SON DAKİKA
Hava Durumu

#ölüm

A Gazete - ölüm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ölüm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

5 kişiyi ölüme götüren servisle ilgili yeni detay Haber

5 kişiyi ölüme götüren servisle ilgili yeni detay

Duruşmada, kazadan 22 gün önce yapılan denetleme formundaki "Araçta her öğrenci için 3 nokta emniyet kemeri bulunuyor mu?" sorusuna "evet"in işaretlendiği ortaya çıktı. Kazadan sonra hazırlanan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda ise 5 kişiyi ölüme götüren servisin emniyet kemerinin olmadığı bilgisine yer verilmişti. Yavuz Selim Mahallesi Fikri Altıok Caddesi'nde 9 Kasım 2021'de meydana gelen kazada, Emlak Konutları Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan Mehmet Ö. idaresindeki 41 P 0860 plakalı servis midibüsü önce Birsen Giriş (51) isimli yayaya çarpıp, ardından takla atarak dere yatağına uçmuştu. Kazanın ardından Mehmet Ö., serviste bulunan 20 kişi ve Birsen Giriş yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Birsen Giriş, öğrencilerden Mert Efe Akıllı (14), Rabia Üst (14), Esma Nur Avcı (13) ve Ege Yılmaz (15) tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Şoförün kanında 3 çeşit uyuşturucu madde çıkmıştı Sürücü Mehmet Ö., hastanede yapılan tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece, "taksirle birden fazla kişinin ölüme ve yaralanmasına sebep olma" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve sürücü Mehmet Ö.'nün öğrenci servisi kullanabilmesi için belgelerinin yeterli olmadığı ortaya çıkmıştı. Sanığın kanında ise metamfetamin, amfetamin isimli uyuşturucu maddelere ve narkotik benzeri bir ağrı kesiciye rastlanmıştı. Mahkeme için oluşturulan heyet tarafından, uyarıcı madde etkisi altındaki sürücü Mehmet Ö.'nün emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği kanaatine varılmıştı. Kazaya karışan midibüsün ikiz plaka olduğu tespit edilmişti. Servis sürücüsü Mehmet Ö. ile araç sahiplerinden İ.A. ve C.A., okul servis firması sahiplerinden C.Ö. ve H.Ö. ile firmanın servis sorumlusu S.D. ve okul müdürü Z.A.Y. hakkında dava açılmıştı. Davanın ardından hazırlanan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda ise servis aracında emniyet kemeri olmadığı bilgisine yer verilmişti. Yargılamaya devam edildi Olaya ilişkin açılan davanın duruşması, Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Salonda taraf avukatları ve öğrencilerin aileleri hazır bulunurken, sanık Mehmet Ö. ise tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Tutuksuz sanıklardan okul müdürü Z.A.Y., servis firması sahipleri C.Ö. ve H.Ö., araç sahipleri İ.A. ve M.A. ise duruşmaya katılmadı. Mağdur aileleri ve avukatları, şikayetlerinin devam ettiğini belirterek, sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Cumhuriyet savcısı da, eksiklilerin giderilerek, üzerine isnat edilen suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu da dikkate alınarak, sanık Mehmet Ö.'nün tutukluluk halinin devamını talep etti. Sanık avukatı: "Kazaya fren sistemindeki arıza sebep olmuştur" Sanık Mehmet Ö.'nün avukatı ise olayda tek tutuklu kişinin müvekkili olduğunu ifade ederek, "Oysa bilirkişi raporunda müvekkil dışında başka asli kusurlu kişilerde vardır ancak onlar tutuklu değildir. Her ne kadar müvekkilin uyuşturucu, uyarıcı madde etkisiyle bu eylemde kusurlu olduğu belirtilse de, yine rapordan anlaşılacağı üzere kazaya fren sistemindeki arıza sebep olmuştur. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kazaya doğrudan bir etkisi yoktur. Yine müvekkilin kaza yerine kadar ki araç kullanımında herhangi bir trafik ihlali yapmadığı da sabittir. Dolayısıyla hukuki açıdan eşit durumda olan kişilerin eşitliliğinin sağlanması açısından müvekkilin bu aşamada tahliyesini talep ederiz" dedi. Heyet kararını açıkladı Mahkeme heyeti, İlçe Jandarma Komutanlığı'nın gönderdiği evraka göre, kazadan yaklaşık 20 gün önce aracın denetimini yapan kişilerin tanık olarak dinlenilmesine, ifadelerinden ve gelecek diğer evraklardan sonra haklarında suç duyurusunda bulunup bulunulmayacağının değerlendirilmesine, aracın 2021'de yapılan tüm muayene evraklarının da Tüvtürk'ten istenilmesine karar verdi. Aracın 18 Ekim 2021 tarihli son denetleme formunda geçen "Servis aracının 6 aylık yapılması gereken periyodik bakımı yapılmış mı?" sorusunda "evet"in, "Aracın yaşı 12'den küçük mü?" sorusuna "hayır"ın, "Araçta her öğrenci için 3 nokta emniyet kemeri bulunuyor mu?" sorusunda ise "evet"in işaretlendiği bilgisini veren heyet, bu periyodik bakımla ilgili tüm ayrıntılı belgelerin gönderilmesi için Gebze İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına hükmetti. Ayrıca heyet, adli kontrol uygulamasının bu aşamada yetersiz kalacağı düşüncesiyle sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi. Kaynak: İHA

