SON DAKİKA
Hava Durumu

#mahkeme

A Gazete - mahkeme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, mahkeme haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Polat ailesi kameralara yakalanmış! Haber

Polat ailesi kameralara yakalanmış!

Haklarında “kara para aklama”, “bahis oynatma” ve “vergi kaçırma gibi iddialar bulunan sosyal medya fenomeni Dilan Polat ve eşi Engin Polat ile yakınları hakkında yürütülen soruşturma devam ederken Çekmeköy’de doğum günü partisinde yaşanan komşu kavgasının görüntüleri ortaya çıktı. Eşine doğum günü sürprizi yaptı Edinilen bilgiye göre, Dilan Polat eşi Engin Polat'a erken doğum günü sürprizi yaptı. Son model bir cipi de hediye eden Dilan Polat, eşinin doğum gününü de billboardlara ilan vererek de kutlamıştı. Dilan Polat, 6 Haziran akşamı da Çekmeköy'deki villalarında sürpriz bir doğum günü partisi düzenledi. Tüm ailesiyle birlikte kardeşi Sıla Doğu da aracını buraya park etti. Birkaç saat sonra o araç parkı yüzünden komşularıyla karşı karşıya geldi. Komşusunun aracını park ettiği yer krize neden oldu Kavganın yaşandığı Çekmeköy'deki sitede Polat çifti, kendi özel günlerinde misafirleriyle ilgilendiği esnada komşularının da o gün doğum günü partisi yaptığı ortaya çıktı. İddiaya göre komşunun eşi ve 6 yaşındaki kızı, birlikte dışarıda bir doğum günü yemeğine gitti. Akşam ilerleyen saatlerde siteye döndüğünde evlerine giden yolda hiçbir boş yer olmadığı ve her tarafın araçlarla dolu olduğunu gördü. İlk bulduğu müsait yere aracını bırakan adam, eşiyle ve kızıyla evine yöneldi. 'Dilan Polat park yerini bahane ederek hakaret etti' Polat’ın doğum gününe gelen misafirlerden birinin de o esnafa çocuğu rahatsızlandı. Hastaneye götürmek istediklerinde ise Sıla Doğu'nun aracının arkasında yan komşularının arabasının olduğunu gördü. Kendisinden aracını çekmesini isteyince de tartışma çıktı. Elleri cebinde geldiği görülen komşuya Dilan Polat iddiaya göre hakaret etti. Engin Polat araya girerek tarafları sakinleştirmek istedi ancak Dilan Polat susmayarak hakaretlerine devam etti. Dilan Polat tekme attı, Engin Polat saldırdı Yanındakiler tutmaya çalışsa da Dilan Polat yanından geçen komşusuna tekme attı. Aracına doğru yürüdüğü sırada ise kameraların açısından çıktı. İddiaya göre de Engin Polat ona orada saldırdı, o komşu da tek başınaydı ve yanında da hiçbir yakınının olmadığı öğrenildi. İddialara göre Engin Polat, o komşuya yumruk atarak sol gözünden yaralanmasına neden oldu. Engin Polat koşarak komşusunun evini bastı Engin Polat bu kez de az önce saldırdığı komşunun evine koştu ve açık olan kapıdan içeriye girdi. Emniyete kadının verdiği ifadeye göre, Engin Polat hiddetli bir şekilde içeriye girdi ve kocasına tehditlerde bulunup küfürler savurdu. Büyük korku yaşayan o kadın cep telefonundan KADES uygulamasına girdi ve ihbarda bulundu. Kısa bir süre sonra olay yerlerine gelen ekiplere kapıyı Polat çifti açtı. Polisleri içeri almayan çift, ifade de vermedi. Polisler Polat çiftinin evine girdiği anda arbede yaşandı ve Dilan Polat polislere tepki gösterip zorluk çıkardı. İş yerinin Ataşehir'de olduğunu belirterek sadece emniyete ifade vereceğini belirtti. Polis bunun üzerine ekip aracına yöneldi. O sırada da Engin Polat'ın kardeşi Kürşat Polat geldi ve durumu polise anlatmaya çalıştı. Yaşananlar ise kameralara anbean yansıdı. Tatil dönüşü ifade vermişler Polat çifti önce yurt dışına tatile çıktı ifade vermeye haftalar sonra geldi. Polat çifti suçlamaları kabul etmedi. Dilan Polat komşusunun kendisini yaraladığını hatta darp raporu aldığını söyleyerek 'kimseyi tehdit etmedim hakarette bulunmadım' dedi. Engin Polat da komşusuna saldırmadığını kendilerinin saldırıya uğradığını söyledi. Her iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. Kaynak: İHA

