SON DAKİKA
Hava Durumu

#şiddet

A Gazete - şiddet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, şiddet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kağıtta bin turna kuşu ile dur diyecekler Haber

Kağıtta bin turna kuşu ile dur diyecekler

Kadınlar HayatPark’ta origami tekniğiyle turna kuşlarını yapmaya başladı. Konyaaltı Belediyesi toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden doğan ve kadınların toplumdaki ikincil konumlarına dayanarak kadınlara uygulanan her türlü şiddet eylemine karşı durmak için etkinliklerine bir yenisini ekliyor. Belediye, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” kapsamında Kağıttan Bin Turna Kuşu efsanesinden yola çıkarak “Bin Turna Altında Buluşalım” etkinliği düzenleyecek. Bin kadın dilek tutacak Etkinlik kapsamında 24 Kasım Cuma günü HayatPark’ta bin kadın, origami tekniğiyle yaptığı bin adet turna kuşunu ağaçlara asarak kadına yönelik şiddetin son bulmasını dileyecek. Yüzlerce kadın HayatPark’ta buluşarak uzman eğitmenler eşliğinde origami tekniğiyle turna kuşlarını yapmaya başladı. 7’den 70’e her yaştan kadının katıldığı turna kuşu yapımı Perşembe günü (yarın) 14.00-17.00 saatleri arasına kadar devam edecek. HayatPark’ın yanı sıra Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü Cem Evi Derneği’nde de kadınlar origami tekniğiyle turna kuşu yaptılar. Kadınlar daha sonra yaptıkları kuşları ağaçlara asacaklar. Tek yürek olalım Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, tüm kadınları “Bin Turna Altında Buluşalım” etkinliğine davet etti. Esen, "Kadına şiddetin son bulması en büyük dileğimiz. Cuma günü kadına şiddetin sona ermesi dileğiyle bin kadın bin turna kuşunu HayatPark’ta ağaçlara asacak. Gelin sizler de bu etkinliğimize destek vererek kadın hemcinslerinize yönelik şiddete karşı çıkın" dedi. Kağıttan bin Turna kuşu efsanesi Amerika Birleşik Devletleri Japonya’nın Hiroşima kentine atom bombası attığında bu şehirde yaşamakta olan Sadako Sasaki adlı iki yaşındaki kız çocuğu, atom bombasının yaydığı radyasyon nedeniyle lösemi olmuş ve on yıl sonra ölmüştür. Sadako'nun hastalıkla mücadelede gösterdiği cesaret, onu Japon çocuklarının gözünde kahraman yapmıştır. 'Kâğıttan Bin Turna Kuşu' efsanesine göre bir insan kâğıttan bin turna kuşu yaparsa dileği kabul olurmuş. Sadako, hastalığını öğrendiğinde ümidini kaybetmeyip kâğıttan turna kuşu yapmaya başlamıştır. Ancak Japon kızının ömrü bin turnayı katlamaya yetmez ve 25 Ekim 1955 günü 644. turnayı katlarken ölür. Arkadaşları, eksik kalan 356 turnayı katlayıp onun için kâğıttan turna kuşu kulübü düzenlemişlerdir. Turna kuşu, barışın simgesi haline gelmiştir. Kaynak: İHA

