SON DAKİKA
Hava Durumu

#memur

A Gazete - memur haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, memur haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Raporu işletmeyen memur kazandı Haber

Raporu işletmeyen memur kazandı

Devlet memurlarının kamu görevi ile ilişiğinin kesilmesine sebep olan 'müstafi sayılma' işlemi sağlık raporu alan memurların korkulu rüyası haline geldi. Sağlık raporu alan memurların, bu raporların izne çevrilip çevrilmediğini takip etmeleri gerekiyor. Bir kamu kurumunda hizmetli olarak görev yapan M.S., rahatsızlığından dolayı ilçe devlet hastanesinin kulak burun boğaz kliniğinden 20 gün rapor aldı. Kurum müdürü, 10 gün boyunca mazeretsiz işe gelmeyen M.S. hakkında işlem başlattı. 657 sayılı Kanun'un 94. maddesinde öngörülen müstafi sayılmanın şartlarının oluştuğu gerekçesiyle hizmetlinin görevden çekildiğine karar verildi. Gerekçe olarak da müstafi sayılma işleminin tesis edilebilmesi için 'memurun en az 10 gün kesintisiz şekilde göreve devam etmediği, bu 10 günün hangi günler olduğu, memurun göreve devam etmeme hususunda bir izninin ya da kurumunca kabul edilebilecek mazeretinin bulunmadığı' gösterildi. Raporlu olmasına rağmen bir anda memurluktan çıkarıldığını duyan hizmetli, hayatının şokunu yaşadı. Mağdur memur, İdare Mahkemesi'nin kapısını çaldı. Mahkeme; davacının görevine izinsiz ve mazeretsiz olarak devam etmediğinin kabul edilebilmesi için idareye sunmuş olduğu istirahat raporunun hastalık iznine çevrilmediğinin ve görevine başlaması gerektiğinin usulüne uygun yapılacak olan tebligat ile yazılı olarak bildirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Usulüne uygun bildirim yapıldığı halde görevlerine başlamayan memurlar hakkında izinsiz ve özürsüz olarak görevlerini terk etmiş sayılarak 657 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılabileceği hatırlatıldı. Davacının almış olduğu raporun hastalık iznine çevrilmediği ve görevine başlaması gerektiğine ilişkin 08 Şubat 2016 tarihli yazı usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden ve usulsüz tebligata dayanılarak mazeretsiz ve kesintisiz 10 gün göreve gelmediğinden bahisle 19 Şubat 2016 tarihinden itibaren görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığına hükmedildi. Valilik, karar sonrası istinaf müracaatında bulundu. Bölge İdare Mahkemesi, kararı yerinde bulunca valilik bu kez kararı temyiz etti. Devreye giren Danıştay 12. Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şöyle denildi: "Dosyada yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde, Devlet Hastanesi KBB servisinden düzenlenen hasta yatış formuna göre, davacının 28 Ocak 2016 tarihinde hastaneye yatışının yapıldığı, 02 Şubat 2016 tarihinde düzenlenen raporda 03 Şubat 2016 tarihinden itibaren 20 gün istirahatli sayıldığı ortadadır. Dolayısıyla da davacının mazereti sebebiyle görevine gitmediği görüldüğünden, dava konusu işlemin tesisine sebep olan 10 gün süreyle kesintisiz ve mazeretsiz göreve gelmeme fiilinin gerçekleşmediği sonucuna varılmaktadır. Bu duruma göre, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerekmektedir. Davalı idarenin temyiz müracaatının reddine, Bölge İdare Mahkemesi kararının onanmasına hükmedildi." Kaynak: İHA

