SON DAKİKA
Hava Durumu

#meyve

A Gazete - meyve haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, meyve haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İnegöl'de yeni tesis için çalışmalar başladı Haber

İnegöl'de yeni tesis için çalışmalar başladı

İnegöl Belediyesi’nin tarım projeleri kapsamında şehirdeki tüm çiftçileri aynı çatı altında topladığı Üreten Çiftçiler Kooperatifi, İnegöl Belediyesi ve TKDK desteği ile şehre kazandırdığı soğuk hava deposuyla üreticinin depolama sorununa merhem oldu. İnegöl Tarım Modeli başlığı altında bu alanda yaptığı devrim niteliğindeki uygulamalarla tarımsal üretime ciddi bir katkı sağlayan İnegöl Belediyesi’nin Üreten Çiftçiler Kooperatifi kurulmasıyla başlayan projeleri, meyvelerini vermeye devam ediyor. Soğuk hava deposunun yanında İnegöl’ün bereketli topraklarından yetişen ürünlere katma değer sağlayacak Sebze ve Meyve Kurutma Tesisi için de çalışmalar başladı. 15 TON KAPASİTELİ KURUTMA TESİSİ Kasım ayında tamamlanarak hizmete alınması beklenen tesis için bina yapım çalışması sona erdikten sonra makine parkurunun kurulumuna geçilecek. Maliyeti yaklaşık 4 milyon TL olan tesisin kapasitesi ise günlük yaklaşık 15 ton dolayında. MEYVELER KURUTULUP PAKETLENECEK İçerisine kurulacak büyük kurutma fırınları ile komple bir tesis olacak Sebze ve Meyve Kurutma Tesisinde; bir taraftan taze meyve verilip bantla işlemlerden geçecek. Sırasıyla; yıkama, ayıklama, çekirdek çıkarma, dilimleme ve benzeri uygulamaların ardından oradan çıkıp kurutma makinesine girecek. Her meyve kendi özelliğine göre belirli sürelerle kurutularak tartılıp paketlenecek. İNEGÖL’ÜN TARIM DEĞERLERİNE DEĞER KATACAK Kurulumu devam eden tesise ilişkin açıklama yapan Belediye Başkanı Alper Taban, kurutma tesisi ile İnegöl’ün bereketli topraklarından yetişen ürünlerin değerine değer katılması, özellikle üreticilerin kazanımının arttırılmasının hedeflendiğini söyledi. Bu tesis sayesinde sebze ve meyvelerin hemen satılmak zorunda kalınmayacağını kaydeden Başkan Taban, “Üreticilerimiz mevcut durumda topladıkları ürünleri en kısa sürede elinden çıkarmak durumunda kalıyor. Soğuk hava depolarında bir kısmı depolansa da kapasitenin üretime oranla az olması nedeniyle üreticilerimiz aracıların belirlediği fiyatlara uymak durumunda kalıyor. Üretici ürününü satmak zorunda olduğunda, aracılar da bunu bildiğinden fiyatı istediği seviyede tutabiliyor. İşte kurulacak bu tesis, bu anlamda da önemli. Tesis kurulduğunda üreticimiz ürününü istemediği fiyata satmak durumunda kalmayacak. Bir alternatifi olacak. Sebze ve meyveyi kuruttuktan sonra da satışa sunabilecekler. Bu sayede hem sağlık yönünden hem raf ömrü uzaması bakımından hem de üreticinin elinin fiyat konusunda rahatlaması bakımından çok büyük bir kazanımı olacak” dedi. Kaynak:Bülten