Muhabire hakaret etmişti cezası belli oldu Haber

Muhabire hakaret etmişti cezası belli oldu

Beşiktaş'ta 11 Ocak 2023'de başörtülü muhabir Meryem Nas Mercan'a 'Oksijen eksik sende. Sen o kafanı aç da beynin hava alsın' şeklindeki sözlerle hakaret ettiği iddia edilen sanık Aylin A.'nın yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul 54.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanık avukatları hazır bulundu. Mütalaa açıklandı Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, müşteki Meryem Nas Mercan’ın özel bir kanalda muhabir olduğunu, olay günü sanık Aylin A.'nın bir manavda alışveriş yaptığını, burada sanık ile röportaj yapılmak istendiği ancak sanığın kabul etmeyerek "Pazarcılığı sizden iyi biliyorum, soru sormayı ve izin almayı öğren, insanlığı öğren. ABC'yi öğren" dediğini belirtti. 2 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi Açıklanan mütalaada, bunun üzerine müşteki Mercan'ın, "Pazarcılığı benden iyi bilemezsiniz, bana öğretemezsiniz, ABC'yi bilmiyor olsam şu an burada olmazdım" dediğinin belirtildiği, buna karşılık sanığın elleriyle kafasını işaret edip başörtülü olan müştekiye "Sen kafana önce bir hava al ondan sonra konuş, oksijen eksik sende " diyerek hakarette bulunduğu aktarıldı. Mütalaada sanık Aylin A.’nın 'mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı alenen hakaret' suçundan 1 yıldan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Kaynak: İHA "Öylesine söylenmiş bir söz’’ Duruşmada sanık avukatı, müvekkilinin söylediği ‘kafan hava alsın’ cümlesinin gençler arasında rahatlıkla kullanılan bir söz olduğunu ve bunun öylesine söylenmiş bir söz olduğunu belirtti. Sanık avukatı, ortada suç olmadığını ve suçun unsurlarının oluşmadığını da belirterek müvekkilinin beraatına karar verilmesini talep etti. 7 bin 80 lira adli para cezasına çarptırıldı Kararını açıklayan mahkeme, sanık Aylin A.’yı 'mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı alenen hakaret' suçundan 7 bin 80 lira adli para cezasına çarptırdı. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şüpheli Aylin A.'nın 'mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı alenen hakaret' suçundan 1 yıldan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Yargıtay'dan emsal 'boşanma' kararı Haber