Yargıtay ikinci kez kararı bozdu Haber

Yargıtay ikinci kez kararı bozdu

Karara tepki gösteren Avukat Filiz Tuğçe Ayrancı İplikçi, "Yargıtay'ın verdiği bu tarz kararlar bu cinayetlerin işlenmesinde caydırıcılıktan uzak hatta cesaretlendirici nitelikte" dedi. Manisa'nın Yunusemre ilçesinde 42 yaşındaki Canan Çeviren'i tabancayla vurarak öldüren Ferhat İnne'nin Manisa 5. Ağır Ceza Mahkemesinde "kasten öldürme" suçlamasıyla yargılandığı davada mahkemenin ikinci kez indirimsiz müebbet hapis cezası vermesi Yargıtay tarafından 2. kez hukuka aykırı bulunarak bozuldu. Yargılamaya 6 Şubat tarihinde yeniden başlanacak. Olayda hayatını kaybeden Canan Çeviren'in ailesinin avukatı Avukat Filiz Tuğçe Ayrancı İplikçi, "Sanık Canan Çeviren'i öldürmek sebebiyle müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Sanık vekili tarafından Yargıtay'a başvuru yapılmıştı ve Yargıtay da sanık hakkında takdiri indirim nedenlerinin uygulanmamasını bir bozma sebebi olarak değerlendirdi ve ne yazık ki bu verilen karar ikinci kez veriliyor. Bu karar, kadın cinayetleri konusunda Yargıtay tarafından verilen bu karar oldukça üzücü. Yargıtay'ın verdiği bu tarz kararlar bu cinayetlerin işlenmesinde caydırıcılıktan uzak hatta cesaretlendirici nitelikte. Tekrar Manisa 5. Ağır Ceza Mahkemesinde bir duruşma görülecek. Biz sanığın en ağır şekilde cezalandırılması için hukuk mücadelemize devam edeceğiz" dedi. "Takdiri indirim" Yargıtay'ın verdiği bozma kararının sebeplerini de açıklayan İplikçi, "Yargıtay'ın bozma gerekçesi şu şekilde; Sanığın Canan Hanımı vurmasından sonra olay yerinden kaçmaması, ambulansı çağırması gibi durumlar takdiri indirim sebebi olarak değerlendirmiş. Fakat sonuç itibariyle bir ölüm gerçekleşti. Öldürme amacıyla olay yerine gidildiği hem görüntülerden hem de yargılama sürecinden barizce belli olmasına rağmen olay yerinden uzaklaşmaması ve sanığın herhangi bir sabıkasının bulunmaması Yargıtay tarafından takdiri bir indirim olarak değerlendirildi. Bir önceki kararda da Yargıtay benzer karar vermişti. Manisa 5. Ağır Ceza Mahkemesi sanığın tekrar müebbet olarak yargılamaya karar vermişti ve Yargıtay'ın kararına uymamıştı. İkinci kez Yargıtay görüşünü tekrar etti. Böyle bir süreç içerisindeyiz. Yeni bir duruşmamız olacak 6 Şubat'ta. Orada tekrar mahkeme yeniden Yargıtay kararını değerlendirerek bizim de savunmalarımız ve beyanlarımız doğrultusunda bir hüküm kuracak" diye konuştu. "Ailesi çok üzgün" Yaşanan sürecin Canan Çeviren'in ailesini ve çocuklarını da çok yıprattığını kaydeden İpllikçi şunları söyledi: "Ailesi gerçekten çok üzgün. Bir kayıp söz konusu. Çok yıprandılar hem çocukları hem de ailesi, gerçekten çok üzgünler ve adaletin yerini bulmasını istiyorlar." Olayın geçmişi Manisa’nın Yunusemre ilçesinde 11 Aralık 2020 tarihinde evli ve bir çocuk babası Ferhat İnne (45) aralarında gönül ilişkisi olduğu iddia edilen eşinden boşanmış 2 çocuk sahibi Canan Çeviren (42) ile emlak ofisinde tartışmaya başladı. Çeviren’e ait emlak ofisinde yaşanan tartışmanın büyümesi sonrası Ferhat İnne yanında getirdiği tabancayla Canan Çeviren’e ateş etti. Talihsiz kadın olay yerinde hayatını kaybederken zanlı Ferhat İnne 112’yi arayıp ardından Barbaros Polis Karakolu'na giderek silahıyla birlikte teslim oldu. Ferhat İnne’nin polise, gönül ilişkisi olduğu Canan Çeviren’in kendisini sürekli tehdit etmeye başladığını ve boşanma noktasına gelerek bunalıma girdiğini söylediği öğrenildi. Ferhat İnne'nin ilk yargılanmasında verilen indirimsiz müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulmuş yeniden görülen davada Manisa 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Ferhat İnne'ye indirimsiz müebbet hapis cezası hükmü verilmişti. Verilen kararın tekrar Yargıtay tarafından bozulması sonrası Ferhat İnne'nin yargılanmasına 6 Şubat tarihinde yeniden başlanacak. Kaynak: İHA