Sağlıkta şiddete 'büyük' kınama Haber

Sağlıkta şiddete 'büyük' kınama

Yapılan yazılı açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Sağlıkta şiddet, hem toplum sağlığı hem de çalışan sağlığı için büyük bir tehdittir ve bununla mücadele edilmesi gerekmektedir. Öncelikle son olarak Bursa Şehir Hastanesi’nde gerçekleşen, Dr. Nihan ALKIŞ hanımefendinin bir hasta yakını tarafından maruz kaldığı şiddeti, hekimlikten öte sadece insani duygusu olan her birey gibi bizler de kınıyoruz. Sağlıkta şiddet konusunun, maalesef günlük rutin haberler arasında yer almaya başladığına üzülerek şahit oluyoruz. Gerek bir takım diziler ve sosyal medya platformlarından olayın kanıksanır tarzda yansıtılmasını ve sağlıkçıya şiddete özendirilmesini doğru bulmuyoruz. Şiddet, mesleki vasıftan öte, insanlık suçu sayılmalıdır. Bu suçlar en ağır şekilde cezalandırılmalı, hiçbir şekilde iyi hal ya da başka adlarla indirim yapılmamalıdır. Sağlık hizmeti sunucusu çalışanların şiddete uğramasının, sağlık hizmetlerini sekteye uğratacağı aşikârdır. Sağlık çalışanlarının moral motivasyonunun yüksek olması kaliteli ve üst düzey bir sağlık hizmeti verilmesinin temel koşuludur. Sağlık sistemimizdeki bir takım uygulama eksiklikleri ve hataların sorumluluk ve yükünün tamamen sağlık çalışanlarına mal edilmesini kabul etmiyoruz. Sevgili halkımızı sağduyulu davranmaya, sayın yöneticilerimizi de hiçbir kaygı ve beklenti düşünmeksizin etkin yasalar çıkartıp sıkı ve tavizsiz bir şekilde uygulamaya / uygulatmaya davet ediyoruz. Tüm meslektaşlarımızla birlikte sağlıkta şiddete karşı mücadelede dayanışma içinde olacağız.” Kaynak: Bülten

Ünlü oyuncunun ağabeyi uyuşturucudan gözaltına alındı Haber

Ünlü oyuncunun ağabeyi uyuşturucudan gözaltına alındı

Ünlü oyuncu Aras Bulut İynemli’nin kendisi gibi oyuncu olan ağabeyi Orçun İynemli’nin eşi Eda İynemli, eşi tarafından darp edildiğini belirterek suç duyurusunda bulunmuş, genç kadın, Orçun İynemli hakkında evde uyuşturucu madde yetiştirip kullandığını da ihbar edince emniyet harekete geçmişti. Evde uyuşturucu yetiştirdiği iddia edilen Orçun İynemli gözaltına alındıktan sonra sevk edildiği adli makamlarca serbest bırakılmıştı olayın detayları ortaya çıktı. Ünlü oyuncu iki kez karakolluk olmuş 21 Ekim’de Beşiktaş Dikilitaş Mahallesi’nde meydana gelen olayda Eda İynemli ile eşi Orçun İynemli ’arasında tartışma yaşandığı, tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüştüğü ve sonrasında tarafların birbirinden şiddet gördükleri gerekçesiyle şikayetçi oldukları anlaşıldı. Taraflar emniyet götürüldü. Taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden şikayetçi olurken, Orçun İynemli ve Eda İynemli ifadelerinin alınmasının ardından adli makamlarca serbest bırakıldı. Olaydan bir gün sonra saat 03.20 sıralarında İynemli çiftinin yeniden tartıştığı belirlendi. Eda İynemli’nin eşinden şiddet gördüğünü belirtmesi üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Eda İynemli eve ulaşan polis ekiplerine, eşinin uyuşturucu madde yetiştirdiğini iddia etti. Orçun İynemli ise iddialar üzerine uyuşturucu yetiştirmediğini ancak evde uyuşturucu madde bulunduğunu, kendisinin içici olduğunu öne sürerek, 109.5 gram ağırlığındaki uyuşturucu maddeyi polise teslim etti. Gözaltına alınan Orçun İynemli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından sevk edildiği adli makamlarca adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Kaynak:İHA

