SON DAKİKA
Hava Durumu

#söyleşi

A Gazete - söyleşi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, söyleşi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Edebi Kazılar’da yeni yılın ilk konuğu Hükümenoğlu oldu Haber

Edebi Kazılar’da yeni yılın ilk konuğu Hükümenoğlu oldu

Yazar için okurda karşılık bulmanın önemine değinen Hükümenoğlu, Yunus Nadi Ödülü almanın kendisi için çok kıymetli olduğunu belirtti. Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü tarafından düzenlenen, Edebi Kazılar etkinliği 2024 yılında ilk olarak yazar Hikmet Hükümenoğlu’nu ağırladı. Akkılıç Kütüphanesi’nde gerçekleşen söyleşide geçtiğimiz ay Yunus Nadi ödüllerinde ‘En İyi Roman Ödülü’nü alan Hikmet Hükümenoğlu, keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Mustafa Çevikdoğan’ın sorularıyla yön verdiği söyleşide Hikmet Hükümenoğlu, ödüllü kitabı “Harika Bir Hayat”ın içeriği ve yazım tarzıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Biyografi türünü çok sevdiğini ifade eden Hükmenoğlu, öneri üzerine “Harika Bir Hayat” adlı kitabı yazmaya karar verdiğini açıkladı. Biyografi yazarken ana karakterin tüm hayatının en ince ayrıntılarıyla aktarmak gerektiğine değinen Hükmenoğlu, “Bu kitap bir biyografi üzerine yazıldı ama hayali karakterin hikayesini içeriyor. Bu cesurca bir karardı. Yazılan kitabın okurda karşılık görmesi yazar için heyecan verici bir durum. Romanlarımda çok fazla karakter ve kurgu olması hoşuma gidiyor. Yazarken eğlenmek ve okuru heyecanlandırmak motivasyonumu artırıyor. Günümüzde her yazılanın gerçekliğini sorguluyoruz” dedi. “Harika Bir Hayat” adlı kitabının devamını getireceğini okurlarına müjdeleyen Hükümenoğlu, “Şu anda polisiye bir roman yazıyorum. “Harika Bir Hayat” kitabımın da devamını getireceğim. Okurlarımdan bu konuda çok fazla talep oldu. Ödüller yazar için elbette çok önemli. Motivasyonu ve yaptığı işte kaliteyi arttırıyor. Ancak ben ve diğer yazar arkadaşlarım da bir kitabı yazarken ödül için kalemi ele almayız. “Yunus Nadi” ödülü almak benim için çok kıymetliydi” diye konuştu. Günümüzde kütüphane ve bu tarz söyleşi programlarının azaldığına değinen Hikmet Hükümenoğlu, Nilüfer Belediyesi’ne okurlarıyla buluşma imkanı sunduğu için teşekkür etti. Hükümenoğlu, söyleşinin ardından okurları için Yunus Nadi ödüllerinde ‘En İyi Roman Ödülü’nü alan “Harika Bir Hayat” adlı kitabını imzaladı. Kaynak: İHA

Bursalı sanatçıdan eski Bursa hikayeleri... Haber

Bursalı sanatçıdan eski Bursa hikayeleri...