Bursa'dan Çanakkale'ye fidan desteği Haber

Bursa'dan Çanakkale'ye fidan desteği

Geçtiğimiz aylarda Çanakkale’de çıkan orman yangınlarında meyve ağaçları zarar gören vatandaşlara destek olmak amacıyla, Milliyetçi Hareket Partisi Kestel İlçe Başkanlığı 500 adet meyve fidanını bölgeye sevk etti. Yangında küle dönen meyve bahçeleri, Kestel’den gide fidanlar ile yeşerecek. Hasat zamanı meyve bahçeleri yanan vatandaşlara destek olmayı gayeleyen MHP Kestel İlçe Başkanı Ahmet Eraslan “Yaklaşık 1 ay önce Çanakkale ilimizde bir yangın felaketi meydana geldi. Bu felakette çok büyük yaralar alındı. Orman yangınlarının yanı sıra, hasat zamanı meyvesi üzerindeyken birçok tarım arazisinde meyve ağaçlarında hasar meydana geldi. Bunun üzerine biz daha önceki benzer felaketler de de Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Türkiye'nin her yerinde yaşanan bu benzer felaketlere duyarsız kalmadık. Yangından dolayı zarar gören vatandaşlarımıza yardım etmek destek olmak için bu çalışmayı yaptık. Biliyorsunuz Kestel ilçesi meyve fidanı üretim merkezidir. Türkiye'de adından çokça söz ettiren ilçemiz bunun yanında süs bitkileri için de çok önemli bir merkezdir. Bizde Milliyetçi Hareket Partisi Kestel İlçe başkanlığı olarak, nacizane yaraların bir an önce sarılması için böyle bir proje başlattık. 500 fidan ile bugün destek veriyoruz. İnşallah bugün itibarıyla Çanakkale'nin Belen ilçesine muhtarlıklara ve kooperatif başkanlarına teslim edilmek üzere meyve fidanlarımızı bölgeye sevk edeceğiz" ifadelerini kullandı. Bu kampanyanın diğer kurum ve kuruluşlara örnek olmasını isteyen Bursa Milletvekili Fevzi Zırhlıoğlu “Türk milletinin özü olan milliyetçi, ülkücü hareketin Kestel'deki temsilcileri kardeşlerimizin, yine Türk milletinin hasretlerini yansıtan bu davranışı her türlü takdire şayandır. Burada Kestel teşkilatımıza çok teşekkür ediyorum ilçe başkanımıza Ocak başkanımıza velhasıl ülkücü hareketin temsilcilerine bu gösterdikleri duyarlı davranıştan dolayı çok teşekkür ediyorum. Ben bu davranışın bu muzun diğer kurumlarına da yansıması gerektiğini düşünüyorum. Biz milletimizin her türlü sıkıntısında yanında olmaya çalışan bir hareketiz Bu da örnek bir davranıştır. Ben tekrar teşkilat başkanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Kaynak: İHA

Ağaçlar, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya Haber

Ağaçlar, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya

Türkiye’de ilk görüldüğü yıllarda çiftçilerin belalısı olan Amerikan beyaz kelebeği zararlısı, Karadenizli üreticileri zora sokmuştu. Ağaç dallarını ve meyvelerini yiyerek ürünün azalmasına veya tamamen yok olmasına neden olan zararlılar, milli ekonomiyi de zarara uğratmıştı. Son yıllarda kimyasal ve biyolojik olarak mücadele edilen zararlı, Samsun’un merkez ilçelerinden İlkadım’da selvi, çam, söğüt gibi birçok ağaçta görüldü. Vatandaşların da şikayetçi olduğu zararlılar, ağaçların yapraklarını ve dallarını yiyerek kurulamalarına yol açtı. Ağaçlar ilaçlatılacak Durumdan haberdar olan yetkililer, söz konusu alanlardaki ağaçların ilaçlatılması için ilgili belediyeler ile görüştüklerini ve ilaçlama işlemine derhal başlayacaklarını belirtirken, zararlının sağlıklı olan diğer ağaçlara bulaşmasının da önüne geçeceklerini ifade ettiler. Amerikan beyaz kelebeği ağaçların tamamen yok olmasına neden olabilir Tarım ve Orman Bakanlığı ile Fındık Araştırma İstasyonu’nun hazırladığı bilgilere göre Amerikan beyaz kelebeği, ağaçların toprak ile birleştiği yerlerde, ağaç kabuğunda ve çok yaşlı ağaçların kovuklarında, binaların çatı saçakları arasında bir koza içinde pupa olur. Yılda 2-3 döl verir. Yumurta kümelerinden çıkan larvalar, yaprağın alt yüzünde ipeksi ağlar örer, sonra ağı artırmak suretiyle daldaki diğer yapraklarla ilk yaprağı bağlarlar ve ağlar içinde beslenirler. Olgunlaşmaya başlayan larvalar ağ kümelerinden çıkarak bireysel yaşamaya başlar ve yaprakları sadece ana damarları kalacak şekilde yerler. Ayrıca körpe ve olgunlaşmaya başlayan meyveleri de yiyerek ürünün azalmasına veya tamamen yok olmasına neden olurlar. Kaynak:İHA