Yargıtay'dan emsal 'boşanma' kararı

Kocası tarafından hakarete uğrayıp tehdit edildiğini iddia eden davacı kadın ile karısının kendisinin izni olmadan ortak edinilmiş malları abisine verip elden çıkardığını iddia eden karşı davacı kocanın çekişmeli boşanmasında son kararı veren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, "Kadın eşin ziynetlerinin bir kısmını abisine borç olarak vermesi boşanma davasında kadına kusur olarak yüklenemez" dedi. İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, Bitlis’te eşiyle geçinemeyen kadın, avukatı aracılığıyla boşanma davası açtı. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babasının hasta, ölüm döşeğinde olması ve vefatı nedeniyle müvekkil İstanbul'dan Bitlis'e babasını ziyarete geldiğini, bunun üzerine davalı eşin, müvekkiline sürekli tehdit, hakaret ve ağza alınmayacak küfürlü mesajlar gönderdiğini, müvekkilinin can güvenliğinden korktuğu için daha da İstanbul'a dönemediğini belirtmiş olup tüm bu nedenlerle müvekkilinin evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etti. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı eşini çok sevdiğini, eşinden kesinlikle ayrılmak istemediğini, müvekkilinin yuvasının yıkılmaması ve çocukların birbirinden ayrı yaşayan anne veya babanın yanında büyümemesi için elinden gelen bütün çabayı ve fedakârlığı gösterdiğini, müvekkilinin eşine sadakatle bağlı olduğunu, çocuklarının ve eşinin mutluluğu müvekkili için her şeyden daha önemli olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etti. İlk Derece Mahkemesi boşanma davasını reddetti İlk Derece Mahkemesi, davalı erkeğin, kadının babasının cenazesinde sorun çıkartarak hakaret ve tehdit eylemlerini gerçekleştirdiği, davacı kadının da evlilik birliğinin yükümlülüklerine aykırı davranarak taraflarca kazanılmış menkul mal ve paranın ortak karar alınmaksızın elden çıkartılmasında daha ağır kusur olarak değerlendirerek kadının davasının reddine karar verdi. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulundu. "Kadın eşin ziynetlerinin bir kısmını abisine borç olarak vermesi kadına kusur olarak yüklenemez" Temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı. Kararda şu ifadeler yer aldı: "Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkeğin evliliğin fiilen devam ettiği sürece eşine hakaret ettiği, sinkaflı küfürler kullandığı, kadının ziynetlerinin bir kısmını borç olarak abisine vermesinin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Geçimsizlikte davalı erkek tamamen kusurlu olup olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir." Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bu emsal kararı ile kadın eşin ziynetlerinin bir kısmını borç olarak abisine vermesinin boşanma sebebi olamayacağına karar vermiş oldu. Kaynak: İHA

Raporu işletmeyen memur kazandı Haber

Raporu işletmeyen memur kazandı

Devlet memurlarının kamu görevi ile ilişiğinin kesilmesine sebep olan 'müstafi sayılma' işlemi sağlık raporu alan memurların korkulu rüyası haline geldi. Sağlık raporu alan memurların, bu raporların izne çevrilip çevrilmediğini takip etmeleri gerekiyor. Bir kamu kurumunda hizmetli olarak görev yapan M.S., rahatsızlığından dolayı ilçe devlet hastanesinin kulak burun boğaz kliniğinden 20 gün rapor aldı. Kurum müdürü, 10 gün boyunca mazeretsiz işe gelmeyen M.S. hakkında işlem başlattı. 657 sayılı Kanun'un 94. maddesinde öngörülen müstafi sayılmanın şartlarının oluştuğu gerekçesiyle hizmetlinin görevden çekildiğine karar verildi. Gerekçe olarak da müstafi sayılma işleminin tesis edilebilmesi için 'memurun en az 10 gün kesintisiz şekilde göreve devam etmediği, bu 10 günün hangi günler olduğu, memurun göreve devam etmeme hususunda bir izninin ya da kurumunca kabul edilebilecek mazeretinin bulunmadığı' gösterildi. Raporlu olmasına rağmen bir anda memurluktan çıkarıldığını duyan hizmetli, hayatının şokunu yaşadı. Mağdur memur, İdare Mahkemesi'nin kapısını çaldı. Mahkeme; davacının görevine izinsiz ve mazeretsiz olarak devam etmediğinin kabul edilebilmesi için idareye sunmuş olduğu istirahat raporunun hastalık iznine çevrilmediğinin ve görevine başlaması gerektiğinin usulüne uygun yapılacak olan tebligat ile yazılı olarak bildirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Usulüne uygun bildirim yapıldığı halde görevlerine başlamayan memurlar hakkında izinsiz ve özürsüz olarak görevlerini terk etmiş sayılarak 657 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılabileceği hatırlatıldı. Davacının almış olduğu raporun hastalık iznine çevrilmediği ve görevine başlaması gerektiğine ilişkin 08 Şubat 2016 tarihli yazı usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden ve usulsüz tebligata dayanılarak mazeretsiz ve kesintisiz 10 gün göreve gelmediğinden bahisle 19 Şubat 2016 tarihinden itibaren görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığına hükmedildi. Valilik, karar sonrası istinaf müracaatında bulundu. Bölge İdare Mahkemesi, kararı yerinde bulunca valilik bu kez kararı temyiz etti. Devreye giren Danıştay 12. Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şöyle denildi: "Dosyada yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde, Devlet Hastanesi KBB servisinden düzenlenen hasta yatış formuna göre, davacının 28 Ocak 2016 tarihinde hastaneye yatışının yapıldığı, 02 Şubat 2016 tarihinde düzenlenen raporda 03 Şubat 2016 tarihinden itibaren 20 gün istirahatli sayıldığı ortadadır. Dolayısıyla da davacının mazereti sebebiyle görevine gitmediği görüldüğünden, dava konusu işlemin tesisine sebep olan 10 gün süreyle kesintisiz ve mazeretsiz göreve gelmeme fiilinin gerçekleşmediği sonucuna varılmaktadır. Bu duruma göre, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerekmektedir. Davalı idarenin temyiz müracaatının reddine, Bölge İdare Mahkemesi kararının onanmasına hükmedildi." Kaynak: İHA