Benzin döktü, evden çıkmadı Haber

Benzin döktü, evden çıkmadı

Olay, saat 11.00 sırasında Muratpaşa ilçesi Güvenlik Mahallesi, 270 Sokak üzerindeki 5 katlı bir apartmanın giriş kat dairesinde meydana geldi. 40 yaşındaki kebap ustası İsmail Başboğa, 5 yıldır kirada yaşadığı daire ile ilgili bir süre önce ev sahibi ile tahliye noktasında sorun yaşamaya başladı. Sabah saatlerinde icra memurlarını ve polisi karşısında gören Başboğa, girdiği bunalım sonucu eline aldığı benzin bidonuyla sokağa çıktı. Kendini yakacağını söyleyen Başboğa’yı görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarla adrese itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kısa sürede adrese gelen polis, şahsı ikna etmeye çalıştı. Yaklaşık yarım saatlik çalışmanın ardından vatandaşların da araya girmesiyle şahıs eyleminden vazgeçti. Ekip arabasına bindirilen şahıs, önemli eşyalarını almak için evine girmek istedi. Polis kontrolünde evine giren Başboğa, kıyafetlerini ve eşyalarını karton kutuya yerleştirdi. Evden çıkışında kadın icra memuruna sesini yükselten Başboğa, ardından "Çok özür dilerim" diyerek affını istedi. Bir hayli sinirli olduğu gözlemlenen Başboğa, “4 yıldır kirasını ödüyorum, kirasını ödediğim halde bankadan parasını çekmiyor. 4 sene sonra evin kapısına geldi. Bütün hesaplarına bloke koydurmuş. Bu adam bana para yatırmadı diyerek beni bu duruma düşürdü” diye tepki gösterdi. Eşyaları kolilenerek dışarı çıkarılan Başboğa, ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Olayla ilgili inceleme devam ediyor. Kaynak: İHA

Mazeretsiz işe gitmeyen memura şok Haber

Mazeretsiz işe gitmeyen memura şok

Bir devlet hastanesinde sekreter olarak çalışan genç kadın, mazeret bildirmeden 10 gün mesaiye gitmeyince görevden el çektirildi. İdare Mahkemesi'nin kapısını çalan mağdur memur, psikolojik rahatsızlığı sebebiyle işe gitmediğini dile getirdi. Yıllar süren davaya son noktayı koyan Danıştay, psikolojik rahatsızlığının işe gitmesini engelleyecek nitelikte bir mazeret olmadığı gerekçesiyle görevinden çekilmiş sayılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetti. İlçe devlet hastanesinde tıbbi sekreter olarak çalışan genç kadın, 10 gün boyunca mazeret bildirmeden mesaiye gitmeyince memuriyetten atıldı. Psikolojik tedavi gördüğünü belirten genç memur, 1. İdare Mahkemesi'nin kapısını çaldı. 10 gün süreyle kesintisiz ve mazeretsiz olarak görevine gelmediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 94. maddesi uyarınca 15/04/2016 tarihinden itibaren görevinden çekilmiş sayılmasına ilişkin işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istedi. Davalı Sağlık Bakanlığı ise davacının psikolojik rahatsızlığının işe gelmesine mani derecede olmadığını belirterek davanın reddini talep etti. Mahkeme, davanın reddine hükmetti. Davacı kadın, dosyayı Bölge İdare Mahkemesi'ne taşıdı. Temyiz müracaatını değerlendiren Mahkeme, itirazı reddetti. Davacı kadın bu kez kararı Danıştay'a taşıdı. Danıştay 12. Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda; bir Devlet memurunun görevden çekilmiş sayılabilmesi, izin almaksızın veya kurumca kabul edilen bir mazeret olmaksızın 10 gün kesintisiz olarak göreve gelinmemiş olması halinde hukuken mümkün olduğu hatırlatıldı. Kararda şöyle denildi: "Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Davacının temyiz isteminin reddine, Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi kararının onanmasına oy birliği ile hükmedilmiştir." Kaynak: İHA

