SON DAKİKA
Hava Durumu

#receptayyiperdoğan

A Gazete - receptayyiperdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, receptayyiperdoğan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

‘Aramızda güvenlik sorunu var’ Haber

‘Aramızda güvenlik sorunu var’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde Türkiye-Afrika 4. İş ve Ekonomi Forumu Kapanış Töreni’nde bir konuşma yaptı. Türk milleti olarak Afrika halkları ile kökleri 10. yüzyıla uzanan güçlü bağların bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kıtanın farklı şehirlerinde inşa edilen asırlık camiler, kütüphaneler, hanlar, limanlar aramızdaki kadim dostluğun nişanelerinden sadece bazılarıdır. Nice Afrika kökenli Osmanlı vatandaşının Cihan Harbi’nden vatan müdafaasına katılarak atalarımızla omuz omuza çarpıştığını biliyoruz. İşgalcilere karşı verdiğimiz İstiklal Harbi’mizin özgürlük mücadelelerinde Afrika halklarına cesaret ve ilham aşıladığı bir başka tarihi hakikattir. Bu köklü geçmişimize rağmen ilişkilerimizde bir dönem adeta fetret devri yaşadık. Şüphesiz bunda ülkemizin ve kıtanın içinde bulunduğu şartlar etkili oldu. Uzun yıllar süren savaşlardan yorgun düşen ülkemiz cumhuriyetimizin ilk yıllarında daha çok iç meseleleri ile uğraştı, yaralarını sarmaya çalıştı. Ancak bu dönemde dahi Türkiye, Afrika’ya ve Afrika halklarına asla sırtını dönmedi. Başta Kuzey Afrika ülkeleri olmak üzere kıtadaki özgürlük hareketlerini dönemin zorlu koşullarına rağmen güçlü bir şekilde destekledik. Bir şekilde Afrika halkları ile irtibatlarımızı korumaya gayret ettik” dedi. 2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiklerinde ilişkilerin yeterince gelişmediği ülkelere öncelik verdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlardan birinin de Afrika olduğunu belirtti. İlk olarak 2003 yılında Afrika ile ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi stratejisini uygulamaya koyduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2005 senesini Türkiye’de Afrika Yılı ilan ederek kıta ile ilişkilerde yeni bir sayfa açtıklarını hatırlattı. "Tüm Afrika’daki büyükelçilik sayımızı 44’e çıkardık" Kıtaya yönelik kibirli bakış açılarını ellerinin tersiyle ittiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afrikalı kardeşlerimizle göz hizasında ilişki kurmaya duygudaşlık geliştirmeye birbirimizi daha çok anlamaya ihtimam gösterdik. Tarihinde sömürgecilik lekesi bulunmayan bir millet olarak hiç bir ayrım yapmadan Afrika halklarını bağrımıza bastık. Afrika açılımı ile ivme kazanan iş birliğimizi 2008 yılında Afrika Birliği’nin stratejik ortağı olarak bütüncül bir yapıya kavuşturduk. Düzenlediğimiz üç Türkiye Afrika Ortaklık Zirvesi ile ülkemizin ciddiyetini, kıta ile işbirliğimize atfettiğimiz önemi açıkça ortaya koyduk. Afrika, Türk milletinin kalbinde olduğu kadar ülkemizin dış politikasında da özel bir yere sahiptir. Afrika’nın benim gözümdeki ve gönlümdeki yeri ise çok müstesnadır. Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım döneminde Kıtaya 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdim. Her ziyaretimde Afrika’nın zengin kültürünü, insanlarının samimiyetini, yokluk ve yoksulluk içinde olsalar bile Afrikalı kardeşlerimizin metanetini, gülen yüzlerinde çiçekler açan Afrikalı çocukların yaşama sevincini yakından görme imkanı bulduk. Afrikalı muhataplarımın söylediği şu sözün ne kadar doğru olduğunu ben de bizzat tecrübe ettim. Evet bir kez Afrika’ya giden her zaman gitmek istermiş. Biz de ne Afrika’dan ne Afrikalı kardeşlerimizden ne de kıtanın büyüleyici atmosferinden asla kopmadık, kopamadık. Tüm Afrika’daki büyükelçilik sayımızı 44’e çıkardık. Ankara’da 38 Afrika ülkesinin büyükelçisine ev sahipliği yapmaktan ayrıca gurur duyuyoruz. Ticaret müşavirliklerimizin sayısı yakında 31’e ulaşacak. Toplam 48 Afrika ülkesiyle iş konseyleri kurduk. Ticari ve ekonomik iş birliği anlaşmamız olan ülke sayısı 48’i buldu. Yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması olan ülke sayısı 32’ye çıktı. Ticaretten yatırıma, kültürden eğitime, Afrika ile her alanda ilişkilerimizin günden güne geliştiğini büyük bir mutlulukla müşahede ediyoruz” ifadelerini kullandı.   "1 milyon ton tahılın kıtaya ulaştırılması için görüşmelerimiz sürüyor" Kıtayla 2003 yılında 5.4 milyar dolar olan ticaret hacminin geçtiğimiz yıl itibariyle 41 milyar dolara yaklaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Doğrudan yatırımların toplam değeri 10 milyar doları aştı. Firmalarımız enerjiden inşaata, tarımdan beyaz eşyaya farklı alanlarda iş yaparak Afrika’nın alt ve üst yapı eksikliklerinin giderilmesine çok önemli vazifeler üstleniyor. Şirketlerimiz iş gücü ihtiyaçlarının büyük bölümünü yerelden üstlenerek Afrika ülkelerinde istihdama ve üretime destek oluyor. Savunma sanayi Türkiye’nin son yıllarda en büyük atılım yaptığı alanlar arasında geliyor. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk 3 ülkesinden biriyiz. Akıncı ile yakaladığımız ivmeyi Kızılelma ile bir üst lige yaşıyoruz. Savaş gemisi teknolojisinde de kendi gemisini tasarlayan, geliştiren, inşa ve idame edebilen 10 ülke arasındayız. Barış ve güvenliğin kalkınmanın temel şartı olduğu şiarı ile bu alandaki tecrübemizi Afrikalı kardeşlerimiz ile paylaşmaya hazırız. Afrika coğrafyasının başarısını kendi başarımız olarak addediyoruz. Afrika Birliği’nin G20 üyeliğine en başından beri tam destek verdik. Bu çerçevede Yeni Delhi’de yapılan son G20 zirvesinde Afrika Birliğinin üye olmasını memnuniyetle karşıladık. Aziz kardeşim Komorlar Birliği Cumhurbaşkanı Assoumani Azali’yi dönem başkanlığında gerçekleşen bu değerli üyelik için tebrik ediyorum. Afrika kıtasının küresel sistemde hak ettiği yerini alması için bundan sonrada her türlü katkıyı sağlayacağımızın bilinmesini istiyorum. Küresel ve bölgesel ölçekte maalesef üzücü gelişmelere şahit oluyoruz. Afrikalı bazı liderlerin Ukrayna - Rusya arasındaki savaşın barışçıl yöntemlerle sona erdirilmesi yönünde başlattığı girişime önem veriyorum. Biz de savaşın ilk gününden beri barış için çalıştık, çalışıyoruz” diye konuştu. Karadeniz girişimi ile gıda krizinin daha da derinleşmesinin önüne geçtiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, girişimin uygulanma döneminde 33 milyon ton tahılı boğazlardan güvenle taşınmasını temin ettiklerini ifade etti. Ancak tüm samimi çabalara rağmen Afrikalıların tahıldan arzu ettikleri miktarda faydalanamadığını bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konudaki rahatsızlığımızı çeşitli vesilelerle muhataplarımıza ilettik. Eski kolonyal alışkanlıklar ne yazık ki burada da devreye giriyor. Afrikalı kardeşlerimizin çektiği sıkıntılar batılı zengin ülkeler tarafından yeterince dikkate alınmadı. Tahılın Afrika ülkelerine daha adil ve daha etkin dağıtımına bilhassa önem veriyoruz. Karadeniz girişiminin uzatılmaması ile bazı Afrika ülkelerinin endişelerinin arttığının farkındayız. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile temaslarımızda bu kaygıların giderilmesi için neler yapabileceğimizi değerlendirdik, değerlendiriyoruz, ilk etapta 1 milyon ton tahılın kıtaya ulaştırılması için görüşmelerimiz sürüyor” dedi. "Filistinlilere yapılan insani yardımların kesilmesi ise yeni bir utanç lekesi olarak bu kararı alanların alnına yapışmıştır" Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkilerini yaşarken İsrail ile Filistin arasında meydana gelen hadiseler herkesi derinden sarstığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerginliğin daha da artarak bölgeye yayılması ihtimalinden endişeliyiz. Camilerin, hastanelerin ve sivil yerleşim yerlerinin bombalanması gibi saldırıları kabul etmediğimizi ve asla etmeyeceğimizi açıkça söylüyorum. Gazze’deki insani durumu kötüleştiren ablukanın bölgeyi provokasyonlara açık hassas bir duruma getirdiği malumdur. Buradan sizlerin aracılığıyla tüm dünyaya sesleniyorum, 360 kilometrekareye sıkışmış 2 milyon insanın elektriğini, suyunu, yakıtını, gıdasını kesmek en temel insan haklarının ihlalidir. Gazze halkının toptan cezalandırılması daha fazla sorunu büyütecek, daha fazla gerilime, daha fazla gözyaşına sebep olacak. İsrail yönetimimin Refah Kapısı’ndan insani yardımı geçişlerini izin vermesi gerekiyor. El Ariş Havalimanına içerisinde ilaç, dayanıklı gıda, konserve, çocuk bezi, su, tıbbi malzemelerin de bulunduğu bir insani yardım uçağımızı bu sabah gönderdik. Çatışmalar başladığından beri bölgeye intikal eden ilk yardım kargosunu götüren uçağımız bugün saat 12.00 itibarıyla havalimanına indi. AFAD Başkanlığımız yeni yardım malzemelerinin bölgeye sevki ile ilgili hazırlıklarını sürdürüyor. Biz bunu yaparken Birleşik Arap Emirlikleri