SON DAKİKA
Hava Durumu

#müzik

A Gazete - müzik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, müzik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Korolar Maratonu'nda muhteşem kapanış Haber

Korolar Maratonu'nda muhteşem kapanış

Nilüfer Belediyesi, Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları kapsamında Türkiye’nin dört bir yanından koroların katıldığı Korolar Maratonu’na ev sahipliği yaptı. Koro Kültürü Derneği’nin düzenlediği Nilüfer Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı maraton 13 Ekim Cuma akşamı Merinos AKKM’de Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ve Devlet Çoksesli Korosu’nun özel konseri  ile başladı. Pazar günü özel bir konserle sona eren Korolar Maratonu’nda 3 gün boyunca konserlerin yanı sıra söyleşiler ve atölye çalışmaları da gerçekleşti. Korolar Maratonu’nun ikinci gününde, 16 koro performans sergiledi. TED Bursa Koleji Çoksesli Korosu’nun konseriyle başlayan müzik dolu günde, Prof. Dr. Suna Çevik söyleşi, Dr. Pınar Çanakçı Çavdur da keyifli bir atölye gerçekleştirdi. Söyleşide koro yaşamına dair birikimleri, deneyimleri ve anılarına yer veren Prof. Dr. Suna Çevik, koro müziği ve kültürü, koro şefinin eğitsel ve müziksel formasyonu, koro eğitiminin kapsamı, koroda eğitim çalışmaları sürecinde şefin başvurabileceği yöntemlere ilişkin değerli paylaşımlarda bulundu.  Koronun, dili kullanmasından dolayı toplumların kültürel yapısını, geleneklerini ve yaşam biçimini müziğe aktardığını söyleyen Prof. Dr. Suna Çevik, “Korolar, birbirine kenetlenen bir aile, küçük bir mahalle gibidir aslında. Koroda ruh olmadan, güzel müzik yapılmaz” diye konuştu. Koroların, farklı müzik türleri ve sahne performanslarıyla izleyenlere unutulmaz anlar yaşattığı 2. günün finalinde de, Barbershop İstanbul ve Nilüfer Çoksesli Koro aynı sahneyi paylaştı. Repertuarında yerli ve yabancı eserlere yer veren Barbershop İstanbul’a, “Swing Low” ve “What a Wonderful World” parçalarında da Nilüfer Çoksesli Koro eşlik etti. Muhteşem gecenin sonunda Barbershop İstanbul ve Nilüfer Çoksesli Koro ayakta alkışlandı. Aralarında Gürcü Sanatevi Çoksesli Korosu ile Ruhi Su Dostlar Korosu’nun da yer aldığı programın üçüncü ve son gününde 11 koro, sahne aldı. Nâzım Hikmet Kültürevi’ndeki etkinlikte Prof. Dr. Hasan Uçarsu ve Dr. Burak Onur Erdem de söyleşi gerçekleştirdi. Balaban Salonu’ndaki söyleşide konuşan Uçarsu, iyi bir şiirin, iyi bir müzik ile birleştiğinde, üst düzey bir anlatım ve etkinin olacağını ifade etti. Korolar Maratonu’nun kapanışı A Capella Boğaziçi konseri ile oldu. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, eşi Zeynep Terzioğlu Erdem ve çok sayıda müzikseverin katıldığı programda salon tamamen doldu. Enstrüman kullanmadan sadece insan sesiyle kendilerine özgü yorum yapan koro, farklı coğrafyalardan parçaları seslendirdi. İzleyicilerin hayranlıkla takip ettiği konserde A Capella Boğaziçi, sergilediği performans ile izleyenlerden tam not aldı. Konserin sonunda yoğun alkış ve desteğe kayıtsız kalmayan A Capella Boğaziçi, pop müzik şarkılardan oluşan bir potpuri de gerçekleştirdi. Müzikseverlerin de eşlik ettiği konserin sonunda izleyenler, koroyu uzun süre ayakta alkışladı.   Gecenin sonunda eden Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, A Capella Boğaziçi’ne çiçek vererek keyif dolu konser için tebrik etti.   Üç gün süren muhteşem bir etkinliğin gerçekleştiğini ifade eden Başkan Erdem, emeği geçenleri kutladı. Bu yıl Cumhuriyet’in 100. yılını kutlamanın gururunu yaşadıklarını  anımsatan Başkan Erdem, “Bu ahenk, çok seslilik aslında Cumhuriyetimizin içinde var olan bir şey. Cumhuriyet, tam tamına çok seslilik. Tam tamına bir Anadolu. Ve o Anadolu’nun renkleri, kültürleri ve insanlarının var oluşu ile güçlenmiş muhteşem bir koro. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, 100 yıl önce bize bu güzel orkestrayı kurmuş ve bu ahengi birlikte, bu şarkıları yaşama zevkini ve umudunu vermiş. Şu anda biraz sesimiz kısılmış olsa dahi bu çok sesliliğimizi, bundan sonraki zamanlarda da sizlerle beraber sürdüreceğimize inanıyorum. Yaşasın Cumhuriyet. Daha nice 100 yıllara” sözleriyle konuşmasını tamamladı. Kaynak:Bülten

