SON DAKİKA
Hava Durumu

#maliyet

A Gazete - maliyet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, maliyet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bursa Şehir Hastanesi bir ilke imza attı Haber

Bursa Şehir Hastanesi bir ilke imza attı

Bünyesinde yer alan 600 şirket ve 450 sivil toplum kuruluşu ile küresel çapta bilgi teknolojileri hizmeti sunan HIMMS grubunun uluslararası yetkililerinin Bursa’ya gelerek yaptığı değerlendirme sonucunda EMRAM 22 adı verilen kriterlerin tamamını karşılayan Bursa Şehir Hastanesi, “Dijital Hastane” oldu. Hekimlerin, hastalarına ait bilgilere zaman ve mekân kısıtlaması olmadan güvenli bir şekilde erişebilmesi, konsültasyon süresinde iyileşme, elektronik sağlık kayıtlarının güvenilir bir şekilde tutulması gibi birçok fayda sağlayacak olan “Dijital Hastane” ile tıbbi ve idari hataları en aza indirecek bir bilişim altyapısının kurulması sağlandı. Dijital Hastane olma süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan Bursa Şehir Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Dursun Topal, özellikle tıbbi cihazların entegrasyonunun yapılmasıyla beraber bilgiye hızlı ulaşma ve bilgi güvenliğini sağlama noktasında önemli adımlar attıklarının altını çizdi. Entegrasyon ile birlikte sağlık kayıtlarına daha güvenilir bir şekilde depolandığına dikkat çeken Doç. Dr. Topal, “Bu da performans izlememize ve bu konudaki değerlendirmemizi daha rahat yapmamıza neden oluyor. Ayrıca tıbbi ve idari hataları en aza indirmemize sebep oluyor. Sağlıkta nicelik ve nitelik olarak daha iyi bir noktaya ulaşmamızı sağlıyor” dedi. Dünyada ciddi bir network’a sahip HIMSS’in, Bursa Şehir Hastanesi’ni yerinde değerlendirdiğini vurgulayan Doç. Dr. Topal, “HIMSS dünyada bilgi teknolojisi ve sağlık yönetim sistemlerini en iyi şekilde kullanımını hedefliyor. Bu çerçevede kalite, güvenlik ve maliyet etkinliği iyileştirme yönünde seviyelendirme yapıyor. Yeni kriterlere göre HIMSS seviye 6 belgesini almaya hak kazanan ilk şehir hastanesi olduk. Bu anlamda gururluyuz. Bu süreçte desteğini esirgemeyen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Kaynak: İHA