aynı şekilde bunu yaparken, Katar bu tür yardımları yaparken, aynı şekilde Suudi Arabistan bunları yaparken ama bir de bakıyoruz ki Amerika buraya uçak gemisi göndermeyi konuşuyor. İngiltere uçak gemisi göndermeyi konuşuyor. İnsan hakları evrensel beyannamesinde acaba bunlar var mı? Şu anda Gazze’de yer ile yeksan edilen kadın, çocuk, anne ne var ne yok hepsi yok ediliyor. Bundan kimse dertlenmiyor ama biz dertleniyoruz. Eğer İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine zerre kadar saygınız varsa o zaman kusura bakmasınlar herkes acaba biz buraya ne gibi yardımda bulunabiliriz bunu konuşması lazım. Ama bunların böyle bir derdi yok. Şimdi kardeş Mısır makamlarıyla Gazze yardım ulaştıramaya devam edeceğiz. Milyonlarca insan açlık tehlikesi ile karşı karşıyayken Filistinlilere yapılan insani yardımların kesilmesi ise yeni bir utanç lekesi olarak bu kararı alanların alnına yapışmıştır” diye konuştu.   "Gazze şu an itibariyle mazlumdur, mağdurdur" Tüm tarafları akli selim hareket ederek önce ateşkesi sonra kalıcı barışı görüşmeye çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım ki şu anda Mısır’a yolda gidiyor. Gerekse MİT Başkanım, rehinelerin salıverilmesi başta olmak üzere krize çıkış yolu bulabilmek için temaslarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Ancak kimi aktörlerin sükuneti tesis etme yerine ateşe benzin döken provokatif tavırları hem bizim çabalarımızı sekteye uğratmakta hem de krizi derinleştirmektedir. Gazze şu an itibariyle mazlumdur, mağdurdur. Ama İsrail’in öyle bir mazlum durumu söz konusu değildir. Tabi NATO’da beraber olduğumuz Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgeye uçak gemilerini göndermesi maalesef barışa, sükunete, diyaloğa, diplomasiye ve taraflar arasında tansiyonun düşürülmesine hiçbir katkı sağlamıyor. Şimdi çok daha önemlisi Amerika’nın Dışişleri Bakanı, benim Dışişleri Bakanım ile görüşme yapıyor. ’İsrail’e Dışişleri Bakanı sıfatıyla değil bir Yahudi sıfatıyla yaklaşıyorum’ diyor. Bu nasıl bir politikacı, bu nasıl bir yaklaşım? Bunu söylediğin zaman sana karşındakiler de şunu söylerse. Ben de bölgeye bir Müslüman sıfatıyla yaklaşıyorum derse ne diyeceksin? Yahudi öbür tarafta Türk şu bu demiyoruz. Ya karşındakine insan sıfatıyla yaklaşacaksın. Çocukların halini görmüyor musun, o şehit edilen halini görmüyor musun, annelerinin babalarının ne hale geldiğini görmüyor musun? Ben seninle dışişleri bakanı sıfatıyla değil bir Yahudi olarak konuşuyorum diyor. Biz bugüne kadar hiç böyle yaklaşmadık. Ülkemdeki İsrail Büyükelçilikleri her türlü koruma altına aldık. Çünkü bu tür dönemlerde her şey olabilir. Biz ülkemizdeki bizim güvencimiz altında olması gerekir diyerek güvence altında tuttuk” diye konuştu. "Amerika ile aramızda güvenlik sorunu var" Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden’ın Türkiye’nin terör operasyonlarıyla ile ilgili yaptığı açıklamaları eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika başkanının dün Suriye konusunda yaptığı açıklamadaki yaklaşımı biz de kendilerinin bölgelerindeki faaliyetleri için ifade ediyoruz. Yani Amerika’nın PKK’nın Suriye’deki uzantılarıyla bu ülkede yürüttüğü faaliyetler Türkiye’nin milli güvenliği için olağanüstü bir tehdit mahiyetini sahiptir. Biz Amerika ile NATO’da beraber değil miyiz? Beraberiz. Peki bizim SİHA’mızı Amerika düşürdü mü düşürdü. Biz seninle NOTA’da nasıl beraberiz ya. Nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Aramızda güvenlik sorunu var. Söz konusu açıklama müttefiklik ve stratejik ortaklık ruhuyla bağdaşmadığı gibi Suriye’yi bölmeye çalışan terör örgütlerine cesaret vermektedir. Ülkemize yönelik terör tehdidini terör örgütünü arkasında kimin olduğunu bakmaksınız kaynağında ortadan kaldırmakta kararlıyız. DEAŞ’la göğüs göğse çarpışan şehitler verme pahasına bu terör örgütünü hezimete uğratan tek NOTA müttefiki olarak olarak bize karşı oynanan bu tiyatroyu sadece acı bir tebessümle karşılaşıyorum. Tiyatro oynayanları kendi senaryolarıyla baş başa bırakıp kendi milli güvenliğimizin gerektirdiği adımları atmayı sürdüreceğiz. Son gelişmeler 1967 sınırlarında başkenti doğu Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip bağımsız egemen bir Filistin devleti kurulmadan bölgeye huzur gelmeyeceğini bir kez daha göstermiştir" diye konuştu. Kaynak: İHA