Altın çileğin 250 gramı 50 TL Haber

Altın çileğin 250 gramı 50 TL

Geçtiğimiz yıllarda İstanbul’da sinema ve film setlerinde yönetmen yardımcılığı görevlerinde bulunan 32 yaşındaki Derya Tunçay, pandemi döneminde işini bırakarak memleketi Aydın’ın İncirliova ilçesine yerleşti. İstanbul’da çalıştığı zamanlarda alış-veriş yapmak için girdiği bir manavda tesadüfen ejder meyvesini görerek tadına bakmak için satın alan Tunçay, tadını beğendiği ejder meyvesine merak saldı. Yaptığı araştırmalar çerçevesinde ejder meyvesi üreticiliğine başlayan Tunçay, tropikal meyvelere merakı sayesinde ejder meyvesinin yanı sıra bir de altın çilek üretimine başladı. Kurduğu serada ejder meyvesi ve altın çilek üretimi yapan Tunçay, hasat ettiği meyveleri Aydın-İzmir Karayolu üzerindeki tezgahında vatandaşlarla buluşturuyor. Altın çileğe vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini belirten Tunçay, meyvenin birçok hastalığa iyi geldiğini belirtti. Altın çileğin dünyanın en zengin lif oranına sahip meyvesi olduğunu belirten Derya Tunçay, "Bu meyvenin anavatanı Peru. Oradan dünyaya yayılmış durumda. Zamanında Türkiye’de çok popülerdi. Sonrasından üretimi azaldı. Ben de tamamen hobi olarak yetiştiriyorum. Eğer toptan verecek bir yer bulursak yada bizi üretim anlamında destekleyecek birileri ile anlaşabilirsek yerimizi büyütmek istiyoruz. Antalya ve Mersin tarafında bu işi büyük çapta yapanlar var onun haricinde büyük bir bölümü bizim gibi küçük üreticiler. Altın çileği bilmeyen, tanımayan çok insan var. O nedenle insanlar ilk gördüğünde şaşırıyor. Tadına bakınca hoşlarına gidiyor ve almak istiyorlar. Dünyanın en fazla lif içeren meyvesidir. Şeker hastalığına iyi geldiği söyleniyor. Günde 4-5 taneden fazla önermiyoruz. Çünkü müthiş derecede bağırsakları çalıştırıyor. Antioksidan özelliği çok fazla, hücre yenileyici. 250 gramlık paketler halinde 50 TL’den satış yapıyoruz" diye konuştu. Kaynak:İHA