Ucuz ve doğal etin formülünü buldular Haber

Ucuz ve doğal etin formülünü buldular

Bursa'nın kırsal Karacabey ilçesinde yaşayan iki kardeş, sırt sırta verip kurdukları 15 dönümlük çiftlikte ucuz ve doğal et üretiyor. Çiftlik içerisinde bir ekosistem oluşturan kardeşler, hayvanların gübreleri ile 300 dönüm arazide yetiştirdikleri mısır, ot ve samanlarla hayvanları besleyerek hem maliyeti azaltıyor hem de doğal ürün elde ediyor. Kendi kendine yeten çiftlikte üretilen hiçbir ürün israf olmazken, maliyet en aza indirilerek ucuz et elde ediliyor. Çiftlikteki hayvanların gübreleriyle yetiştirdikleri ürünlere, hiçbir katkı maddesi eklemeden tekrar hayvan yemi olarak kullanan çiftçiler, sürdürülebilir sistemleriyle diğer çiftçilere örnek oluyor. Hayvanların yeminden, sütüne kadar tamamen doğal bir üretim yaptıklarını belirten ağabey kardeş, bu sayede toplum sağlığını koruyor. Yerli hayvan kullandıklarını söyleyen kardeşler çiftliklerine dışarıdan herhangi bir ürün sokmadıklarını söyleyerek milli servete katkı sağlıyor. “Et fiyatlarına hükmedemediğimiz için elimizdeki tek done üretim maliyetlerini düşürmek” Et ve süt ürünlerindeki yüksek fiyattan vatandaşlar kadar besicilerin de etkilendiğini dile getiren 37 yaşındaki Fatih Eren, “Sokaktaki vatandaşın en büyük derdi malum fiyatlardaki artış, herkesin gözü kulağı et ve süt fiyatları ne zaman düşecek bunlarda. Maalesef biz besicilerin en büyük derdi ise fiyatların düşmesi ve et fiyatlarının ne zaman artacağı. Et fiyatlarına hükmedemediğimiz için elimizdeki tek done üretim maliyetlerini düşürmek. Sağlık bir şekilde halka et vermek bizim maksadımız, bunun için ise işletmemizde öncelikli olarak yerli ırk hayvanları kullanıyoruz. Çiftliğimizde 300 dönüm arazi işliyoruz, bu işlediğimiz arazileri hayvanlarımızın bakımında kullanıyoruz. Dışarıdan ürün almıyoruz, tamamen doğal ve sürdürülebilir bir politika ile hayvan besliyoruz. Ürettiğimiz gübreyi tarlalarımızda değerlendiriyoruz, dışarıdan suni gübre almıyoruz” ifadelerini kullandı. “Mutlu olan bir hayvan bize istediğimiz verimi veriyor” Sürdürülebilir sistemle çiftlikte yetiştirilen hayvanların tüm ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini ifade eden 31 yaşındaki Tuna Eren, “Bizim için hayvanların mutluluğu çok önemli, çünkü mutlu olan bir hayvan bize istediğimiz verimi veriyor. Hayvanların ne ihtiyacı varsa biz onları karşılamak zorundayız ve burada zamlardan etkilenmemek için biz hayvanları saman, ot, tahıl gibi birçok yem ham maddesi ile besliyoruz. Zamlardan etkilenmemek için bu ürünleri zamanında çiftliğimizde depoluyoruz ve 1 senelik beslenme planımızı bunlara göre planlıyoruz. Yem işleme teknolojisi kullanıyoruz, mısır silajı, yüksek nemli dane mısır bu teknolojilerden faydalanıyoruz. Hayvanların mutluluğu bizler için çok önemli onların padoklarına, sırt kaşıma fırçası koyuyoruz, fazla gübreden etkilenmemeleri için sıyırma sistemi ile günde iki kere altlarını sıyırıyoruz. Hayvanlara sessiz, huzurlu bir ortam sağlamak burada hedefimiz, biz onlara ne kadar iyi bakarsak onlarda bize istediğimiz verimde et veriyorlar. Bir hayvan bizim çiftliğimizde mutluysa, huzurluysa onun yem tüketimi artıyor. Yem tüketimi arttıkça, hayvanın verimliliği de artıyor ve daha sağlıklı bir üretim modeli oluşturmuş oluyoruz. Hayvanların ihtiyacını tam olarak karşılamamız gerekiyor, onların önüne yalama taşları koyarak tuz ihtiyaçlarını karşılamış oluyoruz. Değişken piyasalarda, ülkemizdeki dalgalanmalarda kendimize üretim maliyetlerini düşürmek ve dengelemek için birçok strateji uyguluyoruz. Tarımından, üretiminden, gübrelemeye kadar kendimizi her geçen gün geliştiriyoruz ve geliştirmeye devam edeceğiz” dedi. “Çiftliğin sisteminde israf olan hiçbir şey yok” Artan yemleri dahi değerlendirerek israfın önüne geçtiklerini söyleyen Eren, “Aslında biz bu çiftlikte et üretiyoruz ama bunun yanında bir de gübre üretiyoruz. Bizim bin tonluk sıvı gübre depomuzda biriktirdiğimiz gübreleri, tarlalarımızda kullanarak verimi yüksek, ekonomik bir yem üretiyoruz, bu yemleri de hayvanlarımıza yedirerek verimli bir hayvancılık yapıyoruz. Çiftliğin sisteminde israf olan hiç bir şey yok, amacımız et üretmek ama hayvanlara verdiğimiz yemlerden artanları koyunlarda değerlendiriyoruz hatta onlardan da artan yemleri tavşan ve diğer çiftlik hayvanlarına vererek çiftlik içerisinde israfı önlüyoruz. Ucuz et üretmek için en önemli nokta yem maliyetlerini düşürmek, bunu çiftlikte sağlamanın yolu da hasat zamanı ihtiyacımız olan ham maddeleri çiftliğimize temin etmek” şeklinde konuştu. Kaynak: İHA