'Siyasette hiç görmediğimiz kirli pazarlıklara şahit olduk' Haber

'Siyasette hiç görmediğimiz kirli pazarlıklara şahit olduk'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen Türkiye Gençlik Vakfı Teşkilat Buluşması’nda konuştu. Programa katılan gençleri ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin ümidi, geleceğimizin teminatı Türkiye'nin en kıymetli hazinesi, gözümüzün ve gönlümüzün, aydınlığı, medarı iftiharımız olan siz gençlerimizin her birini yürekten selamlıyorum. Sizlerin şahsında, aile fertlerinize, yakınlarınıza, ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarıma buradan selamlarımı, saygılarımı gönderiyorum. TÜGVA, Gençliğini, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, milletin evinde, bu gazi mekanda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sizlere bakınca kendi gençliğimi görmenin heyecanını yaşıyorum” dedi. TÜGVA çalışmalarında bulunanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aranızda kendini daha genç hissediyor, şu sevdanızla bizlere bu duyguları yaşattığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kelimelere sığmayan şu aşkımızı daim eylesin diyorum. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne kadar TÜGVA'nın faaliyetlerinde emeği geçen herkese, tüm genç kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” açıklamasını yaptı. Türkiye Gençlik Vakfı’nın, 81 il ve 571 ilçedeki temsilcilikleriyle 340 bini aşan üye sayısıyla yurtları, kıraathaneleri ve gençlik merkezleriyle ülkenin gurur abidesi olan kuruluşlarından birisi olduğunu söyleyen Erdoğan, “İster ortaokul, lise, üniversite isterse iş hayatına atılmış olsun hiçbir ayrım yapmadan tüm gençlerimize yönelik faaliyetler yürüten vakfımızla iftihar ediyoruz. Aynı şekilde TÜGVA'nın eğitim öğretim çalışmaları yanında kamplarıyla, kültür sanat ve spor faaliyetleriyle gençlerimizin hayatına dokunan hizmetlerini takdirle karşılıyorum. TÜGVA'nın en önemli başarılarından biri de yurt dışındaki çalışmalarıdır” diye konuştu. Bir dönem sadece ülkenin sınırları içinde faaliyet yürüten gönüllü kuruluşların artık hudutların çok ötesinde varlık gösterdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afrika'dan Asya'ya, Amerika'dan Avrupa'ya ve Balkanlar'a kadar dünyanın dört bir ucunda Türk sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına, projelerine rastlıyoruz. Türkiye'nin sesini, nefesini ve yardım elini dünyanın en ücra köşelerine ulaştıran sivil toplum kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Yurt dışı seyahatlerimizde zaman zaman TÜGVA'lı gençlerle de buluşma, kucaklaşma, hasbihal etme imkanı buluyoruz. Yurt içinde veya yurt dışında, sizlerle bir araya her gelişimizde emin olun ülkemizin aydınlık geleceğine dair umutlarımız daha da büyüyor, Türkiye Yüzyılı’nın inşası için verdiğimiz mücadele daha da güçleniyor. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna dair inancımız daha da artıyor. Sizlerin ufku ve hayallerinin büyüklüğü karşısında bizim de vizyonumuz genişliyor. Sizlerin sadakati ve samimiyetini gördükçe biz de kendimizi toparlıyor, yükümüzün ağırlığının şuuruna varıyoruz. Sizi bizim iftihar kaynağımız birilerinin de korkulu rüyası haline getiren işte bu özelliklerinizdir” şeklinde konuştu. Gençlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler şunu unutmayın, dağdaki teröristlere yere izmarit atmıyorlar diyerek çiçek çocuk muamelesi yapan paçavraların sürekli sizi hedef almasının, sürekli size iftira atmasının, sizi lekelemeye çalışmasının sebebi de budur. Varsın onlar, sizin çalışmalarınızdan rahatsızlık duysun. Biz hayırlı hizmetlerinizde sizlere destek olmaya devam edeceğiz. Eğitim alanında çok önemli bir boşluğu dolduran vakfımızın varoluş gayesine uygun şekilde iyiyi, güzeli, hakkı, adaleti esas alan çalışmalarıyla mücadelemize omuz vermeyi sürdüreceğine inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu. TÜGVA'lı gençlerle son olarak geçen sene yine ekim ayında beşinci olağan genel kurulu ve altıncı gençlik buluşmasında birlikte olduklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin 81 vilayetinden 25 bini aşkın gencin bir araya geldiği, ‘gençlik burada sloganları’ eşliğinde birlik ve beraberliğimizin güçlendiği o muhteşem etkinlikteki kardeşlik ruhunu halen hatırlıyoruz. Unutmayın o buluşmamızdaki kavlimize ve ahitleşmemize uygun şekilde hamdolsun ülkemizdeki seçim sürecini başarıyla tamamladık. Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimlerinin birisi olarak kayda geçen 14 ve 28 Mayıs seçimlerini tam bir demokrasi şöleni içinde yüzde 90’ları bulan rekor katılım oranlarıyla gerçekten istisnai bir atmosferde icra ettik. Mecliste Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanlığında da şahsımızın zaferle çıktığı seçimler, siyaset tarihimize bir dönüm noktası olarak yazıldı. Pek çok çirkinlikle karşılaştık. Sayısız iftiraya ve ithama maruz kaldık. Daha önce siyasette hiç görmediğimiz kirli pazarlıklara şahit olduk. Ne dediler? 6’lı masa dediler, Ne dediler? Gerekirse 16’lı masa dediler. Ne dediler? Gerekirse 1600’lü masa dediler. E ne oldu? Ne 6’lı masa tuttu ne 16’lı masa tuttu ne 1600’lü masa tuttu. Gençler bunu unutmayın. Bakın şu anda parlamentoda bu masadan bir kişi var mı? Nerede bunlar? Yok oldular ya. Ama kim var? Millet var millet. Terör örgütlerinin siyasete alenen müdahale ettiği sahnelerle karşılaştık” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD uçak gemisi gönderiyor. Bay Amerika, Amerika nere, İsrail-Filistin nere? Ne işin var senin orada. Amerika gibi ülkeye barışı tesis mi yakışır, yoksa oraya benzinle körükle gitmek mi yakışır? dedi. KAYNAK:İHA

'Üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız' Haber

'Üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de AK Parti Grup toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’nin etnik köken, inanç ve mezhep farklılığı, siyasi ve sosyal çıkar çatışmaları bakımından dünyanın en kırılgan bölgesinde yer aldığını hatırlatarak, “Dünyanın ilk siyaset bilimcisi ve sosyoloğu olarak kabul edilen İbn-i Haldun’un ‘coğrafya kaderdir’ tespiti, bu tablonun en yalın ve çarpıcı ifadesidir. Tarihimizi ve coğrafyamızı, bunların bize yüklediği kaderimizi değiştiremeyeceğimize, böyle bir niyetimiz de olmadığına göre mevcut şartların el verdiği en iyi, en doğru, en güvenli yolu izlememiz şarttır” ifadelerini kullandı. SAVAŞIN DA BİR AHLAKI VAR! Türkiye’nin çevresindeki tüm hadiseleri bu anlayışla değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, “Son günlerde Filistin ve İsrail topraklarında yaşanan, Golan Tepeleri'ne de yayılma eğilimi gösteren gelişmeleri bu yaklaşımla takip ediyoruz. Bizim hem kendi terörle mücadelemizde hem de bölgemizdeki tüm savaş ve çatışmalardaki tavrımız gayet açıktır. Sivillere yönelik hiçbir eylemi, sivil yerleşimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz. Savaşın da bir ahlakı olduğuna, tarafların da buna riayet etmesi gerektiğine inanıyoruz. Maalesef İsrail ve Gazze’deki çatışmalarda bu ilke çok ağır bir şekilde ihlal edilmektedir. İsrail topraklarındaki sivillerin öldürülmesine açıkça karşı çıkıyoruz. Aynı şekilde Gazze’deki masumların hiçbir ayrım gözetilmeden sürekli bombardımana maruz bırakılarak katledilmelerini de asla kabul etmiyoruz” dedi. SAVAŞ DEĞİL KATLİAMDIR “Bir şehrin suyunu, elektriğini, giriş-çıkışlarını kesip altyapısını çökerterek, camisinden kilisesine tüm ibadethanelerini, okullarını yıkarak, insanların en temel insani ihtiyaçlara erişmesini engelleyerek, içinde sivillerin yaşadığı binaları bombalarla yerle yeksan ederek, velhasıl her türlü utanç verici yöntemle yürütülen bir çatışma savaş değil, katliamdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gazze'ye yönelik orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun saldırılar, dünya kamuoyu nezdinde İsrail'i hiç beklemediği ve istenmeyen bir konuma itebilir. Sivil yerleşimleri bombalamak, sivil insanları kasten öldürmek, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek, üstelik bütün bunları maharet gibi sunmaya kalkmak, devlet değil, ancak örgüt refleksi olmuştur. İsrail, devlet gibi değil, örgüt gibi davranırsa, sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalı.” FİLİSTİN HALKI YALNIZ BIRAKILDI Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanların doğuştan gelen temel hak ve özgürlüklerine fütursuzca saldırarak, verdikleri sözleri çiğneyerek yürütülen bir siyasetin hayırlı sonuçlar doğurmasının beklenemeyeceğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: “Ne bölgenin ne de dünyanın bölgedeki çatışmaların ve insanlık trajedilerinin sürmesine tahammülü yoktur. Mesele sadece oradaki mazlum ve mağdur insanların sorunu değil, gelinen itibarıyla mesele dünyanın tamamının küresel yönetim ve güvenlik düzeninin bu konuda sorumluluk ve yetki sahibi tüm kurumların haysiyet sorunudur. Filistin meselesinin çözümsüzlüğe mahkum edilmesinin müsebbiplerinden biri de verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen uluslararası topluluktur. BM ve diğer kuruluşlar, Filistin halkını tek başına bırakmış, ahde vefa göstermemiş, Filistinlilerin hak ve hukukunu koruyamamıştır. Biz bunu yeni söylemiyoruz, daha önce Birleşmiş Milletler kürsüsünden bu hakikatleri tüm dünyaya açıkça söyledik.” SORUNLARIN GÖRÜŞMELER YOLUYLA ÇÖZÜLMESİNİ İSTİYORUZ Bugüne kadar Orta Doğu’da adaletsizliğe göz yuman insanlığın son hadiselerde de iyi bir sınav vermediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüldüğü gibi 1947'deki Filistin, 1947'deki İsrail ve Filistin, 1967'de İsrail ne halde, Filistin ne halde. Bölgede etki sahibi aktörlerin sükuneti tesis etme yerine yangına adeta körükle giden kışkırtıcı tavrını esefle karşılıyoruz. Amerika, Avrupa ve diğer bölgedeki devletleri, taraflar arasında hakkaniyetli, adil ve insani dengelere dayalı tutumlar almaya çağırıyoruz. İnsani yardımların kesilmesi gibi, Filistin halkını topyekun cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkes uzak durmalıdır. Kullandıkları yöntemler ve sonuçları itibarıyla eleştirilmeye de desteklenmeye de ihtiyacı olan taraflar arasında körü körüne bir tarafın safında yer almak, sadece yaşanan krizi derinleştirmeye yarar. Bunun için Türkiye olarak tarafları itidale davet ediyoruz. Bölgedeki savaşın bir an önce durmasını, taraflar arasındaki sorunların görüşmeler yoluyla çözülmesini istiyoruz” dedi. İTİRAZIMIZI GÜR SEDAYLA ÇIKARACAĞIZ Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu doğrultuda pazartesi gününden itibaren pek çok telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini kaydederek, şunları söyledi: “Aralarında Filistin ve İsrail devlet başkanlarının da bulunduğu devlet ve hükümet başkanı seviyesinde 8 telefon görüşmemiz oldu. Sayın Abbas ve Sayın Herzog'a aklıselimle, devlet aklıyla, suhuletle hareket etmeleri tavsiyesinde bulundum. Dün gece Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ve BM Genel Sekreteri Guterres'le bu konuyu değerlendirdik. Çatışmaların derinleşmesinin ve yayılmasının önüne geçilmesi noktasında gereken desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Bölgemizi içine girdiği bu anafordan süratle çıkarmak için Türkiye olarak arabuluculuk ve adaletli hakemlik dahil, üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. İnşallah bu tavrımızı sonuna kadar muhafaza edeceğiz. Son dönemde tüm bölgede ülkeleriyle tesis ettiğimiz, yakın diyaloğu barışın tesisi için kullanacağız. Ne Gazze'de ne İsrail'de ne Suriye'de ne Ukrayna'da artık çocuklar, siviller, masum insanlar ölmesin, daha fazla kan akmasın istiyoruz. Bu son hadiselerle birlikte 'dünya 5'ten büyüktür' ifadesiyle dile getirdiğimiz tespitimizin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gördük. İnşallah bundan sonra bu itirazımızı daha gür bir sedayla seslendireceğiz.” KALICI HUZUR FİLİSTİN'İN KURULMASI İLE GELECEK “Bir kez daha ifade etmek isterim ki bölgeye kalıcı huzur ve barış ancak meşruiyeti BM kararlarına dayanan 1967 sınırlarında ve coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulmasıyla ve tüm dünya tarafından tanınmasıyla gelebilir” değerlendirmesini yapan Erdoğan, “Bunun dışında yol aramak, bunun dışında hevesler peşinde koşmak sadece daha fazla yıkım, daha fazla gözyaşı ve can kaybı demektir. Üç semavi dinin kutsal mekanlarını bünyesinde barındıran Kudüs'ün mahremiyetine, Mescid-i Aksa'nın içinde yer aldığı Harem-i Şerif'in statüsüne saygı göstermeyen hiçbir adımı ve tasarrufu kabul etmedik, etmeyeceğiz” diye konuştu. KISIR DÖNGÜYE GİRMEYİ ARZU ETMİYORUZ Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in bir devlet olarak varlığını sürdürebilmesi ve vatandaşlarının güvenliğini güvence altına alabilmesi ancak bu şekilde mümkündür. Aksi taktirde geçtiğimiz cumartesi gününden beri yaşanan hadiseler son olmayacağı gibi bunu çok daha büyük trajedilerin izlemesi de kaçınılmaz hale gelir. Biz ne İsrail’in ne Filistin’in ne de bölgemizin böyle bir kısır döngüye sürüklenmesini asla arzu etmiyoruz. Rabbim ülkemize, bölgemize ve dünyaya daimi huzur, barış ve esenlik nasip eylesin” ifadelerine yer verdi. KAYNAK:İHA

