SON DAKİKA
Hava Durumu

#İnsan

A Gazete - İnsan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İnsan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Teknoloji dört teker üzerinde Haber

Teknoloji dört teker üzerinde

Türkiye’de ilk kez belediyelerde yalın yönetim uygulamasını hayata geçiren Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) iş birliğinde düzenlenen Yalın Belediyecilik Sempozyumu’nda, TOGG CEO’su Gürcan Karakaş da ‘kullanıcı odaklı değer üretimi’ konu başlıklı bir sunum yaptı. Yalın düşüncenin bir kültür olduğunu, sanayide yüzyıllardır kullanılan yalın düşüncenin özünde israfı önleme, sürekli iyileştirme ve verimliliğin arttırılması konularının bulunduğunu belirten Karakaş, yalın uygulamaları belediyeler arasında ilk kez Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin uyguladığı gibi TOGG’un da kendi alanında birçok ilke imza attığını kaydetti. Dünyada bazı trendlerin birçok yeniliği de beraberinde getirdiğini dile getiren Karakaş, “Yenilikler alışkanlıklarımızı değiştirirken kullanıcıların hayatlarını da değiştiriyor. Böyle olunca bazı sektörler derinden etkileniyor. Nesnelerin internetiyle, teknolojinin gelişmesiyle, temiz enerji çözümlerinin yaygınlaşmasıyla klasik otomobil dünyasının teknolojileri kökünden değişiyor. Bunun farkına varan devletler ve kurumlar kendi şirketlerine avantaj sağlamak için mevzuatlarını değiştiriyor. Ülkemiz de bu konuda oldukça ileride. Bunun sonucunda otomobil dünyasında yaşam alanları zincirleri iç içe geçiyor. Çocuklar artık otomobile binmek istemiyor. Çünkü internetleri yok. Elbette bir şekilde bu durum çözülüyor ama bu çözüm de yeterli olmuyor. Artık evde, ofiste neler yapabiliyorsak otomobilde de aynılarını yapmak istiyoruz. Cep telefonları akıllı cihazlara dönüşürken ne olduysa şuan otomobillerin de başına aynısı geliyor. Bu yolculuğun da başında değil ortalarındayız. Şuanda akıllı otomobil konusunda çözümü olmayan şirketler, 5-6 sene içerisinde sonra kaybolup gidecek” diye konuştu. “4 teker üzerinde giden bilgisayar” “Bizim yaptığımız bir otomobil tasarımı değil, bizim yaptığımız 4 teker üzerinde giden bilgisayar tasarımıdır” diyen Karakaş, Avrupa’da bile birçok üreticinin TOGG’un aşamasına yetişemediğini söyledi. Yeni nesil teknoloji şirketlerinin ve yeni nesil otomobil üreticilerinin kullanıcıyla doğrudan bağ kurmak istediğini hatırlatan Karakaş, şuan için 8 tane mobil deneyim merkezi oluşturduklarını, 32 noktada servis hizmeti verdiklerini ve 10 tane de mobil servislerinin bulunduğunu dile getirdi. Kullanıcı deneyimlerini kullanarak beklentileri belirlediklerini ve bu yönde yenilikler eklediklerini anlatan Karakaş, “İlk günden itibaren kendi modülümüzü, kendi bataryamızı üretiyoruz. 2026’dan itibaren yeni nesil hücreleri de üretmeye başlayacağız. Buna sahipseniz menzili, şarj hızını ve her şeyi değiştirebilirsiniz. Fikri mülkiyetine sahip olmak bu yüzden sizi özgün ve hür kılıyor. Gemlik kampüsümüz Avrupa’nın en temiz boyahanesine sahip. Başka kirleten bir şey de olmadığı için Avrupa’nın en temiz tesisi şuan Bursa’da. Bunu önemsiyoruz. Bunun yanında doğuştan sıfır emisyona sahip araçtan bahsediyoruz. Tüm tedarikçilerimizle birlikte 2035’te karbon nötr olma hedefini belirledik. O tarihte karbon nötr olan ilk şirket olacağız” dedi. “Teveccüh