SON DAKİKA
Hava Durumu

#kongre

A Gazete - kongre haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kongre haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan genel başkanlığa seçildi Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan genel başkanlığa seçildi

AK Parti’nin Ankara Spor Salonu'nda yapılan 4. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde gerçekleştirilen genel başkanlık seçimi sonuçlandı. Buna göre sonuçları açıklayan Kongre Divan Başkanı Ali İhsan Yavuz, kullanılan bin 402 oyun bin 399’unun geçerli, 3'ünün geçersiz sayıldığını belirterek, Erdoğan’ın geçerli bin 399 oyu almasıyla yeniden AK Parti Genel Başkanlığına seçildiğini duyurdu. Erdoğan, yeniden genel başkan seçilmesinin ardından bir teşekkür konuşması gerçekleştirdi. Kongrenin hayırlara vesile olmasını niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şahsımı, bir kez daha genel başkanlık görevine layık gördüğünüz için her birinize şükranlarımı sunuyorum" dedi. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), Merkez Disiplin Kurulu (MDK), Demokrasi Hakem Kurulu ile Siyasi Erdem ve Etik Kurulu’na asil ve yedek olarak seçilenleri tebrik eden Erdoğan, gelecek hafta ise Yüksek İstişare Kurulu (YİK) açıklayacağını bildirdi. Türkiye Yüzyılı yolculuğunda çok ağır bir sorumluluk üstlendiklerini belirten Erdoğan, bir taraftan Türkiye'yi hedefleriyle buluşturmaya çalışacaklarını, diğer taraftan vatandaşların sorunlarına ve sıkıntılarına çözüm üreteceklerini dile getirdi. "Gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin de emanetini taşıyoruz" "Terörden savaşa kadar bölgemizde çok ciddi krizler yaşanırken, biz hep birlikte omuz omuza vererek inşallah Türkiye Yüzyılını inşa edeceğiz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalnızca Türkiye’de yaşayan 85 milyonun değil, yönünü Türkiye’ye çevirmiş yüz milyonların umudu olan bir parti olduklarına işaret ederek "Biz, kendi insanımızla birlikte gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin de emanetini taşıyoruz. İnşallah her zamankinden daha çok çalışarak, daha fazla koşturarak, daha fazla sayıda gönle girerek mücadelemizi devam ettireceğiz" diye konuştu. "31 Mart'ta da çok büyük bir zaferin bizleri beklediğine inanıyorum" 'İki günü birbirine eşit olan ziyandadır' tavsiyesine uygun şekilde, özellikle 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerine kadar tempolarını biraz daha artırmaları gerektiğini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: "CHP zihniyetinin elinde bakımsızlığa, hizmetsizliğe, adeta çürümeye terk edilen illerimizi gerçek belediyecilikle buluşturmak, boynumuzun borcudur. Cumhur İttifakı olarak başta İstanbul, Ankara olmak üzere bu illerimizle birlikte deprem bölgesinin 11 vilayetini de kucaklayacak şekilde, büyükşehirlerimizi masaya tam manasıyla yatırıp gece gündüz demeden yoğun bir çalışmayla 'durmak yok, yola devam' diyeceğiz. CHP karanlığını, karabasan misali çöktüğü tüm vilayetlerimiz, buralarda yaşayan vatandaşlarımız sabırsızlıkla neyi bekliyor biliyor musunuz, 31 Mart'ı bekliyor. '31 Mart gelsin de biz bunlardan kurtulalım'. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde elde ettiğimiz kritik başarıyı, 31 Mart'ta tekrarlayarak, yerel yönetimlerde de yeni bir dönemi başlatacağız. Bunun için yapmamız gereken bellidir; Kapısı çalınmadık hane, hali-hatırı sorulmadık vatandaş bırakmayacağız. Çarşıda, pazarda, sokakta, kahvede daima insanımızla beraber olacağız. Tevazudan taviz vermeyeceğiz. Zira, AK Parti'nin mensupları tevazu ehlidir, kibir abidesi değildir. Buna çok dikkat edeceğiz. Kibre kesinlikle kapılmayacak, hangi görüşten, hangi kökenden olursa olsun vatandaşlarımıza karşı her zaman tevazuuyla yaklaşacağız. Muhalefetin bizi bölmesine, aramıza nifak tohumları ekmesine, bizi kendi sığ gündemiyle oyalamasına fırsat vermeyeceğiz. Özellikle gençlerimizin muhalefetin bir türlü bitmeyen koltuk kavgalarına bakıp da siyasete küsmesine, siyasetten uzaklaşmasına mani olacağız. Bunları yaptığımızda Allah'ın izniyle 31 Mart'ta da çok büyük bir zaferin bizleri beklediğine inanıyorum."   "Parlamentoyu çalışmaların içerisinde hemen hemen hiç değerlendirmeyeceğiz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizlerden davamıza, partimize ve ittifakımıza sahip çıkmanızı bekliyorum. Sizlerden omuzlarınızdaki ağır yükün bilinciyle gece-gündüz demeden çalışmanızı istirham ediyorum. Sizlerden evlatlarımıza bırakacağımız en büyük miras olan Türkiye Yüzyılının inşasına omuz vermenizi özellikle rica ediyorum. Sizlere güveniyorum, inanıyorum. Biz bu seçimde farklı bir uygulama yapıyoruz. Parlamentoyu çalışmaların içerisinde hemen hemen hiç değerlendirmeyeceğiz. Geniş kapsamlı bir ekiple partimiz teşkilatını oluşturduk. İstedik ki çok daha farklı bir çalışma ekibiyle parti teşkilatını oluşturalım, yayılmacı bir yapımız olsun ve onlarla çalışmamızı sürdürelim" ifadelerini kullandı. Kaynak:İHA

