SON DAKİKA
Hava Durumu

#Joe Biden

A Gazete - Joe Biden haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Joe Biden haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Biden: Büyük bir hata olur Haber

Biden: Büyük bir hata olur

ABD Başkanı Joe Biden, “İsrail’in Gazze’yi işgal etmesi büyük bir hata olur” dedi. Biden’a yanıt veren İsrail’in BM Büyükelçisi Gilad Erdan ise İsrail’in 2 milyon Filistinliyi yönetmekte “hiçbir çıkarı” olmadığını ifade etti. İsrail-Hamas arasındaki çatışmalar 10. gününde devam ederken, İsrail bir yandan da Gazze’ye yönelik bombardımanını arttırıyor. İsrail’in Gazze sınırında yığınağını arttırmasıyla gözler kara harekatına çevrilirken ABD Başkanı Joe Biden’dan İsrail’e uyarı niteliğinde bir açıklama geldi. Merkezi New York’ta bulunan CBS’in “60 Dakika” adlı programına konuk olan Biden, sivil insanların Gazze’den çıkmasını ve gıda, su gibi temel ihtiyaç malzemelerinin ulaştırılması için insani koridor açılmasını desteklediğini söyledi. Hamas’ın tamamen ortadan kaldırılması gerektiğine inandığını kaydeden Joe Biden, “İsrail’in Gazze’yi işgal etmesi büyük bir hata olur” dedi. “Gazze’de yaşananlar Hamas’tır ve Hamas tüm Filistin halkını temsil etmiyor” ifadesini kullanan ABD Başkanı, “Ancak bir Filistin otoritesinin de olması gerekiyor. Filistin devletine giden bir yol bulunması gerekiyor” ifadelerini kullandı. İsrail’den Biden’a yanıt Biden’ın açıklamalarına yanıt ise İsrail’in Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Gilad Erdan’dan geldi. Erdan, Biden’a, İsrail’in Hamas’ı yok etme isteğini anlamadığı için sitem ederek, İsrail’in 2 milyon Filistinliyi yönetmekte “hiçbir çıkarı” olmadığını ifade etti. Erdan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “İsrail’in hedefi Hamas’ı tamamen yok etmek” dedi. Kaynak: İHA

Biden: “Onu iyi tanıyorum ve oluşturduğu tehlikeyi biliyorum" Haber

Biden: “Onu iyi tanıyorum ve oluşturduğu tehlikeyi biliyorum"

ABD Başkanı Joe Biden ile Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, ABD’nin başkenti Washington DC’de yer alan Beyaz Saray’da bir araya geldi. Görüşmenin ardından liderler ortak basın toplantısı düzenlendi. Biden yaptığı açıklamada, 2024'teki başkanlık seçimlerinde ABD’nin eski Başkanı Donald Trump’ı yenebilecek tek kişinin kendisi olmayabileceğini belirterek, Trump’ın demokrasi için bir tehlike oluşturduğunu aktardı. Biden, "Yalnız olmayabilirim ama onu iyi tanıyorum ve demokrasimiz için oluşturduğu tehlikeyi biliyorum. Daha önce bu yoldan geçtik" dedi. Trump olmasaydı yine 2024'te aday olacağını ifade eden Biden, “Aday olmaya karar vermeden önce iyice baktım. Kendimi iyi hissediyorum, ihtimaller beni heyecanlandırıyor. Bence uzun zamandır yapmadığımız bir şekilde kritik noktayı dönmenin eşiğindeyiz” dedi. ABD’nin uzun süre “ekonomik ve siyasi” olarak güvenli olması için yapması gereken daha çok şey olduğunu ifade eden Biden, "İşi bitirmemiz gerektiğini düşünüyorum" dedi. “Washington Deklarasyonu” Öte yandan Biden ve Yoon’un askeri eğitim, bilgi paylaşımı gibi konularda işbirliğini artıracak “Washington Deklarasyonu”na imza atacağı ifade edilmişti. ABD’nin anlaşma kapsamında Kuzey Kore’nin artan nükleer tehditlerine karşı Güney Kore'ye 40 yıl sonra ilk kez nükleer balistik füze taşıyan denizaltı yollamaya hazırlandığı belirtilmiş, resmi açıklamanın Biden ve Yoon tarafından yapılacağı aktarılmıştı.