BTB'li firmalardan büyük başarı Haber

BTB'li firmalardan büyük başarı

İstanbul Sanayi Odası (İSO), Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun ardından, ağırlıklı olarak KOBİ niteliğindeki kuruluşları kapsayan “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2022” araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Üretimden net satışlar baz alınarak yapılan İSO İkinci 500 listesinin ilk sırasında 2 milyar 54 milyon TL ile Şirikçioğlu İplik ve Denim yer aldı. Geçen yıl 39 Bursa firmasının olduğu listede bu yıl 41 firma yer alma başarısı gösterdi. “Üye firmalarımızla gurur duyuyoruz” Araştırma sonuçlarını değerlendiren Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB) Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, listede yer alan Bursalı firmalardan 9’unun bağlı bulundukları odanın yanı sıra kotasyondaki ürün alım satımı nedeniyle aynı zamanda Bursa Ticaret Borsası üyesi olduklarını açıkladı. İSO 500’deki 7 firma ile birlikte ilk 1000’deki Borsa üyesi firma sayısının 16 olduğunu belirten Başkan Matlı, firmaları başarılarından dolayı tebrik ederek, “Üyelerimizden Bolacalar Un Yem Yağ Gıda San. ve Tic. A.Ş., Akbaşlar Tekstil Enerji San. ve Tic. A.Ş., Özdilek Ev Tekstil San. ve Tic. A.Ş., Göliplik Şeremet Tekstil San. ve Tic. A.Ş., Coats (Türkiye) İplik Sanayii A.Ş., S.S. Marmara Zeytin Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, Fistaş Fantazi İplik San. ve Tic. A.Ş., Emek Yağ Sanayii A.Ş. ve Acarsoy Tekstil Tic. ve San. A.Ş., İSO İkinci 500 listesinde yer alarak Borsamıza büyük bir gurur yaşatmıştır” dedi. Bursa firmaları, İkinci 500 listesinde büyümeye devam ediyor İSO İkinci 500 listesindeki Bursalı firmaların üretimden net satışlarını bir önceki yıla göre yüzde 109 artırarak 53 milyar 676 milyon liranın üzerine çıkardığını kaydeden Başkan Özer Matlı, Bursa Ticaret Borsası üyesi firmaların üretimden net satışlarının ise 12 milyar 946 milyon lirayı aştığını vurguladı. Bursa’nın geçen yıl olduğu gibi bu yıl da listede en fazla firma ile temsil edilen iller arasında olduğuna dikkat çeken Başkan Matlı, “Yüksek enflasyon, maliyet artışları, finansmana erişim sorunu gibi pek çok sıkıntının yanı sıra küresel ticaretin hız kestiği bir ortamda, kent ve ülke ekonomisine, ihracatına ve istihdama sağladıkları katkılardan dolayı başta üye firmalarımız olmak üzere listede yer alan tüm firmalarımızı yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. Bursa Ticaret Borsası olarak üretim ve ihracat odaklı yenilikçi projeler ortaya koyarak firmalarımıza değer katmayı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. Kaynak: İHA

Yenilenebilir enerjinin maliyeti her geçen gün azalıyor! Haber

Yenilenebilir enerjinin maliyeti her geçen gün azalıyor!