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'zam' açıklaması Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'zam' açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Memurlarımıza zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da inşallah memnun edecek adımları atacağız” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın davetine icabetle Macaristan Devleti'nin Kuruluş Günü kutlamalarına katılmıştı. Erdoğan Macaristan'dan turda dönüş yolunda uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafirperverlik için Macaristan Başbakanı Orban ve Cumhurbaşkanı Novak başta olmak üzere tüm Macar dostlara teşekkür ettiğini bildirdi. Erdoğan, Macar halkının milli gün kutlamalarında ortak olduklarını ifade etti. Budapeşte’de düzenlenen 19. Dünya Atletizm Şampiyonasına da şu anda ev sahipliği yaptığını aktaran Erdoğan şu ifadeleri kullandı: Macaristan’ı üstlendiği organizasyon dolayısıyla tekrar kutluyor, şampiyonanın sağlıklı şekilde tamamlanmasını temenni ediyorum. Dün başlayan şampiyonada Türkiye, 13 branşta 17 sporcumuz tarafından temsil ediliyor. Son yıllarda sporcularımız atletizm dahil hemen her branşta milletimizi gururlandıran başarılara imza attı. Sporcularımızın bu şampiyonada da ülkemizi en güzel şekilde temsil edeceklerine yürekten inanıyorum. Stratejik ortağımız ve NATO müttefikimiz Macaristan’la köklü ve sağlam dostluk bağlarına dayanan kapsamlı ilişkilere sahibiz. Macaristan deprem felaketi sonrasında her alanda ülkemize destek ve dayanışmasını gösterdi. Cumhurbaşkanı Sayın Novak, mart ayındaki ziyareti sırasında deprem bölgelerinde incelemelerde bulundu, vatandaşlarımızla bir araya geldi. Macaristan’ın bu kara gün dostluğunu hiçbir zaman unutmayacağız. Bu sene Türkiye-Macaristan ilişkilerinde tarihi bir dönüm noktası olacak. 18 Aralık 2023 tarihinde Türkiye-Macaristan Dostluk Anlaşmasının 100’üncü yıl dönümünü idrak edeceğiz. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 6’ncı toplantımızı bu tarihe denk düşecek şekilde Budapeşte’de düzenleyeceğiz. Bu sayede ayrıca 2024 Yılı Türkiye-Macaristan Kültür Yılı Etkinliklerinin açılışını yapacağız. İlişkilerimizin her alanında önemli gelişmeler kaydediyoruz. İkili ticaret hacmimiz 2022 yılında 3,5 milyar dolar düzeyini yakalayarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Macaristan’la geçtiğimiz sene Karma Ekonomik Komisyon Mekanizmasına ilaveten ekonomi ve ticaret ortaklığı noktasında da bir hedef belirledik. O da 6 milyar dolar. Şimdi Ekonomi ve Ticaret Ortaklık Komitesini de tesis ettiğimiz için bu rakam daha da büyüyecek. Tabii Başbakan Orban ve Cumhurbaşkanı Novak’la olan görüşmelerimizde bu konudaki kararlılığımızı teyit ettik. Temaslarımızda ayrıca stratejik ortaklık ve iş birliğimizin gerek ikili gerek bölgesel alanda hayırlı sonuçlara vesile olduğunu gördük. İş birliğimizi geliştirilmiş stratejik ortaklığımız çerçevesinde daha da güçlendirmek amacıyla ortak adımlar atma konusunda mutabık kaldık. Macaristan’ın, Avrupa Birliği üyeliğimize desteğini bir kez daha güçlü bir şekilde vurgulaması bizleri ayrıca memnun etti.” Ziyaretinde etkinliklere katılan Erdoğan, görüşmeler yaptığını belirtti. Erdoğan, görüşmelerini şu şekilde hatırlattı: “Ziyaretim vesilesiyle etkinliklere iştirak eden Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Üyesi Zeljka Cvijanovic ve Bosna Hersek Sırp Kesimi Başkanı Milorad Dodik ile de görüşmeler yaptım. Sayın Cvijanovic ve Dodik’i kabulümde Türkiye’nin Bosna Hersek’in istikrarına verdiği önemi özellikle dile getirdim. Etkinliklere Azerbaycan, Katar, Kırgızistan ve Türkmenistan liderleri, Çekya ve Slovenya eski başbakanları ve Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti reisi de katıldı. Davetli devlet ve hükümet başkanlarıyla da ayak üstü de olsa sohbetlerimiz oldu. Günü birlik