Düğünde yeğenini öldürdü Haber

Düğünde yeğenini öldürdü

O anların görüntüsü ortaya çıktı. 30 Ekim 2022 tarihinde Kadıköy Mahallesi Bağdat Caddesi'nde bulunan düğün salonunda meydana gelen olayda, daha önce aralarında husumet bulunan Hakan Aydın (45) ile Muharrem Ç. (63) arasında tartışma çıktı. Çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesiyle Muharrem Ç., yeğeni Hakan Aydın'a 5 el ateş etti. Boyun, göğüs ve bacağından yaralanarak hastaneye kaldırılan Aydın, kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Muharrem Ç. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. Korku dolu anlar kameraya yansıdı Olaya ilişkin güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde Hakan Aydın'ın dayısının bulunduğu masaya geldiği, aralarında konuşma geçtiği, Muharrem Ç.'nin tabancasını çıkararak ateş ettiği anlar yer aldı. Ayrıca davetlilerin korkuyla etrafa kaçışmaları da görüntülerde yer aldı. 12 yıldan 18 yıla kadar hapis isteniyor Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede ise maktulün, sanık Muharrem Ç.'nin bulunduğu masaya gelerek yumruk attığı, Muharrem Ç.'nin de ruhsatsız tabancayla maktule 5 el ateş ettiği belirtildi. İddianamede sanığın, "Haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar hapsi istendi. Olay bu yüzden meydana gelmiş Olayla ilgili geçen celselerde görülen duruşmalarda sanık Muharrem Ç., annesinin Niğde'de ikamet ettiğini ve hasta olduğunu, Hakan'ın annesi Sefade ile memlekete gittiklerini, orada kız kardeşler arasında kavga yaşandığını söyledi. Bu kavga sırasında Sefade'nin kız kardeşi tarafından darp edildiğini, Hakan'ın bu durumdan kendisini sorumlu tuttuğunu ve sinkaflı küfürler ettiğini, olayın bu sebeple meydana geldiğini söylemişti. Kaynak: İHA

