SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sinema

A Gazete - Sinema haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sinema haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bursalı sanatçıdan eski Bursa hikayeleri... Haber

Bursalı sanatçıdan eski Bursa hikayeleri...

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi ve Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği (BUFSAD) işbirliğiyle bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Uluslararası Bursa Festivali, birbirinden renkli sergilerin yanı sıra söyleşi programlarıyla ünlü isimleri Bursalılarla buluşturuyor. Festival kapsamında düzenlenen söyleşi programına katılan Bursalı ünlü sinema ve tiyatro oyuncusu Erkan Can da çocukluğunun Bursa’sını fotoğraf severlerle paylaştı. BUFSAD Başkanı Serpil Savaş ve Festival Küratörü Fahrettin Beceren’in yönettiği söyleşide konuşan Erkan Can, “O zamanlar kar yağdığı zaman, 3 ay kar kalkmazdı. Maksem bayırından bir vurursun kızağa, garaja kadar inersin. Trafik yok, otobüs, araba yok. Sağ tarafına Ulu Cami’yi aldığın zaman, her taraf zaten buz. Ama ancak bir tur yaparsın. Çünkü geri yürümek çok zor. Yine Bahçelievler’den kayaklarıma bindiğim zaman ta Fakülteye kadar, eğitim enstitüsüne kadar inerdik” dedi. Çocukluk yıllarımızı özlüyoruz Çocukluğunda neredeyse bütün gününün Kaplıkaya deresinde geçtiğini anlatan Can, “Amcam güzel turşu suyu yapardı. Bayır köylüyüz biz. Ünlü Gedelek turşusunun bütün malzemelerini Bayır köyden alırlar. Çocukluğumda Maksem bayırının bittiği yerde turşu satardım, Ali Sürmeli de simit satardı. Çok turşu suyu sattım. Güzeldi. Ali’nin kardeşleri de çakmaklara gaz satardı. Altıparmak’ta akademi kıraathanesine gelirdik. Otobüs kaçtığı zaman itfaiyeden meskene çok yaya yürüdüm. Eskiden Mesken bloklarında herkes birbirini tanırdı. Köşede oturulur, trompetler, udlar çalınır. Sadece Mesken’de değil, Tayakadın Mahallesi’nde akordeonlar çalınır. Muhteşemdi, acayip bir hayattı. Özlüyoruz tabi bu hayatı, çocukluk yıllarımızı” diye konuştu. “İlk kaçak kotu biz satmışızdır” Tiyatroya 1973-1974 yıllarında Bursa Devlet Tiyatrosu’nda başladığını dile getiren Can, “Bursa Devlet Tiyatrosu’nun açtığı tiyatro kursu vardı. Sınava girdim, kazandım. Ona da vesile mahalledeki abilerim oldu. Beni fark etmişler, ‘git dilekçe ver iki resim çektir’ dediler. Sınavı kazandım, tiyatro böyle başladı, 16 yaşındaydım. Bu yüzden belki okullardan kaçtım, tiyatroya gittim. Okuyamadık, sanat okulu 2 terk. Tiyatroya devam ederken Mavi Köşe’de eski İskit kot vardı. Sonra His Konfeksiyon oldu, arkadaşım aldı orayı. Orada Zafer Algöz’le birlikte Bursa’da ilk kaçak kotu biz satmışızdır. Çünkü o zamanlar tekstilde böyle bir şey yok. Dokuyoruz o kot kumaşını çok güzel. Ama yıkayınca çekiyor. Çekirdekçi İsmail gibi oluyorsun. Zafer, sabah gelirdi babası Cevdet amcanın arabasıyla alırdı. Biz Zafer’le Bursa’nın altını üstüne getirirdik” dedi. Söyleşinin sonunda fotoğraf festivalini de değerlendiren Erkan Can, Bursa’nın her zaman sanata yakın olduğunu belirterek, 13 yıldır yapılan fotoğraf festivalinin daha farklı uygulamalarda devam edeceğine inandığını da sözlerine ekledi. Kaynak: Bülten