Bahçeli'den Biden'a kınama Haber

Bahçeli'den Biden'a kınama

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "ABD Başkanı Biden 1915 olayları münasebetiyle bir kez daha milletimizi suçlamaya, tarihimizi kötülemeye kalkışmıştır. Biden’ın iftirasını reddediyor, tüm gücümle kınıyorum" dedi. Niğde'de katıldığı '14 Mayıs’ta Aziz Milletim Sıra Sende' temalı Açık Hava Toplantısına katılan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, burada vatandaşlara seslendi. 19 gün sonra yapılacak 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri'nin hayırlı ve kalıcı sonuçlar getirmesini dileyen Bahçeli, "Bunun yanında seçimlerin sağduyulu, sakin ve demokratik olgunlukla gerçekleşmesini diliyorum. Hatırlayınız, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kabul edildiği 16 Nisan 2017 halkoylaması öncesinde iç ve dış ihanet cephesinin eş zamanlı provokasyonları hız ve yaygınlık kazanmıştı. Çünkü Türk milletinin tarihiyle, kimliğiyle, sosyolojisiyle ve kültürüyle müzahir bir yönetim reformunun gündeme alınması yerli ve yabancı odakları çılgına çevirmişti. Nitekim koro halinde saldırıya geçmişlerdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye’nin doğruluş müjdesiydi. Bu nedenle ülkemizdeki siyasi muhalefet dış bağlantılı siparişle yeni hükümet sistemini karalamak için her çirkinlikten medet umdu. Devamlı çamur attılar. Ağızlarından bir kez de olsa hayır çıkmadı, milli ve isabetli bir değerlendirme duyulmadı. 'Tek adam rejimi' dediler, hükümet sistemiyle rejimi birbirine karıştırdılar. 'Şahsın rejimi' dediler, bir yalana bin yalan kattılar. 'Diktatörlük var' dediler, şayet böyle olsaydı nasıl bu kadar pervasız ve hayasız olabileceklerini, ulu orta nasıl bu kadar kolay hakaret edebileceklerini hiç hesaba katmadılar. Milletimizin iradesine kilit vurmayı denediler. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin intikamını almak için kuyruğa girdiler. Türkiye’nin, Cumhuriyet tarihinin üçüncü evresine kazasız, kansız ve sorunsuz geçmesine tahammül edemediler. Milletimizin tercihini reddetmeyi göze aldılar. Sonra dönüp yüzsüzce demokrasiden bahsettiler. Melez ve meçhul bir özgürlük yaygarası kopardılar. Asıl demokrasi kaçkını, gerçek demokrasi muhalifi olduklarını bir türlü idrak edemediler" dedi. Muhalefete yüklenen Bahçeli, "Türkiye’nin öncelikli ve çözülmesi gereken sorunu siyasi muhalefet sorunudur. Bu muhalefet demokrasiye mesafelidir. Bu muhalefet milli ve yerli duruşa karşıdır. Bu muhalefet Türkiye’nin aleyhinedir. İktidara değil ülkemize muhalefet etmenin, her gelişmeyi karalamanın, her güzel hizmeti kötülemenin, üzerinde yaşadığı vatanı kundaklamaya teşebbüs etmenin adı demokrasi değil, bal gibi muhalefet despotluğudur. 'Zillet' demek alçalma demektir. 'Zillet' demek aşağılanmak ve küçülmek demektir. Türkiye zillete müstahak değildir. Türk milleti tarihin hiçbir döneminde zillete düşmemiştir. Niğde’yi zillete çekmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Biz karşımızdaki muhalefet yapısına zillet demeyelim de ne diyelim? Bunları daha nasıl tarif edelim?" ifadelerini kullandı. "Yeşil Sol Parti Kılıçdaroğlu’yla aynı çizgidedir" "Hangi felakete maruz kalırsak kalalım, muasır medeniyet iddiasından geri dönmeyeceğiz" diyen Devlet Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: "Depremin izlerini silip, yeni yüzyılda, yeni hayatı, yeni Türkiye’de hep birlikte kuracağız. Bizim gidecek başka bir yurdumuz yoktur. Türk milleti son sözünü Malazgirt’te söylemiş, ayak bastığı toprakların ruhuna vatan sedasını can pahasına üflemiştir. O günden bugüne vatan tektir, adı Türk’tür. Binlerce