"Hanginize sıkayım" dedi arkadaşını vurdu Haber

"Hanginize sıkayım" dedi arkadaşını vurdu

Ağır yaralanan genç kızın hastanedeki yaşam mücadelesi devam ederken, 5 yıl önce hapse giren ve bir süre önce tahliye olan 33 yaşındaki Ercan D.’nin yakalanması için çalışma başlatıldı. Olay, 31 Aralık Pazar akşamı Fatih Cibali Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Ercan D., arkadaşları Melek Nur Özgener ve Nisa A. ile buluştu. Buluştuktan sonra Ercan D., Nisa A. ve Melek Nur Özgener ile otururken ‘hanginize sıkayım’ dediği esnada silah bir anda patladı. Silahın patlamasıyla Melek Nur Özgener, başından yaralandı. Ağır yaralanan Melek Nur Özgener’i hastaneye getiren Ercan D., daha sonra Nisa A. ile kaçtı. Yaşanan olay üzerine harekete geçen polis ekipleri, Nisa A.’yı tespit ederek ifadesine başvurdu. Nisa A. ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. “Çocuklarının başına böyle bir şeyin gelmesine izin vermesinler” Anne ve babalara seslenen baba Bülent Özgener, “Kızım Melek Nur Özgener şu anda canı ile pençeleşiyor. Arabanın içinde tartışma oluyormuş, 2 kız 1 erkeklermiş. Bildiğim kadarıyla yılbaşı gecesi. Çocuk kızımla aynı arabada olan diğer kıza da senin mi kafana sıkayım, diğer kızın mı kafasına sıkayım demiş. O esnada silah benim kızımda patlıyor. Yapan kişinin fotoğrafları da var. Bu çocuk uyuşturucu satıyor, silah kaçakçılığı yapıyor. Daha öncede bir kişiyi vurmuş. Yani buradan analara, babalara sesleniyorum. Çocuklarının başına böyle bir şeyin gelmesine izin vermesinler. Adalete sesleniyorum. Benim başım yandı, onların başı yanmasın. Kızım 17 yaşındaydı. Şu an kızımın durumu kötü” dedi. Kaynak: İHA “Ameliyat yapamıyorlar daha çok risk alır diye” Genç kızın sağlık durumunun riskli olduğunu söyleyen Baba Bülent Özgener, “Doktorların söylediği bekleyin. Biz de sabırla bekliyoruz. Elimizden bir şey gelmiyor, her şey Allah’tan. Mermi kafasının arkasından girip sağ kulağının arkasından çıkmış. Beyni parçalamış. Ameliyat yapamıyorlar daha çok risk alır diye. Kanamasını durdurmak için krem ile sürerek müdahale ettiler. Polis ekipleri şu anda peşindeler. Ama adam hala geziyor. Acilin önüne geliyorlar. Daha sonra sedye istiyorlar. Sedyenin üstüne koyuyor. Koyduktan sonra adam kaçıyor. Kaçarken de orada bariyerleri kırmış. Polis arkasından bakmış. Hızlıca çekip giderken orada bariyeri kırıyor. Kızımı hastaneye bıraktıktan sonra kaçıyor” şeklinde konuştu. Yaşanan olay sonrasında polis ekiplerinin Ercan D.’yi yakalamak için çalışmalarına devam ettiği öğrenildi. Melek Nur Özgener’in ise hastanede yoğun bakım ünitesinde tedavisinin sürdüğü ve hayati tehlikesinin devam ettiği belirtildi.