'İmza benim değil' dedi, 20 yıllık evliliği iptal etti Haber

'İmza benim değil' dedi, 20 yıllık evliliği iptal etti

Tekirdağ’ın Kapaklı ilçesinde yaşayan G.A. isimli kadın, 2019 yılında eşi U.A. hakkında boşanma davası açmak için mahkemeye başvurdu. Karşı dava açan U.A. ise 2 çocuğunun annesi kadınla resmi şekilde evli olmadıklarını, nikah sırasında orada olmadığını belirterek, evliliğin yokluğunun tespitini istedi. Evlenme defterindeki imzanın erkeğe ait olmadı ortaya çıktı Yapılan yargılama sonucunda Çerkezköy 2. Aile Mahkemesi erkek şahıs olan U.A.’nın açmış olduğu dava yönünden yaptığı incelemede, “Erkeğin evlenme esnasında hazır bulunmadığı, evlenme defterindeki imzanın erkeğe ait olmadığı, böylece evlenmenin kurucu unsurunun eksik olması nedeniyle evlenmenin yok hükmünde olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar” verilerek, evliliğin yokluğunun tespitine karar verdi. Aynı zamanda G.A. isimli tarafın açmış olduğu boşanma davasında da karar verilmesine yer olmadığına kararını verdi. Evliliğin yokluğunun tespitine karar verildi Karşı taraf olan G.A.'nın karara karşı istinaf kanun yoluna başvurarak itiraz etmesi sonucunda dosya üst mahkemeye taşındı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesince dosya usulen bozuldu. Üst mahkeme, her iki tarafın açmış olduğu davaların incelenmesi gerektiğini, erkek şahıs olan U.A.’nın açmış olduğu evliliğin yokluğunun tespiti davasının öncelikle karara bağlanmasını ve karar kesinleştikten sonra kadın taraf olan G.A.’nın açmış olduğu boşanma davasında karar verilmesi gerektiğini belirterek, söz konusu dosyayı bozdu. Bunun üzerine Çerkezköy 2. Aile Mahkemesi dosyaları tefrik ederek, erkek şahıs olan U.A.’nın açmış olduğu davasında 24 Ekim tarihinde davanın kabulü ile evliliğin yokluğunun tespitine karar verdi. “Eşine az rastlanır bir olay olduğu için müdahil olduk” Erkek şahıs olan U.A.'nın avukatı Muhammed Ali Demirci, söz konusu dosya ile ilgili olarak, “Müvekkil bize gelip başvurduğunda ve yaşadıklarını anlattığında Türkiye’de eşine az rastlanır bir dava olduğunu en başından anlayarak, davaya müdahil olduk. Müvekkil istemediği halde, zorlanarak, rızası ve bilgisi olmadan kendisi de nikah akdine katılmadığı halde Çıldır ilçesinde resmi evlilik gerçekleştirilmiş ve kendisine artık bu senin eşin denilmiş ve resmi nikahtan 1 ay kadar sonra İstanbul’da düğün gerçekleştirilmiştir. Evliliğin kurucu unsuru olan resmi memur önünde kabul rızalarının açıklanması hususu gerçekleşmediği için evlilik en başından beri yok hükmündedir. Bu nedenle evliliğin yokluğunun tespiti amacıyla açmış olduğumuz dava yerel mahkemece kabul edilmiştir. Dosya kapsamında tanıklar dinlenmiş ve Adli Tıp Kurumundan imza incelemesi de yaptırılmış ve sonucunda evlilik kütüğündeki imzanın müvekkile ait olmadığı ortaya konulmuştur. 24 Ekim’de verilen kararın henüz gerekçesi yazılmamıştır, gerekçeli karar yazıldıktan sonra karşı taraf olan G.A. muhtemeldir ki avukatları aracılığıyla karara itiraz edeceklerdir. Ancak kararın hiçbir şekilde değişmeyeceği ortadadır” dedi. Kaynak: İHA