Yeni müjdeler vermeye devam Haber

Yeni müjdeler vermeye devam

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 4. Olağanüstü Büyük Kongresine katılmak üzere geldiği Ankara Spor Salonu’nun dışında bekleyen partililere seslendi. Konuşmasına 81 ilin tamamı ve 85 milyon vatandaşın her birine selamlarını ileterek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün çok özel bir gün. Bugün Türkiye yüzyılı için istisnai bir gün. Bugün AK Parti için, partimizin temsilcisi olduğu tamamız için, müstesna bir gün. Biraz sonra, Türkiye Yüzyılı için, Hep ileri diyerek, partimizin dördüncü olağanüstü kongresini gerçekleştireceğiz. Yeni bir döneme, yepyeni bir heyecanla merhaba diyeceğiz. Türkiye Yüzyılının siyasette öncüsü olacak kurmay kadroyu inşallah delegelerimizin oylarıyla belirleyeceğiz. Böylece geçmişten bugüne kadar partimize hizmet etmiş kardeşlerimizin yanı sıra yeni seslerle yeni yüzlerle partimizi daha da güçlendireceğiz. Kuruluşumuzdan bugüne kadar üçlü olağanüstü olmak üzere, toplam 10 tane büyük kongre yaptık. Bu kongrelerin tamamını da birileri gibi sandalyelerin havalarda uçuştuğu atmosferde değil. Büyük bir coşkuyla kardeşlik ikliminde gerçekleştirdik. Bakın, burada sandalyeler havalarda uçuşmuyor. Salonda böyle bir şey yok. Ne var muhabbet var. Her bir kongremizden parti ve siyaset kurumu olarak güçlenerek çıktık. İnşallah bugün de aynısını yapacağız. Cumhuriyetin yüz akı Türkiye’nin ortak aklı öyle bir kadro olarak bundan sonra geleceğe daha emin adımlarla yürüyeceğiz. Kongremizin şimdiden partimiz ve milletimiz açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim bizleri şu karşımdaki muhabbeti eşlik etmesi. Milletimize karşı bizleri mahcup etmesin” ifadelerini kullandı. 17 SEÇİM ZAFERİ 14 ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerinde AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak büyük bir zafer başardıklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “22 yıllık tarihimizde 17 seçim zaferimize imza atmış olduk. Hep beraber yürüdük. Şahsımızı ve partimizi hedef alan nice saldırıya nice iftiraya iktidara gelebilmek için terör örgütleriyle iş tutan nice bedhahlara rağmen milli iradeye gölge düşürmedik. Bu topluluk hamdolsun birbirinden kopmadı. İhanet edenler olmadı mı? Oldu. Onlar yoluna biz de yolumuza. İnşallah onlar burada da dikiş tutturamayacaklar. Biz de burada milletimize hizmet yolunda emin adımlarla yürüyeceğiz. Buradan bir kez daha her iki seçimde de destek ve dualarını bizden esirgemeyen aziz milletimize teşekkür ediyorum. Kampanya dönemi boyunca gece gündüz demeden koşturan siz dava kardeşlerimi şükranlarımı sunuyorlar. Sandıklara sahip çıkarak milli iradenin özgür bir şekilde tecelli etmesine imkan sağladığınız için her birinizi kadın, erkek tebrik ediyorum. Yurt dışında yaşayan gurbetçi kardeşlerime, özellikle teşekkürlerimi sunuyorum. Demokrasi şöleni içinde yüzde