2.72 promil alkolle kadına çarptı Haber

2.72 promil alkolle kadına çarptı

Ölen kadının acılı babası, 2.72 promil alkollü olduğu tespit edilen sürücünün en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Olay, 25 Haziran tarihinde İnebolu-Kastamonu karayolu Halife köyü mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, akşam saatlerinde bir yakınlarının nişan merasimine katılan 38 yaşındaki S.E. idaresindeki 37 LF 311 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde aynı istikamette seyir halinde olan K.B. yönetimindeki araca arkadan çarparak şarampole yuvarlandı. Yaşanan kazada sürücü S.E. ile araçta bulunan O.B. (34) ve S.K. (34) yaralandı. Kazada aracın LPG tankının olduğu yerde sıkışan 31 yaşındaki Büşra Topcu ise olay yerinde hayatını kaybetti. Hakim karşısına çıktı Yaşanan feci kazanın ardından 2.72 promil alkollü olduğu tespit edilen otomobilin sürücüsü S.E., adli makamlarca tutuklandı. Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde S.E. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan dava açıldı. İlk kez hakim karşısına çıkan S.E., kendisini savunarak kazada bir kusurunun olmadığını söyledi. "6 aydır cezaevinde yatıyoruz, işten de olduk" Olay günü, araçtakilerle birlikte Devrekani ilçesindeki bir arkadaşlarının kına merasimine katıldıklarını söyleyen S.E., “Orçun’un arkadaşının kınası vardı, onu bekledik. Ardından alkol aldık, Orçun alkollü olduğu için direksiyona ben geçtim. Çok alkollüydü. Ben kendimi iyi hissettiğim için ben geçtim. Oyrak mevkiini geçtikten sonra önüme beyaz bir araba geldi, sadece onu gördüm. Ona vurmamak için onları da kendimi de riske atmamak için sol yaptım ve ondan sonra kaza gerçekleşti. Kazada bir kusurum yok. 6 aydır cezaevinde yatıyoruz, işten de olduk, eşten de olduk. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. “Beni hızlıca geçen aracın süratli olduğunu değerlendiriyorum” Kazaya karışan diğer araçta bulunan K.B. ise tanık olarak verdiği ifadede, “Geldiğimiz yolu sürekli kullandığım ve yabani hayvanların yola çıkması ihtimalini bildiğim için 100 kilometre hızdan daha aşağı bir sürat ile kendi şeridimde seyrediyordum. Bu sırada arkadan aracıma çarpma sesi geldi. Bu sesin hemen sonrasında solumuzdan araç devam ederek orta refüje doğru yöneldi. Daha sonra orta refüje çıkmadan aracın direksiyonunun sağa kırılması sebebiyle bu sefer bize vuran bu aracın yönü İnebolu istikametine yöneldi. Daha sonra hatırladığım kadarıyla 4 ya da 5 takla attı. Eğer benim aracımın hızı çok fazla olsaydı, bizi yoldan çıkarması kuvvetle muhtemeldi. Dolayısıyla benim şerit ihlali yaptığım iddiası söz konusu değildir. Ben hızımın düşük olması sayesinde aracımı kontrollü bir şekilde durdurdum. Araçtan indim. Kaza yapan diğer aracın yanına gittiğimde olayın şoku ile herhangi bir şey yapamadım. Sadece yanımızda bulunan arkadaşıma 112’yi ara şeklinde söylemde bulundum. Diğer aracın hızı hakkında net bir şey söyleyemem ancak benim kullandığım aracı çok hızlı bir şekilde geçti, daha sonra ileriden geri bana doğru yöneldi. Benim aracımın hızı yaklaşık 90 kilometre civarındayken güvenli bir şekilde çarpmadan durdum. Bu nedenle aracın hızının çok yüksek olduğunu değerlendiriyorum. Araçtan çıkmış olduğunu gördüğüm bir bayan şahsın, sanığa yönelik olarak kusması gerektiği yönünde telkinde bulunduğunu duydum. Kolluk güçleri olay yerine geldiğinde tanık olduğum bu ifade nedeniyle şoförün alkollü olabileceğini bildirdim. Ayrıca şoför olan şahsın kusmaya çalıştığını bizzat kendim gördüm” dedi. Sanık ve tanıklar ile avukatları dinleyen mahkeme heyeti, S.E.’nin tutukluluğunun devamına karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. “Davanın sonuna kadar arkasındayım, gereken cezayı alarak adalet yerini bulacaktır” Görülen davanın ardından konuşan Büşra Topcu’nun babası Hakkı Topcu, kızının ölümüne sebep olan sürücünün en ağır şekilde cezalandırılmasını isteyerek, “25 Haziran tarihinde kızım Büşra ile diğer üç kişi, Devrekani’ye kına merasimine gidiyorlar. Kızım hariç diğerleri alkol alıyor. Aracın asıl mesuliyeti bulunan O.B., direksiyonu geçmeyerek arkadaşı S.E.'ye devrediyor. Devrekani’den Kastamonu’ya gelirken aşırı sürat yapmışlar. Alkol de var. Önünde giden başka bir araca hafif çarpıp aracı geçtikten sonra şarampolde 5-6 takla atıyorlar. S.K. ile S.E. araçta sıkışıyorlar, O.B. araçtan fırlıyor. Kızım Büşra da araçta sıkışıyor. Aracın tüp tankının olduğu yerde sıkışıyor. Diğer aracın sürücüsü K.B. durup, bunları araçtan çıkarıyorlar. Araçtan çıkan S.K., aracın sürücüsü S.E.’ye kusmasını söylüyor. S.E.’de kusuyor, alkol muayenesinde daha düşük çıksın diye böyle bir şey yapıyor. O haldeyken bile 2.72 promil alkol çıkıyor. Ambulans geliyor, yaralıları hastaneye götürüyorlar. Kazada benim kızım vefat etti. Bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağım, bu olayla ilgili sorumluların ceza almalarını istiyorum. İnşallah hak yerini bulacaktır. Ama burada S.K. ile O.B.’nin de en az S.E. kadar suçlu olduklarını düşünüyorum. Kızım öldü, Allah rahmet eylesin, ölen ile ölünmüyor ama suçluların gerekli cezayı alacaklarına inanıyorum. Yargıya da güvenim sonsuz, adalet yerini bulacaktır” diye konuştu. Kaynak: İHA