Tek ve ilklerin meyvesi: Kızılcık Haber

Tek ve ilklerin meyvesi: Kızılcık

Uludağ’ın eteklerinde erkenci kızılcık hasadı başladı. Dünyanın farklı ülkelerine ihracatı da yapılan kızılcık, iç piyasaya 30 liradan satılıyor. Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Çalı Mahallesi’nin Uludağ eteklerinde kızılcık hasadı başladı. 2000 rakımda, 30 dekar arazide, bin 700 ağaçlık kızılcık bahçesinde başlayan hasat 40 gün sürmesi ön görülüyor. Almanya, Fransa, İngiltere başta olmak üzere birçok ülkeye ihracatı yapılan kızılcık, iç piyasada 30 liradan alıcı buluyor. Türkiye’de üretilen kızılcığın yüzde 80’i iç piyasada değerlendirilirken yüzde 20’lik kısmı paketlenerek farklı ülkelere gönderiliyor. Uludağ’ın zirvesine çıktıkça hasadın eylül ayı ortalarına kadar devam etmesi bekleniyor. Bu yıl verimin orta düzeyde olduğu bahçede, zirai ilaç yok denilecek kadar az kullanılıyor. Kızılcık sıklıkla komposto, reçel yapılarak tüketilse de yurt dışında cilt yenileme kremleri gibi ürünlerin de ana özünü oluşturuyor. Bu yıl verimlilik orta düzeyde Ailecek uzun yıllardır Bursa’da çiftçilik yapan Ziraat Mühendisi Selçuk Oruç, Nilüfer Çalı Mahallesi’nde bulunan kızılcık bahçelerinin toprak ve hava şartlarından dolayı meyvenin erken olmaya başladığını ifade etti. Bin 700 ağaçlık kızılcık bahçesinde Yalova, Karabük, Toroslar, Ukrayna, İtalya gibi birçok ülkeden getirdikleri ağaçların da bulunduğunu belirten Oruç, bu büyüklükte bir kızılcık bahçesinin dünyada nadir görülebileceğini söyledi. Ağacın meyveyi erken verdiği için bu dönemde rakibi olmadığının altını çizen Oruç, “Bize en yakın çıkan şuanda Yalova bölgesidir. Uludağ’ın alt etekleri ve Karadeniz bölgesinde bizden biraz sonra çıkıyor. Bizim pazara yakın olmamız dolayısıyla Bursa hali, manavlar ve dondurulmuş sektörü bu ürünü kullanıyor ve bizden çokça talep ediyorlar. Genel itibari ile kızılcık meyvesi şuanda verimi orta düzeyde. Ilıman bir kış geçirdik, ilkbaharda yoğun bir yağış geçirdiğimiz için verimlilik biraz düştü” dedi. Bahçeden 30 liraya alıcı buluyor “Meyve fiyatları iyi durumda. Yaklaşık 30 lira civarında satışı yapılıyor. Bu fiyat 40 liraya kadar da çıkabiliyor, bazı yerlerde ise 20 Türk Lirası’na kadar da düşebiliyor. Meyve kalibresi iyi olduğunda, güzel de ambalaj yapıldığında çok iyi bir şekilde değerlendirilebiliyor” diyerek sözlerini sürdüren Oruç, “Meyvenin pazara yakın olması sebebi ile değerlendirme avantajı çok fazla. Öncelikle bunu dondurulmuş ürünler olarak hoşaf, komposto ve su yapımında tüketiliyor. Ondan sonra ise taze tüketim olarak pazar tezgahlarına gidiyor. Değişik ‘Beri’lerden yaban mersini, kızılcık ve ahududu gibi özel ambalajlarda Avrupa’ya gönderiliyor. Avrupa’da en çok talep Almanya, Fransa gibi ülkelerden oluyor. Ayrıca Avrupa ülkelerinin dışında diğer ülkelere de gönderiliyor” diye konuştu. “Sindirim sistemine faydası var” Kızılcık üretiminin neredeyse sıfır ilaçla üretildiğini ve bu açıdan da insan sağlığı açısında faydasının arttığını anlatan Oruç, “Bundan dolayı çokça tercih ediliyor. Sağlık açısından sindirim sistemine faydası var. Ağızda kekremsi bir tat verdiğinden dolayı sıcak havalarda bolca soğuk şekilde tüketiliyor. Bunun dışında kurutularak komposto şeklinde veya dondurularak farklı tüketim şekilleri de mevcuttur. Tabi biz kıymetini bilemiyoruz. Avrupa bu tarzda ki doğal ürünlerin kıymetini çok iyi biliyor. Bu ürün sofrayı zenginleştirebilecek, içecek boyutu ile de yerini hiçbir şey tutmayan özel bir üründür. Bölgemizin doğal bir ürünü ve bu şekilde kapama bahçelerde yapıldığında daha da nitelik kazanıyor. Sıfır ilaç olduğu için oldukçada kazançlı bir ürün, sadece kısmi bir sulama ile destekleniyor. Bunun