Tüm zamanların seyirci rekoru kıran bilim kurgu filmleri Haber

Tüm zamanların seyirci rekoru kıran bilim kurgu filmleri

ASLI YEŞİLYURT Box Office Türkiye, tüm zamanların seyirci rekoru kıran bilim kurgu filmlerini açıkladı. Açıklanan listede Türkiye’de seyirciler tarafından en çok izlenen bilim kurgu filmi 4 milyon 968 bin 462 izleyici ile Arif v 216 filmi oldu. ARİF v 216 5 Ocak 2018 tarihinde vizyona giren film, 20 hafta vizyonda kalarak toplamda 4 milyon 968 bin 462 kişi tarafından izlendi. Böylece film, Türkiye’de en çok seyirci alan bilim kurgu filmleri içerisinde 1. sıraya yerleşti. Film, 20 haftalık vizyon geçmişi sonucunda 62 milyon 986 bin 200 TL hasılat elde etti. Yönetmen: Kıvanç Baruönü IMDb: 7.0 G.O.R.A 12 Kasım 2004 tarihinde vizyona giren film, vizyonda kaldığı 36 haftanın sonunda 4 milyon bin 711 izleyici aldı ve Türkiye’de tüm zamanların en çok seyirci alan 2. bilim kurgu filmi oldu. Film 36 haftalık serüveni sonucunda 25 milyon 398 bin 617 TL hasılat yaptı. Yönetmen: Ömer Faruk Sorak IMDb: 8.0 A.R.O.G Vizyon tarihi 5 Aralık 2008 olan filmi toplamda 3 milyon 707 bin 86 kişi izledi. 22 hafta vizyonda kalan film, toplamda 30 milyon 424 bin 262 TL hasılat elde etti. Yönetmen: Cem Yılmaz, Ali Taner Baltacı IMDb: 7.3 ÖRÜMCEK ADAM: EVE DÖNÜŞ YOK / SPIDER-MAN: NO WAY HOME 17 Aralık 2021 tarihinde vizyona giren film, 24 hafta vizyonda kalarak toplamda 2 milyon 882 bin 960 kişi tarafından tercih edildi. Böylece film 76 milyon 704 bin 251 TL hasılat ile vizyonu kapattı. Yönetmen: Jon Watts IMDb: 8.2 AVATAR 18 Aralık 2009 tarihinde vizyona giren bilim kurgu filmi, 52 hafta vizyonda kaldı ve 2 milyon 586 bin 627 izleyici ile kapanışı yaptı. Film toplamda 32 milyon 817 bin 306 TL hasılat gerçekleştirdi. Yönetmen: James Cameron IMDb: 7.9 2012 13 Kasım 2009 tarihinde yayınlanan filmi toplamda 1 milyon 497 bin 17 kişi izledi. Böylece film, 25 haftalık vizyon geçmişi sonunda 13 milyon 268 bin 138 TL hasılat elde etti. Yönetmen: Roland Emmerich IMDb: 5.8 MATRİX: YENİDEN YÜKLENDİ / MATRIX RELOADED 16 Mayıs 2003’te vizyona giren filmi toplamda 1 milyon 470 bin 316 kişi izledi. Böylece film, tüm zamanların en çok seyirci alan 7. bilim kurgu filmi oldu. Film, 21 haftanın sonunda 7 milyon 738 bin 646 TL hasılat gerçekleştirdi. Yönetmen: Lilly Wachowski, Lana Wachowski IMDb: 7.2 MATRIX 3 Eylül 1999 tarihinde vizyona giren filmi toplamda 1 milyon 368 bin 270 kişi izledi ve film Türkiye’de seyirci rekoru kıran 8. bilim kurgu filmi oldu. Yönetmen: Lilly Wachowski, Lana Wachowski IMDb: 8.7 STAR WARS: GÜÇ UYANIYOR / STAR WARS: THE FORCE AWAKENS Vizyona 17 Aralık 2015 tarihinde giren film, 10 hafta vizyonda kalarak toplamda 1 milyon 149 bin 329 sinema seyircisi tarafından tercih edildi. 10 hafta vizyonda kalan film toplamda 17 milyon 170 bin 964 TL hasılat elde etti. Yönetmen: J.J. Abrams IMDb: 7.8 BAŞLANGIÇ / INCEPTION 20 Temmuz 2010 tarihinde yayınlanan filmi 25 haftanın sonunda toplamda 1 milyon 107 bin 555 sinema seyircisi izledi. Film, 25 haftayı 11 milyon 108 bin 953 TL hasılat ile kapattı. Yönetmen: Christopher Nolan IMDb: 8.8

Yeni filmler sinemalarda sizi bekliyor (20 Ekim vizyona yeni giren filmler) Haber

Yeni filmler sinemalarda sizi bekliyor (20 Ekim vizyona yeni giren filmler)