12 yaşındaki çocuk takdir topluyor Haber

12 yaşındaki çocuk takdir topluyor

Sakarya’da kalp krizinden dolayı kaybettiği babasının mesleğini büyük bir aşkla yapan 12 yaşındaki çocuk, gelen müşterilerin fotoğraflarını çekiyor, photoshop üzerinden düzenleyerek istenilen şekle getiriyor. Dış çekimlere de giderek okul harçlığını çıkaran minik fotoğrafçıyı görenler hayrete düşüyor. Adapazarı ilçesinde ikamet eden 12 yaşındaki Ömer Akif Yusufoğlu, 52 yaşında kalp krizi neticesinde kaybettiği babasının mesleğini büyük bir aşkla devam ettiriyor. 7 yaşında babasının fotoğraf makinesinin bulunduğu çantayı ve ekipmanları taşıyarak heveslenen minik, şimdilerde babasından kalan dükkana gelen müşterilerin fotoğraflarını çekiyor, photoshop üzerinden düzenleyerek istenilen şekle getiriyor. Karşılarında küçük fotoğrafçıyı gören müşteriler ise şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Dış çekimlere de giderek okul harçlığını çıkaran minik fotoğrafçı, ileride yazılım mühendisi olmak istiyor. Oğlunun destekçisi olduğunu söyleyen anne Nilüfer Yusufoğlu ise duyduğu sözler karşısında onurlandığını aktardı. Babasından kalan mesleği büyük bir aşkla yapan 12 yaşındaki Ömer Akif Yusufoğlu, “Fotoğraf çekmeye babamın bana göstermesiyle başladım ve babamın vefat etmesi benim bu işe dört elle sarılmama sebep oldu. 7 yaşında başladığım bu işi devam ettiriyorum. Vesikalık, biometrik ve pasaport için fotoğraflar haricinde dış çekimlere gidiyorum. Beni görenler küçük olduğum için yapabilecek mi? kaygısına kapılıyorlar ama yaptıktan sonra şaşırıyorlar. İleride bir mesleğim olmazsa gerçekten fotoğrafçılığı yapabileceğimi düşünüyorum ama aklımda yazılım mühendisliği var” dedi. “Çevredeki insanların olumlu sözleri bir anne olarak beni onurlandırıyor” Oğluyla gurur duyduğunu ifade eden anne Nilüfer Yusufoğlu, “Ömer Akif küçüklüğünden beri bu mesleğe merakı vardı ve babasının yanında çanta taşıyarak yapıyordu. O hevesle beraber büyüdü ve babasının vefatından sonra kendini kanıtlama rolüne büründü ve bu mesleği yapabileceğini kanıtladı. Fotoğraflarının yanı sıra insan ilişkileri de çok güzel ve kendisi karınca gibi çalışıyor. Bu meslekte gayet iyi bende elimden geldiği kadar destek olmaya çalışıyorum. Bu meslekte dedesi ve Vedat amcası var ona bu işte en büyük desteği verenler onlar. Müşteriler Ömer Akif’i görünce yapamayacağını düşünüyor. Boyu yetmediği zamanlarda sandalyenin üzerine çıkıp çekim yapıyor, düzenleyip müşterilere veriyor, bunu görenler ise hayrete düşüyor. Dış çekimlere gidiyor, kupa baskıları yapıyor ve müşteriler onun yapabileceklerini söyleyip para veriyorlar ve bu durum Ömer Akif’i bu meslekte daha da heveslendiriyor. Her insanın evladı kıymetlidir ve kendi çabalarıyla bir şeyler yaptıklarını görünce ben çok mutlu oluyorum ve gurur duyuyorum. Çevredeki insanların olumlu sözleri bir anne olarak beni onurlandırıyor” diye konuştu. Kaynak: İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.