yıldır millet tektir, adı Türk’tür. Bunun dışında her arayış, her yoklayış, her zorlayış maceradır, mefluçtur. Dün müstevliler, manda ve himaye mübaşirleri, işbirlikçi müflisler, ihanet mültezimleri vardı, bugün ise emperyalizmin piyonları, zillet içinde kıvranan acizler, küresel güçlerin kiralık katilleri olan terör örgütleri vardır. Dün işgalciler denize süpürülmüştü, bugün ise teröristler bulundukları, görüldükleri her yerde gömülmektedir. Türk’e kefen biçmeye cüret edenlerin sonu tarihin her döneminde hüsrandır, mağlubiyettir. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun PKK’yla aynı yolu yürümesine Niğde nasıl tahammül edecektir? Teröristlerin peş peşe destek açıklamalarını Kılıçdaroğlu’nun veya partisinden bir yöneticinin çıkıp da itiraz ettiğini duydunuz mu? CHP ve İYİ Parti Türk askerinin Irak ve Suriye’deki varlığına karşıdır. Mavi vatandaki egemenlik mücadelemize karşıdır. Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaya baktıkları yer başkent Ankara değil Washington, Brüksel, Londra’dır. Zillet ittifakı Türkiye’yi ABD’nin sınır bekçisi, NATO’nun da ileri karakolu yapmayı amaçlamaktadır. CHP ile İYİ Parti yönetimleri ortağı oldukları diğer partilerle beraber emperyalizmin tutsağıdır. CHP’ye oy veren vatandaşlarım bu zillete hayır demelidir. İYİ Parti’ye ve diğerlerine oy veren vatandaşlarım sahte milletseverlik pozlarına aldanmamalıdır. Muhalefetin terör sevdası zillettir. Muhalefetin yabancı hayranlığı rezalettir. CHP ile İYİ Parti Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracaklarını vaat eden köksüz ve kimliksiz çıyanlarla el eledir, kol koladır, yanak yanağıdır. HDP’nin yedek lastiği Yeşil Sol Parti Kılıçdaroğlu’yla aynı çizgidedir. PKK/YPG ile aynı kundağa sarılan, Irak’ın Süleymaniye kentinde fitne ateşine odun atan Bafel Talabani Kılıçdaroğlu’ya umut bağlamıştır." "HDP'ye ne vaat ettin?" "Kılıçdaroğlu’na Niğde’den soruyorum, biraz haysiyeti, biraz izanı, biraz da ahlakı varsa cevap vermesini bekliyorum" ifadelerini kullanan Bahçeli, "HDP’ye ne vaat ettin, hangi güvenceleri paylaştın? PKK’ya üzeri emperyalist mihraklarca ciro edilmiş hangi açık çekleri verdin? FETÖ’nün gönlünü nasıl aldın? Pensilvanya’yı nasıl ikna ettin? 'İmralı canisini serbest bırakacağız' dedin mi, demedin mi? 'Özerk yönetimlere onay vereceğiz' dedin mi, demedin mi? 'Güney sınırlarımız boyunca planlanan terör devletine tamam' dedin mi, demedin mi? Terörist Murat Karayılan da şu sözleri ifade etmiş; 'MHP’ye ve AK Parti’ye verilen her oy PKK’ya sıkılan mermidir'. Doğrudur, Cumhur İttifakı’na verilen her oy haine, düşmana, teröristlere doğrultulmuş namlu, hedefine sıkılmış mermidir. Bunların alayı Kılıçdaroğlu’nun arkasındadır. Terörist Duran Kalkan, 'CHP’ye ve İYİ Parti’ye her desteği vereceğiz' diyor. Verseniz ne yazar, vermeseniz ne çıkar, hepinizin hesap vereceği günler yakındır. CHP ve İYİ Parti’nin ittifak ortağı Yeşil Sol Parti’nin Ağrı milletvekili adayı Sırrı Sakık aynen şunları ileri sürmüştür; 'Biz üç-beş bakanlık pazarlığı peşinde değiliz. Biz bu sistemi değiştireceğiz. Bizim küçük hesaplarımız yok, 100 yıllık Cumhuriyet’i değiştireceğiz'. Biz 100 yıllık Cumhuriyeti, Türk ve Türkiye Yüzyılına taşıyalım diyoruz, bunlar değiştireceğiz, kurcalayacağız ve kurutacağız diyor. Bu rezil cürete Kılıçdaroğlu’ndan en küçük sitem gelmedi. Hiçbir CHP’li veya İYİ Partili yöneticiden kınama mesajı gündeme yansımadı. Zira bunların hepsi aynı tornanın mamulüdür. Bunların hepsi zehirlidir, zillettir, ziyan içindedir. Türkiye’ye silah çekenler, pusu kuranlar, sınır güvenliğimizi ihlal edenler, mücavir bölgelerde nifak üretenler, insanımıza ve topraklarımıza musallat olanlar doğduklarına bin pişman edileceklerdir. Milli Mücadele zaferle taçlanarak vatan düşmandan temizlenmiş ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmişti. Sözümüz söz olsun, ezan susmayacak, bayrak inmeyecek, vatan bölünmeyecektir. Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti kıyamete kadar baki kalacaktır. Kim hangi oyunu oynarsa oynasın, kim hangi tuzağı kurarsa kursun, ayrılmayacağız, ayrışmayacağız, aramızda ayrık otu barındırmayacağız, bihakkın saflarımızı sıkı tutacağız, hep birlikte Kızılelma’ya doğru koşacağız. 14 Mayıs’ta cumhurun muhteşem zaferine hep birlikte omuz vereceğiz" dedi. "Biden'in iftirasını tüm gücümle kınıyorum" "ABD Başkanı Biden 1915 olayları münasebetiyle bir kez daha milletimizi suçlamaya, tarihimizi kötülemeye kalkışmıştır" ifadelerini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti: "Kılıçdaroğlu’nun sırtını yaslayıp ağzının içine baktığı ABD Başkanı Biden 1915 olayları münasebetiyle bir kez daha milletimizi suçlamaya, tarihimizi kötülemeye kalkışmıştır. Biden’ın iftirasını reddediyor, tüm gücümle kınıyorum. ABD Başkanı lobilerin oyuncağı, diasporanın esiridir. Bizim sorunumuz ABD halkıyla değil, Beyaz Saray’a çöreklenmiş zulüm bekçileriyledir. Türk milletine sözde soykırım gölgesi düşürmek, mazisi toplu cinayetlerle, katliamlarla ve neden olduğu insani felaketlerle dolu bir ülkenin harcı değildir, haddi değildir, hakkı değildir. Biden’in tarihi gerçeklere aykırı beyanı Türk milleti nezdinde hükümsüzdür, yazılı açıklaması yalnızca kağıt parçasından ibarettir. Çünkü tarihimizin hiçbir döneminde mahcup olacağımız, hesabını vermekten kaçınacağımız, yüzümüzün kızaracağı, başımızı öne eğecek bir suça, bir trajediye, bir barbarlığa imza atmadık, böylesi bir yanlışın tarafı ve faili asla olmadık. Maalesef dünyada hukukun gücü değil, güçlünün hukuku hâkimdir. Küresel vicdan enkazdadır. Küresel adalet çiğnenmiştir. Bize soykırım çamuru atan Biden ve zihniyeti; Vietnam’da, Kamboçya’da, Laos’ta, Hiroşima’da, Nagazaki’de soykırım tüneline soktukları milyonlarca masumun öncelikle hesabını vermeli, sonra yüzü olursa konuşmalıdır. Irak’ta bir milyon Müslüman’a, Afganistan’da 1,5 milyon mazluma kast ettiklerini, ucu bucağı görülmeyen ölüm tarlaları açtıklarını, kadınlara tecavüz edip küçücük çocukları mezara soktuklarını kabul edecek ve bunun da bedelini ödeyecekleri günler bir gün gelecektir. Küresel emperyalizmin hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır ve bu hesap inşallah görülecektir. Tarih yaprakları 24 Nisan’ı işaret ettiğinde, ABD Başkanlarının 1915 olayları hakkında ne söyleyecekleri, nasıl yaklaşacakları, büyük felaket mi yoksa soykırım mı diyecekleri artık merak konusu olmaktan çıkmıştır. Yıllardır Türkiye üzerinde baskı ve dayatma aracına dönüştürülen 24 Nisan tarihi bizim için 23 Nisan’ın bir gün sonrasıdır ve sıradan bir gündür. Ne biliyorlarsa açıklasınlar. Ellerinden ne geliyorsa yapsınlar. Biz yolumuzdan dönmeyeceğiz. İstikametimizden şaşmayacağız. Tarihimizle ters düşmeyeceğiz. 27 Mayıs 1915 tarihinde karar altına alınıp 1 Haziran 1915’de uygulamaya koyulan Sevk ve İskân Kanunu’yla her zaman gurur duyacağız. Dönemin milli kahramanlarına, bu millete şehadetleriyle hizmet eden aziz şehitlerimize tarih huzurunda şükran ve minnet duygularımızı her fırsatta göstereceğiz. Niğde’den diyorum ki, 108 yıl önce alınan tehcir kararı doğru bir karardır, aynı şartlar bugün zuhur etse Milliyetçi Hareket Partisi dün ne yapıldıysa onu yapar, yaptığını da seve seve sahiplenirdi." KAYNAK:İHA