ASLI YEŞİLYURT Sinema salonlarında bu hafta 4’ü yerli 7 yeni yapım, film tutkunlarını bekliyor. İşte o filmler… ÇÖZÜMLER KİTABI Dram, komedi türünde vizyona giren film, yapımcılarıyla yaşadığı sorunların sonucunda filmini teyzesinin evinde bitirmek zorunda kalan yönetmen Marc’ın ilhamını geri getirme çabalarını konu alıyor. HER ŞEY AŞK İÇİN Komedi türünde vizyona giren film, evlenme aşamasında olan Sedef ve Alper’in planlarının, Sedef’in dedesi tarafından engellenmesini konu alıyor. Alper’in bedelli askerlik yaptığını öğrenen emekli albay, 30 günlük askeri eğitim şartıyla bu evliliğe izin verecektir.   ÖĞRETMEN Komedi türündeki film, koyu Fenerbahçeli bir öğretmenin Trabzon’a atanmasının ardından onun gözünden Trabzonspor-Fenerbahçe rekabetini konu alıyor. İBİ: DOĞU EKSPRESİ’NİN GİZEMİ Animasyon türündeki film, Doğu Ekspresi ile Kars’a giden İbi’nin yolculuğunun, trenlerinin başka yere ışınlanmasıyla kötü bir masal kahramanının eline geçmesi sonucu engellenmesini konu alıyor. SERÇENİN GÖZYAŞI Dram türünde vizyona giren film, kocası Mesut tarafından şiddete ve cinsel saldırıya uğrayan Emine’nin kocasında kaçmaya çalışırken yakalanmasını ve Mesut’u yanlışlıkla vurmasını konu alıyor. Kocasının durumunun kritik olmasıyla başı belaya giren Emine’nin davasını ünlü avukat Ayten Çetiner üstlenir. TESTERE X Gerilim, korku türündeki film serisi, en yeni filmiyle kendini hatırlatıyor. Filmin baş karakteri Jigsaw, kendi yöntemleriyle intikam almaya çalışıyor. DOLUNAY KATİLLERİ Dram türünde vizyona giren film, 1920’lerde gizemli koşullarda öldürülen Osage kabile üyelerini ve bu olayın bir FBI soruşturmasını başlatmasını konu alıyor.

61 yıl önce bugün: 007 James Bond Haber

61 yıl önce bugün: 007 James Bond

Ezgi Özdaş Kitaplardan çizgi romanlara filmlerden video oyunlarına kadar birçok farklı alanda başarı öyküleri yazmış ve tüm dünyanın aklına adını kazımış olan 007 James Bond efsanesi, 61 yıl önce bugün ilk filmiyle hayatlarımıza girdi. İngiliz yazar Ian Fleming tarafından ilk olarak 1953’te yaratılan İngiliz ajan karakteri yazarının ölümünden önce 12 roman ve 2 öykü kitabı ile ilk yayımlarını yaptı. Yazar Fleming’in ölümünden sonra birçok yazar tarafından devam ettirilen James Bond hikayesi Christopher Wood tarafından beyaz perdeye uyarlanan iki senaryo şeklinde yazıldı. Bond serisine ait 25 film çekildi ve böylece dünyanın en uzun serili filmi olarak tarihe geçti. İşte seride James Bond’u oynayan karakterler: Sean Connery (1962–67, 1971, 1983) George Lazenby (1969) Roger Moore (1973–85) Timothy Dalton (1987–89) Pierce Brosnan (1995–2002) Daniel Craig (2006–2021) Sırasıyla izlenebilecek James Bond serisi: Dr. No: 1962 From Russia with love: 1963 Goldfinger: 1964 Thunderball: 1965 You only live twice: 1967 On her majesty’s secret service: 1969 Diamonds are forever: 1971 Live and let die: 1973 The man with the golden gun. 1974 The spy who loved me: 1977 Moonraker: 1979 For your eyes only: 1981 Octopussy: 1983 A view to a kill: 1985 The living daylights: 1987 Licence to kill: 1989 GoldenEye: 1995 Tomorrow never dies: 1997 The World is not enought: 1999 Die another day: 2002 Casino royale: 2006 Quantum of solace: 2008 Skyfall: 2012 Spectre: 2015 Never say never again: 1983 No time to die: 2021