karşısında çok mutlu olduk” Otomobillerin akıllanmasıyla işlerin bitmediğini, bir eko sistemin içerisinde bir bütünün bir iki parçası haline gelindiğini söyleyen Karakaş, dijital dünyanın insan hayatının her anında olduğu için otomobil içerisinde de olması beklendiğini ifade etti. “Böyle bir cihazın tasarımı bir otomobil tasarımı değil” diyen Karakaş, “Biz yola çıktığımız ilk andan itibaren ‘Bir otomobilden fazlası’ diyerek, akıllı cihaz olarak tanımlayarak hareket ettik. İlk hedefimiz, küresel boyutta rekabet edebilir teknoloji markası olabilmekti. TOGG logosunu da bu hedefle tasarladık. Logodaki iki ok, doğu kültürüyle batı kültürünün en iyi yönlerini birleştirip teknolojiyi insanın etrafında buluşturmak olarak tanımlayabiliriz. Bir diğer hedefimiz ise cihazdan ziyade bir mobilite eko sistemi kurgulamaktı. Yeni nesil teknolojilerde ne uygulanması gerekiyorsa tüm istenenleri sırasıyla yaptık. 100’e yakın testten geçmemiz gerekti. Testleri tamamladıktan sonra ön satışa çıktık. Beklediğimizin üzerinde bir ilgi gördük. Bu sene üretim kapasitemizi 20 bin olarak belirlemiştik. 177 bin 467 adet ön sipariş aldık. Bunu alınca ilk olarak ‘Ne yapacağız’ dedik. Bizler bu rakamlara 4-5 sene sonra ulaşmayı bekliyorduk. Bu teveccüh karşısında çok mutlu olduk. Neticede kura çektik. 2024 yılının üretim adetlerini hemen arttırmaya başladık. Kademeli olarak da üretimi arttırıyoruz. Günde 280 adet üretim kapasitesine ulaşmış olduk. İkinci vardiyaya da geçtik. Şuan 9 ülkeden 3600’ün üzerinde çalışanımız var. Ortalama 10 buçuk yıl deneyim var” dedi. “Yalın yönetim, şehirleri geleceğe taşıyacak” TBB Genel Sekreteri ve Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu üyesi Hayri Baraçlı da ‘Açığa çıkmamış ihtiyaçların yönetimi’ konu başlıklı sunum yaptı. Belediyelerin veya işletmelerin insan vücuduna çok benzediğini söyleyen Hayri Baraçlı, kronik ağrıları ortadan kaldırabilmek için gerekli tedbirlerin alındığı gibi belediye ve işletmeleri de iyileştirebilmek için gerekli adımların atılması gerektiğini anlattı. Bunun için de bir yönetim felsefesi ortaya koymak gerektiğini belirten Baraçlı, “Etkinlik doğru işleri yapmak, verimlilik ise işleri doğru yapmaktır. Doğru işleri doğru şekilde yapabilen yerel yönetim, esasında vatandaş memnuniyetini de ön planda tutmuş oluyor. Bütünsel iyileştirmeyi hedefleyen yalın yönetim kavramı,  şehirleri de geleceğe taşıyacak. Sağlıklı kentler oluşturmada hızlı çözümleri yalın yönetimle elde edebiliriz. Yalın yönetim tekniklerini kullanarak şehirlerimizi tedavi edebiliriz. Yalın yönetim, hataların oluşmadan önlenmesi ve hatanın sıfırlanmasını da amaçlamaktadır. Vatandaş memnuniyeti bu noktada önemli bir unsurdur. Yalın yönetim sorunların kaynağında tespit edilerek çözüm üretilmesini sağlar. Artık verim odaklı çalışmak tüm kamu kurumlarının ve belediyelerin en temel unsurudur. Bursa Büyükşehir Belediyesi ve diğer belediyelerimiz de yalın belediyecilik çalışmalarını hızlı bir şekilde arttırarak devam ettiriyor. Kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum” dedi. Sunumun ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile TBB ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz tarafından Hayri Baraçlı ve Gürcan Karakaş’a günün anısına plaket takdim edildi. Kaynak: Bülten