doksanları bulan rekor katılım oranlarıyla tüm dünyaya örnek olacak bir olgunlukla seçim sürecini geride bıraktık” dedi. “Terör örgütlerini kullanarak bizi köşeye sıkıştırmaya çalışanlara boyun eğemiyoruz” Seçimlerle birlikte Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin vatandaşlardan bir kez daha onay aldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’yi yönetecek kadro, vizyon ve programın sadece partimizde ve ittifakımızda olduğu tekrar ortaya çıktı. Altını masa dediler, on altılı masa dediler, yüz on altılı masa dediler. Ne oldu? Bak şimdi o masadan parlamentoda kimse var mı? Düşünebiliyor musunuz? Başkanlarının parlamentoda olmadığı altılı masa. Elhamdülillah cumhur ittifakı parlamentoda. Biz de seçimlerden hemen sonra hiç vakit kaybetmeden hükümetimizi kurduk. Türkiye yüzyılının inşası için kaldığımız yerden tekrar çalışmaya başladık. Çeşitli zorluklarla da karşılaşsak Türkiye’yi hedefleriyle buluşturmakta kararlıyız. Bizi yıldırmak isteyenler aldırmıyoruz. Aba altından soba gösterenlere prim vermiyoruz. Terör örgütlerini kullanarak bizi köşeye sıkıştırmaya çalışanlara boyun eğemiyoruz. Türkiye’nin çıkarları ve güvenliği gerektiriyorsa ne pahasına olursa olsun onu yapmaktan asla geri durmuyoruz. Menzile kilitlenmiş ok misali Türkiye Yüzyılını gerçeğe dönüştürmek için tüm samimiyetimizle, enerjimizle birikimimizle çalışmayı sürdürüyoruz. AK Parti olarak, bizler gördüğünüz gibi çok büyük bir aileyiz. Hepimiz aynı zamanda, Ak Parti’nin tevarüs ettiği davanın birer neferiyiz. Bu dava ülkeye ve millete hizmet davasıdır. Bu dava evlatlarımıza güçlü ve müreffeh bir Türkiye bırakma davasıdır. Bu dava, tüm dünyada hakkı ve adaleti hakim kılma davasıdır. Şehitlerimizin emaneti olan bu davayı hakkıyla taşıyıp bizden sonrakilere en güzel şekilde teslim etmek bizim görevimiz. Her senesi, Türkiye’ye hizmetle geçen 22 yıllık mazimizde şu gerçeği çok net bir şekilde görebiliyoruz.” AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın ne kadar güçlü olursa Türkiye’nin geleceğine o kadar güvenle bakacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiçbirimizin yorulma gevşeme, rehavete kapılma gibi bir lüksü asla bulunmuyor. Yorulsak da zorlansak da ülke ve millete hizmet yolculuğumuzu devam ettirmek mecburiyetindeyiz. Sorumluluğumuzun sadece kendimize ve partimize değil 85 milyonun tamamına olduğunun bilinci ile çalışmalarımızı yürütmemiz gerekiyor. Bunun için ulaşılmadık tek bir seçmen kapısı, çalınmadık tek bir hane, mesajımızı iletmediğimiz tek bir genç, kalbine girmediğimiz tek bir insanımızı bırakmadan koşacağız, koşturacağız ve ter dökeceğiz. Her gün bir önceki günden daha fazla çalışarak 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlerine hazırlanacağız. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi, yüce Mevla muhabbetimizi, dayanışmamızı, yol arkadaşlığımızı daim eylesin” diye konuştu. KAYNAK:İHA