Cumhurbaşkanı Erdoğan genel başkanlığa seçildi Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan genel başkanlığa seçildi

AK Parti’nin Ankara Spor Salonu'nda yapılan 4. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde gerçekleştirilen genel başkanlık seçimi sonuçlandı. Buna göre sonuçları açıklayan Kongre Divan Başkanı Ali İhsan Yavuz, kullanılan bin 402 oyun bin 399’unun geçerli, 3'ünün geçersiz sayıldığını belirterek, Erdoğan’ın geçerli bin 399 oyu almasıyla yeniden AK Parti Genel Başkanlığına seçildiğini duyurdu. Erdoğan, yeniden genel başkan seçilmesinin ardından bir teşekkür konuşması gerçekleştirdi. Kongrenin hayırlara vesile olmasını niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şahsımı, bir kez daha genel başkanlık görevine layık gördüğünüz için her birinize şükranlarımı sunuyorum" dedi. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), Merkez Disiplin Kurulu (MDK), Demokrasi Hakem Kurulu ile Siyasi Erdem ve Etik Kurulu’na asil ve yedek olarak seçilenleri tebrik eden Erdoğan, gelecek hafta ise Yüksek İstişare Kurulu (YİK) açıklayacağını bildirdi. Türkiye Yüzyılı yolculuğunda çok ağır bir sorumluluk üstlendiklerini belirten Erdoğan, bir taraftan Türkiye'yi hedefleriyle buluşturmaya çalışacaklarını, diğer taraftan vatandaşların sorunlarına ve sıkıntılarına çözüm üreteceklerini dile getirdi. "Gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin de emanetini taşıyoruz" "Terörden savaşa kadar bölgemizde çok ciddi krizler yaşanırken, biz hep birlikte omuz omuza vererek inşallah Türkiye Yüzyılını inşa edeceğiz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalnızca Türkiye’de yaşayan 85 milyonun değil, yönünü Türkiye’ye çevirmiş yüz milyonların umudu olan bir parti olduklarına işaret ederek "Biz, kendi insanımızla birlikte gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin de emanetini taşıyoruz. İnşallah her zamankinden daha çok çalışarak, daha fazla koşturarak, daha fazla sayıda gönle girerek mücadelemizi devam ettireceğiz" diye konuştu. "31 Mart'ta da çok büyük bir zaferin bizleri beklediğine inanıyorum" 'İki günü birbirine eşit olan ziyandadır' tavsiyesine uygun şekilde, özellikle 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerine kadar tempolarını biraz daha artırmaları gerektiğini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: "CHP zihniyetinin elinde bakımsızlığa, hizmetsizliğe, adeta çürümeye terk edilen illerimizi gerçek belediyecilikle buluşturmak, boynumuzun borcudur. Cumhur İttifakı olarak başta İstanbul, Ankara olmak üzere bu illerimizle birlikte deprem bölgesinin 11 vilayetini de kucaklayacak şekilde, büyükşehirlerimizi masaya tam manasıyla yatırıp gece gündüz demeden yoğun bir çalışmayla 'durmak yok, yola devam' diyeceğiz. CHP karanlığını, karabasan misali çöktüğü tüm vilayetlerimiz, buralarda yaşayan vatandaşlarımız sabırsızlıkla neyi bekliyor biliyor musunuz, 31 Mart'ı bekliyor. '31 Mart gelsin de biz bunlardan kurtulalım'. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde elde ettiğimiz kritik başarıyı, 31 Mart'ta tekrarlayarak, yerel yönetimlerde de yeni bir dönemi başlatacağız. Bunun için yapmamız gereken bellidir; Kapısı çalınmadık hane, hali-hatırı sorulmadık vatandaş bırakmayacağız. Çarşıda, pazarda, sokakta, kahvede daima insanımızla beraber olacağız. Tevazudan taviz vermeyeceğiz. Zira, AK Parti'nin mensupları tevazu ehlidir, kibir abidesi değildir. Buna çok dikkat edeceğiz. Kibre kesinlikle kapılmayacak, hangi görüşten, hangi kökenden olursa olsun vatandaşlarımıza karşı her zaman tevazuuyla yaklaşacağız. Muhalefetin bizi bölmesine, aramıza nifak tohumları ekmesine, bizi kendi sığ gündemiyle oyalamasına fırsat vermeyeceğiz. Özellikle gençlerimizin muhalefetin bir türlü bitmeyen koltuk kavgalarına bakıp da siyasete küsmesine, siyasetten uzaklaşmasına mani olacağız. Bunları yaptığımızda Allah'ın izniyle 31 Mart'ta da çok büyük bir zaferin bizleri beklediğine inanıyorum."   "Parlamentoyu çalışmaların içerisinde hemen hemen hiç değerlendirmeyeceğiz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizlerden davamıza, partimize ve ittifakımıza sahip çıkmanızı bekliyorum. Sizlerden omuzlarınızdaki ağır yükün bilinciyle gece-gündüz demeden çalışmanızı istirham ediyorum. Sizlerden evlatlarımıza bırakacağımız en büyük miras olan Türkiye Yüzyılının inşasına omuz vermenizi özellikle rica ediyorum. Sizlere güveniyorum, inanıyorum. Biz bu seçimde farklı bir uygulama yapıyoruz. Parlamentoyu çalışmaların içerisinde hemen hemen hiç değerlendirmeyeceğiz. Geniş kapsamlı bir ekiple partimiz teşkilatını oluşturduk. İstedik ki çok daha farklı bir çalışma ekibiyle parti teşkilatını oluşturalım, yayılmacı bir yapımız olsun ve onlarla çalışmamızı sürdürelim" ifadelerini kullandı. Kaynak:İHA