Casus balon Çin'e istihbarat mı gönderdi? Haber

Casus balon Çin'e istihbarat mı gönderdi?

NBC News'in ABD'li yetkililere dayandırdığı haberine göre şubat ayında ülkenin kuzeyinde olduğu tespit edilen Çin'e ait casus balon, Başkan Joe Biden yönetiminin engellemelerine rağmen bazı askeri bölgelerden istihbarat topladı. Haberde Çin'in balonu kontrol edebildiği, böylece balonun bazı bölgelerin üzerinden birden fazla geçiş yapabildiği ve topladığı bilgileri eş zamanlı olarak Pekin'e iletebildiği belirtildi. Çin'in topladığı istihbaratın, görüntü yerine ekseriyetle silah sistemlerinden alınabilen veya üs personelinin iletişimini içeren elektronik sinyaller olduğu ifade edildi. Biden yönetiminin balonun istihbarat toplama kabiliyetini sınırladığı, aksi takdirde balonun hassas bölgelerden daha fazla istihbarat toplayabileceği aktarıldı. 'ASKERİ TESİSLERİMİZİ KORUMAK İÇİN ADIMLAR ATTIK' ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh düzenlediği basın toplantısında söz konusu iddiaların sorulması üzerine, “Şu anda FBI hala balondan çıkarabildiğimiz parçaları inceliyor. Balonu ilk izlemeye başladığımızda daha önce belirttiğimiz gibi, balonun manevra yapabildiğini ve rotası boyunca kasıtlı olarak bir yolu takip edebildiğini biliyoruz. Yaptığımız şey, toplayabileceği istihbaratı sınırlamak için ihtiyati adımlar atmaktı ve askeri tesislerimizi korumak için adımlar attık. Bu sayede askeri üslerimizin belirli yönlerinin iletilmesini engelleyebildik” dedi. Çin'e iletilen verilerin içeriğini bilmediğini vurgulayan Singh, “Şu an itibariyle Çin'in toplayabildiği istihbaratın tam olarak ne olduğuna dair bir değerlendirme yapıyoruz. Ancak attığımız adımların, daha önce uydulardan toplayabildikleri şeylere çok az katkı sağladığını biliyoruz” şeklinde konuştu. NE OLMUŞTU ABD yönetimine göre söz konusu balon, 28 Ocak'ta Alaska üzerinden ABD hava sahasına girdi ve 4 gün boyunca ABD'nin nükleer varlıklarının bir kısmının depolandığı Montana'daki Malmstrom Hava Kuvvetleri Üssü üzerinde uçuş gerçekleştirdi. Balon, 4 Şubat'ta ABD ordusu tarafından Güney Carolina kıyılarında vurularak düşürülürken, toplanan enkaz parçaları incelemeye alındı. Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada balonun Çin'e ait sivil bir hava aracı olduğu, meteorolojik araştırma için kullanıldığı belirtilmişti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise Washington-Pekin hattında yeni bir krize yol açan balon krizi nedeniyle Çin'e yapacağı ziyareti ertelemişti.