Ulaş Girgin Uzmanların yaptığı yeni araştırmalara göre güneş enerjisinin maliyetinde son 10 yılda ciddi oranda düşüş yaşandı. Dolayısıyla birçok sektör ekonomik sebepler ile yenilenebilir enerjiye yönelirken fosil yakıtların kullanımı azaldığından bu durum iklim değişikliğinin önüne geçecek etkili bir seçenek olabilir. Mercator Küresel Müşterekler ve İklim Değişikliği Araştırma Enstütüsü'nün yaptığı hesaplamalara göre güneş panelleriyle üretilen eleketrik maliyeti 2013 yılından bu yana yüzde 87 oranında azaldı. Bu araştırma ile yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin birçok endüstri için beklenenden daha ucuza mal olacağı gerçeği ortaya koyulmuş oldu. Peki bu durum ülkemizde de böyle mi? Türkiye'de güneş paneli ne kadar kazandırabilir? Edilen tasarrufa küçük bir örnek vermek gerekirse 10 kW güneş paneli üzerinden gitmek doğru olacak. Türkiye'nin aldığı güneş ışınları baz alındığında 10 kW güneş paneli bulunan yerde ortalama olarak 1 saatte 10 kWh enerji, 1 günde ortalama 5 saat üzerinden 50 kWh elektrik, 1 ayda 1.500 kWh, 1 yılda ise 18.000 kWh/yıl elektrik üretilebilir.  10 kW güneş panelinin yıllık getirisi ise kış ve yaz mevsimleri düşünüldüğünde bir ayda ortalama olarak kazanılan 1400 TL'den yılda 16.800 TL olacaktır.  Güneş panelinin kurulum maliyeti ülkemizde hala çok hesaplı olmasa da bazı devlet destekleri bulunmaktadır. Örneğin KOSGEB kapsamında yüzde 40 ila yüzde 100 arasında destek verilebilmektedir.

İşte inşaat sektörünün beklentileri Haber

İşte inşaat sektörünün beklentileri

Ezgi Özdaş Dünya üzerinde söz sahibi olduğumuz sektörlerden biri olan inşaat sektörü, küresel olarak artan maliyetler ve pandemi döneminin ardından zor zamanlardan geçiyor. Sektör dinamiklerinin doğrudan etkilendiği ve maliyetlerin artış eğiliminde olduğu bu dönemde inşaat sektörü de dengelerini korumaya çalışıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun inşaat sektörü eğilimine dair yayımladığı endekslerde mevcut durumda inşaat sektörünün eğilimleri gözlemlendi. Verilere göre inşaat sektörü güven endeksi 2023 yılının eylül ayında yüzde 88,3 olarak gerçekleşti. İnşaat sektöründe güven endeksinin aylık değişim oranı ise yüzde 1,0 olarak açıklandı. Son 3 aylık dönemde inşaat faaliyetlerinin de yer aldığı istatistiklerde 2023 yılının eylül ayında yüzde 97,3 olarak gerçekleşen son 3 aydaki inşaat faaliyetleri geçtiğimiz ayda ise yüzde 95,2 olarak gerçekleşmişti. Diğer bir parametre olarak alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyinde ise içerisinde bulunduğumuz ayda yüzde 81,9 oranı yakalandı. Sektörün önemli dinamiklerinden biri olan çalışan sayısı ise verilerde yerini aldı. Buna göre gelecek 3 aylık dönemde inşaat sektöründe beklenen toplam çalışan sayısını oranı yüzde 94,8 oldu. Önümüzdeki 3 aylık dönemde satış fiyatları beklentisi ise geçtiğimiz aylarla uyumlu olarak eylül ayında da yüzde 125,2 olarak belirlendi. Sabit sermaye beklentisi ise önümüzdeki 12 ay için yüzde 98,1 oldu.

Vatandaş kaliteden vazgeçecek mi? Haber

Vatandaş kaliteden vazgeçecek mi?

Ezgi Özdaş Tüketim alışkanlıklarımız gelişen dünyanın değerlerine bağlı olarak sürekli değişse de temelde bağlı olduğumuz ilkeler yalnızca maddi durumumuza göre değişiklik gösterebiliyor. Kış ayına yaklaşırken fiyatlar artmadan mont almak isteyenlerin sıklıkla alışveriş sitelerinde dolaştığı bugünlerde vatandaşların bazısı “Kaliteli olsun, uzun kullanayım” düşüncesiyle marka ve kaliteden yanayken bir kısmı ise gerek maddi yetersizlikten gerekse hızlı tüketim alışkanlıkları dolayısıyla yarı dayanıklı ürünlere yöneliyor. Peki vatandaşlar yakın gelecekte yarı dayanıklı tüketim mallarına yönelme ihtimallerini nasıl görüyor? Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayımladığı verilerde vatandaşların geçen 3 aylık dönem göz önünde bulundurularak gelecek 3 aylık dönemde yarı dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi ölçüldü. İstatistiklere göre 2023 yılının eylül ayında vatandaşların 3 ay sonrasında yarı dayanıklı tüketim mallarına yönelme ihtimalleri yüzde 101,7 olarak açıklandı. Geçtiğimiz ay yüzde 97,4 olarak belirlenen bu rakam ocak ayında yüzde 102,8 olarak gerçekleşmişti. Aynı istatistik içerisinde vatandaşların mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için yoğunluğu da ölçüldü. Verilere göre vatandaşların 2023 yılının eylül ayında dayanıklı tüketim malı almak için yoğunluğu yüzde 40,3 olarak belirlendi. Aydan aya değişiklik gösteren verilerde 2023 yılının ilk ayında ise bu akam yüzde 38,5 olarak belirlenmişti.