gerçekleştirdiğimiz Macaristan ziyaretimizin her açıdan verimli geçtiğini memnuniyetle ifade etmek isterim. Macar makamlarına hüsnükabulleri için tekrar teşekkür ediyorum. Verimli temaslarımızın devamını da özellikle aşkla, heyecanla inşallah Aralık’ta bir araya gelmek suretiyle devam ettireceğiz.” Bir gazetecinin ‘2023’ün Şubat ayında yaşadığımız Kahramanmaraş depreminin ardından 6 ay geçti. Siz depremin hemen ardından başlattığınız yoğun çalışmaların bir parçasını seçim beyannamenize de koydunuz. AK Parti’nin seçim beyannamesinde Afetle Mücadele Acil Eylem Planı vardı. Bu aslında çok fazla ve çok detaylı bir çalışmanın bir parçasıydı. Bugün itibarıyla başta beklenen İstanbul depremi olmak üzere muhtemel afetlere karşı ne derece hazırlıklıyız, durumumuz nedir? ‘ sorusuna şu şekilde cevap verdi: “Asrın felaketinin yaralarını sarmak, 11 ilimizde hayatı normale dönüştürmek için başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanım olmak üzere AFAD, İçişleri Bakanımız hepsi yoğun bir şekilde çalışıyor. 6 Şubat depremlerinin hemen ardından 680 bin yeni konut için çalışmalarımızı başlattık. 11 ilimize biliyorsunuz biz koordinatör valiler atadık, onlarla birlikte bu süreci devam ettiriyoruz. Türkiye’yi depreme dayanaklı hale getirmek için yürüttüğümüz çalışmalarımızda İstanbul’u, Marmara’yı ayrı bir başlık altında değerlendiriyoruz. İstanbul için 1,5 milyon konutun dönüşümünü şu anda öngörüyoruz ve bunun için boşa harcanacak bir vakit yok. Gerek deprem bölgesi gerekse diğer illerimizde olsun hiçbir çalışmayı ağırdan alacak durumumuz yok. İstanbul’dan öte Marmara ile ilgili hazırlıklarımız başta ilgili bakanlar olmak üzere devam ediyor. Kocaeli, Yalova, Sakarya, Düzce, Bolu depremlerini yaşadık. Her an, her yerde, her zaman bu tür depremlere hazırlıklı olmamız gerekiyor. Orta Anadolu havzası sürekli beşik gibi sallanıyor. Daha yeni Adana’da yine 5,5 şiddetinde depremler yaşadık. Kahramanmaraş’ta yine aynen devam ediyor. Bunlara karşı hazırlıklı olmak durumundayız.” ‘Asrın felaketinden etkilenen illerimizde konutlarımızı zemin artı 3, zemin artı 4 şeklinde inşa ediyoruz’ diyen Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “ Bunun yanında köy evlerini inşa ediyoruz. Vatandaşlarımıza evler konusunda daha ne gibi destekler verebiliriz bunu çalışıyoruz. Buralarda çelik konstrüksiyon ile bu binalarımızı yapıyoruz, hafif yapı elemanları kullanarak bunları devam ettiriyoruz ve inşallah 1 ile 1,5 yıl içinde konutları da sahiplerine teslim edeceğiz. Vatandaşlarımızın da yerinde dönüşüm projelerimize ilgisi bizleri memnun ediyor. Yerinde dönüşüm projemize 200 bine yakın başvuru var. İnanıyorum ki bu sayı artacaktır. Hazırladığımız plana göre yapılanma bunlar devam ediyor. Yoğun bir şekilde de bu inşaatlarımızı devam ettiriyoruz. İstanbul’un tüm ilçelerine de koordinatör vali atamalarını yaptık. İşlemlerin hızlı ve etkili olması bakımından koordinatör valilerimizin faydasını gördük. İstanbul’un ilçelerinde olası bir deprem sonrası iletişimin sağlanması için yeni telsiz sistemi kurduk ve çalışır hale getirdik. Toplanma alanlarını, rezerv alanları yeniliyor ve aktif kullanıma hazır olmaları için çalışmalarımızı yapıyoruz. Bunun yanı sıra Kanal İstanbul’un iki yakasına 500’er bin nüfusu barındıracak projemiz de olası İstanbul depremine yönelik tedbirlerimiz kapsamındadır.” Bir gazetecinin son Kabine toplantısından sonra önemli bir açıklama yaptınız. ‘Ekonomik zorlukları göz ardı etmiyoruz, dillendirilen serzenişlerini de çok yakından takip ediyoruz. Biz başkaları gibi şikayetler karşısında millete parmak sallayanlardan olmadık. Bizim görevimiz, eleştirilen hususları en aza indirip vatandaşımızı memnun etmek’ şeklinde. Bu serzenişler başlığı altında size hangi kanallardan ne tür serzenişler geliyor? Özellikle Ocak 2024 itibarıyla