Ormanı yaktı, 'Orman sevdalısıyım' dedi Haber

Ormanı yaktı, 'Orman sevdalısıyım' dedi

Bursa'nın Osmangazi ilçesi Gündoğdu Köyü’nde geçtiğimiz Temmuz ayında ormanlık alanda bir çok noktada yangın çıktı. Bölgeden yükselen dumanları gören çevredekiler durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederken, engebeli arazi nedeniyle yangına itfaiye ekiplerinin yanı sıra Orman Bölge Müdürlüğü’nün arasözleri de katıldı. Çam ormanları ve koruluk alandaki çok farklı noktada çıkan yangın itfaiye ve orman bölge müdürlüğü ekiplerinin müdahalesi sonucu kontrol altına alındı. İtfaiye ekiplerinin uzun süren müdahalesi sonucu yangın kontrol altına alınırken şüpheli olarak yakalanan Ali Öner, jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, "kasten orman yakmak" ve "genel güvenliği kasten tehlikeyi sokmak" suçlarından 15 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açılan tutuklu sanığın yargılanmasına başlandı. Duruşmaya SEGBİS sistemi yoluyla katılan Ali Öner savunmasında, “Ben çiftçiyim, orman sevdalısıyım. Orası köyün çöplüğü, çöpleri yakmak istedim. Ancak çöpler dağılmıştı. Zaman içerisinde çöp döken traktör römorkları dağınık dökmüştü. Yangını toparlamaya çalıştım ancak gücüm yetmedi. Çöplüğü sadece 1 yerden yaktım. Altında kuru otlar, zeytin çöpleri varmış. Bunlar tutuştu, yangın haline geldi. Ben yangını söndüremedim. Siren seslerini duydum, itfaiyeye haber vermişler. Çöplüğün 1 kilometre yukarısında benim kendi evim var. Korktum, panik yaptım. Evimin oraya gitmiştim. Teras katında çekyata yattım, uzanıyordum. Jandarma beni aldı. Jandarmadan saklanmadım, kaçmadım. "Kasten orman yaktığım" iddiasını kabul etmiyorum, reddediyorum” dedi. Mahkeme heyeti ormanlık alanda yanan bölgenin bilirkişi tarafından keşif yapılmasını ve tanıkların dinlenmesi için duruşmayı ileri tarihe ertelerken Ali Öner’in tahliyesine karar verdi. Kaynak: İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.