Nuri Bilge Ceylan filmleri ve hasılatları Haber

Nuri Bilge Ceylan filmleri ve hasılatları

ASLI YEŞİLYURT Dünyaca ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan, ulusal çapta ününe ün katmaya devam ederken, filmleriyle de izleyicileri düşündürmeye, sinematografisi ile büyülemeye devam ediyor. Peki dünya çapında üne kazanan ve sayısız ödül alan filmlere imza atan Nuri Bilge Ceylan’ın filmleri ne kadar hasılat elde etti? İşte cevaplar… MAYIS SIKINTISI (1999) Film, küçük dertleriyle beraber huzurla kasabalarında yaşayan insanların bu huzurunun, çocukluğunun geçtiği kasabada film çekmeyi kafasına koymuş Muzaffer’in gelişiyle zedelenmesini konu alıyor. Film, 36. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ve En İyi İkinci Film Ödülü’ne layık görüldü. HASILAT: 38 bin 578 IMDb: 7.4 UZAK (2002) Film, ideallerinden uzaklaşmaya başladıkça yaşamın anlamını yitiren bir adam ile hayallerini gerçekleştirmek isteyen bir genci konu alıyor. Film, 39. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film ödülüne, Nuri Bilge Ceylan ise En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödülüne, Cannes Film Festivali’nde ise Büyük Ödül, En İyi Erkek Oyuncu ödülleri aldı. HASILAT: 259 bin 198 IMDb: 7.5 İKLİMLER (2006) Film, farklı iklimlerin insanları olan İsa ve Bahar’ın hayatlarının kesişmesini ve bu iklim farklılıklarının ilişkilerinde yol açtığı şeyleri konu alıyor. Usta yönetmen Nuri Bilge Ceylan filmde başrol oyuncusu olarak da yer alıyor. Film, Cannes’da FIPRESCI Ödülü aldı. HASILAT: 257 bin 556 IMDb: 7.1 ÜÇ MAYMUN (2008) Film, genel seçimlerde aday olacak olan iş adamı Servet’in geçirdiği trafik kazasının ölüme yol açmasını, bunun sonucunda araçta bile olmayan şoförüne para verip ölümün sorumluluğunu almasını istemesini işliyor. Film, Cannes'da En İyi Yönetmen Ödülü'nü kazandı. HASILAT: 1 milyon 173 bin 753 IMDb: 7.3 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA (2011) Film, polis memuru, savcı, doktor ve cinayet zanlısının işenen bir cinayetin ardından cesedin peşine düşmesini konu alıyor. Film, Cannes Film Festivali'nde Büyük Jüri Ödülü'nü kazandı. HASILAT: 1 milyon 599 bin 541 IMDb: 7.8 KIŞ UYKUSU (2013) Kış Uykusu, emekli bir tiyatrocu olan Aydın’ın Kapadokya’ya yerleşmesi ile etrafındaki kadınlarla değişen hayatını konu alıyor. Film, Cannes'da Altın Palmiye'yi kazandı. HASILAT: 3 milyon 577 bin 811 IMDb: 8.1 AHLAT AĞACI (2018) Film, edebiyata ilgili bir genç olan ve yazar olmak isteyen Sinan’ın, köye dönmesi ile kitabını bastıracak parayı bulmak için tüm enerjisini harcamasını, bu yolda ise babasının borçlarıyla karşılaşmasını konu alıyor. HASILAT: 3 milyon 258 bin 117 IMDb: 8.0 KURU OTLAR ÜSTÜNE (2023) Film, ücra bir kasabada zorunlu görevi tamamlayıp tayin olmayı bekleyen bir öğretmenin planlarının, bir kız öğrencisinin asılsız taciz iddiası üzerine altüst olmasını konu alıyor. Merve Dizdar bu film ile En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandı. HASILAT: 22 milyon 672 bin 522 (vizyonda)