bilhassa dar ve sabit gelirlilere ne tür mesajınız olacak? sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda memurlarla ilgili çalışmayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız yetkili sendikalarla sürdürüyor. Bu ay sonuna kadar da devam edecek. Nitekim birinci, ikinci, açıklamalar Bakanım tarafından yapıldı. Emeklilerle ilgili de ayrıca Bakanlığımız çalışmalarını sürdürüyor. Memurlarımıza bu zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da inşallah memnun edecek adımları atacağız. Her fırsatta vatandaşlarımızla bir araya gelmeye özen gösteriyorum. Resmi programımızın izin verdiği ölçüde şehirlerimizde ev ziyaretleri gerçekleştiriyorum. Deprem bölgesindeki insanlarımızla her zaman görüşüyoruz, 6 Şubat’tan bu yana muhabbetimizi hiç kesmedik. Tüm bunların yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde icra ettiğimiz programlarımızda toplumun tüm kesimleriyle bir araya gelmeye özen gösteriyorum. Partimizin yetkili organları da vatandaşlarımızın nabzını tutuyor. Biz seçimden seçime vatandaşın ayağına gidenlerden hiç olmadık. Partideki yönetici arkadaşlarımız her zaman için vatandaşlarımızla bir arada. Yaşanılan ekonomik sıkıntıların, zorlukların farkındayız. Görüştüğüm vatandaşlarımızdan yaşadıkları sorunları, sıkıntıları dinliyorum. Hayata geçirdiğimiz tedbirleri anlattıkça, gelecek günlerin daha güzel olacağına olan inançları artıyor. Vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsunlar, ekonomi kadrolarımız işinin ehli. Türkiye’de enflasyonu tek haneye düşüren bir iktidar olarak, enflasyonu yine tek haneye AK Parti kadrolarının düşüreceğine inansınlar” cevap verdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptınız, büyük başarılara imza atmıştınız. Sizden sonra gelen AK Partili belediye başkanları da hizmette yarış yaptılar. Ancak son 4 yılda hizmet anlamında bir düşüş, verilen sözlerin yerine getirilmediğini görüyoruz. İstanbul ve Ankara belediye başkan adayları belli oldu mu, öğrenebilir miyiz? sorusuna Erdoğan şu şekilde cevap verdi: “Daha 7-8 ay var. Bu kadar aceleci olursak yanlış olur. İstişare bizim en büyük silahımız. İstişaremizi kimlerle yapacağız? Teşkilatımızın tüm yetkili birimleriyle yapacağız. Ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları hepsiyle istişarelerimizi yapacağız. Önümüze onlar alternatif olarak hangi arkadaşlarımızı çıkarırlarsa, onların içerisinden birinci derecede İstanbul ve Ankara olmak üzere adımlarımızı atacağız. Çünkü İstanbul ve Ankara bunların eline bırakılmaz. İstanbul ve Ankara bunların eline kaldı, hali gördünüz. Dün bir gazetede İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin karşısındaki çöp yığınlarını gösterdiler. Yakışır mı bu? Şimdi ben göreve geldiğimde üç şeyi konuşuyorduk, çöp, çukur, çamur. Şimdi aynı durumu İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de yaşıyoruz. Nerede bir CHP belediyesi varsa bunları yaşıyoruz. Benim halkım buna layık değil. Nasıl biz o çöp dağlarını ortadan kaldırdıysak, nasıl susuzluğu giderdiysek, o çukurlardan İstanbul’umuzu nasıl kurtardıysak inşallah şimdi de şu sıkıntıları aşacak bir kadroyla 31 Mart’a hazırlanıyoruz. 22 yıldır Türkiye’de marka olmuş bir belediyecilik anlayışımız var. AK Parti belediyecilik anlayışını, AK kadroları tüm seçim bölgelerinde vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Bugüne kadar olduğu gibi 2024 yerel seçimlerinde de AK Parti’yi en iyi şekilde temsil edecek, vatanına hizmet etmeyi aşk bilen adaylarla milletimizin karşısına çıkacağız. Her bir seçim bölgesi için ayrı ayrı çalışıyoruz. Uzun yıllar çöp, çamur ve çukur siyasetine maruz kalmış CHP’lilerin elindeki belediyeler için de kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz.” CHP’de bir değişim bir genel başkan değişimi bekliyor musunuz sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu şimdi halkımıza soracağız. Halkımız değişimse değişim, eğer kalsın diyorsa diyecek bir şeyim yok. Çünkü egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir. Biz, böyle inandık. Bu yola böyle çıktık. Biz, üzerimize düşeni yapacağız. Nedir? En ideal isimleri biz halkımıza takdim edeceğiz ve bu ideal isimlerle yola devam edeceğiz ama Kılıçdaroğlu dersen benimle kaç yarışa girdi? 