dışında hem çevre hem de insan sağlığı açısından değeri maalesef bilinmemiş bir ürün” ifadelerini kullandı. “Üretilen kızılcığın yüzde 80’i iç piyasaya gidiyor” Türkiye’de üretilen kızılcığın yüzde 80’i iç pazar, yüzde 20’si ise dış pazara gittiğini ifade eden Ziraat Mühendisi Selçuk Oruç, “Tabi içinde bulunduğumuz bahçe tamamen iri kızılcıklardan oluşuyor, yekpare tek cins bu tarzdaki ürünlere yurt dışından çok talep var. Yeterli düzeyde üretim olmadığı için bu konuda tonajlar doldurulamadığından yurt dışında cevap verilemiyor. Üretimin birçoğu dondurulmuş ürün sektöründe, kızılcık suyu olarak değerlendiriliyor. Bu tarzdaki doğal ürünleri insanlar tüketebilirse hem bağışıklık sisteminin güçlenmesinde hem de vitamin ve mineral değerlerinin yüksek olmasına bağlı olarak sağlıklı beslenmede çok büyük bir öneme sahip oluyor” şeklinde konuştu. “Suyun dibine batan tek ağaç kızılcıktır” Kıyı bölgelerde kızılcığın daha çok bilindiği, İç Anadolu Bölgesi’nde az bilindiğini vurgulayan Oruç, “Bursa’da muhacir kökenli çok fazla insan var. Genelde bu insanlar ve dağ bölgesinde yaşayan insanların kızılcığa karşı talepleri çok fazla. Bu dönemlerde ve kış dönemlerinde sofrada pilav, makarna gibi yemeklerin yanında çok güzel ve severek bolca suyunu içerler ve püresini tüketirler. Öz kütle ağırlığında en ağır meyve kızılcık meyvesidir. Suyun dibine batan tek ağaç dünyada kızılcık ağacıdır. Bunlar değerlendirildiğinde ne erken çiçek açan en geç meyve veren, çiçek dönemi olarak bitki üzerinde en fazla duran meyve yine kızılcık. Kızılcık ağacının meyvesi üzerinde iken aynı anda meyve ile çiçeği olan tek ürün” dedi. “Balkan ülkelerini kıymetini çok iyi biliyor” Oruç sözlerini şöyle sürdürdü; “Çiçek meyve oluşturana kadar bitki üzerinde 14 ay civarında kalıyor. Sonbahar, kış döneminde çiçeğini açıyor soğuklardan fazla etkilenmiyor. İlkbahar döneminde tomurcuklar halinde meyveler oluşuyor ve tahmini olarak ağustos ayı itibari ile olgunlaşmaya başlayıp eylül ayı ortalarına kadar devam ediyor. Çok güzel çeşitler var bunların nitelendirilmesi, tescillenmesi ve pazara sunulması lazım. Özellikle Balkan ülkeleri bunun kıymetini çok iyi biliyor, Kıymeti anlaşılmamış özel bir ürün. Bizim böyle yabancı kökenli değişik değişik şeylere ihtiyacımız yok. Ülke olarak kendi öz varlığımız olan bu tarzdaki meyvelerin değerini bilmeliyiz ve bunları çokça sofralarımızda tüketmeliyiz” “Türkiye’de yaklaşık 2 bin dekar kızılcık var” “Türkiye’de genel itibari ile ticari olarak üretim Bursa ve Yalova’da var” diyen Oruç, “Bunun dışında bölgelerde Kastamonu, Düzce ve Bartın bölgelerde geleneksel evsel üretim var. Bu büyüklükte kapalı bahçe nadir görürsünüz. Türkiye’de, tahminimce Marmara Bölgesi özellikle Güney Marmara Türkiye’deki üretimin, tahminimce yüzde 80’ini karşılıyordur. Burada da tahminimizce Türkiye’de yaklaşık, kapalı bahçe olup bunun yarıdan fazlası Bursa’dadır. Bursa’da bin dekar, Türkiye’de de 2 bin dekar kızılcık olacağını tahmin ediyorum” şeklinde konuştu. Krem yapımında kullanılıyor Kızılcığın birçok alternatif yerde kullanıldığının altını çizen Oruç, “Dünyada gıda takviyesi olarak kullanılıyor. Bunun dışında merhem ve cilt yenileyici olarak da değerlendiriliyor. İçindeki fenolik ve uçucu yağlar sayesinde konsantre üretiliyor. Bu konsantre ile de kremler, yanık kremleri, doku yenilenmesi ve sindirim sistemiyle ilgili hastalıkların tedavisinde kızılcık ekstraktı kullanılıyor. Bunlar doğal ürünler olmuş oluyor. Türkiye’den de birçok ihracatı yapılan bu tarz ürünlerin ekstraktı ana özünün oluşturulmasında kullanılıyor. Bunlar farklı ülkelere fiyatları katlanmış olarak satılıyor” ifadelerine yer verdi. Kaynak: İHA