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi ve Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği (BUFSAD) işbirliğiyle bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Uluslararası Bursa Festivali, birbirinden renkli sergilerin yanı sıra söyleşi programlarıyla ünlü isimleri Bursalılarla buluşturuyor. Festival kapsamında düzenlenen söyleşi programına katılan Bursalı ünlü sinema ve tiyatro oyuncusu Erkan Can da çocukluğunun Bursa’sını fotoğraf severlerle paylaştı. BUFSAD Başkanı Serpil Savaş ve Festival Küratörü Fahrettin Beceren’in yönettiği söyleşide konuşan Erkan Can, “O zamanlar kar yağdığı zaman, 3 ay kar kalkmazdı. Maksem bayırından bir vurursun kızağa, garaja kadar inersin. Trafik yok, otobüs, araba yok. Sağ tarafına Ulu Cami’yi aldığın zaman, her taraf zaten buz. Ama ancak bir tur yaparsın. Çünkü geri yürümek çok zor. Yine Bahçelievler’den kayaklarıma bindiğim zaman ta Fakülteye kadar, eğitim enstitüsüne kadar inerdik” dedi. Çocukluk yıllarımızı özlüyoruz Çocukluğunda neredeyse bütün gününün Kaplıkaya deresinde geçtiğini anlatan Can, “Amcam güzel turşu suyu yapardı. Bayır köylüyüz biz. Ünlü Gedelek turşusunun bütün malzemelerini Bayır köyden alırlar. Çocukluğumda Maksem bayırının bittiği yerde turşu satardım, Ali Sürmeli de simit satardı. Çok turşu suyu sattım. Güzeldi. Ali’nin kardeşleri de çakmaklara gaz satardı. Altıparmak’ta akademi kıraathanesine gelirdik. Otobüs kaçtığı zaman itfaiyeden meskene çok yaya yürüdüm. Eskiden Mesken bloklarında herkes birbirini tanırdı. Köşede oturulur, trompetler, udlar çalınır. Sadece Mesken’de değil, Tayakadın Mahallesi’nde akordeonlar çalınır. Muhteşemdi, acayip bir hayattı. Özlüyoruz tabi bu hayatı, çocukluk yıllarımızı” diye konuştu. “İlk kaçak kotu biz satmışızdır” Tiyatroya 1973-1974 yıllarında Bursa Devlet Tiyatrosu’nda başladığını dile getiren Can, “Bursa Devlet Tiyatrosu’nun açtığı tiyatro kursu vardı. Sınava girdim, kazandım. Ona da vesile mahalledeki abilerim oldu. Beni fark etmişler, ‘git dilekçe ver iki resim çektir’ dediler. Sınavı kazandım, tiyatro böyle başladı, 16 yaşındaydım. Bu yüzden belki okullardan kaçtım, tiyatroya gittim. Okuyamadık, sanat okulu 2 terk. Tiyatroya devam ederken Mavi Köşe’de eski İskit kot vardı. Sonra His Konfeksiyon oldu, arkadaşım aldı orayı. Orada Zafer Algöz’le birlikte Bursa’da ilk kaçak kotu biz satmışızdır. Çünkü o zamanlar tekstilde böyle bir şey yok. Dokuyoruz o kot kumaşını çok güzel. Ama yıkayınca çekiyor. Çekirdekçi İsmail gibi oluyorsun. Zafer, sabah gelirdi babası Cevdet amcanın arabasıyla alırdı. Biz Zafer’le Bursa’nın altını üstüne getirirdik” dedi. Söyleşinin sonunda fotoğraf festivalini de değerlendiren Erkan Can, Bursa’nın her zaman sanata yakın olduğunu belirterek, 13 yıldır yapılan fotoğraf festivalinin daha farklı uygulamalarda devam edeceğine inandığını da sözlerine ekledi. Kaynak: Bülten