Gürhan Akdoğan: İddiamız kimlikli siyaset ve güçlü örgüt Haber

Gürhan Akdoğan: İddiamız kimlikli siyaset ve güçlü örgüt

Duygu Doğan Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanlığı pazar günü yapılacak kongreye hazırlanıyor. Mevcut başkan Turgut Özkan, geçmiş dönem başkanlarından Gürhan Akdoğan ve geçmiş dönem Yıldırım İlçe Başkanı Nihat Yeşiltaş'ın yarıştığı il başkanlığı yarışında adaylar son hazırlıklarını yapıyor. agazete.com.tr Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Duygu Doğan bugün adaylığını resmi olarak açıklayacak olan Gürhan Akdoğan ile röportaj gerçekleştirdi. Gürhan Akdoğan'ın parti içerisindeki hedefleri, geçmiş dönemine yönelik özeleştirileri, gençlere verdiği mesajlar ve kongre sürecine dair özel açıklamaları sizlerle... Siyasi ve profesyonel hayatınızla ilgili uzun bir özgeçmişiniz olduğunu biliyoruz. Kısaca sizi tanıyabilir miyiz? Uzun yıllar yaşamımın tamamı Bursa'da geçti. Özellikle 1980 öncesi 78 kuşağı devrimci hareketinin içinde, öğrenci hareketlerinin ardından meslek odaları, sivil toplum örgütleri, KALDER, Bursaspor gibi 30'un üstünde çeşitli sivil toplum örgütlerinde, Atatürk Düşünce Derneği gibi alanlarda yoğun faaliyetlerim oldu. Özellikle meslek odalarında çok ciddi mücadeleler verdik. Bu mücadeleler sürdürülebilir bir çevrenin yaratılması, kentsel suçlara karşı hukuk davalarının açılması, hukukun işletilmesi yönündeydi. Yüzün üstünde çeşitli konularda davalar açtık. Aktif yaşamda devam eden o sürecin son bir kısmında Cumhuriyet Halk Partisi'nin il başkanlığının yanında büyükşehir belediye başkan adaylığı ve sonrasında 2015 seçimleri milletvekili aday adaylığı gibi süreçlerin sonunda bugün geldiğimiz noktada Cumhuriyet Halk Partisi'nin Bursa İl Başkanlığı'nda adaylığı gerçekleşti. Ama özellikle şunu da söylemek isterim. otuz beş yılı aşkın süredir bir profesyonel iş yaşamım oldu. Makine Mühendisleri Odası üyesiyim. Ve bu süreçte de ulusal sanayinin Türkiye'de gelişmesine önemli katkılar koymaya çalıştım. Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl kongresine çok az bir zaman kaldı, siz de güçlü adaylardan birisiniz. Kongre sürecini nasıl görüyorsunuz? Yani süreç aslında toplumdan bağımsız gitmiyor. çok karmaşık bu karmaşıklıktan karmaşık insan ilişkileri Türk toplumunun o feodal yapısının bizim parti seçimlerine de yansıdığını görüyorum. Dolayısıyla o feodal yapı içinde doğru çözümler üretmek oldukça zor oluyor. Ama demokratik bir süreç. Sonuçta adaylar birbirine nezaketle davranan herkes hedeflerinin olduğu daha iyi bir Cumhuriyet Halk Partisi istiyor. Daha iyi bir çalışma ortamı istiyor Dolayısıyla bu süreç Türkiye'deki olumsuz durumdan çok bağımsız değil maalesef. Yani çok daha farklı olabilmeli. Benim demokrasi anlayışım çok daha farklı. Türkiye'dekinden çok daha farklı. Demokrasi kültürümüz oluşmamış. Kutuplaştıran insanları, bir yerleri bloke eden ve ondan sonra onların yetkinliklerinden, yeteneklerinden faydalanmayan liyakat esasının değil de kazanma esasının öne çıktığı bir süreç yaşanıyor. Sizi diğer adaylardan ya da geçmiş yönetimlerden ayıran şey sizce ne? Yaşama muhalif bir yapım var. Daha iyi bir yaşam beklediğim için, daha iyi bir dünya beklediğim, daha iyi bir çevre beklediğim, daha iyi bir ülke beklediğim için bu muhalif tavrımı sürdürüyorum. Ben bir aktivistim, aynı zamanda bir savaşçıyım. Cumhuriyet Halk Partisi'nin çok daha etkin, önemli rol üstlenen, bu olumsuz