SON DAKİKA
Hava Durumu

#suç

A Gazete - suç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, suç haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Zulme karşı ortak bildiri Haber

Zulme karşı ortak bildiri

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen 8'inci Olağanüstü İslam Zirvesi'nin ardından ortak bildirge yayımlandı. Bildirgede, "İsrail'in Gazze Şeridi'nde ve Kudüs-ü Şerif dahil olmak üzere Filistin topraklarının tamamında Filistin halkına yönelik saldırılarını görüşmek ve bahsekonu saldırganlığa ve saldırganlığın yol açtığı insani faciaya karşı durduğumuzu, buna ve İsrail’in işgali süreklileştirmek ve Filistin halkını başta özgürlük ve kendi ulusal topraklarının tamamı üzerinde bağımsız ve egemen bir devlet kurma hakkı olmak üzere tüm haklarından mahrum bırakmaya yönelik tüm diğer yasadışı faaliyetlerini durdurmak için çalıştığımızı teyit ederiz” ifadeleri kullanıldı. Bildirgede, “Filistin davasının merkeziliğini teyit ederek, tüm enerjimiz ve kapasitemizle, işgal altındaki tüm toprakları kurtarmak ve başta kendi kaderini tayin etme ve 4 Haziran 1967 sınırlarında kurulmuş bağımsız, egemen ve başkenti Kudüs-ü Şerif olan devletlerinde yaşama hakkı olmak üzere, tüm devredilemez haklarını yerine getirmek için verdikleri meşru mücadelede kardeş Filistin halkının yanında yer aldığımızı teyit ederiz” denildi. Bildirgede, “Stratejik bir seçeneği içeren, adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın tesis edilmesinin, bölge halklarının güvenliğini ve istikrarını garanti altına alan ve halkları şiddet ve savaş döngüsünden koruyan tek yöntem olduğunu ve bunun İsrail işgalini sona erdirmeden ve Filistin davasını iki devletli çözüm temelinde çözmeden gerçekleştirmenin imkansız olduğu” vurgulandı. "Filistin davası es geçilerek bölgesel barışa ulaşmak imkansız" “Filistin davasını es geçerek veya Filistin halkının haklarını görmezden gelerek, İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından desteklenen Arap Barış Girişimi’ni ana kaynak olarak almadan bölgesel barışa ulaşmanın imkansızlığının” aktarıldığı bildirgede, “İsrail’in, çatışmanın devamı ve şiddetlenmesinden ve şiddetin Filistin halkının haklarına ve İslam ile Hristiyan kutsallarına yönelmesinden, sistemli politika ve faaliyetlerinden ve işgale sebebiyet veren tek taraflı, hukuk dışı adımlardan, adil ve kapsamlı bir barışın sağlanabilmesini engellemekten sorumlu tutulduğu” ifade edildi. Bildirgede, “Filistin halkı güvenlik ve barışa kavuşmadan ve gasp edilen tüm haklarını geri almadan, İsrail’in ve diğer hiçbir bölge ülkesinin güvenlik ve barışa kavuşamayacağını ve İsrail işgalinin devam etmesinin bölgesel güvenlik ve istikrara ve küresel güvenlik ve barışa tehdit oluşturduğu” belirtildi. Nefret ve aşırıcılık kültürünü sürdüren tüm tekliflerin kınandı “Nefret ve ayrımcılığın her türlüsü ile nefret ve aşırıcılık kültürünü sürdüren tüm tekliflerin kınandığı” belirtilen bildirgede, “İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik olarak başlattığı kitlesel savaş suçu anlamına gelen misilleme saldırısının ve Batı Şeria ile Kudüs-ü Şerif’te işlediği barbarca suçların feci yansımalarına ve İsrail’in saldırganlığını durdurmayı reddetmesinden dolayı savaşın genişlemesine yönelik olarak ortaya çıkan gerçek tehlikeye ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) uluslararası hukuku devreye sokarak İsrail’in saldırganlığına son verememesi acziyetine karşı uyarıyoruz” denildi. Bildirgede, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılara ilişkin yer alan 31 madde şöyle: "1. İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlığını ve bu saldırı sırasında sömürgeci işgal