Bu fuarda müzik ve edebiyat harmanlanıyor Haber

Bu fuarda müzik ve edebiyat harmanlanıyor

Gemlik Kitap Limanı adıyla gerçekleşen fuar, bu yıl 16 - 24 Eylül tarihleri arasında, Gemlik Zeytindalı Meydanı’nda düzenleniyor. Fuarın ilk gününden itibaren birbirinden önemli konuklar yer alırken ziyaretçiler yoğun ilgi gösteriyor. Müzik ve edebiyatı harmanlayan iki isim olan, yıllarını müziğe adayarak melodileri edebiyatla buluşturan usta isim Murat Meriç ve şiir, roman, müzik ve sinemada gösterdiği başarılarla adından söz ettiren Tuna Kiremitçi Gemlik Kitap Limanı'nın konuğu oldu. “Kitaplar ve Müzik" başlığıyla gerçekleşen söyleşinin ardından imza etkinliği yapıldı. Kimya mühendisliğinden müzik yazarlığına uzanan hikaye Gerçekleşen söyleyişi de müzik ve edebiyat üzerine konuşan Türkiye'nin en önemli müzik yazarlarından olan Murat Meriç müzik tarihi üzerine konuşarak, " 1960'lı yıllara gidersek Türkiye'de sahiden bir müzik yazarlığının olduğunu görüyoruz. Müzik üzerine fikir yürütme ve kalem oynatma halinden bahsediyorum müzik yazarlığını kast ederken. 1980'li yıllarda 'Stüdyo İmge' adında bir dergi benim aklımı karıştıran ve bakışımı değiştiren hikaye oldu.  Oradan yola çıkarak müzik tarihi üzerine yazı yazılabileceğini gördüm ve o tarafa yöneldim. Bugün buradaysam bunun bir sebebi, teyzemin ve dayımın aldığı 'Hey' dergileri ve sonrasında 'Stüdyo İmge' dergisi oldu. Kimya mühendisliği okurken ve orada bir şekilde Türkiye'de pop müziğinin tarihi üzerine yazılar yazan Sina Onur'un bulunduğu dergi karşıma çıktı. Yıllar sonra Sina Onur'un aslında Bulutsuzluk Özlemi'nin klavyecisi olan Sina Koloğlu olduğunu öğrendim. Sonuç olarak tüm bunlardan ilham alarak bu yola girdim" dedi.  "Polisiye romanlarımdaki Perihan Uygur karekterini Perran Kutman'dan esinlendim" Söyleşinin devamında konuşan yazar Tuna Kiremitçi, birçok müzisyen gibi pandemi sürecinde işsiz kalınca uzun yıllardır düşüncesini kurduğu polisiye romanı yazmaya karar verdiğini aktardı. Kiremitçi daha sonra, " Bizim Murat Meriç ile müzik sever olarak formasyonlarımız birbirine benziyor. Söz ettiği dergiler müzik üzerine yazma yönünde benimde kafamı karıştırmıştı. Polisiye türde olan üçüncü romanım Tehlikeli Şarkılar'da bu romanımda polisiye ve müziği birleştirmek istedim. Daha doğrusu bir müzik festivalinde cinayet işlense nasıl olur diye düşündüm. O sırada müzik festivallerinin yasaklanmasını isteyen kesimden aslında ilham aldım. Çünkü romanın konusuda böyle. Polisiye romanlarımdaki Başkomiser Perihan Uygur için esinlendiğim kişi tabii ki büyük usta Perran Kutman. Perihan'ı oluştururken tamamen onun benim yaşımdaki görünüşünü modelledim. Kişiliği içinse Anadolu'daki bir Asayiş Şube Müdürü hanımefendi dostumuzdan ilham aldım" dedi. Kaynak: Bülten