Ödüller sahiplerini buldu Haber

Ödüller sahiplerini buldu

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü destekleriyle Ehli Sanat Sinema ve Kültür Derneği tarafından bu yıl 10’uncu kez düzenlenen, ‘Uluslararası Yed-i Velayet 7 Vilayet Kısa Film Festivali’nde ödüller, düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Bu yıl, “Kurtuluşun Kadınları” temasıyla gerçekleştirilen festivalde, en iyi 7 senaryo ve en iyi 4 film ödül aldı. BTSO ev sahipliğinde Bursa Business School’da gerçekleştirilen ödül törenine, BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın yanı sıra Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, BTSO Yönetim Kurulu ve Meclis Divan üyeleri ile sinemaseverler katıldı. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay yaptığı açılış konuşmasında, her yıl gelişerek devam eden ‘Uluslararası Yed-i Velayet 7 Vilayet Kısa Film Festivali’nin Bursa ve Türkiye adına kalıcı değerler üretebilmenin en güzel örneklerinden biri olduğunu söyledi. Ödüllerin, çalışkan ve azimli gençler için gelecekte daha büyük başarıların kapılarını araladığını söyleyen Başkan Burkay, “Genç sinemacılar, gönül verdikleri ve icra ettikleri sanatla, tarihi ve kültürel değerlerimizin nesilden nesile aktarılmasında önemli rol oynuyor. Bizler de kültür ve sanat etkinliklerine verdiğimiz destekle gençlerimizin yanındayız. Onların kariyer yolculuklarına katkı sağladığımız için mutluyuz.” ifadelerini kullandı. “Milli Mücadelemizin Sembolü Kurtuluşun Kadınları” BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, gelişmiş şehirlerin, ekonomik zenginlikleri kadar, sosyal, kültürel ve sanatla ilgili çehreye verdikleri önemle de ön plana çıktığını ifade etti. Başkan Burkay, şunları kaydetti: “Bu çerçevede Yed-İ Velayet 7 Vilayet kısa film festivali de en önemli kültür sanat etkinliklerimiz arasında yer alıyor. Yaşama ve insanlığa getirdikleri yaklaşımla tüm dünyaya örnek olmuş birbirinden kıymetli isimleri, genç ve profesyonel senaristlerimizin yenilikçi ve özgün eserleriyle beyaz perdeye taşıdığımız festivalimizi bu yıl, milli mücadelemizin sembolü olan ‘Kurtuluşun Kadınları’ temasıyla gerçekleştiriyoruz. Ülkemizin büyük fedakârlıklar ve üstün cesaretle geçen milli mücadele yılları, bağımsızlık aşkının, millet iradesinin ne kadar güçlü olduğunu ve zorlukların üstesinden gelme azminin ne denli büyük olduğunu tüm dünyaya ilan ettiği bir dönemdir. Ülke tarihimize altın harflerle yazılan Kurtuluş Savaşı’mızın zaferle neticelenmesini sağlayan temel unsurlardan biri de şüphesiz kadınlarımızın vatan sevgisi ile dolu yürekleriyle verdikleri eşsiz mücadeledir. Aynı mücadeleyi günümüz şartlarında büyük bir kararlılıkla sosyal, kültürel ve ekonomik alanda bir bütün olarak sergilediğimiz takdirde Türkiye yüzyılı vizyonumuz çerçevesinde hedeflerimize inşallah hep birlikte ulaşacağız.” “Sinema Kültürel Yaşamı Şekillendiriyor” Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, en