hükümetinin ve Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Batı Şeria'daki Filistin halkına karşı işlediği savaş suçlarını ve barbar, vahşi ve insanlık dışı katliamları kınar 2. Bahse konu misilleme saldırının meşru müdafaa veya herhangi başka bir bahaneye sığınılarak tanımlanmasını reddeder ve derhal durdurulmasını talep eder 3. BMGK’yı derhal kesin ve bağlayıcı bir karar alarak, saldırganlığın sona erdirilmesini ve müstemlekeci işgal yetkililerinin uluslararası hukuku, uluslararası insancıl hukuku ve sonuncusu BM Genel Kurulu’nda 26 Ekim 2023 tarihinde düzenlenen 10. Acil Durum Özel Oturumu’nda kabul edilen A/Es-10/L.25 sayılı kararı olmak üzere tüm uluslararası meşruiyet kararlarını ihlal eden faaliyetlerini sona erdirmesini talep eder; bunu yapmakta başarısızlığa uğramanın İsrail’in masum sivilleri, çocukları, yaşlıları ve kadınları öldüren ve Gazze’yi yıkıma uğratan vahşi saldırganlığına devam etmesi manasına gelecektir 4. Tüm devletleri, işgal yetkililerine, ordusu ve terörist yerleşimcilerin Filistin halkını öldürmek, evlerini, hastanelerini, okullarını, camilerini, kiliseleri ve tüm mallarını yok etmek için kullandığı silah ve mühimmat ihracatını derhal durdurmaya çağırır 5. BMGK’yı, derhal bir karar alarak, İsrail’in Gazze Şeridindeki hastaneleri barbarca yok etmesini, bölgeye ilaç, gıda ve yakıt girişini engellemesini, elektriği, su arzını ve iletişim ile internet dahil olmak üzere tüm temel hizmetleri kesmesini kınayarak, bunları uluslararası hukukça tanımlanmış savaş suçu olarak betimlemesini talep eder ve bahse konu kararın işgalci güç İsrail’i, uluslararası hukuka riayet etmeye ve derhal bahse konu barbarca ve insanlığa sığmayan tedbirleri sona erdirmesini ve İsrail’in Gazze Şeridine yıllardır uygulamakta olduğu ablukayı kaldırması gerekliliğini de içermesi gerektiğini ifade eder 6. Gazze’ye yönelik ablukanın kırılarak, Arap, Müslüman ve uluslararası insani yardım konvoylarının (gıda, ilaç ve yakıt dahil) Gazze Şeridi’ne derhal girmesinin mecbur kılınmasını talep eder; Uluslararası teşkilatlara bu sürece katılmaları çağrısı yapar; bahsekonu teşkilatların Gazze Şeridi’ne girmesi zorunluluğuna vurgu yapar; üyelerinin korunması ve görevlerini tam olarak yerine getirmelerinin sağlanması ve BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) desteklenmesi gerektiğini vurgular 7. İsrail'in Gazze'ye yönelik acımasız saldırısının sonuçlarıyla yüzleşmek için Mısır Arap Cumhuriyeti'nin attığı tüm adımları destekleyin ve Gazze Şeridi'ne acil, sürdürülebilir ve yeterli bir şekilde yardım ulaştırma çabalarını destekler 8. Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısından, İsrail'in Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki tüm Filistin topraklarında Filistin halkına karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlara ilişkin soruşturmayı tamamlamasını talep eder ve İİT ile Arap Ligi genel sekreterliklerine bu konunun takibi ve İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'nde işlediği suçları belgelemek için iki ortak uzmanlaşmış yasal izleme birimi kurması ve İsrail tarafından işlenen tüm uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk ihlallerine ilişkin hukuki argümanlar hazırlaması ile İsrail’in Gazze Şeridi'ndeki ve Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Filistin topraklarının geri kalanındaki Filistin halkına karşı uyguladığı ihlalleri izleyecek bir birim kurması için yetkilendirir. Bahse konu birim, kuruluşundan 15 gün sonra raporunu, Dışişleri Bakanları seviyesinde toplanacak Arap Ligi Konseyine ve İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi'ne sunacaktır, bahse konu rapor devamında aylık olarak sunulmaya devam edilecektir 9. Filistin Devleti'nin, Uluslararası Adalet Divanı'nın tavsiye niteliğindeki görüş süreci de dahil olmak üzere İsrail işgal yetkililerinin Filistin halkına karşı işledikleri suçlardan sorumlu tutulmasına yönelik hukuki ve siyasi girişimlerini ve BM İnsan Hakları Konseyi kararıyla kurulan İşgal Altındaki Filistin Toprakları Hakkında Bağımsız Uluslararası Araştırma Örgütü'nün bu suçları soruşturmasına ve misyonunu engellememesine izin verilmesini destekler 10. Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı genel sekreterliklerine, işgal makamlarının Filistin halkına karşı işlediği tüm suçları belgeleyen ve İsrail'in yasa dışı eylemlerini ve insanlık dışı uygulamalarını açığa çıkaracak dijital medya platformları kurması için yetkilendirir 11. (32.) Arap Zirvesi ile 14. İslam Zirvesi Başkanı konumundaki Suudi Arabistan’ın yanı sıra, Ürdün, Mısır, Katar, Türkiye, Endonezya ve Nijerya Dışişleri Bakanlarını, İİT ve AL’nin tüm üye devletleri adına, Gazze’ye yönelik savaşın sona erdirilmesi ve kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanması adına kabul edilen uluslararası şartnameler çerçevesinde ciddi ve gerçek bir siyasi sürecin başlatılması için uluslararası eylemde bulunmak için yetkilendirir 12. Tüm İİT ve Arap Ligi Üye Ülkelerine, kolonici işgal yetkililerinin insanlığa karşı işledikleri suçları durdurmaları yönünde atılabilecek tüm diplomatik, siyasi ve hukuki önlemleri uygulama çağrısı yapar” 13. Uluslararası hukukun uygulanmasında çifte standardı reddederek, çifte standart uygulamasının İsrail’i uluslararası hukuktan koruyan ve İsrail’i uluslararası hukukun üstüne yükselten ülkelerin güvenilirliğini ciddi anlamda zedelediği ve insani değerler sisteminin seçerek uygulanmasının tehlikeli olduğu yönünde uyarı yapar, Arap ve İslam ülkelerinin pozisyonlarının bahse konu çifte standartlardan etkileneceğini ve bunun da kültürler ve medeniyetler arası uçurumu daha da açacağını teyit eder 14. 1949 Dördüncü Cenevre Sözleşmesi ve 1977 Protokolü’ne göre bir savaş suçu olan, yaklaşık 1,5 milyon Filistinli’nin Gazze'nin kuzeyinden güneyine doğru yerinden edilmesini kınar ve tüm Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına, sömürge işgal yetkililerinin bu sefil insanlık dışı durumu sürdürme girişimlerine karşı durmaya çağrıda bulunur ve yerinden edilmiş bu insanların evlerine ve bölgelerine derhal geri dönmeleri gerektiğini vurgular 15. Gazze Şeridi veya Kudüs dâhil Batı Şeria içinde, ister topraklarının dışında olsun, bireysel veya toplu olarak zorla yer değiştirilmesi, zorla yerinden edilmesi, sürgün edilmesi veya başka bir yere sürülmesi yoluyla, Filistin halkının veya bölge ülkelerinin hilafına Filistin Davası’nın bertaraf edilmesine yönelik her türlü girişimi tamamen reddeder ve bunu bir kırmızı çizgi ve bir savaş suçu sayar 16. Filistinli sivillerin öldürülmesini ve hedef alınmasını, insani değerlerimiz temelinde ve uluslararası hukuka ve uluslararası insancıl hukuka uygun biçimde kınar; Uluslararası toplumun Filistinli sivillerin öldürülmesine ve hedef alınmasına karşı, tüm insanların eşit yaşama hakkı olduğunu ve bu hususta milliyet, ırk veya din temelinde ayrımcılık yapılamayacağını teyit edecek biçimde, acil ve hızlı adımlar atması gerektiğini vurgular 17. Tüm tutukluların, gözaltında tutulanların ve sivillerin derhal bırakılması gerekliliğine vurgu yapar, sömürgeci işgal yetkililerinin binlerce Filistinli tutukluya karşı işledikleri menfur suçları kınar ve uluslararası teşkilatlara bahse konu suçların derhal durdurulması ve faillerinin kovuşturulması için baskı yapması çağrısında bulunur 18. İşgal güçleri tarafından gerçekleştirilen