Türkülerin ruhu duvarları aşıyor Haber

Türkülerin ruhu duvarları aşıyor

Ezgi Özdaş Bursa’nın kendi has ve özgün mekanlarından biri olan Aşıklar Kahvesi, türkülerin eşlik ettiği paha biçilemez dostlukların ve eşsiz hikayelerin bir araya gediği yaşayan bir mekan. Tahtakale Çarşısı’nda bulunan Aşıklar Kahvesi’nde sandalyelerin sırtı kapıya dönüktür ve herkes aynı yöne bakar. Nağmelerin duvarlarından eksik olmadığı bu yaşayan mekanda masa oyunları, müşterilerin kendi aralarında konuşmaları gibi unsurlar yasak. Serbest olansa türkülerin ruhu ve kulakların öncülüğünde ruhun huzuru… 68 yıldır Bursalıların gözdesi olan mekanda sazlar, türkü ve huzur serbest! 1995 yılında Mehmet Ali Güneş tarafından faaliyete geçirilen Aşıklar Kahvesi’nin işletmecisi Muhsin Güneş, mekanın tarihini şu sözlerle anlattı: “Bir gün buradan geçen bir Bursalı, babamın sazını görüyor ve çalmak için izin istiyor. Babam izin verince bir gün sonra o adam, saz çalan arkadaşlarını da alıp geliyor. Sonra sazlarını buraya bırakmaya başlıyorlar ve bu düzen böyle gidiyor. Eskiden Batı müziğine ilgi daha çoktu. Şimdi Heykel'e çıkınca illaki sırtında sazı olan bir genç görmek mümkün oluyor. Gelip böyle ortamlarda bulunmaları ve böyle şeylerle uğraşmalarından memnunuz.” Her türlü müzik zevkine sahip vatandaşa hitap ettiklerinin altını çizen Güneş, “Sazı, sözü, Türk Sanat Müziğini sevenler hep buradadır. Burada kimisi çalıp söylemeyi, kimisi dinlemeyi sever. Sürekli birileri saz çalar, çalan olduğunda da sazımızı teslim ederiz. Burada her zaman büyüklerimize öncelik veririz. Yıllardır böyle geldi böyle gidiyor. Bugün gençler buraya geldiğinde biz mutlu oluyoruz. Buraya gelmeseler ya kahvede oyun oynayacaklar ya da bir barda alkol alacaklar… Biz gençlerin hangi müzik aleti olursa olsun, bir müzik aletiyle uğraşmasını istiyoruz” dedi. “PSİKOLOJİK OLARAK RAHATLIYORUZ” Kahvenin bağlama üstadı olan Erdoğan Uçar ise türkülerle olan bağını anlatarak, “Küçük yaştan beri çalıp söylüyorum. Sazımla sözümle vur patlasın çal oynasın burada her günümüzü gün ediyoruz. Müzikten, müzik sayesinde gönlümüz gençleşiyor” dedi. Uçar, toplumun günden güne benliğinden koptuğunu ifade ederek, “Müziğin psikolojik etkileri de var insan psikolojik canlı. Dolayısıyla toplumsal psikolojiyi etkileyen olumlu yönler var. Eski tarihlerimizde müzikle sağlık sorunlarının tedavi edildiğini gerçektir şifadır. Biz burada da belki kronik bir hastalığımız yok ama psikolojik olarak rahatlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bodrum Bale Festivali sona erdi Haber

Bodrum Bale Festivali sona erdi

20 yıldır sanatseverlerle buluşan “Uluslararası Bodrum Bale Festivali” bu yıl da muhteşem performanslar, yabancı konuk dansçı ve topluluklarla seyirci karşısında oldu. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından 5-17 Ağustos tarihlerinde Bodrum Kalesinde düzenlenen, balenin zarafetini ve dansın ateşini sahneye taşıyan “20. Uluslararası Bodrum Bale Festivali” sanatseverlerin yoğun ilgisi ve katılımıyla sona erdi. Bale 20 yıldır Bodrum’da izleniyor Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen “Harem” ile başlayan festival İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneye taşınan "Notre Dame'ın Kamburu" balesi ile devam etti. Festivalde ilk kez Bodrumlu sanatseverlerin karşısında olan Navdhara Hindistan Dans Tiyatrosu “A Passage to Bollywood” adlı performansları ile İspanyol Flamenko Dans Topluluğunun sergilediği “Woman By Aarn Vivancos” ile sahnede yer aldı. Festivalin kapanışı Don Kişot balesi ile yapıldı Miguel de Cervantes’in aynı adlı romanından hareketle koreografisini Marius Petipa'nın üstlendiği, Ayşem Sunal Savaşkurt'un düzenleyip sahneye koyduğu ve müzikleri Ludwig Minkus’a ait eser 16 ve 17 Ağustos’ta Bodrum Kalesinde sanatseverlerle buluştu. Orta Çağ şövalye hikayelerine yoğun ilgisi olan Don Kişot’un, gezgin bir şövalye olmaya karar vererek, yaveri Sancho Panza ile çıktığı yolculuğu ve aşkını bulmayı hayal ettiği Dulcinea ile başından geçenleri bale adımları ile sahneye taşındı. İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen eserin dekor tasarımı İsmail Dede’ye, kostüm tasarımı Gizem Betil’e, ışık tasarımı Önder Arık’a ait. Kaynak:İHA