önemli kitle iletişim araçlarından biri olan sinemanın, toplumları ortak görüşte buluşturma gücüne sahip olduğunu söyledi. Bu yönüyle de sinemanın kültürel yaşamı şekillendirebilecek özellikte olduğunu belirten Vali Demirtaş, “Aynı zamanda sektörün tüm neferleri bir araya gelip ekonomik hayata da önemli katkılar sağlamaktadır. Türk kültürünün ortak değerlerini ön plana çıkaran Yed-i Velayet 7 Vilayet Kısa Film Festivali, önemli bir organizasyon. Katkı sağlayanlara şükranlarımı sunuyorum.” diye konuştu. “Farklı Medeniyetlerin ve Kültürlerin Harmanı Bursa” Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa’nın kültürel değerlerini sanat dünyasına ilmek ilmek işlediği bir kent olduğunu belirterek, “Farklı medeniyetlerin ve kültürlerin harmanı olan ülkemizin bütün şehirleri kendine has değerleriyle öne çıkarak sakinlerine ve konuklarına yeni ufuklar açmaktadır. Bursa bu yönüyle çok zengin bir şehir. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, BTSO ile Ehli Sanat Sinema ve Kültür Derneği iş birliğinde 10.’su düzenlenen uluslararası kısa film festivalimiz gelenekselleşme yolunda emin adımlarla ilerliyor. Cumhuriyetimizin 100. yılı münasebetiyle festivalin alt başlığının ‘Kurtuluşun Kadınları’ olarak belirlenmesi ve festivalin kahraman Türk kadınlarına adanması da oldukça önemli. Emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum.” dedi. “Festivali Kurtuluşun Kadınlarına İthafen Gerçekleştirdik” Uluslararası Yed-i Velayet 7 Vilayet Kısa Film Festival Başkanı Eda Sürmeli, Cumhuriyet’in yüzüncü yılında düzenledikleri festivalin 10. yılını kurtuluşun kadınlarına ithaf ettiklerini söyledi. Aynı zamanda Ehli Sanat Sinema ve Kültür Derneği Başkanı da olan Sürmeli, “Kahraman 7 Türk kadınının hikayesini beyaz perdeye taşıdığımız bu yılı ahde vefa yılı olarak adlandırdık. Bu çerçevede ahde vefa borcumuzu ödememize destek olan BTSO, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’ne ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu. Onur Ödülünün Sahibi Ghassan Mashoud Konuşmaların ardından ilk olarak Cennetin Krallığı filminde canlandırdığı Selahattin Eyyubi karakteriyle tanınan dünyaca ünlü oyuncu Ghassan Mashoud’a ‘Onur Ödülü’ verildi. Daha sonra ödül törenine geçildi. ‘Senaryo’ kategorisinde, ‘Gazi Halime Çavuş’ temalı ödül Ozan Kenar’a, ‘Halide Edip Adıvar’ temalı ödül Erkan Avcı’ya, ‘Gördesli Makbule’ temalı ödül Hülya Başak Karadal’a, ‘Hafız Selman İzbeli’ temalı ödül Mehmet Onur Karataş’a, ‘Kara Fatma’ temalı ödül Mutlu Polat’a, ‘Tayyar Rahmiye’ temalı ödül Mesut Özyaprak’a, ‘Çete Emir Ayşe’ temalı ödül ise Kerem Nadir Özcan’a verildi. Gecede en iyi ‘animasyon filmi’ ödülünü ‘Black Bird’in yönetmeni Zeynep İnce Tekin, en iyi ‘kurmaca film’ ödülünü “Kırlangıç” ile Hüseyin Demirtaş, en iyi ‘belgesel film’ ödülünü ‘Arayış’ ile Orhan Bulut alırken, BTSO mansiyon ödülünün sahibi ise ‘Heyemola’ ile Yılmaz Kıvanç’ın oldu. Kaynak: İHA