Başkan Aktaş tecrübelerini aktardı Haber

Başkan Aktaş tecrübelerini aktardı

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Özel Akademik Koleji’nin düzenlediği ‘Kariyer Günleri’ söyleşileri kapsamında gençlerle bir araya geldi. Özel Akademik Koleji Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen söyleşiye öğrenci ve öğretmenlerin yanı sıra, Bursa İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mustafa Kahya ile okul kurucuları Erdal Kaya ve Mustafa Özdemir de katıldı. Programda Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, öğrencilerin sorduğu soruları yanıtlarlarken, öğrencilerin hedefe ulaşmak için önce kendilerine inanmaları gerektiklerini söyledi. Türkiye’de gençlerin günlük sosyal medya kullanım ortalamasının 7,5 saat olduğuna dikkat çeken Başkan Aktaş, “Sizi okullarınıza gönderen anne ve babalarınızın en büyük beklentisi, 'yavrularımız iyi insan olsun, ahlaklı olsun, iyi bir kariyer sahibi olsun.' Başka beklentileri yok. Türkiye’de gençlerin sosyal medya kullanım günlük ortalaması 7,5 saat. Bu yıllarda, bu kullanımları mümkün olduğunca kısıtlayın. Bu vakitten biraz olsun kitap okumaya, ders çalışmaya ayırdığınızda eminim ki çok daha başarılı olacaksınız. Yabancı dil konusunu mutlaka önemseyin” dedi. Öğrencilerden öncelikle hedeflerini iyi belirlemelerini isteyen Başkan Aktaş, “Benim üniversitedeki en büyük hayallerimden biri iş adamı olmak ve insanların hayatına olumlu yönde dokunmaktı. Sizler de ne iş yaparsanız yapın, hangi mesleği seçerseniz seçin, ufkunuzu ve vizyonunuzu geniş tutun. Kendinizi en iyisini yapmak için hazırlayın. İnanmak başarmanın yarısıdır. Kişi kendisini tanıyorsa başaramayacağı şey yoktur” diye konuştu. Söyleşinin sonunda öğrencilerin fotoğraf ve imza taleplerini geri çevirmeyen Başkan Aktaş’a okul kurucuları Erdal Kaya ve Mustafa Özdemir ziyaretten dolayı teşekkür etti. Başkan Alinur Aktaş, okuldaki sınıfları gezerek öğrencilere çeşitli hediyeler verdi. Kaynak: Bülten

Kütüphane Günleri'ne görkemli kapanış Haber

Kütüphane Günleri'ne görkemli kapanış

Cumhuriyet’in 100. yılını bir dizi etkinlikle kutlayan Nilüfer Belediyesi’nin ‘Cumhuriyet ve…’ başlıklı Kütüphane Günleri, sona erdi. Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün organizasyonunda 8 gün süren programda 8 söyleşi, 3 atölye çalışması yapıldı, 1 sergi izlenime açıldı. Her yaştan yoğun katılımın olduğu ve değerli akademisyen, gazeteci, sanatçı ve yazarların yer aldığı etkinliklerde Cumhuriyet; sanattan edebiyata, medyadan siyasal yaşama kadar her yönüyle ele alındı. Programın son gününde ise akademisyenler Cem Say, Haluk Levent ve Özgür Mumcu’nun yer aldığı ‘Cumhuriyetin Geleceği’ konulu söyleşi gerçekleştirildi. Akkılıç Kütüphanesi’nde yapılan etkinliğe Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ve CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala da katıldı. Programın ilk konuşmacısı akademisyen Haluk Levent, Cumhuriyet’in önümüzdeki yıllarda nasıl bir toplumsal yapı oluşturulacağı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Burada problemler olduğunu ifade eden Levent, büyüme kısıtı nedeniyle büyük bir kapitalizmin kendi sınırları içerisinde doğal yollarla varlığını korumasının mümkün olmayacağını söyledi. Verimliliğin artışı konusunda da sorun yaşandığını belirten Levent, “Teknoloji sıçramalarla gelişirken, verimlilik artışını bekleriz ama ulusal hesaplar düzeyinde baktığımızda verimlilik düşüyor. ABD’de, Avrupa’da düşüyor. Bunu iktisatçılar anlamaya çalışıyorlar. Verimlilik paradoksu diyorlar” diye konuştu. Buradan çıkışın nasıl olması gerektiği ile ilgili değerlendirmede bulunan Levent, bölüşüme odaklanılması gerektiğini vurguladı. Bunun için de kamusal alanın yeniden ihya edilmesini gerektiğini söyleyen Levent, “Bunun biçimi Cumhuriyet olabilir. Demokratik bir Cumhuriyet olabilir. Başka türlü bir biçim olabilir ama bunun bir yolunu bulmamız gerekiyor” dedi. Akademisyen Cem Say ise Cumhuriyet’in gelecekte nasıl olacağı ile ilgili soruyu kimsenin bilemeyeceğini dile getirdi. Dünyada öngörülen sorunların yanı sıra öngörülemeyen gelişmelerin de yaşandığını ifade eden Say, bu konularla ilgili hazırlıklı olmanın önemine değindi. Buna örnek olarak siyasetçiler veya yöneticilerin yapay zekaya ne kadar hazır olduklarını soran Say, “Onun için ülkelerin çeşitli uzmanlık alanlarında, dirsek çürütmüş, bütün kitapları okumuş, araştırma yapmış, o konuda katkı yapmış insanlarının olduğu, özelleşmiş kurumlarının da olması gerekiyor. Buna da üniversite deniyor. Mümkünse üniversitelerinizi yıkmamaya çalışmanız gerekiyor” diye konuştu. Akademisyen Özgür Mumcu ise, değişimin hızına dikkat çekti. Temsili demokrasinin tarım ve sanayi toplumundan unsurlar taşıyan bir model olduğunu belirten Mumcu, “Yeni geldiğimiz dönemde teknolojik gelişmeleri de kullanmak suretiyle başka bir kendi kendimizi yönetme biçimine mi gitsek acaba? Çünkü İçişleri Bakanı’nın bana mesaj atabildiği ama benim bir cevap veremediğim sistemdeyiz. Bir şekilde tek yönlü ulaşılabiliyor. Güvenliğimizi, siyasi fikirlerimizi gizli tutma hakkımızı koruyacak bir e-demokrasi gibi bir sistem bulunabilir mi? Doğrudan demokrasi yöntemi bulunabilir mi? Günümüzün durumuna temsili demokrasi biraz yavaş geliyor galiba” dedi. Daha sonra seyircilerin sorularını yanıtlayan akademisyenlere programın sonunda Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Pala, teşekkür plaketi verdi. Program kapsamında Akkılıç Kütüphanesi’nde Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ın Cumhuriyet’in İlk Yılı: 29 Ekim 1923 – 29 Ekim 1924 Sergisi Seçkisi izlenime açıldı. Cumhuriyet’in ilanından itibaren ilk yılda Türkiye’de yaşanan pek çoğu ilk defa anlatılan gündelik hayata dair ilginç olaylar, spor ve dans müsabakaları, kültür sanat hayatından haberler, karikatürlerden seçilen eserler izlenime sunuldu. Bir ay boyunca izlenime açık kalacak serginin tasarımına katkı sunan Tülay Palaz’a, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem plaket verdi. Kaynak: Bülten