Yargıtay'ı ikna edemedi Haber

Yargıtay'ı ikna edemedi

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, fiziksel şiddet mağduru eşleri ilgilendiren emsal bir karara imza attı. Bursa'da açılıp 10 sene süren ve Yargıtay'a kadar uzanan bir boşanma davasında şiddet mağduru olduğu görgü tanıklarıyla sabit olan kadının kocasını kurtarmak için Cumhuriyet Savcılığına verdiği ifade Yargıtay'ı ikna etmedi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, "tanık anlatımlarından erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı sabit olduğundan, kadının savcılıktaki beyanları kocasını ceza almaktan kurtarmaya yöneliktir" diyerek dayakçı kocayı cezalandırdı. Boşanma davasında her iki tarafı eşit kusurlu sayan Yargıtay her iki tarafın da tazminat talebini reddetti İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, davacı erkek eşin vekili; davalının müvekkiline iftiralar attığını, küçük düşüren hakaretlerde bulunduğunu, kadının babasının müvekkilini takip ettiğini, müvekkilinin ve davalının ailesinin davalıyı aile hekimine gitmesi konusunda ikna ettiklerini, aile hekimi tarafından yeşil reçete ile verilen ilaçları kullanmadığını, kadınlık görevlerini yerine getirmediğini ileri sürerek tarafların boşanmalarını, müvekkili yararına 15 bin TL maddi ve 30 bin TL manevi tazminata karar verilmesini talep etti. Davalı-karşı davacı kadın eşin vekili dilekçesinde; davacının tüm iddialarını inkârla kadın eşin evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirdiğini, çocuklarını okula götürmek dışında evden çıkmasının erkek tarafından yasaklandığını, evde el işi yaparak çalışmasına bile izin verilmediğini, eşi tarafından çocuklarının gözü önünde pek çok kez dövüldüğünü, evlilik birliğinin bozulmasında davacının kusurlu olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 100 bin TL maddi ve 100 bin TL manevi tazminata karar verilmesini talep etti. İlk Derece Mahkemesi, davanın kabulüne karar verdi İlk derece mahkemesi, erkek eşin kadına bağırıp çağırdığı, şiddet uyguladığı, dinlenen davalı tanıkların beyanlarından anlaşılacağı üzere davalının görmüş olduğu şiddet sonrasında gözünde morarma ve dudağında şişlik ile kanama meydana geldiği, keza kadının da kıskanç bir yapısının olduğu, eşinin başka kadınlarla birlikte olduğuna ilişkin ithamlarda bulunduğu,eşini komşularına ve çevresine karşı küçük düşürdüğü, eşine karşı hakaret içeren söylemlerde bulunduğu, evlilik birliğinin bozulmasında her iki tarafın da kusurlu olduğu gerekçesiyle kadın yararına 10 bin TL maddi ve 15 bin TL manevi tazminatın ödenmesine karar verdi. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi, eksik inceleme sebebi ile dosyayı ilk derece mahkemesine gönderdi Bölge Adliye Mahkemesi, toplanan delillerin ayrı ayrı görüşülerek sonucu uyarınca her bir boşanma nedeni ile ilgili olarak ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği hâlde bu durum gözönüne alınmadan karar verilmesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297/2 maddesindeki düzenlemeye aykırı olduğu gerekçesiyle diğer istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin tarafların istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verdi. İlk Derece Mahkemesi ikinci kez karar verdi İlk Derece Mahkemesi; davacının davalıya fiziksel şiddet uyguladığı tanık beyanlarından anlaşılmış olup Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasında davalı kadının dava açıldıktan sonra eşinin kendisine şiddet uygulamadığı şeklindeki beyanı olmuş ise de, davayı erkek tarafın açtığı, davalı kadının bu şikâyeti karakola yapmaya gittiğindeki amacının evi terk eden kocasının evine bakmasını sağlamaya yönelik olduğu, şikayet tarihinde dava henüz yeni açılmış olduğundan davalının eşinin açtığı boşanma davasından haberdar olmadığının anlaşıldığı, kadının o sıradaki tek derdinin evine ve çocuklarına yardım etmesini sağlamaya yönelik bir şikayet olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, 10 bin TL maddi ve 15 bin TL manevi tazminatın erkek eşten tahsiline, erkek eşin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verdi. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi,yoksulluk ve maneve tazminat miktarını arttırdı Bölge Adliye Mahkemesi; tarafların ilk derece mahkemesi gerekçesinde belirtilen kusurlu davranışlarının dosyadaki deliller ile kanıtlandığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğu, evlilik birliğinin çekilmez hâle gelmesinde davacı-karşı davalı erkeğin davalı-karşı davacı kadına oranla ağır kusurlu olduğuna yönelik tespitin yerinde olduğu gerekçesiyle 25 bin TL maddi tazminata karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulundu. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi hükmü bozdu Yargıtay 2. Hukuk Dairesi bozma ilâmında şu ifadelere yer verdi. "Her ne kadar ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğundan bahisle karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurları yanında davalı-karşı davacı kadının birlik görevlerini ihmal ettiği dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu davacı -karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” Bozma ilâmı sonucu dosya kendisine gönderilen Bölge Adliye Mahkemesi, önceki karar gerekçesi genişletilmek suretiyle direnme kararı verdi. Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili temyiz isteminde bulundu. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, fiziksel şiddet mağduru eşleri ilgilendiren emsal niteliği taşıyan kararını verirken şu ifadeleri kullandı. “Tanık anlatımlarından erkek eşin kadına fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğu, kadının Cumhuriyet Savcılığındaki beyanlarının kocasını ceza almaktan kurtarmaya yönelik kabul edilmesi gerektiği, kadın eşin sinirli ve kıskanç bir yapısının bulunduğu, eşini sürekli kendisini aldatmakla suçladığı, bu durumu çevresine anlattığı, küçük düşürücü söylemlerde bulunduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği görülmektedir. Gerçekleşen bu kusurlu davranışlar karşılaştırıldığında boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları tartışmasızdır. Hâl böyle olunca erkek eşin ağır kusurlu olduğunun kabulü ile dosya genelinde uygun düşmeyen bu kusur belirlemesine bağlı olarak kadın eş yararına tazminat ödenmesine karar verilmesi açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değildir.” Kararı değerlendiren İstanbul Barosu üyesi Avukat Fatih Karamercan şunları söyledi: “Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun söz konusu kararına göre, fiziksel şiddete maruz kalan eşin resmî makamlar önünde fiziksel şiddet vakıasının gerçekleşmediğine yönelik beyanı, boşanma dava dosyasında dinlenen tanıkların ifadeleri çerçevesinde çürütülmüştür. Sabit olaya göre, fiziksel şiddete maruz kalan eşin Cumhuriyet Savcılığındaki beyanları, erkek eşin ceza almaktan kurtartılmasına yönelik olarak görülmüştür. Her sabit olay kendi içerisinde değerlendirilmek kaydıyla, ülkemizde bu tip olaylar sıklıkla yaşanmaktadır. Ayrıca, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun söz konusu kararına göre, erkek eşin gerçekleştirdiği fiziksel şiddet vakıası, kadın eşin sinirli ve kıskanç bir yapısının bulunması, eşini sürekli kendisini aldatmakla suçlayarak bu durumu çevresine anlatması, küçük düşürücü söylemlerde bulunması ve birlik görevlerini yerine getirmediği vakıası birbirine eşit (denk) sayılmıştır. Bu nedenle de, taraflar eşit kusurlu sayılarak tarafların tazminat istemleri reddedilmiştir. Son olarak, boşanma davasının açılma tarihinin 2013, söz konusu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun karar tarihinin ise 2023 olduğu gözetildiğinde, Türk Medeni Kanunu’nda bulunan “kusur ilkesinden” dolayı boşanma davalarının çok uzun sürdüğü de bir gerçektir.” Kaynak: İHA