'Tarımın başşehrinde ekilecek toprak bulamıyoruz!' Haber

'Tarımın başşehrinde ekilecek toprak bulamıyoruz!'

Tarımda girdi maliyetlerin artması her geçen yıl ekilip dikilen arazilerin daralmasına neden olurken, konuyla ilgili konuşan Bursa Osmangazi Tüketim Kooperatifi YK Başkanı Ali Baklacı, “Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen parasını peşin olarak vermek istememize rağmen tarımın ultra olduğu Bursa’da bir santimetrekare yer dahi bulamıyoruz” dedi. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Baklacı yaşananları; “Bursa bir sanayi bir turizm bir kültür şehri olduğu kadar aynı zamanda her ne kadar betona gömülsek de aynı zamanda bir tarım şehridir de. Şehrimizde ekonomik anlamda çok güçlü bir kent hali var. Şehrimizde doğusundan batısına uzanan 7 ova ve 2 yayla mevcut. İlimizde kayıtlı çiftçi 70 binden fazla. 3 milyon 250 bin nüfusumuza gıda anlamıyla yetebilecek her türlü organizasyona sahip olmamıza rağmen hergün kurulan semt pazarının tezgahı çevre illerden gelen sebze ve meyveler süslüyor. Bizlerde ne yapabiliriz diye düşünüp araştırma yaptık. Kamu Kurumları ve Belediyemize yapmış olduğumuz araştırmaların sonucunda çiftçinin yüksek girdi maliyetleri nedeniyle küserek koptuğu toprakları yine küsen çiftçimizi destekleyerek “Sözleşmeli Kiralama-Ürün Alım Garantisi” verdiğimiz bir raporu sunduk. Aradan geçen 7 aylık süre içinde ne Kamu Kurumlarından, ne Belediyelerden, dahası Ziraat Odaları’ndan Osmangazi Tüketim Kooperatifi’ne 1 santim toprak için bile dönmedi. Sebebini sorduğumuzda bana çok ilginç gelen bir cevap aldım. Dediler ki; “Yasal mevzuatlara takılıyoruz, konuyu meclise taşıyın!” 22 yıldır aynı kadroların yönettiği ülkemizde hala bazı mevzuatlar üretime engel. Emin olun ki; bu sanayide, turizmde ve diğer dallarda da böyledir. Çiftçimize cansuyu vermeye devam edeceğiz" şeklinde aktardı. Baklacı, Haziran 2022 yılında tarımı geliştirmek amacıyla Bursa’da yapılan çalıştayın sonuçlarını da paylaştı. Bursa’da Topraktan Tabağa Çalıştayı sonuç bildirgesi… 1) Tarımsal üretimin, tüketimin daha yoğun olduğu şehirlerde veya yakın alanlarda yapılması başta  lojistik maliyetleri olmak üzere girdi maliyetlerinde tasarruf sağlayacaktır. 2) Tarımsal ürünlerin tüketiciye ulaştırılmasında aracı sayısı düşürülmelidir. 3) Üretici kooperatifleri tüketim kooperatifleriyle ve zincir marketlerle aracısız bir şekilde çalışmalıdır. 4) Tarımsal ürünlerin standardizasyonunun belirlenmesi üreticilere ve tüketicilere fayda sağlayacaktır. 5) Tarımsal ürünlerin işlenmesi ve paketlenmesinde bir standardizasyonun belirlenmesi üreticilere ve tüketicilere fayda sağlayacaktır. 6) Üreticilerin ve üretici kooperatiflerinin pazar yerlerinde, daha büyük bir alanda satış yapmasına imkân verilmeli ve harçlar minimum düzeyde tutulmalıdır. 7) Ürünlerin pazara ulaştırılmasında belediyelerle yapılacak iş birliği ürünün daha uygun fiyatla tüketiciye ulaşmasına yardımcı olacaktır. 8) Bursa’nın Osmangazi ilçesindeki Köylü Pazarı için ayrılan alan genişletilmelidir. 