süreci ortadan kaldırmaya yönelik önderlik edebileceği güçlü bir örgüte ihtiyacı var. Diğer adaylardan beni ayıran en önemli fark eylemlerim ve söylemlerimin aynı olması. Kent üzerinde ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel yapısı üzerinde çok ciddi bir birikimim var. 35 yıldır sanayide 40 yıldır sivil toplum örgütlerinde, siyasi partimizde yürüttüğüm çalışmaları daha öte götürecek bir deneyim elde ettim. Bu deneyimi genç arkadaşlarımla paylaşarak onlara aktarmak istiyorum. Bildiklerimi düşündüklerimi mezara götürmek istemem. Gençlerin ahlaki ve etik değerlerle beraber partide kalıcı olmalarını istiyorum. Diğerlerinden farklıyım demiyorum ama bu özelliklerimle Cumhuriyet Halk Partisi'nin daha nitelikli, daha etkin, daha zorlu zorlayan iktidarı hedefleyen hatta o iktidarı hedeflerken de kazanmayı sağlayan bir CHP yaratabilirim diye düşünüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi'ne yöneltilen en büyük eleştirilerden biri tabana, halka inilmemesi diğeri ise mezhepçilik tartışması. Buna ilişkin il bazında insanları ve partiyi bütünleştirici olarak neler yapmayı hedefliyorsunuz? İnsanlara nasıl ulaşmayı düşünüyorsunuz? Buna iki başlıkla bakmak lazım. Cumhuriyet Halk Partisi'nin programında (ki bu program 1923 koşullarına göre yazılmış bir program) partinin ilkeleri ortadadır. Bu ilkelerin temel değerlerinden bir tanesi cumhuriyetçiliktir, demokrasidir. Cumhuriyetin en temel niteliklerinden bir tanesi de laikliktir. Etnik kimliklerin ve kimliklerin siyasette ön plana çıkmasını reddeden bir anlayışa sahibiz. Herkes kendi etnik kimliğiyle, kendi oluşumu ile gurur duyacaktır, hatta onu yaşayacaktır, onun dilini konuşacaktır, onun gelenek ve göreneklerine göre hareket edecektir, o kültürün yansıması olarak folklorünü yapacaktır, müziğini dinleyecektir. Evrensel bir insan hakkıdır. Ama Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan en önemli kavram da Atatürk'ün tanımındaki Türkiye milliyetçiliğidir. Türkiye milliyetçiliğidir. Türk milliyetçiliği bu tanımda ırkçı bir kavram değildir. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir diyor. Yani bir bütünüz biz. Mozaik bile değiliz, iç içeyiz. Bu alanlarda bu farklılıkları öne çıkartmak yerine birlikteliği sağlamak gerek. Bunun dışında bir yaklaşıma hepimizin gözü kör olmalı. Herkesin kendi kimliğinin gururu olarak taşıyacağını bileceğiz ama biz biriz, beraberiz diyeceğiz. Sevgisiz hiçbir şey olmaz. Şairin de dediği gibi dünyayı güzellik kurtaracaktır. İnsan seveceğiz ki başarı olsun, dostluk olsun, yan yana mücadele olsun. 1923 koşullarını, 1919 koşullarını düşünürseniz herkes ortak bir noktaya odaklanmıştı. Antiemperyalist bir savaş verdik. O savaştan başarılı çıkmamızın, yoksul bir ülkenin darmaduman edilmiş bir imparatorluğun küllerden bir cumhuriyetin doğmasının nedeni birlikte mücadele etmekten geçti. Bu birlikteliği sağlamak zorundayız. Bursa'da da bu çok zor değil. Hemen herkesi kucaklayan, kaybedeniyle, kazanıyla beraber ve dahası bu birlikteliği sağlayacak en önemli şey eylemselliktir. Eylemin olduğu yerde, projenin olduğu yerde, üretimin olduğu yerde dedikodu olmaz, ayrıştırma olmaz. Yani eylemlilik ve üretim esastır. Bir üretim varsa insanlar farklı şeylere zaten vakit bulamaz, topluma da katkı koyarsınız. Bunlar zor değil, projelerle de ortaya konulabilir. Ancak eylemlerin de çeşitleri var. Ben hep ifade ediyorum,sokağa çıkmak çok güzel. Onları da