13’te 13 yaptı. Şimdi 14’te olsa, 15’te olsa bu arkadaştan bir şey olmaz. En hayırlısı kendisi çekilip gitmesi lazım. Yani dünyada ülkeleri görüyorsunuz, bir seçim kaybediyorsa bir lider ne yapıyor, hemen istifasını veriyor, çekip gidiyor. Fakat bunda böyle bir şey yok. Bunlar şimdi birbirleriyle koltuk yarışında. Bolu’nun belediye başkanı otobüsün üstüne çıkıyor, oradan koltuk atıyor. Genel merkezin önünde yapıyor bunu ve bu Bolu belediye başkanı. Önce neydi? Milletvekili. Sonra Bolu’ya belediye başkanı. Bundan sonra da bunlar da en ufak bir değişim söz konusu olmaz. Bunların içinden çıkan genel başkanlar yok mu? Var. Şimdi bu genel başkanların her biri de ‘ben meydandayım’ diyor. Birisi gitti milletvekili oldu. Şimdi onun görevi Kılıçdaroğlu’nu savunmak. Genel başkan yardımcısı için sen de ‘istifa etmen lazım’ diyor. CHP, ana muhalefet ne hale geldi? Demokrasi mücadelesinde muhalefet çok çok önemli ama ne yazık ki Türkiye’nin en büyük kaybı, demokrasi mücadelesinde karşısında muhalefet yok, ana muhalefet yok” ifadelerini kullandı. Başıboş ve sahipsiz köpeklerle mücadele konusunda sorulan soruya Erdoğan, “Başıboş, sahipsiz köpeklerle mücadele konusunda yasal düzenleme mevcut. Gerek ilgili bakanlık gerekse belediyeler sahipsiz, başıboş köpekleri barınaklara topluyor, ama toplamak işi bitirmiyor. Bunları barınaklar çerçevesi içerisinde bir yerlerde toparlamak lazım. Örneğin Konya Büyükşehir Belediyesinin, İstanbul'da Beykoz Belediyesinin barınakları var. Belediyelerimizde bu konuya hassasiyet gösteriyoruz ve yasal düzenlemeyle de bu işi kontrol altına almanın gayreti içerisindeyiz. Ben mesela Beykoz Belediye'mizin çalışmasını takdir ettim. Tabii bunlar için çok çok büyük alanlar gerekiyor ve bu büyük alanlarda da bunların teşhis, tedavi hatta gerekirse ameliyatlarına varıncaya kadar bunları yapmaları şart. Beykoz bunu yapıyor, gördüm. Aynı şekilde Konya bunu yapıyor. Bundan sonraki süreçte de bunu bizler yapmaya kararlıyız ve bu kararlılığımız devam edecek. Gelişmiş ülkelerde, Avrupa’da bu sorun nasıl çözüme kavuşturulduysa bizde aynı uygulamaları hayata geçireceğiz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığına gerekli talimatlar verilmişti. Sokaklarımızı çocuklarımız, insanımız için güvenli hale getirmek görevimiz. İlgili bakanlıklarımız çalışmalarını yapıyor. Başıboş köpeklerle ilgili hangi kurumun yetkili ve görevli olduğu kanunlarımızda belli. Belediyeler, sokaklarda yaşayan hayvanları barınaklara almalı. Bu konunun takipçisiyim. Çocuklarımız, insanlarımız için güvenli şehirler, sokaklar için ne gerekiyorsa yaptık, yapacağız. Fakat ne yaparsanız yapın bu iş bir defa vatandaşın kendi köpeğine sahip olmasını gerektiriyor. Eğer sahip olmazsa, o bir gün gelir kendi evindeki çocuğuna da aynı darbeyi vurur” dedi. Tahıl koridorunun akıbeti hakkında sorulan soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna'dan, Odesa'dan çıkan bu gemi bir tahıl gemisi değil, bu bir konteyner. Bununla ilgili Millî Savunma Bakanlığımız zaten açıklamayı yaptı. Buradaki bütün hedefimiz, Sayın Putin ile yaptığımız telefon görüşmelerimizle, Rusya'nın tahıl koridoru meselesindeki takınacağı olumlu tavırdır. Eylül ayı içerisinde Hindistan’da G-20 toplantısı, ABD’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu var. Bu yoğunluk içerisinde fırsat bulursak Sayın Putin ile yüz yüze bir araya gelip konuşacağız. Yakında