cinayet suçlarına, yerleşimcilerce gerçekleştirilen terör eylemlerine ve bu kişilerin işgal altındaki Batı Şeria’daki Filistin köylerinde, şehirlerinde ve kamplarında işledikleri suçlara ve El Aksa Camii ile tüm İslam ve Hristiyan kutsal yerlerine yönelik saldırılarına bir son verilmesi gerekliliğini vurgular 19. İşgalci güç İsrail’in sorumluluğunu yerine getirerek, yerleşimlerin inşası ve genişletilmesi, topraklara el koyulması ve Filistinliler’in yerinden edilmesi başta olmak üzere, işgale sebebiyet veren tüm yasadışı eylemlerini sona erdirmesi gerekliliğine vurgu yapar 20. İşgal güçlerinin Filistin şehirleri ve kamplarına yönelik askeri operasyonlarını kınar, yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen terörizmi kınar ve uluslararası topluma, yerleşimci derneklerini ve örgütlerini, uluslararası terörizm listelerine dahil edilmesi çağrısı yapar ve Filistin halkının, başta insan hakları olmak üzere, korunma, kalkınma, güvenlik, kendi kaderini tayin hakkı ve kendi topraklarında kendi bağımsız devletlerini kurma hakkı olmak üzere tüm diğer dünya halklarının yararlandığı haklardan yararlanması gerekliliğini teyit eder 21. İsrail'in Kudüs'teki İslam ve Hristiyan kutsal mekanlarına yönelik saldırılarını ve İsrail'in ibadet özgürlüğünü ihlal eden yasa dışı uygulamalarını kınar ve kutsal mekanların mevcut hukuki ve tarihi statüsüne saygı gösterilmesinin gerekliliğini ve mübarek Mescid-i Aksa/Mescid-i Haram-ı Şerif, 144 bin metrekarelik toplam alanıyla Müslümanlara özel bir ibadethane olduğunu, Kudüs Vakıflar ve Mescid-i Aksa İşleri Dairesi Başkanlığının, Mescid-i Aksa’yla ilgili tüm işleri yönetmek ve Mescid-i Aksay’a girişi düzenleme görevi olduğunu, bunun Kudüs’teki İslam ve Hristiyan kutsal mekanları üzerindeki tarihi Haşimi muhafazası görevi çerçevesinde ifa edildiğini teyit eder ve Kudüs Komitesi'nin işgal yetkililerinin kutsal şehre yönelik uygulamalarının önünde duran rolünü ve tüm çabalarını destekler 22. Başta bir bakanın Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkı üzerinde nükleer silahların kullanılmasına yönelik tehdidi olmak üzere İsrail işgal hükümeti bakanlarınca yapılan nefret dolu, aşırıcı ve ırkçı eylem ve söylemleri kınar, bu eylem ve söylemlerin küresel barış ve güvenliğe ciddi bir tehdit ihtiva ettiğini ifadeyle, Ortadoğu’nun nükleer silahlardan ve tüm diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölgeye dönüşmesi için, BM çerçevesinde bir konferansın toplanmasını ve bahse konu tehditle mücadeleyi gündeme almasını önerir 23. Gazetecilerin, çocukların ve kadınların öldürülmesini, sağlık görevlilerinin hedef alınmasını ve İsrail’in Gazze Şeridi ve Lübnan’a yönelik saldırılarında tüm dünyada yasaklanmış beyaz fosforun kullanımını kınar, İsrail’in Lübnan’ı “taş devrine” döndürme yönündeki söylemlerini ve tehditlerini kınar ve çatışmanın büyümesinin önlenmesi adına, Kimyasal Silahların Yasaklanması Teşkilatına İsrail’in kimyasal silah kullanımını araştırması yönünde çağrı yapar 24. Barışa bağlılığın, İsrail işgalini sona erdirmek, Arap-İsrail çatışmasını uluslararası hukuka uygun biçimde ve 242 (1967), 338 (1973), 497 (1981), 1515 (2003) ve 2334 (2016) sayılı Güvenlik Konseyi kararları dahil olmak üzere ilgili uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak çözmek için stratejik bir çözüm olduğunu yeniden teyit eder ve ortak, uzlaşılmış Arap pozisyonu mahiyetindeki ve Ortadoğu’da barışı yeniden yeşertmek için girişilen tüm çabaların temeli olan, İsrail’le barışmanın ve İsrail’le normal ilişkiler kurmanın ön koşulunun, İsrail’in tüm Filistin ve Arap toprakları üzerindeki işgalini sona erdirmesi, bağımsız ve egemen Filistin