takdirle karşılıyorum ama dükkan gezmek veya broşür bırakmak bir eylemlilik değil. Topluma bir şeyler verebildiğimiz, sonuç alabildiğiniz daha agresif, daha devrimci yaklaşımlar eylemlilik içerir. Bu eylemler anlamlıdır ve toplumda karşılık bulur. Belki geçmişte afiş-bayrak asmak, büroşür dağıtmak, pazar gezmek doğru yöntemlerdi, bunlar çok doğal. Ama fabrikaların önüne gidebiliyor musunuz? Orada işçileri örgütleyebiliyor musunuz? Onlarla vakit harcayıp dinleyebiliyor musunuz? Bu kent emek kenti. Bu kentte emekçiler yoğun. Onlarla ilişki kurabiliyor musunuz? Sanayiciyle yan yana oturup onların dertlerini dinleyip, onları siyasallaştırabiliyor musunuz? Meslek odalarına gidip odaların belirlediği bilimsel temelli yaklaşımları, ürettikleri çözümleri öğrenebiliyor musunuz? Asıl eylem budur. Geçmiş döneminize yönelik bir öz eleştiriniz var mı? Yapmasaydım ya da farklı şekilde yapacağım dedikleriniz oluyor mu? Tabii ki var, ben de hataları olan biriyim. Benim de eksikliklerim vardır. Bunlar temel, maddi veya ilkesel hatalar değildir. Hele etik ve ahlaki hatalar asla değildir. Çalışmamın getirdiği hatalar vardır. Örneğin beş seçim geçirdim. Partiyi çok daha genişletebilirdim. Etkin bir üye tabanı yaratabilir daha fazla üye yapabilirdim. Bu bana göre bir eksiklik. Elimden geldiğince üyelerle, tabanla ilişki kurmaya çalıştım ama buralarda eksiğim olmuş olabilir. Çünkü o dönemlerde profesyonel iş hayatım vardı zaman sıkıntısı da oluyordu. Telefonlarıma cevap veremiyordum, üyeler üzülüyordu. Açamadığım zamanlarda başka ortamlarda oluyordum. Bunlar eksikliklerim ama ben bu eksikliklerimi görüyorum. Bugün bunları yapmayacağım. Daha fazla üye kaydedeceğim, daha fazla üyeyle ilişki kuracağım, daha fazla tabanda üyeyle ilişki kuracağım. Telefonlarımı çok daha fazla açacağım. Çünkü geçmişteki gibi bir profesyonel yaşamım yok. Çok daha fazla üyeyle birlikte olacağım. Dolayısıyla bir tavan, taban arasındaki ilişkiyi daha sağlıklı kılacağım. Bunun ötesinde geçtişte ideolojiye sahip çıktım ama bugün daha fazla sahip çıkılması gereken bir dönemden geçiyoruz. Bunları bir eksiklik olarak görüyorum, düzeltmeye çalışacağım. Eklemek istedikleriniz neler? Güçlü bir örgüt ve güçlü bir Bursa yaratacağız. Ama bunu ancak birlikte olursak yaratabiliriz. Birlikte hareket edeceğim, ettiğim genç arkadaşlarıma bütün bilgi birikimimi, bütün deneyimimi aktararak o koltuktan güç alan değil, koltuğa güç veren bir anlayışla bu işi yapacağım. İddiamız; Türkiye'nin kimliksizleşmiş siyasetinde çok daha kimlikli siyasetle, “Biz devrimciyiz, biz devletçiyiz, biz cumhuriyetçiyiz, biz Atatürk düşmanlarının, yobazların, kent suçu işleyenlerin rantiyelerin karşısındayız, biz buyuz”diyeceğimiz sesi çıkan, güçlü örgüt yaratmak. Biz ideallerimizin ve değerlerimizin adayıyız. Genç arkadaşlarla, yetkinliği, niteliği olan iyi bir kadroyla bunu yapacağımıza inanıyorum. Geçmişteki yönetimlerde de genç arkadaşlarla beraber olduk. İçlerinden bir çok iyi yerlerde, başarılı alanlarda görev yapan arkadaşlarımız var. Onlarla gurur duyuyorum. Birkaç dönem daha aday olma gibi bir niyetim yok. Bir dönem sonunda bırakmayı düşünüyorum. Bakarım ki daha vermek istediklerimle ilgili bir şeyler daha var maksimum iki dönem kalırım ama kesinlikle sonrası olmayacak. Gençler içlerinden kendileri liderlerini çıkartacak. O liderler beraberliğine yol yürüyecekler. Ben onların emrinde çalışacağım, onlara destek vereceğim.