Yeni müjdeler vermeye devam Haber

Yeni müjdeler vermeye devam

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 4. Olağanüstü Büyük Kongresine katılmak üzere geldiği Ankara Spor Salonu’nun dışında bekleyen partililere seslendi. Konuşmasına 81 ilin tamamı ve 85 milyon vatandaşın her birine selamlarını ileterek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün çok özel bir gün. Bugün Türkiye yüzyılı için istisnai bir gün. Bugün AK Parti için, partimizin temsilcisi olduğu tamamız için, müstesna bir gün. Biraz sonra, Türkiye Yüzyılı için, Hep ileri diyerek, partimizin dördüncü olağanüstü kongresini gerçekleştireceğiz. Yeni bir döneme, yepyeni bir heyecanla merhaba diyeceğiz. Türkiye Yüzyılının siyasette öncüsü olacak kurmay kadroyu inşallah delegelerimizin oylarıyla belirleyeceğiz. Böylece geçmişten bugüne kadar partimize hizmet etmiş kardeşlerimizin yanı sıra yeni seslerle yeni yüzlerle partimizi daha da güçlendireceğiz. Kuruluşumuzdan bugüne kadar üçlü olağanüstü olmak üzere, toplam 10 tane büyük kongre yaptık. Bu kongrelerin tamamını da birileri gibi sandalyelerin havalarda uçuştuğu atmosferde değil. Büyük bir coşkuyla kardeşlik ikliminde gerçekleştirdik. Bakın, burada sandalyeler havalarda uçuşmuyor. Salonda böyle bir şey yok. Ne var muhabbet var. Her bir kongremizden parti ve siyaset kurumu olarak güçlenerek çıktık. İnşallah bugün de aynısını yapacağız. Cumhuriyetin yüz akı Türkiye’nin ortak aklı öyle bir kadro olarak bundan sonra geleceğe daha emin adımlarla yürüyeceğiz. Kongremizin şimdiden partimiz ve milletimiz açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim bizleri şu karşımdaki muhabbeti eşlik etmesi. Milletimize karşı bizleri mahcup etmesin” ifadelerini kullandı. 17 SEÇİM ZAFERİ 14 ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerinde AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak büyük bir zafer başardıklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “22 yıllık tarihimizde 17 seçim zaferimize imza atmış olduk. Hep beraber yürüdük. Şahsımızı ve partimizi hedef alan nice saldırıya nice iftiraya iktidara gelebilmek için terör örgütleriyle iş tutan nice bedhahlara rağmen milli iradeye gölge düşürmedik. Bu topluluk hamdolsun birbirinden kopmadı. İhanet edenler olmadı mı? Oldu. Onlar yoluna biz de yolumuza. İnşallah onlar burada da dikiş tutturamayacaklar. Biz de burada milletimize hizmet yolunda emin adımlarla yürüyeceğiz. Buradan bir kez daha her iki seçimde de destek ve dualarını bizden esirgemeyen aziz milletimize teşekkür ediyorum. Kampanya dönemi boyunca gece gündüz demeden koşturan siz dava kardeşlerimi şükranlarımı sunuyorlar. Sandıklara sahip çıkarak milli iradenin özgür bir şekilde tecelli etmesine imkan sağladığınız için her birinizi kadın, erkek tebrik ediyorum. Yurt dışında yaşayan gurbetçi kardeşlerime, özellikle teşekkürlerimi sunuyorum. Demokrasi şöleni içinde yüzde doksanları bulan rekor katılım oranlarıyla tüm dünyaya örnek olacak bir olgunlukla seçim sürecini geride bıraktık” dedi. “Terör örgütlerini kullanarak bizi köşeye sıkıştırmaya çalışanlara boyun eğemiyoruz” Seçimlerle birlikte Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin vatandaşlardan bir kez daha onay aldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’yi yönetecek kadro, vizyon ve programın sadece partimizde ve ittifakımızda olduğu tekrar ortaya çıktı. Altını masa dediler, on altılı masa dediler, yüz on altılı masa dediler. Ne oldu? Bak şimdi o masadan parlamentoda kimse var mı? Düşünebiliyor musunuz? Başkanlarının parlamentoda olmadığı altılı masa. Elhamdülillah cumhur ittifakı parlamentoda. Biz de seçimlerden hemen sonra hiç vakit kaybetmeden hükümetimizi kurduk. Türkiye yüzyılının inşası için kaldığımız yerden tekrar çalışmaya başladık. Çeşitli zorluklarla da karşılaşsak Türkiye’yi hedefleriyle buluşturmakta kararlıyız. Bizi yıldırmak isteyenler aldırmıyoruz. Aba altından soba gösterenlere prim vermiyoruz. Terör örgütlerini kullanarak bizi köşeye sıkıştırmaya çalışanlara boyun eğemiyoruz. Türkiye’nin çıkarları ve güvenliği gerektiriyorsa ne pahasına olursa olsun onu yapmaktan asla geri durmuyoruz. Menzile kilitlenmiş ok misali Türkiye Yüzyılını gerçeğe dönüştürmek için tüm samimiyetimizle, enerjimizle birikimimizle çalışmayı sürdürüyoruz. AK Parti olarak, bizler gördüğünüz gibi çok büyük bir aileyiz. Hepimiz aynı zamanda, Ak Parti’nin tevarüs ettiği davanın birer neferiyiz. Bu dava ülkeye ve millete hizmet davasıdır. Bu dava evlatlarımıza güçlü ve müreffeh bir Türkiye bırakma davasıdır. Bu dava, tüm dünyada hakkı ve adaleti hakim kılma davasıdır. Şehitlerimizin emaneti olan bu davayı hakkıyla taşıyıp bizden sonrakilere en güzel şekilde teslim etmek bizim görevimiz. Her senesi, Türkiye’ye hizmetle geçen 22 yıllık mazimizde şu gerçeği çok net bir şekilde görebiliyoruz.” AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın ne kadar güçlü olursa Türkiye’nin geleceğine o kadar güvenle bakacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiçbirimizin yorulma gevşeme, rehavete kapılma gibi bir lüksü asla bulunmuyor. Yorulsak da zorlansak da ülke ve millete hizmet yolculuğumuzu devam ettirmek mecburiyetindeyiz. Sorumluluğumuzun sadece kendimize ve partimize değil 85 milyonun tamamına olduğunun bilinci ile çalışmalarımızı yürütmemiz gerekiyor. Bunun için ulaşılmadık tek bir seçmen kapısı, çalınmadık tek bir hane, mesajımızı iletmediğimiz tek bir genç, kalbine girmediğimiz tek bir insanımızı bırakmadan koşacağız, koşturacağız ve ter dökeceğiz. Her gün bir önceki günden daha fazla çalışarak 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlerine hazırlanacağız. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi, yüce Mevla muhabbetimizi, dayanışmamızı, yol arkadaşlığımızı daim eylesin” diye konuştu. KAYNAK:İHA