Devletinin 4 Haziran 1967 sınırlarına riayet ederek, Doğu Kudüs başkentli olarak kurulması, Filistin halkının, başta kendi kaderini tayin, Filistinli mültecilerin yurda geri dönüşü ve tazminat hakları olmak üzere devredilemez tüm haklarının tanınmasını esas alan 2002 Arap Barış Girişiminin tüm hükümlerine ve önceliklerine bağlılığını vurgular, bu çerçevede, Filistinli mülteciler için BM Genel Kurulunun 1948 yılında aldığı 194 sayılı kararın çerçevesinde adil bir çözüme kavuşmasını destekler 25. Uluslararası toplumun derhal, iki devletli çözüm temelli, Filistin halkının tüm meşru haklarını, başta bağımsız, egemen devletlerini 4 Haziran 1967 sınırları çerçevesinde, Doğu Kudüs başkentli olarak kurma hakları olmak üzere tüm haklarını karşılayan ve İsrail’le güvenlik ve barış içinde yan yana yaşamasını, tüm uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi’nin tüm unsurları çerçevesinde ciddi ve hakiki bir barış süreci başlatması ihtiyacını vurgular 26. Filistin Davasına 75 yılı aşkın süredir bir çözüm bulunamamasının ve İsrail’in sömürgeci işgalini ve iki devletli çözümün altını oymak üzere koloni yerleşimler inşa etmek ve bunları genişletmek suretiyle sistemli politikalarına karşı duramamasının ardında; ayrıca, İsrail işgaline bazı taraflarca gösterilen karşılıksız destek ve (İsrail’in) sorumlu tutulmaktan korunması, bahse konu tarafların, İsrail tarafından işlenen ve küresel barış ve güvenliğin geleceği üzerinde ciddi sonuçları olabilecek suçları görmezden gelmenin tehlikelerine ilişkin yapılan uyarıların dikkate alınmaması yatmakta ve mevcut durumun ciddi biçimde kötüleşmesine neden olduğunu vurgular 27. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün, Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğuna vurgu yaparak, tüm Filistinli grup ve güçlere FKÖ çatısı altında toplanma ve FKÖ’nün liderliğindeki ulusal ortaklık çerçevesindeki sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapar 28. Gazze’nin Doğu Kudüs dahil olmak üzere Batı Şeria’dan ayrılmasını içeren tüm önerileri reddeder ve Gazze’nin geleceğine yönelik tüm yaklaşımların, Gazze ve Batı Şeria’nın özgür, bağımsız, egemen, Doğu Kudüs başkentli ve 4 Haziran 1967 sınırları çerçevesinde kurulmuş Filistin Devleti içindeki birliğini garanti altına alacak kapsayıcı bir çözüm içinde yer alması konusunda ısrarını belirtir 29. Uluslararası hukuk, uluslararası meşruiyet kararları ve “barış ülkesi” prensibi çerçevesinde, belirli bir zaman aralığında ve uluslararası garantilerle birlikte, İsrail’in 1967’de işgal ettiği Doğu Kudüs dahil olmak üzere Filistin topraklarının, ayrıca, işgal altındaki Golan Tepeleri, Lübnan’a ait Şiba Çiftlikleri ve Kafr Shuba tepeleri ile al-Mari kentinin dış bölgelerindeki işgalin sona erdirilmesi ve iki devletli çözümün uygulanabilmesi amacıyla, uluslararası bir barış konferansının en kısa zamanda toplanması çağrısı yapar 30. Kurulmasına 14. İslam Zirvesi’nde tarafından karar verilen İslami Mali Güvenlik Ağı’nın, Filistin Devleti Hükümeti ve UNRWA'ya, maddi katkı ile mali, ekonomik ve insani destek sağlanması adına etkinleştirilmesi çağrısı yaparak; böylece İsrail saldırganlığının yol açtığı büyük yıkımın hafifletilmesine yardımcı olmak üzere, ateşkes sağlandıktan sonra Gazze'nin yeniden inşası için uluslararası ortakların harekete geçirilmesinin gerekliliğini teyit eder 31. İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterini ve Arap Ligi Genel Sekreterini, işbu bildirgenin uygulanmasını takip etme ve müteakip İİT ve Arap Ligi oturumlarında teşkilatlarına rapor sunma konusunda yetkilendirir.” Kaynak: İHA

Polat ailesi kameralara yakalanmış! Haber

Polat ailesi kameralara yakalanmış!