Kongreye İzzettin Küçük'ün konuşması damga vurdu Haber

Kongreye İzzettin Küçük'ün konuşması damga vurdu

Gelecek Parti Nilüfer Kongresinde Can Kavçın güven tazeledi. İl Binasında gerçekleşen kongreye İl Başkanı Fuat Kadıoğlu’nun yanı sıra geçmiş dönem Bursa Valisi de olan PİK Başkanı İzzettin Küçük, Genel Merkez Yerel Yönetimler Şehircilik Başkan Yardımcısı Alpaslan Yıldız, İl Kadın Kolları Başkanı Zehra Hürsever, İlçe Başkanları, İl Yönetimi ve partililer katıldı. Kongreye İzzettin Küçük’ün konuşması damga vurdu! İl Başkanı Fuat Kadıoğlu; “Partimiz yarınlarda kadroları daha güçlü olsun diye ilçe kongrelerinin startını verdik. 2024 Yerel Seçimlerinde tarihi tekrar baştan yazacağız!” dedi. Yerel Yönetimler Şehircilik Başkan Yardımcısı Alpaslan Yıldız; “85 milyonun namusu Gelecek Kadrolarının omuzundadır! Uyumayacağız, uyutmayacağız! Başaracağız, kazanan Türkiye olacak!” dedi. PİK Başkanı İzzettin Küçük; “Genel Seçimlerde merkezi Hükümet ve yereldeki belediyelerin yaptığı tüm ayak oyunlarını tek tek not aldık. Gelecek Partililer bu ülkeye tekrar huzuru tahsis edecek ve yaşatacaktır! Ekonomiden bunalan vatandaşımızın derdini gelip bizim arkadaşlarımıza anlatıyor. Biliyor ki; vatandaşımız her köşe başında kendisini dinleyecek bir Gelecek Partili var. Bugün yaşanılan ekonomik zorluklardan dolayı 22 yıllık iktidarlarında ilk kez memurumuz 2024-2025 için mahkeme kapılarına düştü! 85 milyon nüfusumuzun 70 milyonu açlıkla mücadele ediyor! Vicdanlar bunu görmüyorsa bu Hükümetin ayıbıdır!” dedi. Kaynak: Haber Merkezi

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.