Savaşın gidişatını değiştirecek hamle Haber

Savaşın gidişatını değiştirecek hamle

Almanya'nın ardından ABD'de Ukrayna'ya tank gönderme kararı aldı. ABD Başkanı Joe Biden yaptığı açıklamada, ABD'nin Ukrayna'ya ve halkına destek olmak için dünyanın dört bir yanındaki müttefikleri ve ortakları ile uyum içinde çalıştığını belirterek, “ABD ve Avrupa tamamen birleşmiştir. Bu sabah NATO müttefiklerimiz Almanya Başbakanı Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İngiltere Başbakanı Sunak ve İtalya Başbakanı Meloni ile yakın koordinasyonumuzu ve Ukrayna'ya desteğimizi sürdürmek için uzun bir görüşme yaptım” dedi. Rusya'nın beklentisinin ABD ve Avrupa'nın Ukrayna'ya destek konusunda birlik sağlamayacağı olduğunu aktaran Biden, “Ama tamamen birleştik” dedi. Ukrayna'nın elinde tuttuğu bölgeleri savunduğunu ve işgal altındaki topraklarını kurtarmak için karşı saldırılara hazırlandığını belirten Biden, “Yakın zamanda Rusya'nın savaş alanında gelişen taktik ve stratejisine karşı koyabilmeleri gerekiyor. Manevra yapma ve alan açma yeteneklerini geliştirmeleri gerekiyor. Uzun vadede Rus saldırganlığına karşı caydırıcılığa ve kendilerini savunmak için kalıcı bir yeteneğe ihtiyaçları var” dedi. “Abrams tankları dünyanın en kabiliyetli tanklarıdır” ABD'nin Ukrayna'ya bugüne kadar yüzlerce zırhlı araç gönderdiğini hatırlatan Biden, “Ve bugün ABD'nin Ukrayna'ya 1 Ukrayna taburuna eşdeğer 31 Abram tankı göndereceğini duyuruyorum. Bakan Austin, bu adımı Ukrayna'nın topraklarını savunma ve stratejik hedeflerine ulaşma kapasitesini artıracağı için tavsiye etti. Abrams tankları dünyanın en kabiliyetli tanklarıdır. Ayrıca çalıştırmaları ve bakımları son derece karmaşıktır. Bu yüzden Ukrayna'ya etkili bir şekilde gerekli olan parçaları ve ekipmanı da veriyoruz” dedi. Söz konusu tankların Ukrayna'ya teslimatının zaman alacağını ifade eden Biden, “Bu duyuruyu müttefiklerimizle de yakından koordine ediyoruz. ABD katkısına, diğer ülkelerden önümüzdeki haftalarda ve aylarda hazır, kullanılabilir ve savaş alanında kullanım için daha kolay entegre edilecek olan ek bir duyuru eşlik edecek” dedi. Almanya Başbakanı Olaf Szcholz'a Ukrayna'ya Leopard tanklarının gönderilmesine onay verdiği için minnettar olduğunu belirten Biden, “Başbakan'a liderliği ve Ukrayna'yı desteklemek için ortak çabalarımıza olan kararlı bağlılığı için teşekkür etmek istiyorum” dedi. “Ukrayna'yı desteklemek dünya çapında bir taahhüt” Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunmak için Rus saldırganlığına karşı Ukrayna'nın savaşma yeteneğini desteklemek dünya çapında bir taahhüt olduğunu belirten Biden, “Birleşik Krallık geçtiğimiz günlerde Ukrayna'ya Challenger 2 tankları göndereceğini duyurdu. Fransa, AMX-10 RC zırhlı savaş araçları ile katkıda bulunuyor. ABD gibi Almanya Leopard tanklarına ek olarak bir Patriot füze bataryası gönderiyor. Hollanda, Patriot füzesi gönderecek. Fransa, Kanada, Slovakya, Norveç ve diğerleri, Ukrayna semalarının güvenliğini sağlamak ve kelimenin tam anlamıyla Rusya'nın saldırganlığının hedefi olan masum sivillerin hayatlarını kurtarmak için kritik hava savunma sistemleri gönderdi. Polonya zırhlı araçlar gönderiyor, İsveç savaş araçları bağışlıyor, İtalya topçu veriyor. Danimarka ve Estonya obüs gönderiyor. Letonya daha fazla Stinger füzesi sağlıyor, Litvanya uçaksavar sağlıyor ve Finlandiya kısa süre önce bugüne kadarki en büyük askeri yardım paketini duyurdu” dedi. “Rusya'ya yönelik herhangi bir saldırı tehdidimiz yok” ABD'nin müttefikleri ve ortakları ile birlikte bugüne kadar Ukrayna'ya 3 binden fazla zırhlı araç, 8 binden fazla topçu sistemi, 2 milyondan fazla topçu mühimmatı, 50'den fazla gelişmiş çoklu roket fırlatma sistemi gönderdiklerini aktaran Biden, “Bunların hepsi Ukrayna'nın Rusya'nın acımasız saldırganlığına karşı koymak için” dedi. Bütün bu yardımların Ukrayna'nın topraklarını savunmasına ve korumasına yardım etmek için olduğunu belirten Biden, “Bu, Rusya için bir saldırı tehdidi değil. Rus birlikleri Rusya'ya ait oldukları yere dönerse, bu savaş bugün bitecek. Rusya'ya yönelik herhangi bir saldırı tehdidimiz yok. Hepimizin istediği bu, bu savaşın bitmesi” dedi