Haklarında “kara para aklama”, “bahis oynatma” ve “vergi kaçırma gibi iddialar bulunan sosyal medya fenomeni Dilan Polat ve eşi Engin Polat ile yakınları hakkında yürütülen soruşturma devam ederken Çekmeköy’de doğum günü partisinde yaşanan komşu kavgasının görüntüleri ortaya çıktı. Eşine doğum günü sürprizi yaptı Edinilen bilgiye göre, Dilan Polat eşi Engin Polat'a erken doğum günü sürprizi yaptı. Son model bir cipi de hediye eden Dilan Polat, eşinin doğum gününü de billboardlara ilan vererek de kutlamıştı. Dilan Polat, 6 Haziran akşamı da Çekmeköy'deki villalarında sürpriz bir doğum günü partisi düzenledi. Tüm ailesiyle birlikte kardeşi Sıla Doğu da aracını buraya park etti. Birkaç saat sonra o araç parkı yüzünden komşularıyla karşı karşıya geldi. Komşusunun aracını park ettiği yer krize neden oldu Kavganın yaşandığı Çekmeköy'deki sitede Polat çifti, kendi özel günlerinde misafirleriyle ilgilendiği esnada komşularının da o gün doğum günü partisi yaptığı ortaya çıktı. İddiaya göre komşunun eşi ve 6 yaşındaki kızı, birlikte dışarıda bir doğum günü yemeğine gitti. Akşam ilerleyen saatlerde siteye döndüğünde evlerine giden yolda hiçbir boş yer olmadığı ve her tarafın araçlarla dolu olduğunu gördü. İlk bulduğu müsait yere aracını bırakan adam, eşiyle ve kızıyla evine yöneldi. 'Dilan Polat park yerini bahane ederek hakaret etti' Polat’ın doğum gününe gelen misafirlerden birinin de o esnafa çocuğu rahatsızlandı. Hastaneye götürmek istediklerinde ise Sıla Doğu'nun aracının arkasında yan komşularının arabasının olduğunu gördü. Kendisinden aracını çekmesini isteyince de tartışma çıktı. Elleri cebinde geldiği görülen komşuya Dilan Polat iddiaya göre hakaret etti. Engin Polat araya girerek tarafları sakinleştirmek istedi ancak Dilan Polat susmayarak hakaretlerine devam etti. Dilan Polat tekme attı, Engin Polat saldırdı Yanındakiler tutmaya çalışsa da Dilan Polat yanından geçen komşusuna tekme attı. Aracına doğru yürüdüğü sırada ise kameraların açısından çıktı. İddiaya göre de Engin Polat ona orada saldırdı, o komşu da tek başınaydı ve yanında da hiçbir yakınının olmadığı öğrenildi. İddialara göre Engin Polat, o komşuya yumruk atarak sol gözünden yaralanmasına neden oldu. Engin Polat koşarak komşusunun evini bastı Engin Polat bu kez de az önce saldırdığı komşunun evine koştu ve açık olan kapıdan içeriye girdi. Emniyete kadının verdiği ifadeye göre, Engin Polat hiddetli bir şekilde içeriye girdi ve kocasına tehditlerde bulunup küfürler savurdu. Büyük korku yaşayan o kadın cep telefonundan KADES uygulamasına girdi ve ihbarda bulundu. Kısa bir süre sonra olay yerlerine gelen ekiplere kapıyı Polat çifti açtı. Polisleri içeri almayan çift, ifade de vermedi. Polisler Polat çiftinin evine girdiği anda arbede yaşandı ve Dilan Polat polislere tepki gösterip zorluk çıkardı. İş yerinin Ataşehir'de olduğunu belirterek sadece emniyete ifade vereceğini belirtti. Polis bunun üzerine ekip aracına yöneldi. O sırada da Engin Polat'ın kardeşi Kürşat Polat geldi ve durumu polise anlatmaya çalıştı. Yaşananlar ise kameralara anbean yansıdı. Tatil dönüşü ifade vermişler Polat çifti önce yurt dışına tatile çıktı ifade vermeye haftalar sonra geldi. Polat çifti suçlamaları kabul etmedi. Dilan Polat komşusunun kendisini yaraladığını hatta darp raporu aldığını söyleyerek 'kimseyi tehdit etmedim hakarette bulunmadım' dedi. Engin Polat da komşusuna saldırmadığını kendilerinin saldırıya uğradığını söyledi. Her iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. Kaynak: İHA