MGK Toplantısı sona erdi Haber

MGK Toplantısı sona erdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığına gerçekleşen toplantı yaklaşık 3 saat sürdü. Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada terör örgütlerine karşı yapılan operasyonlar hakkında, “PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere milli birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında kurula bilgi sunulmuştur” ifadelerine yer verildi. Suriye’de terör örgütlerinin huzurun önündeki engel olduğuna değinilen bildiride, “Suriye halkının PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütüne karşı gösterdiği meşru direnişin; masum insanları katleden, çocukları zorla silahaltına alan ve ülkenin tabii kaynaklarını sömüren bu taşeron örgütün, barış ve huzurun önündeki en büyük engel olduğunu teyit ettiği belirtilmiştir. Bölücü terör örgütünün bölgemizden temizlenmesi yönündeki kararlılığımız vurgulanarak bu cinayet şebekesine destek vermeyi sürdüren aktörlere, uluslararası hukuk ve insan haklarından kaynaklanan yükümlülükleri ile müttefiklik mesuliyetleri hatırlatılmıştır” ifadeleri kullanıldı. Türkiye-Irak ilişkilerine dikkat çekilerek, “Türkiye’nin, yaklaşık yarım asırdır önemli sınamalarla karşı karşıya kalan dost ve kardeş ırak halkına azami desteği sunmaya devam edeceğine işaret edilmiş; barış içinde bir arada yaşama kültürünün ülkedeki en müstesna örneklerinden birini teşkil eden Kerkük’teki huzurun muhafazasının ve ülkedeki terör örgütlerinin tamamen bertaraf edilmesinin, bölgeye yönelik siyasetimizin esasları arasında yer aldığının altı çizilmiştir” denildi. TARAFSIZLIK YÜKÜMLÜLÜĞÜ İLE BAĞDAŞMIYOR Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin durumu hakkında da, “Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) egemenliğine ve Kıbrıs Türklerinin en temel insani ihtiyaçlarına yönelik çifte standartlı tutum ve faaliyetlerinin tarafsızlık yükümlülüğüyle bağdaşmadığı ve itibarını zedeledİği; bu çerçevede, barış gücünün KKTC’deki faaliyetlerinin KKTC makamlarıyla varacağı bir yazılı mutabakat yoluyla hukuki zemine oturtulması ihtiyacının bir kez daha ortaya çıktığı ifade edilmiştir. Türkiye’nin, uluslararası hukuk ve antlaşmalardan kaynaklanan hakları çerçevesinde Kıbrıs Türklerinin güvenliği ve huzurunun teminatı olmaya devam edeceği vurgulanmıştır” ifadeleri kullanıldı. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne de değinilen bildiride, “Güney Kafkasya’da kalıcı barışa giden yolun ancak Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin kayıtsız şartsız tesisi ve bölgemizdeki tüm ülkelerin refahına katkı sağlayacak ahdi yükümlülüklerin gereğinin yerine getirilmesiyle açılabileceği hususu, başta Ermenistan olmak üzere tüm taraflara hatırlatılmış; Türkiye’nin bölgede kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasına yönelik çabaları desteklemeyi sürdüreceği belirtilmiştir” ifadelerine yer verildi. Ukrayna’da devam eden savaş ve Karadeniz Tahıl Girişimi hakkında ise, “Ukrayna’da sürmekte olan savaşa ilişkin son gelişmeler ile Karadeniz Tahıl Girişimi’nin canlandırılması başta olmak üzere atılabilecek adımlar ele alınmış; Türkiye’nin, savaşın adil ve kalıcı bir barışla gecikmeksizin sonlandırılması yönündeki gayretlerini sürdürme kararlılığı teyit edilmiştir” denildi. AZAMİ GAYRET SARF EDECEK Toplantıda Kosova’da meydana gelen hadiselerde değerlendirilirken, yapılan açıklamada, “Kosova’da meydana gelen hadiseler ve Balkanlar’daki son durum değerlendirilmiş; Türkiye’nin hem bölgede hem de NATO misyonunun komutasını üstleneceği Kosova’da, barışın ve huzurun muhafazası için azami gayreti sarf edeceği ifade edilmiştir” ifadelerine yer verildi. BİRLİK VE BERABERLİĞE KATKI Libya’da meydana gelen afetler sonrası Türkiye’nin gönderdiği yardımlar hakkında da, “Türkiye’nin, zor günler geçiren dost ve kardeş Libya halkına sağladığı yardım ve desteği tüm ülke sathında dengeli ve eşit bir şekilde sürdüreceği ve büyük afetin ardından oluşan dayanışmanın muhafazası ile ülkedeki birlik ve beraberliğin yeniden tesisine katkı sunmaya, tüm aktörlerle temas halinde devam edeceği belirtilmiştir” ifadeleri kullanıldı. KAYNAK:İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.