Dışişleri Bakan'ım bir Rusya seyahati yapabilir. Çünkü bu işin yüz yüze olması büyük önem arz ediyor ve bu şekilde neticeyi almak çok daha isabetli olacaktır” ifadelerini kullandı. Rusya ve Ukrayna arasında Türkiye’nin arabuluculuğunda görüşme olur mu sorusuna ilişkin, “Biz ona gayret ediyoruz, temennimiz odur. Yani Zelenski'nin gelişi, onunla yaptığımız görüşmeler, aynı zamanda NATO Liderler Zirvesi'nde yaptığımız görüşmelerde bunları etraflıca konuştuk. Temennim o ki iki liderin burada bizim arabuluculuğumuza eyvallah etmesiyle netice alırız. Macaristan Başbakanı Viktor Orban bu konularda çok çok hassas ve Avrupa Birliği üyesi bir ülke olarak da Türkiye'yi iyi tanıyor, bizleri iyi tanıyor. Bir de Türk cumhuriyetleriyle ilgili orada bir gözlemci üye sıfatıyla da bizim ne pozisyonda olduğumuzu gayet iyi biliyor. Şu anda Viktor Orban, önümüzdeki yılın ikinci yarısında Avrupa Birliğinde dönem başkanlığını alacak ve temenni ederiz ki o süreçte çok daha farklı adımları atabiliriz. Macaristan, Türkiye'ye tarihi itibarıyla farklı bakışlarla yakın bir ülke ve bu yakınlığını da ortaya koyduğu tavırlarla ispat ediyor. İlişkilerimiz gayet iyi, ticaret hacmimizi 3,4 milyar dolardan 6'ya çıkarma gibi hedefimiz var. Bu olur mu? Olur. Bizim şu anda inşaat firmalarımızın Macaristan'da ciddi yatırımları var. Sürekli de bu gelişiyor. İnşallah bu gelişme daha da güzel günlere vesile olacaktır, ben buna inanıyorum” dedi. Dönem başkanlığı döneminde Türkiye'yle ilgili olumlu beklentiniz var mı? sorusuna Erdoğan, “Olumlu gelişmeler şüphesiz ki olabilir. Fakat dönem başkanı olmak neticeyi getirmiyor. Neticeyi getirebilmek için her şeyden önce üye ülkelerin vereceği destek önemli” ifadelerini kullandı. Batı Afrika ülkeleri Nijer’e askeri müdahale kararı aldıklarını bu konuda Türkiye’nin tavrıyla alakalı soruya Erdoğan, “Şu an itibarıyla henüz bir çözüme gidilemedi. Biz de şu anda Dışişleri Bakanlığımızla vesaire buradaki anahtar rolümüzü nasıl oynarız bunun üzerinde duruyoruz, duracağız ve inşallah Nijer'i de bir çözüme kavuşturmamız lazım. Dost ve kardeş ülke Nijer’in de en kısa zamanda anayasal düzene, demokratik bir yönetime kavuşmasını ümit ediyorum. Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nun da Nijer’e askeri müdahale kararını doğru bulmuyorum. Bu kararın ardından Mali ve Burkina Faso da Nijer’e böylesi bir askeri müdahalenin kendilerine karşı savaş açmak olduğu uyarısında bulundu. Nijer’e yapılacak askeri müdahale, istikrarsızlığın Afrika’nın birçok ülkesine dağılması demek olur. En kısa zamanda Nijer’de toplumsal barışın ve istikrarın yeniden tesis edilmesini temenni ediyorum. İnanıyorum ki Nijer halkı demokrasiye sahip çıkarak, en kısa zamanda seçime gidecektir. Türkiye olarak, dost ve kardeş ülke Nijer halkının yanında yer almaya devam edeceğiz” açıklamalarında bulundu. İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili süreç Meclis'e geldiğinde, Türkiye’nin tutumunda bir değişiklik olacak mı? Ve bu konu MHP ve Cumhur İttifakı partileriyle müzakere edildi mi? sorusuna Erdoğan, “İsveç’in NATO’ya katılım protokollerinin TBMM’ye gönderilmesi ve sürecin Meclis’ten hızlı şekilde geçmesi İsveç’in verdiği sözlere sadık kalmasıyla doğru orantılı. Bu işin kararını Parlamentomuz verecek. Bu konu Parlamentomuzda, komisyonlarda ne kadar görüşülür, buralardan ne kadar zamanda geçer onu bilemeyiz. İsveç'in her şeyden önce Stockholm caddelerine sahip çıkması lazım. Eğer Stockholm caddelerine sahip çıkmazsa, bizim kutsalımıza, kutsallarımıza bu saldırılar devam ederse kusura bakmasınlar Tabii ki Cumhur İttifakı'nın kendine ait bazı ilkeleri var. Bütün bunları Devlet Bey ile ve diğer arkadaşlarımızla müzakere etmeden ben de adım atmam. Görüşmelerimizi yaparız, ondan sonra da gereği neyse onu yaparız” ifadelerini kullandı. Kaynak: İHA