"Anılar, Tanıklıklar” söyleşisinde Tomris Uyar konuşuldu Haber

"Anılar, Tanıklıklar” söyleşisinde Tomris Uyar konuşuldu

Nilüfer Belediyesi’nin 2023 Yılın Yazarı Tomris Uyar etkinlikleri kapsamında "Anılar, Tanıklıklar" söyleşisi Akkılıç Kütüphanesi’nde düzenlendi. Yazarlar Feyza Hepçilingirler ve Semra Aktunç ile Tomris Uyar’ın oğlu akademisyen Hayri Turgut Uyar'ın konuk olduğu söyleşiye edebiyatseverler  büyük ilgi gösterdi. "Her yönüyle yetenekli bir insandı" Tomris Uyar’ın yaşam biçimi, karakteristik özellikleri ve edebi yönünün ele alındığı söyleşide Hayri Turgut Uyar da annesiyle ilgili anılarını anlattı. Tomris Uyar’ın her yönüyle hayranlık uyandıran bir isim olduğunu ifade eden yazar Semra Aktunç şöyle devam etti konuşmasına: “O, hayatı dolu dolu yaşayan her yönüyle yetenekli bir insandı. Edebiyat dünyasına büyük izler bırakan Tomris Uyar, çalışmalarında ahlaki değerleri, saygıyı ve inceliği her zaman korudu. Bugün öykülerdeki seviye çok düşük. Onun eserlerinin değerini zaman geçtikçe daha iyi anlayacağız. Onunla yaşadığımız anıları günlüklerimde tutuyorum. O her zaman özlenecek değerli bir dost ve yazardı.” "Dostluklara çok önem verirdi" Feyza  Hepçilingirler de Uyar ile İzmir’de tanıştığını ve uzun yıllar dost kaldığını belirtti. Tomris Uyar’ın çok yetenekli olduğunu ifade eden Feyza  Hepçilingirler de, “Özel hayatında çok eğlenceli, yaşamayı seven biriydi. On parmağında on marifet olan, etrafında hayranlık uyandıran biriydi. Dostluklara çok önem verirdi. Hakkını savunan, koruyan tuttuğunu koparan insandı” diye konuştu. "Elde ettiği başarılar asla tesadüf değil" Tomris Uyar’ın akademisyen oğlu Hayri Turgut Uyar da annesinin farklı özelliklerinden bahsetti. Annesinin iletişim yönünün çok kuvvetli olduğuna değinen Uyar, “Onunla her zaman gurur duyduk. O sivri dilli olmasına rağmen sevilen bir kişiydi. Gözlem yeteneği kuvvetli olan annem karşısındaki insanı çok çabuk çözerdi. O her zaman yaptığı işin hakkını veren, profesyonelce çalışan bir yazardı. Elde ettiği başarılar asla tesadüf değil” şeklinde konuştu. Gecenin sonunda Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Pala konuklara teşekkür ederek, katılımcıları gelecek günlerde yapılacak etkinliklere de davet etti. Kaynak: Bülten