Aronya yetiştiriciliği yaygınlaşıyor Haber

Aronya yetiştiriciliği yaygınlaşıyor

Samsun’un Çarşamba ilçesinde aronya yetiştiriciliği yapan Mehmet Ali Yiğit, aronya yetiştiriciliği sürdürmek ve bölgeye tanıtmak için ilçeye tesis kurulmasını istiyor. 2 yıldır üretimini yaptığını belirten Yiğit, “2 yıldır aronya yetiştiriciliği yapıyorum. Fındık, kivi ve ceviz yetiştirmeyi düşündüm ama aronya ile tanışınca daha kârlı bir yatırım olacağını düşündüm. Bu yüzden aronya dikmeye karar verdik. Ürünümüzde ilk hasadı yapacağız. Şimdiye kadar hasat yapmadık. Pazarlamada sıkıntımız var. Alıcı talebimiz henüz mevcut değil. Bu ürünü alan farklı market zincirleri var. Kendileriyle irtibata geçmeye çalışıyoruz. Bursa ve Yalova’da kurulmuş kooperatifler var. Fakat netleşen bir fiyatımız ve satış yapacağımız yer belli değil. Bu konuda özellikle il ve ilçe tarım müdürlüklerimizden ve ilgili birimlerden destek bekliyoruz" dedi. “En kıymetli ürünlerden olacak” Aronyanın geleceğin en gözde ürünü olacağını düşündüğünü anlatan çiftçi Yiğit, “2021 yılında bu bahçeyi kurduk. Yaklaşık 6 dönümlük bahçemiz var. Ortalama 50 bin TL’lik yatırım yaptık. Bu seneki fiyat aralığına baktığımızda kooperatifin vermiş olduğu bir beklenti var. Kilo başı 150-200 TL aralığında. Aronya yetiştiriciliğini diğer çiftçilere de öneririm. Eminim ki gelecek senelerde aronya, en kıymetli ürünlerden olacak. Kivi yetiştiricilerine sorduğumuzda, kivi yetiştirmenin daha zahmetli olduğunu öğrendik. Aronya ile yeni tanıştık. Yetiştirmek isteyen vatandaşlara her türlü yardımda bulunabiliriz. Gayet bölgeye uyumlu, kolay yetişen bir ürün” ifadelerini kullandı. Yiğit, bu seneki yapacak olduğu hasattan 1 ton ürün beklediğini sözlerine ekledi. Kaynak: İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.