Eski sevgilisini tehdit etmişti! Tutuklandı... Haber

Eski sevgilisini tehdit etmişti! Tutuklandı...

Bursa'da eski sevgilisini dövüp ölümle tehdit eden şahıs çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. İddiaya göre, Bursa'da 9 yıl önce tanıştığı erkek arkadaşının sözlü tacizlerine dayanamayan Sibel Kahraman (33) kendisiyle 1 yıl önce görüşmeme kararı aldı. Ancak bunu kabullenmeyen İ.Ş. (49), Kahraman'ı telefonla sürekli taciz etti. Telefon numarasını değiştiren Kahraman, İ.Ş'den yine de kurtulamadı. Kadının çalıştığı iş yerine gelen İ.Ş. tacizlerine ve hakaretlerine devam etti. Yeni aldığı numarasına da ulaşan İ.Ş'den ölüm tehditleri aldığını ifade eden Kahraman, birçok kez polis merkezine giderek şikayetçi olduğunu söyledi. Son yaşadığı olayda yüzü tanınmaz hale gelen Kahraman, hayatının tehlikede olduğu gerekçesiyle İ.Ş'nin tutuklanması için darp raporu alıp yeniden şikayetçi oldu. 2014 yılında İ.Ş. ile tanıştığını ve son 1 yıldır taciz, hakaret ve şiddete maruz kaldığını belirten Kahraman, "Ben kendisiyle görüşmek istemediğimden itibaren iş yerimin ve evimin etrafında geziniyordu. Benim nerede olduğumu araştırıp bulunduğum yerlere geliyordu. İki kere kendisinden şikayetçi oldum. Fakat hiçbir sonuç alamadım. Bana sürekli cinsel içerikli mesajlar atıp tehditlerde bulunuyordu. Son yaşadığımız olayda, arkadaşlarımla oturuyorduk. Beni oradan zorla çıkartmak istedi. Dışarı çıktığımızda beni darp etti. Beni ve arkadaşlarımı öldürmekle tehdit etti. Sürekli 'infazımı senin yüzünden yakacağım' diyor. Ölmekten korkuyorum ve şahsın tutuklanmasını talep istiyorum. Daha bana neler yapması bekleniyor" dedi. Eski erkek arkadaşı tarafından darp edilen Kahraman'ın avukatı Semih Altın ise, "Müvekkilimi sürekli taciz ediyor, cinsel içerikli mesajlar gönderiyor. Müvekkilim bu mesajlara cevap vermeyince tacizleri artmaya başlıyor ve iş fiziksel şiddet noktasına kadar ilerliyor. Bu tarz insanların dışarıda gezmemesi ve tutuklanması gerekiyor. Çünkü bu tarz olaylar kadın cinayetlerine sebebiyet veriyor. Cezaların daha caydırıcı olması gerektiği kanaatindeyim. Eğer bu şahıs tutuklanmayıp serbest bırakılırsa telafisi mümkün olmayan sonuçlar mevcut, hastanede raporumuzu aldık. Cumhuriyet başsavcılığına şikayette bulunacağız ve sanığın tutuklanmasını talep edeceğiz" şeklinde konuştu. Suçlamaları reddeden İ.Ş. ise "Daha sonra Sibel beni takıntı haline getirdi. Sürekli arayıp, rahatsız ediyordu. Ondan kurtulmak için telefon numaramı değiştirip, İstanbul'a taşınacağımı söyledim. Daha sonra bir gece kulübünde denk geldik. Masama gelmek istedi. Konuşmak için dışarı çıktık. Tekrar içeri girdiğimizde korumalara 'Beni rahatsız ediyor' diyerek kovdurdu. Ertesi gün kuzenimle başka bir mekanına gittim. Bu sırada kuzenimim işi çıktı. O tam ayrılacakken arka masaya baktığımda Sibel ve arkadaşlarının olduğunu fark ettim. Daha sonra beni masalarına davet etti. Bir süre oturduktan sonra taksi ile ayrıldık. Sibel'i evinin önüne bıraktım. Bu sırada arabadan inmeden 'Ben geçiyorum. Çantamı alıp arkamdan eve gelirsin' dedi. O gittikten sonra ben de çantasını alarak eve gittim. Merdivenlerde düşmüş olarak gördüm. Herhalde yüzünü ve burnunu çarpmış. Bana evinin anahtarlarını verip kapıyı açmamı ve kendisine yardım etmemi söyledi. Ben de kapıyı açıp yatağına yatırdım. Buz tedavisi de yaptım. Daha sonra evden ayrıldım. Hiçbir şekilde darp ve hakaret etmedim" ifadesini kullandı. Zanlı İ.Ş., polis merkezindeki işlemlerinin ardından 'kasten yaralama' ve 'hakaret' suçlamasıyla adliyeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkan şüpheli hakkında tutuklama kararı verildi. Kaynak: İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.