Kemal Okuyan ve Fatih Mehmet Maçoğlu Bursalılarla buluştu Haber

Kemal Okuyan ve Fatih Mehmet Maçoğlu Bursalılarla buluştu

Duygu Doğan Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan ve Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Mudanya Belediyesi ve Yay-Koop iş birliği ile bu yıl 5.'si düzenlenen  düzenlenen Mudanya Kitap Fuarı'nında Bursalılarla buluştu. Ülkenin değerli gazeteci, akademisyen, yazar, şair ve siyasetçilerinin konuk edildiği fuarın üçüncü gününde Kemal Okuyan ve Fatih Mehmet Maçoğlu "İkinci Yüzyıl Halkın Yüzyılı" temalı söyleşide halkla buluştu.  "Biz bir bakıma, cumhuriyet söz konusu olduğunda ev sahibiyiz" sözleriyle konuşmasına başlayan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Bizim tarihimiz boyunca cumhuriyet değerlerinin karşısında olmak hiç olmadı. Biz hep cumhuriyeti savunduk, halkçılığı savunduk, bağımsızlığı savunduk, eşitliği savunduk, ekonomik anlamda devletçiliği savunduk. Ama hiç çalmadık, hiç yobazlık yapmadık, hiç işbirlikçilik yapmadık, hiç rantçılık yapmadık, hiç gerçekten bağımsız bir Türkiye sevdasından vazgeçmedik"  ifadelerini kullandı. Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, halkçı belediyecilik anlayışlarının bir programa dayalı olduğunu belirterek sağlıklı bir program olmadan yola çıkan yi niyetli denemelerin bir yerde tıkanmaya mahkum olduğunu, bunu aşmak için ise halkla birlikte ve bir program dahilinde çalışmak gerektiğini, Dersim'de yaparak örnek olmaya çalıştıkları belediyeciliğin gücünü buradan aldığını söyledi. Kemal Okuyan söyleşinin sonunda, 12 Eylül darbesini izleyen günlerde çok genç yaşlarında olduğunu ama asla umutsuzluğa kapılmadığını ancak bugün gençlerin geleceğe dair hiçbir umutlarının kalmadığını söyleyerek bu umutsuzluğu kırmanın yolunun örgütlü olmaktan geçtiğini sözlerine ekledi. Genel oy hakkının insanlığın en önemli kazanımlarından biri olduğunu vurgulayan Okuyan sözlerini "İş yerinde, okulda, mahallede, siyasi partide... Hayatın her alanında çok daha örgütlü olmalıyız. Örgütlü olmak demek yalnız olmamak demektir. Örgütlü olmak demek bir sorun ya da olanakla karşılaşıldığında yanındakinin elini tutup birlikte yola koyulmak demektir. Örgütlülük demek gencecik insanların gözündeki o umut ışığını yeniden yakmak demektir" diyerek tamamladı. Söyleşi sonrası Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Okuyan ve Maçoğlu'nu kutladı. Kemal Okuyan'ın Yazılama Yayınevi standında kitaplarını imzalamasının ardından etkinlik sona erdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.