleştirdiğimiz bu önemli etkinlik yıllar önce ortaya koyduğumuz vizyonun ne kadar doğru ve önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleri, TÜBİTAK ve Büyükşehir Belediyemiz işbirliğinde hayata geçirdiğimiz GUHEM, ülkemizin Milli Uzay Programı'nda da yer alan tarihi nitelikte bir projedir. BTSO olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da uzay ve havacılık alanındaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi. ‘Bursa Business School'un vizyonu Başkan Burkay, konuşmasında Kirazlıyayla'da hayata geçen ‘Bursa Business School'un vizyonunu da katılımcılarla paylaştı. BTSO olarak Kirazlıyayla Sanatoryumu gibi eşsiz bir mirasa sahip çıkarak, bu yapıyı inovatif bir yaklaşımla Bursa'ya yeniden kazandırdıklarını ifade eden Başkan Burkay, “Bursa Business School, dünyanın önde gelen eğitim kurumlarıyla işbirliğinde, profesyoneller ve girişimcilerimiz için yeni ekonominin iş modellerinin belirlendiği bir merkez kimliği ile artık burada Bursa'mızın ve ülkemizin hizmetinde. Bursa Business School, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu ‘Uludağ'ı Davos yapalım' vizyonunun gerçekleşmesi açısından da tarihi nitelikte bir adımdır. Üst düzey eğitimlerin verildiği, ulusal ve uluslararası kongrelerin ve yerli-yabancı doruk toplantılarının düzenlendiği bu nitelikli yapı, hedeflerimiz doğrultusunda sadece Bursa'mızın değil, yakın coğrafyamızın da referans eğitim üssü özelliğine sahip olacaktır” diye konuştu. "Geleceğimiz gökyüzünde” ASE Başkanı Reinhold Ewald yaptığı konuşmasında BTSO'ya ve GUHEM'e organizasyondan dolayı teşekkür etti. Tarihi bir günde tarihi bir mekanda güzel bir kongre gerçekleştirildiğini ifade eden Ewald, “Bursa'da olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyoruz. Organizasyonumuzda uzay biliminde önemli astronotlarımızı ağırlıyoruz. Uzay aleminde artık Türkiye'nin de olduğunu görmek memnuniyet verici. Türkiye'nin astronot adayları da eğitimlerine devam ediyor. Türkiye gibi seçkin bir ülkeyi ve topluluğa aramıza hoş geldiniz diliyorum. Bu yılın teması da ‘İstikbal Göklerdedir'. Artık gökyüzü geleceği gösteriyor. Geleceğimiz gökyüzünde. Gelin birlikte geleceği inşa etmeye başlayalım” dedi. “Aramıza hoş geldiniz” Açılış konuşmalarının ardından teknik oturumlar yapıldı. Astronot Michael Lopez-Alegria yaptığı konuşmada, Türkiye'ye uzay çalışmalarında yaptığı başarılı girişimlerinden dolayı teşekkür etti. Uzay yolculuğunda artık Türkiye'nin de yer aldığını ifade den Alegria, “Türkiye bu yolculukta bizlere katıldı. Ortak bir vizyonumuz uzayda hedefi büyümek, öğrenmek ve keşfetmek. Türkiye ile güzel bir işbirliği yapacağız. Türkiye'nin harika misafirperverliğini kutlayalım. Mümkün olduğunca yıldızlar üzerindeki sınırlarımızı zorlayacağız. Hep birlikte çalışacağız” dedi. 5 gün boyunca dopdolu etkinlikler Türkiye'nin uzay havacılık temalı ilk interaktif eğitim merkezi GUHEM, uluslararası dev etkinliklere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. GUHEM ve Bursa Business School organizasyonuyla Bursa'ya gelen 70'ten fazla astronot 5 gün boyunca birbirinden önemli etkinliklerde yer alıyor. Dünyanın en prestijli isimlerini bir araya getiren etkinliğin teknik oturumları, BTSO tarafından hayata geçirilen iş dünyasının eğitim ve gelişim merkezi Bursa Business School Uludağ Kampüsü'nde gerçekleştiriliyor. Türkiye'nin ilk uzay yolcuları da zirvede Türkiye'nin ilk uzay yolcuları Alper Gezeravcı ve Tuva Atasever de etkinlikler çerçevesinde Türkiye'nin Gelecek Projeksiyonu oturumu çerçevesinde uzay meraklılarıyla buluşuyor. 27 Eylül Çarşamba günü GUHEM'i ziyaret edecek astronotlar ayrıca ‘Bilim-Toplum' etkinlikleri çerçevesinde Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Osmangazi Salonu'nda vatandaşlar ve öğrenciler ile bir araya gelecek. Kaynak: İHA