Tunus’ta Taksim rüzgarı esti Haber

Tunus’ta Taksim rüzgarı esti

Yunus Emre Enstitüsü, kadim Türk kültüründen aldığı ilhamla Cumhuriyet'in 100. yılında dünyayı kültür ağlarıyla örmeye devam ediyor. Tunus Yunus Emre Enstitüsü, Tunus Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen “Uluslararası Kartaca Festivali”ne Türkiye’yi temsilen katıldı. Tunus’taki Antik Kartaca Tiyatrosu'nun ev sahipliğinde, ülkenin seçkin uluslararası festivalleri arasında yer alan ve bu yıl 57. kez düzenlenen büyük çaplı kültürel etkinlikte çok sayıda ülke yer aldı. Türk müziği, binlerce dinleyi tarafından beğeniyle dinlenildi  Festivale, Tunus Büyükelçiliği Müsteşarı Belgin Ergüneş, Tunus Yunus Emre Enstitüsü Koordinatörü Ali İhsan Çevik, Türk kurumlar ile yerel kurumların temsilcileri, sanatseverler ve davetliler başta olmak üzere yaklaşık 6 bin kişi katıldı. Festivale Türkiye’den katılan “Taksim Trio” adlı müzik grubunun Türkiye’ye ve Tunus’a ait ezgileri icra ederek iki ülkenin kültürel değerlerini aynı sahneye taşıdığı programda Türk müzikleri, dinleyicileri etkisi altına aldı. 1'inci yüzyılda inşa edilen Kartaca Amfitiyatrosu’nda gerçekleştirilen müzik şöleninde Yunus Emre Enstitüsü, Tunus’ta Türk müziğinin yankılanmasına vesile oldu.  “Sanat, kültürel ilişkilerin gelişmesi ve derinleşmesine katkı sağlayan en kıymetli araç, müzik ise asli köprüdür”  Tunus Büyükelçiliği Müsteşarı Belgin Ergüneş, “Tunus Kültür Bakanlığının ev sahipliğinde, Yunus Emre Enstitümüzün de kıymetli katkılarıyla hazırlanan bu güzel organizasyonda yer almaktan son derece mutlu olduğumu belirtmek isterim. Bildiğiniz gibi sanat, kültürel ilişkilerin gelişmesi ve derinleşmesine katkı sağlayan en kıymetli araç, müzik ise asli köprüdür. Bu gecenin kültürel ilişkilerin derinleşmesine vesile olduğunu düşünüyor, Taksim Trio grubumuz ve değerli sanatçılarına ülkemizi bu denli güzel temsil ettikleri için teşekkürlerimi sunuyorum” değerlendirmelerinde bulundu.  Tunus Yunus Emre Enstitüsü Koordinatörü Ali İhsan Çevik ise, “Tunus Kültür Bakanlığı himayelerinde bu yıl 57. kez gerçekleştirilen Uluslararası Kartaca Festivali’ne yurt dışında da ciddi bir dinleyici kitlesine sahip olan 'Taksim Trio' grubuyla katılmaktan dolayı Yunus Emre Enstitüsü olarak mutluluk duyuyoruz. Festivalin düzenlenmesine imkan sağlayan Tunus Kültür Bakanlığına, organizasyonda katkısı bulunanlara ve bu güzel geceyi bize yaşatan Taksim Trio müzik grubumuza da teşekkür etmek istiyorum” dedi.  "‘Tunus’ta Taksim rüzgarı esti’ diyebiliriz"  Koordinatör Çevik, “Tunus’ta düzenlenen ve dünyanın farklı ülkelerinden sanatçıların katılımıyla gerçekleşen uluslararası müzik şöleninde böylesi güzel ve etkileyici bir platformda biz de Türk müziğimizi ve kültürel unsurlarımızı sergileyerek müzikseverlerin beğenisine sunduk. Bugün müzikseverlerin buradaki coşkusuna tanık olduktan sonra ‘Tunus’ta Taksim rüzgarı esti’ diyebiliriz” ifadelerini kullandı. Kaynak:İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.