Emeklilerin gözü bu toplantıda! Teklif bekleniyor Haber

Emeklilerin gözü bu toplantıda! Teklif bekleniyor

Yaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisinin merakla beklediği toplu sözleşme görüşmelerinde 1 Ağustos'ta başlayan süreç devam ediyor. Belirlenen çalışma takvimi doğrultusunda 11 hizmet koluna ait tekliflerin tasnifi ve kamu görevlilerinin geneline ilişkin tekliflerin ön müzakeresiyle ilerleyen süreçte, müzakere aşamasına geçildi. Hükümetin kamu görevlilerinin genelini ilgilendiren ilk zam teklifini bugün sözleşme masasına sunması bekleniyor. Memur-Sen yönetimi zam teklifi toplantısı için saat 15.00'te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda gerçekleştirilecek toplantıya çağırıldı. Bu teklifin Memur-Sen tarafından kabul edilmemesi halinde ise hükümet 17 ve 22 Ağustos'ta yeni tekliflerle masaya gelecek. NTV'de yer alan habere göre, tarafların yine anlaşamaması durumunda ise 23 Ağustos'tan itibaren Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulacak. Bu aşamada Kurul, en geç ay sonuna kadar sözleşmeye dair kararını açıklayacak. MEMUR-SEN'DEN AÇIKLAMA Toplantı öncesi açıklama yapan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, beklentilerini anlattı. Bugün teklifin gelmesini beklediklerini belirten Yalçın şunları kaydetti: "Bugün kamu görevlilerinin ilk teklifi bekliyoruz. Biz teklifleri sunarken 2024 için 3'er aylık dönemler için teklif sunduk. Bunun ne kadar önemli olduğunu anketlerde gördük. Kira yardımı konusunun ne kadar önemli olduğunun altını çizmiştik. Bayram ikramiyesi konusu önemli. 2024 için Merkez Bankası enflasyon hedefinin yüzde 33'e güncellediği bir zeminde bunun dikkate alınması gerekiyor." MEMUR-SEN ÜÇER AYLIK ZAMLAR İSTİYOR Toplu sözleşme masasında yetkili konfederasyon olarak yer alan Memur-Sen, 2024 için 3'er aylık dönemler itibarıyla refah payı dahil birinci 3 ayda yüzde 35, ikinci 3 ayda yüzde 10, üçüncü 3 ayda yüzde 15, dördüncü 3 ayda yüzde 10 artış istemişti. Konfederasyon, 2025 için ise 6'şar aylık dönemler itibarıyla refah payı dahil birinci 6 ayda yüzde 25 ve ikinci 6 ayda yüzde 15 zam talep etmişti. Kaynak: Haber Merkezi

Memurları ilgilendiren flaş gelişme! Haber

Memurları ilgilendiren flaş gelişme!

Memurların merakla beklediği 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde ilk aşama tamamlandı. Hafta boyunca süren komisyon çalışmalarında genele ve hizmet kollarına ilişkin maddelerin ön müzakeresi yapıldı. Komisyon çalışmaları çerçevesinde genele ilişkin teklifler dahil olmak üzere 11 hizmet kolunun teklifleri tek tek görüşülerek tasnif edildi. 1 Ağustos’ta başlayan 7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde komisyon çalışmaları tamamlandı. BEKLENTİLER İNCELENDİ VE... 2 Ağustos’ta başlayan ve hafta sonunda da devam eden komisyon çalışmalarında, Memur-Sen ve bağlı sendikaların Kamu İşveren Heyeti’nde sunduğu teklifler tek tek masaya yatırılarak tasnif edildi. 11 Hizmet kolu teklifleri ve genele ilişkin tekliflerin görüşüldüğü komisyon çalışmalarında kamu görevlilerinin talep ve beklentileri tek tek incelendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Bakan Yardımcısı Faruk Özçelik’in de bazı toplantılarına katıldığı komisyon çalışmaları, Memur-Sen’in genele ilişkin tekliflerinin görüşülmesiyle sona erdi. Toplu sözleşmenin bundan sonraki aşamasında komisyon çalışmalarında ortaya çıkan raporlar ışığında teklifler müzakere edilecek. 9 Ağustos’ta başlayacak olan müzakere süreci 12 Ağustos’ta sona erecek. 14 Ağustos’ta Kamu İşveren Heyeti’nin ilk teklifi sunması planlanıyor. 15 Ağustos’ta genele ilişkin tekliflerin müzakeresine geçilecek olan toplu sözleşmede hükümetin ikinci teklifini ise 17 Ağustos tarihinde sunması bekleniyor. Kaynak:İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.