Ahilik asırlar sonra yeniden yaşatıldı Haber

Ahilik asırlar sonra yeniden yaşatıldı

Moğol istilasından kaçan Türklerin 13'üncü yüzyılda Anadolu'da kurdukları ve Osmanlı'nın cihan devleti olması yolunda önemli katkıları bulunan esnaf teşkilatı Ahiliğin gelenekleri tarihi handa yaşatıldı. Tarihi Koza Han'da yapılan ‘Şed Kuşanma Töreni’, izleyenleri asırlar öncesine götürdü. Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Ticaret İl Müdürlüğü işbirliğiyle Ahilik Haftası nedeniyle bir dizi etkinlik düzenlendi. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda büyük rol oynayan ve 13’üncü yüzyılda görülmeye başlayan esnaf kuruluşu olan Ahilik, etkinliklerle yaşatıldı. Her yıl kutlanan ve geleneksel hale gelen Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında Koza Han’da ‘Şed kuşanma’ töreni yapıldı. Yaklaşık 6 asır önce 2. Bayezid tarafından yaptırılan, Osmanlı döneminde ipek ticaretinin merkezi olan ve burada satılan kozalardan üretilen ipeğin dünya saraylarını süslediği Koza Han, 800 yıllık bir geleneğe ev sahipliği yaptı. Ahilik geleneğinin önemli bir parçası olan ve kalfalıktan ustalığa geçişte yapılan ‘Şed kuşanma’ töreni düzenlendi. O dönemin kıyafetlerini giyen Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu sanatçıları, sergiledikleri tiyatral gösteriyle vatandaşları asırlar öncesine götürdü. Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Fahrettin Bilgit ile birlikte töreni izleyen Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fethi Yıldız, “Tiyatrocularımız bu geleneği çok güzel sergiledi. Oyunda söyledikleri bir kelime çok dikkatimi çekti. Biz kendimiz muhtaç olsak bile ihtiyaç sahiplerine verebilecek bir şeylerimizin olmasından bahsedildi. Bu çok güzel bir algı ve gerçekten de bugün ülkemizde ‘her şey benim olsun’ gibi bir mantıkla karşı karşıyayız. Ahilik ve Osmanlı döneminden gelen ahlaki değerleri ve İslam hukukunu uyguladığımız takdirde bu ülkenin ufkunun açık olacağını düşünüyorum. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi. Kaynak: Bülten

Bin 500 yıllık deniz altındaki şehir ilgi odağı oldu Haber

Bin 500 yıllık deniz altındaki şehir ilgi odağı oldu

Neredeyse bir uygarlığı sonlandıran bu büyük felaket sonrası sahil kesimleri su altında kalan şehrin üzerinden bugün tekneler geçiyor. Bölgenin tarihi konusunda bilgiler paylaşan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, “O dönemden sonra hayatın azaldığını, uygarlığın önceki gibi ilerlemediğini ve neredeyse terk edildiğini arkeolojik verilerden ve Sionlu Nikolaos'un Vitası'ndan anlayabiliyoruz” dedi. Her ne kadar M.S. 141'deki gibi büyük depremler olduysa da sonrasında kentlerin onarılıp hayatın devam ettiği biliniyor. Ancak özellikle 529 ve 540 yıllarında yaşanan büyük depremler sonucu Demre ilçesi Kekova Yarımadası'nı da içeren Orta Likya'daki büyük bir bölge sular altında kaldı. Depremler sonrası oluşan tsunami ve salgın hastalıklar bölgede yaşayan uygarlığı neredeyse yok etti. Batık Şehir adı verilen bölge bugün yerli yabancı turistlerin akınına uğruyor. Karadan ulaşımın olmadığı bölgeye turlar düzenlenip tekneler şehrin üzerinden geçiyor. Denizin altında kalan şehrin yapıları ise gözle görülüyor ve turistler o anları fotoğraflıyor. Çevik, “Sadece Kekova bölgesi değil, Andriake, Finike, Kaş çevresinde bütün bölge batmış. Bu batığın da en erken ne zaman olabileceğine dair fikirlerimiz var. Batık kentlerin sulara gömülmüş yapılarının tarihleri felaket için bir alt tarih sınırı veriyor. Kapağına dek sulara batmış lahit ya da Andriake Limanı'nın tamamı batmış rıhtım caddesinde lentosuna kadar sulara gömülmüş yapılar bölgenin battığını gösteriyor. 6. yüzyıldaki büyük depremlerde, plakalar denize doğru 2 metreden fazla kayarak bütün bölgedeki kentlerin sulara gömülmesine sebep olmuş. Bundan sonra o kentlerin sahil kısımlarındaki hayatın bittiğini özellikle denize yakın limana ya da sivil yerleşime ilişkin konut gibi diğer yapıların sulara gömülmüş olmasından anlıyoruz. Üst kısımlarına Hristiyanlık döneminde hayatın devam ettiğini görüyoruz ancak klasik ve Helenistik Çağ ile Roma'nın bir kısmında o kentlerin sahil kısmı kullanılıyordu, özellikle Simena, Teimiussa, Aperlai ve Kekova Adası ve çevrelerindeki yapıların sahile yakın olanları tamamen sular altında kaldı. Bugün tekne gezginlerinin gördüğü yarısı sular altında kalmış basamaklar ve yapılar bu batışın sonucudur” dedi. "Dönemin Akdeniz'deki en büyük limanı da işlevini yitirdi" Oluşan tablo sonrası batık ve dolgularla beraber Akdeniz'in en büyük antik limanı Andriake'nin de işlevini kaybettiğini aktaran Çevik, “Andriake'deki kazılarda MS 7. Yüzyıl sonrasına ilişkin buluntu ele geçmemesi bu nedenledir. Kekova'da çok sayıda liman ve sığınaklar var. Özellikle Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yoğun bir deniz trafiği var. Andriake antik Akdeniz'in en büyük limanlarından biri olduğu için orada çok büyük bir uluslararası gemi trafiği yaşanıyordu. Liman işlevini yitirince bu kullanım çok azaldı. Bunun temel nedeni depremler. Binlerce deprem oluyor. Özellikle Fethiye – Burdur hattında ana bir hat var. O hattaki büyük depremler de Likya'yı etkilemiş. Akdeniz içindeki büyük depremler de bütün bu kentlerin etkilenmesine yol açmış. Depremler sonrası tsunami ve salgınlar gibi etkenler de oradaki uygarlığı, kültürü ve yerleşim popülasyonunu derinden etkiliyor ve hayatı değiştiriyor. O dönemden sonra hayatın azaldığını, uygarlığın önceki gibi ilerlemediğini ve yerleşimlerin terk edildiğini arkeolojik verilerden de görebiliyoruz. Bu oluşumlar şimdi muhteşem görüntüler oluşturan pitoresklere dönüşmüş durumda. Doğanın ve kültürel kalıntıların terkediliş sonrası oluşturduğu doğal sarmal eşsiz bir kültürel peyzaj oluşturmuş durumdadır. Bu nedenle Kekova sadece en berrak denizi ve Dalmaçya tipi etkileyici doğası ile değil su altında kalmış kalıntıları ile de akıl almaz bir görsellik oluşturuyor” ifadelerini kullandı. Kaynak:İHA