ABD'nin Ankara Büyükelçisi'nden F-16 açıklaması Haber

ABD'nin Ankara Büyükelçisi'nden F-16 açıklaması

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Flake, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD'li mevkidaşı Antony Blinken'ın dün Washington'da bir araya geldiğini hatırlatan Flake, iki ülke arasındaki üst düzey görüşmelerden dolayı mutlu olduklarını söyledi. Blinken'ın Türkiye'ye Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşmasından dolayı teşekkür ettiğini belirten Flake, görüşmede ayrıca Türkiye'ye F-16 satışı, Rusya-Ukrayna savaşı ve NATO gibi konuların da gündeme geldiğini aktardı. Flake, ABD Kongresinin Türkiye'ye F-16 satışı ve modernizasyonuna karşı çıkmasıyla Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya üyelik sürecinin bir bağlantısı olup olmadığının sorulması üzerine, "Hayır. Burada bir bağlantı yok. Bakan Blinken bunu açıkça söyledi" cevabını verdi. ABD'li Senatör Bob Menendez'in Türkiye'ye F-16 satışına karşı çıktığını hatırlatan Flake, "Senatör Menendez ile hem Temsilciler Meclisi hem de Senato'da birlikte çalıştım. Kendisinin dile getirdiği ciddi endişeleri var. Ancak bunun İsveç ve Finlandiya ile alakası yok. Fakat şunu da söylemeliyim ki İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılması için evrensel bir arzu var. Bu Kongre'de de öyle" ifadelerini kullandı. Flake, ABD'de Başkan Joe Biden yönetiminin Türkiye'ye F-16 satışına destek verdiğine dikkati çekerek, "Kongre, yasama organı ve bağımsız bir organ. Bu organın silah satışını onaylaması lazım. Dolasıyla yönetim 'hadi bunu yapalım' diyemez. Ancak Biden yönetimi bu satışın arkasında ve Kongreyle bu konuda çalışıyor" şeklinde konuştu. Büyükelçi Flake, Biden yönetiminin Türkiye'ye F-16 satışına yönelik Kongreye yaptığı bildirime ne zaman dönüş yapılacağına ilişkin ellerinde kesin bir tarih olmadığını aktardı. Flake, Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme sürecine ilişkin, "Bu konudaki sorular için sizi Türk hükümetine yönlendiriyorum. ABD, rejim ile temas kurmaya ve ilişkileri normalleştirmeye karşıdır. Her zaman Türk müttefiklerimizle çalışmanın yollarına bakıyoruz. Onlar (Türkiye) DEAŞ ile mücadelede önemli bir ortağımız. Bazı farklılıklarımız var. Hem biz hem onlar bu farklılıkları dile getiriyor. Ama verimli bir diyaloğumuz var" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.