Bahçeli'den Gazze çıkışı Haber

Bahçeli'den Gazze çıkışı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gazze'de yaşananların insanlık suçu olduğunu ifade ederek, "24 saat dolmuştur. Türkiye Cumhuriyeti insanlık nam ve hesabına, barış ve çözüm iklimini yeşertmek, garantörlük mekanizmasını kurmak adına her türlü müdahale ve mücadeleye hazır ve kararlı olmalıdır. Bizde geri adım yoktur" dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Cumhuriyet’in 100. yılına değinen Bahçeli, "Cumhuriyet demek, cumhurun bizatihi kaderine ve geleceğine egemen vasfıyla sahip çıkması demektir. Aziz Atatürk’e göre, 'Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir.' Cumhuriyetin en müessir ve müyesser niteliği doğrudan doğruya millet egemenliğine dayanması, demokrasiyi sistem olarak benimsemesidir. Elbette her demokratik rejim cumhuriyet değildir. Ancak demokrasinin münhasıran gelişmiş şekli, mütemadi hüviyeti cumhuriyetle sağlanmaktadır. Milli istiklali hayat meselesi gören Atatürk’e göre, 'Demokrasi prensibinin en asrî ve mantıkî tatbikini temin eden hükümet şekli cumhuriyettir'" ifadelerini kullandı. "Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü hayırlı olsun" diyen Bahçeli, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, istiklalimizin onurunu yedi düvelin alnına kanlarıyla kazıyan şehitlerimize, Milli Mücadele’nin tüm neferlerine, muhterem ecdadımıza Allah’tan rahmetler diliyorum. Huzurlu millet, güçlü devlet, onurlu gelecek mutlaka cumhurla gerçekleşecek, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayıp yaşatılacaktır. Cumhursuz cumhuriyet, Türk'süz millet, parçalı devlet düşleyenlerin, şehadet pınarından kana kana içmeye hazır bir şuur karşısında mahvı perişan olmaktan başka da şansları olmayacaktır" açıklamasında bulundu. Gazze'de yaşananların insanlık suçu olduğunun altını çizen Bahçeli, "Kadim devlet aklımız ve irademizle devrede olmazsak, siyasi ve diplomatik temaslarımızı askeri caydırıcılıkla desteklemezsek, günü geldiğinde Gazze'deki dramların bir benzerine, Allah muhafaza ama Anadolu'da da mahkum olmamız kaçınılmazdır. Bu düşüncemin muhatapları zeka özürlüsü iş birlikçiler değildir. Bu düşüncemin muhatapları iç ihanet ve işgal cephesinde birleşen ciğeri beş para etmez soysuzlar hiç değildir" diye konuştu. "Zulüm karşısında tarafsızlık namussuzluktur" diyen Bahçeli şöyle devam etti: "Biz çok şükür namussuz değiliz, tarafız, haklının, masumun, insan onurunun, tarih ve inanç bağlarımız olan kardeşlerimizin tarafıyız. 24 saat dolmuştur. Türkiye Cumhuriyeti insanlık nam ve hesabına, barış ve çözüm iklimini yeşertmek, garantörlük mekanizmasını kurmak adına her türlü müdahale ve mücadeleye hazır ve kararlı olmalıdır. Bizde geri adım yoktur. Birleşmiş Milletler etkisizdir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Refah Sınır Kapısı'nda boy göstermekten başka bir şey yapamamıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan umut yoktur. 'Gazze için Kahire Barış Zirvesi'nden bir sonuç çıkmamıştır. İslam ülkeleri atıl ve aciz şekilde Gazze’nin bombalanmasını izlemektedir. O halde Gazze’yi koruma ve kollama misyonu Türk milletinin üzerindedir." Kaynak: İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.