Fakıllı mağarası şifa dağıtıyor Haber

Fakıllı mağarası şifa dağıtıyor

Düzce'de her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turistin uğrak mekanı olan Fakıllı Mağarası, doğal oluşumlarıyla ziyaretçilerin ilgi odağı. Görenlerin hayran kaldığı mağaradaki nemli havanın astım ve nefes darlığına iyi geldiğine inanılıyor. Yaklaşık 3 milyon yıllık tarihe sahip olduğu tahmin edilen mağarayı gezi amaçlı gelenlerin yanı sıra nefes darlığı, astım ve bronşit gibi hastalıklara iyi geldiğini düşünen kişiler de ziyaret ediyor. Mağaranın içinde birçok galeri bulunuyor. Bu galeriler arasında en dikkat çeken yer ise "beyaz oda". Beyaz odada damlataşın en güzel örnekleri yer alıyor. Sarkıt ve sütunların yer aldığı mağara, yaz ve kış mevsimlerinde nemli, sıcak ve serin bir havaya sahip. “Bronşit ve astım hastalığına iyi geliyor” Mağaranın 3 milyon yıllık bir geçmişinin olduğunu, çeşitli hastalıklara iyi geldiğini dile getiren Derya Öztürk, “Bulunduğu köyden ismini alan bu mağaranın gezilebilen alanı sadece 350 metre. Ama normal uzunluğu ise bin 500 metre. Doğal özellikler taşıyan bu mağaranın içerisinde galeriler, dikitler ve sarkıtlar yani doğal olan taşlar bulunuyor. Bizim beyaz oda dediğimiz bir yer var. Bu odanın tavanı damla taşlarla dolu. Damla taşlardan mağarada çok olarak bulunmaktadır. Bu mağaranın bir özelliği var. Bronşit ve astım hastalığına iyi geldiği söyleniyor. Bu mağaranın 3 milyon yıldan önce olduğu söyleniyor” dedi. “Yaz kış serinlik aynı” Hava sıcaklıklarının artışa geçeceği günlerde serinlemek isteyenlerin Fakıllı Mağarası'nı ziyaret edebileceğini belirten Öztürk, “Önümüzdeki günlerde sıcaklık seviyelerinde artış olacak. Serinlemek isteyenler Fakıllı Mağarası'na gelebilir. Çünkü mağaramız yaz kış aynı serinlikte kalıyor ve mağaramızın serinliği hiç değişmiyor. Mağaranın sıcaklığı 5 ila 10 derede arasında değişiyor” şeklinde konuştu. Kaynak:İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.