Dramın derinliği: ‘Bir rüya için ağıt’ Haber

Dramın derinliği: ‘Bir rüya için ağıt’

Aslı Yeşilyurt Hubert Selby’nin aynı isimli romanından 2000 yılında beyaz perdeye uyarlanan, başrollerini Ellen Burstyn, Jennifer Connelly, Marlon Wayans gibi isimlerin paylaştığı dram/trajedi dalının en iyi filmleri arasında gösterilen Bir Rüya İçin Ağıt filmi, dram türünün en iyi örneklerinden biri olarak biliniyor. Peki bu dram tarzında üretilen film içeriklerinin özellikleri nelerdir? Bir Rüya İçin Ağıt filminin konusu nedir? Filmin karakterleri ve sinematografisinin vermek istediği mesaj nedir? İşte Bir Rüya İçin Ağıt filmine dair detaylı inceleme… Dram filmleri, film türleri içinde en geniş kapsamlı olan türdür. İnsana dair her şeyi konu edinebilir. Karakterler toplumun her kesiminden ve sıradan insanlar olarak görülür. Günlük yaşantıda karşılaşılabilen nitelikleri vardır. Günlük hayatın içinden, sıkça karşılaşılabilen, belirli bir toplumsal durumu konu edinen filmlerdir. Konusunu günlük yaşamdan, tarihin içinden alır. Amacı ise ortaya bir olağanüstü olay koyarak karakterleri bu durumla mücadele ettirmek ve bu mücadele sırasında ne gibi sorunlar çıktığı, nasıl sorular sorulduğunu, karakterin hangi noktaya nasıl ve neden geldiğini anlatmaktır. Karakterin bu mücadelede yenik düşmesi veya üstün gelmesi önemli değildir. Bu tür filmlerde, gerçek mekanlara, gerçek yaşam koşullarına yer verilir. Bu tür filmler bize karakterin en iyi halini ve en kötü halini yalınlıkla gösterir. Türün işlediği konular genellikle sosyal problemler, adaletsizliklerdir. Örneğin, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, ırk ve din ayrımcılığı, yoksulluk, akıl hastalıkları, kadına karşı uygulanan şiddet gibi konular sıkça görülür. Dram filmlerinde bu tarz sosyal sorunlardan dolayı dışlanan karakter veya kesimler sıkça görülür. Bu tür filmler, sosyal problemleri gerçekçi bir şekilde gösterir. Darren Aronofsky’de bu sosyal problemlerden biri olan bağımlılığı 2000 yılı yapımlı Bir Rüya İçin Ağıt filminde başarılı bir şekilde işlemiştir. Bağımlılığın sadece uyuşturucu değil birçok şey olabileceğini gösteren, neye ne kadar bağımlı olduğumuzu sorgulamamızı sağlayarak toplumun genelini kapsayan bir sorunu önümüze getirmiştir. Bir farkındalık yaratmakta oldukça başarılıdır. Dram türünü barındıran film, bu dört karakterin mücadelelerini, sorunlarını, hangi kararlar ile hangi noktalara geldiklerini en etkileyici bir şekilde bize gösterir. Karakterler bu mücadelede yanlış kararlar vererek galip gelememiştir. Bu durum filmin içerdiği türün özelliği olarak gerçekliği bir kez daha gösterir. Filmin içinde sıkça duyduğumuz ‘bir kazanan var’ cümlesi filmin bize vermek istediği mesajı belirtir. Filmin içindeki karakterler bir şey kazanamamış olsalar da izleyici açısından söylenen bir cümle olmuştur. Film, toplumda var olan sorunları, gerçekçi bir şekilde, toplumun içinde var olan, her an görebileceğimiz karakterlerle izleyiciye göstermiştir. Bu izleyici açısından kazanılan bir farkındalıktır. ·      FİLMİN KARAKTERLERİ Film oldukça psikolojik bir anlatımla çeşitli bağımlılıkları konu almaktadır. Film psikolojik, sosyolojik temeller içermektedir. Filmin karakterleri Sara, Harry, Marion ve Tyrone filmin ilk evresinde oldukça sakin karakterli görünmektedir. Sara Goldfarb, kocası öldükten sonra yalnızlık çeken, oğlu Harry’den başka kimsesi olmayan, tüm vaktini televizyon başında geçiren bir anne karakteridir. Eşinin ölümü onu çok etkilemiş, ne ev ile ne de oğluyla ilgilenmez olmuştur. Yönetmen film ilerledikçe onun ilaç ve televizyon bağımlılığını ve bununla mücadele etme çabalarını gösterecektir. Harry Goldfarb ise başına buyruk, serseri, hayata dair hiç planı olmayan, uyuşturucu bağımlısı bir gençtir. Kısa yoldan para kazanma ve zengin olma hayali içindedir. Bir süre işler istediği gibi gider ancak bu dönem kısa sürer ve içinden çıkılmaz hal alır. Tyrone Love, tıpkı arkadaşı Harry gibi güçlü ve zengin olup kendini ispatlamak isteyen bir karakterdir. Çok sevdiği annesinin hatırasıyla güç bulmaktadır. Annesi hayatta olmasa da tek istediği bir gün başarılı olup onu memnun etmektir. Marion Silver ise hayali moda evi açmak olan genç bir kızdır. Bu hayaline sevgilisi olan Harry ile girdiği yoldan ulaşmayı ister. Daha sonra ise istemediği başka yollara sürüklenir. Filmin başında statik olan, sıradan hayat süren karakterler seçtikleri yol