9) Tarımsal ürünlerin Bursa’da yaşayan tüketicilere ulaştırılmasında Bursa Büyükşehir Belediyesinin bir iştiraki olan Tarım Peyzaj A.Ş ve üretici kooperatifleri iş birliği yapmalıdır. 10) Marketlerin manav reyonlarında çalışan personelin sebzelerin ve meyvelerin raf ömürlerinin nasıl uzatılabileceği konusunda eğitilmesi tüketiciye daha sağlıklı ürünler ulaştırılmasına ve fire oranlarının düşmesine katkıda bulunacaktır. 11) Marketlerde satılan sebze ve meyvenin paketlenmiş belli gramajlarda tüketiciye sunumu fire oranlarının düşmesine katkıda bulunacaktır. 12) Yerel üretim desteklenmelidir. 13) Tarım Kredi Kooperatif Marketlerde satılan Tarım Kredi markalı ürünlerin yerel marketlerin raflarında da yer almasına izin verilmek suretiyle haksız rekabet önlenmelidir. 14) Üreticinin ödediği borsa payı düşürülmelidir. 15) Üreticiyi teşvik edecek prim ve desteklerin artırılması maliyetleri düşürüp üretimi teşvik edecektir. 16) Tarımsal mekanizasyonda ortak kullanım teşvik edilmelidir. 17) Tarımsal desteklerin dönüm bazlı yerine ürün bazlı olarak tasarlanması hem kaynak israfını önleyecek hem de tarımsal üretimde artışa katkıda bulunacaktır. 18) Siyasi çevreler kooperatifçiliğin geliştirilmesi için itici güç olmalıdır. 19) Seminerler, çalıştaylar ve kongrelerle üreticiler ve tüketiciler arasında kooperatifçilik bilinci artırılmalıdır. 20) Tüketiciler kooperatif ürünlerine güvendikleri için kooperatifler tüketicilere karşı sorumluluklarını yerine getirecek şekilde yapılanmalı ve faaliyet göstermelidir. 21) Kamu politikaları kooperatiflerin girişimci ve etkin olmalarını arttıracak şekilde olmalı, başarılı kooperatifler ödüllendirilmeli ve özendirilmelidir. 22) Kooperatiflerin ihtiyaç duyduğu ürün ve hizmetlerin birbirlerinden temini amacıyla merkez birlikleri ve bölge birliklerince bir iletişim ağı oluşturulmalıdır. 23) Kooperatiflere yönelik riske dayalı dış denetimler yapılmalı ve bu denetimi yaptırmayan kooperatifler kamu desteklemelerinden ve kooperatiflere tanınan ayrıcalıklardan faydalandırılmamalıdır. 24) Yüksek meblağlar tutan ithal tarım ürünlerinin ülkemizde üretimi teşvik edilmelidir. 25) Sera üretimi teşvik edilmelidir. 26) Tüketim kooperatiflerinin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı nezdinde statüleri faaliyetlerini destekleyici bir şekilde belirlenmelidir. 27) Üretici ve tüketici kooperatiflerinin devletten minimum destek almak suretiyle ortakları ve tüketicileri için en fazla faydayı sağlayacak şekilde yapılanması, yurtdışı örneklerden hareketle, sağlanmalıdır. 28) Kooperatiflerde yönetim kurulu ve denetim kuruluna seçilecek ortakların kooperatifçilik alanında eğitim almalarını sağlayıcı Sertifikalandırma Modeline geçilmelidir. 29) Kooperatiflerde başta kooperatifçilik olmak üzere ihtiyaç duyulan konularda eğitilmiş deneyimli profesyoneller çalıştırılması özendirilmelidir. 30) Tarım alanı kaynak ve potansiyelinin ekonomik değere dönüştürülmesi konusunda bir yol haritası çıkarılmalıdır Kaynak:Haber Merkezi

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.