çerçevesinde dinamik hale gelmektedir. Bu durum onların çizdiği yolda en iyi ve en kötü hallerini görmemizi sağlamıştır. Karakterlerin bağımlılıkları uğruna asla yapmayacakları şeyler yaparken görmekteyiz. Açıkça görülür bir değişim sürecinden geçerler. Bu durum da filmi etkili kılan diğer bir özelliktir. · FİLMİN KONUSU Filmin konusu dram türünün özelliklerini yansıtarak gerçek hayatın içinden, sıkça karşılaştığımız ve toplumsal bir sorunu anlatmaktadır. Günümüzde birçok insan herhangi bir şeye bağımlıdır ancak bunu fark edemez. Film bu farkındalığı yaratmaktadır. Karakterlerin en iyi ve en kötü halini bu bağımlılık etkisiyle görmekteyiz. Filmin akıllarda unutulmaz yer edinmesi, etkileyiciliğinin sorgulanamaz olması belki de bu gerçekçiliğinden gelmektedir.  Filmdeki dört ana karakter de bir çeşit bağımlılık içerisindedir. Filmin ilk evresi tüm karakterler için sıradan geçmektedir. Anne rolündeki Sara Goldfarb, bir televizyon programına katılma teklifi alır. Bu programa en sevdiği ancak artık eskisi kadar zayıf olmadığı için ona olmayan kırmızı elbisesiyle gitmek ister. Bu elbiseyi tekrar giyebilmek için diyet ilaçlarına kullanmaya karar verir. Artık hayattaki tek amacı o elbiseyi giyebilmektir. Filmin diğer evrelerinde kullandığı ilaç ve televizyon onun bağımlılığı haline gelmektedir. Filmin diğer karakterleri için de ilk evre oldukça iyidir. Üç arkadaş olan Harry Goldfarb, Marion Silver ve Tyrone Love uyuşturucu bağımlısıdır. Harry ve Marion büyük ve etkili bir aşk yaşamaktadır. Daha fazla uyuşturucu alabilmek için birlikte savaşırlar. Bunun için para bulma çabaları sıradan geçmektedir. Zaman içinde bu işin ticaretini de yapmaya başlayarak para kazanmaya başlarlar. Ama çok geçmeden her şey kötü gitmeye başlar. Filmin ikinci evresi de güzel geçmektedir. Üç arkadaş her şeyi yoluna sokmuş, girdikleri uyuşturucu kartelinde ekonomik olarak iyi bir şekilde yaşamaktalardır. Karakterler açısından yükseliş evresi burasıdır. Gençler para kazanmakta, Sara da hayalini kurduğu elbiseye girebilme yolunda kilo vermektedir. Üçüncü evre ise zorlukların başladığı evredir. Türün niteliğinden gelen mücadele içine girme kısmı bu durumdan sonra oluşur. Karakterlerin önlerine çıkan durumlar sonucunda ne gibi kararlar alıp, ne gibi sorunlar çıkaracaklar ve onlarla nasıl mücadele edecekleri filmin üçüncü evresinde başlar. Yaşanan sıkıntılar ard arda gelir. Sara kullandığı ilaçları sonucunda uyumamaya, halüsinasyonlar görmeye ve yemek yememeye başlar. Bilincini kaybetmeye başlayan Sara, delirme aşamasına gelmektedir. Üç arkadaş ise ticaretini yaptıkları uyuşturucunun alımı sırasında bir cinayet işlenir ve Tyrone karakteri hapse girer ve diğer arkadaşları onu kurtarmak için birikmiş paralarını kullanır. Bu durum sonucunda hem parasız hem uyuşturucusuz kalırlar. Daha sonra bu kaybı düzeltmek için yeni maceralara atılırlar ancak bu durum hayatlarını kökten değiştirmeye gider. Harry bu sıkıntılar sonucunda daha farklı şeyler kullanmaya başlar. Marion, uyuşturucu alabilmek için bedeninden, Harry de kendinden ödün verir. Son evrede ise karakterler tamamen eski hayatlarına veda etmişlerdir. Harry, uyuşturucu enjekte etmekten kolunu kaybetme yolundadır. Arkadaşı Tyrone ile Florida’ya yaptıkları bir yolculuk sırasında kötüleşerek bir hastaneye gider ve burada ikisi de tutuklanır. Annesi Sara ise gördüğü halüsinasyonların etkisiyle buzdolabının ona saldırdığını sanarak evden kaçar. O da garip hareketlerinden dolayı hastaneye götürülür. Filmin sonunda dört karakter de rüyalarına, amaçlarına ulaşmak uğruna yanlış yollarda mücadele ederken edindikleri bağımlılıkların kurbanı olur. Harry kolunu, Tyrone özgürlüğünü, Marion bedenini ve Sara da aklını kaybeder. Filmin ikinci evresi olan rüya evresidir. Her şey yolunda gitmektedir. Ancak bu rüya evresi için bir ağıt ödeme zorunluluğunu ilerleyen sürelerde gösterilir. Karakterlerin hayatın  içinde olan kişileri yansıttığı düşünülürse bu durum filmin gerçekçiliğini artırmıştır. · SİNEMATOGRAFİ Film, sinematografi açısından oldukça etkilidir. Belki de filmi en unutulmaz ve etkili yapan şey bu görüntüler olmuştur. İzleyicinin karakterlerle bütünleşmesi, onların çektiği acıları hissetmesini sağlamak filmi unutulmazlar arasına koymuştur. Bu etkiyle izleyici, dört karakterin de içinde bulundukları durumu kolayca hissedebilmektedir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.