Bursa'da insan hakları toplantısı Haber

Bursa'da insan hakları toplantısı

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) öncülüğünde, insan hakları sorunlarını tartışmak, bilgi ve görüş alışverişinde bulunmak amacıyla Bursa’da İl İnsan Hakları İstişare Toplantısı gerçekleştirildi. Prof. Dr. Muharrem Kılıç, Kurul Üyesi Av. Zennure Ber, Başkan Yardımcısı Nimet Özkaya Sevim ile Kurum Uzman ve Uzman Yardımcılarından oluşan heyet ilk olarak Bursa Vali Yardımcısı Rıza Gençoğlu’nu, ardından Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz’ı ziyaret etti. Görüşmelerde Bursa İlindeki insan hakları konuları ele alındı. Ziyaretlerin ardından Tayyare Kültür Merkezi’nde kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, sosyal ve mesleki kuruluşlar, yükseköğretim kurumları, basın ve yayın kuruluşları, araştırmacılar ve ilgili diğer kişi, kurum ve kuruluşların katılımıyla İl İnsan Hakları İstişare Toplantısı gerçekleştirildi. Vali Yardımcısı Rıza Gençoğlu toplantıda yaptığı konuşmada, “Bizler “Yaratılanı yaratandan ötürü hoş görme” kültürüne sahip bir milletiz. Biz bu kültürden geliyoruz. Bizim medeniyet kodlarımızın arasında devleti yaşatmak için insanı yaşatma şartı vardır. Bizim anlayışımızda insan, eşref-i mahlûkattır. Cenabı Allah’ın yarattığı en şerefli mahlûktur. Her hakkına riayet edilmesi gereken ve incitilmemesi gereken bir varlıktır. Bizim inancımızda insan hakkının karşılığı olarak kul hakkı diye bir kavram vardır. Hz.Mevlana, ‘Dostum insanın canı değerli bir incidir, insan değer bakımından arştan daha üstündür, insan düşünceye sığmayacak kadar büyüktür. Bu paha biçilmez insanın gerçek değerini, hakikatini söylesem ben de yanarım dünya da yanar’ derken insanın bizatihi varlık olarak değerinin kıymetini ve büyüklüğünü çok güzel ifade eder. İnsan olarak değerimizi bilmemiz lazım ki haklarımızın neler olduğunu iyi öğrenelim ve onların korunması için gerekli mücadeleyi verelim" dedi. İnsan haklarının geçen yüzyılın en çok tartışılan, önemi her geçen gün artan konusu olduğunu hatırlatan Vali Yardımcısı Gençoğlu, "Yeni yüzyılda da olmaya devam etmektedir. Çünkü insanın olduğu her yerde insan haklarından bahsetmemiz mümkündür. Bu nedenle insanlık tarihi bir yönüyle insan hakları tarihidir. Fakat ne enteresandır ki insanın hakkını ihlal eden yine insanın kendisidir. Türkiye Cumhuriyeti anayasası da insana ve insan haklarına gereken önemi vererek bu konuya geniş hükümler ayırmıştır. Anayasamızda Türkiye Cumhuriyeti devletinin nitelikleri arasında insan haklarına saygılı devlet olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca devletin temel amaç ve görevlerini gösteren anayasanın beşinci maddesinde, ‘Kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal, hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak’ devletin temel görevleri arasında sayılmıştır. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun oluşturulması, devletimizin buna gösterdiği önem ve özenin bir neticesidir” ifadelerini kullandı. Kaynak: İHA

BUÜ'li akademisyene TÜBİTAK bursu Haber

BUÜ'li akademisyene TÜBİTAK bursu

Doktora, tıpta uzmanlık ve sanatta yeterlik sonrası yurt dışında araştırma yapacak olan bilim insanları için TÜBİTAK tarafından hayata geçirilen 2219 Araştırma Burs Programı’nın 2023 yılı 1. dönem sonuçları açıklandı. Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Temel Bilimler Bölümü akademisyenlerinden Doç. Dr. Gülçin Tezcan, 2219 Araştırma Burs Programı çerçevesinde destek almaya hak kazandı. Projenin yürütülmesi amacıyla 6 ay süreyle Harvard Üniversitesi Forsyth Enstitüsü’ne gidecek olan Dr. Tezcan, “Oral skuamözkarsinomda NLRP3 inflamazomunun rolü ve bir anti-enflamatuvarlipidmediyatörü olarak Rezolvin E1’in etkisinin incelenmesi” konusunda çalışma yapacak. Akademik ve bilimsel katkı sağlayacak Akademik ve bilimsel anlamda kendisini daha fazla geliştirmeyi hedeflediğini kaydeden Doç. Dr. Gülçin Tezcan, Harvard’da yapacağı çalışmaların kariyerine olumlu katkılarda bulunacağının altını çizdi. Başvuru aşamasında kendisine destek olan üniversite ve fakülte yöneticilerine teşekkür eden Tezcan, “Proje çalışmaları için 6 ay süreyle Harvard Üniversitesi Forsyth Enstitüsü’nde bulunacağım. Bu sürecin bana ve projeme son derece değerli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Döndüğümde de ülkemiz ve üniversitemiz adına çalışmaya, akademik ve bilimsel proje üretmeye devam edeceğim. Bana destek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi. BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz da akademisyenlerin başarısının kendilerini her açından gururlandırdığını söyledi. Rektör Yılmaz, Doç. Dr. Gülçin Tezcan’ı tebrik ederek başarılarının devamını diledi. Kaynak: İHA

Spor giyimde sürdürülebilirlik trendi Haber

Spor giyimde sürdürülebilirlik trendi

Ulaş Girgin Son yıllarda dünya üzerindeki en büyük problemlerden biri iklim değişikliği ve çevre kirliliği. Bireysel faktörlerin ve en çok da endüstrinin oluşturduğu kirlilik kaynaklı iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı sorunların dünya üzerindeki kanıtları ile kişiler sürdürülebilir ürün tercihlerine yöneldi. Bu durum büyük markalarında ürünleri üzerinde sürdürülebilirlik çalışmalarına gitmelerine neden oldu. Örnek olarak Adidas son yıllarda okyanuslardaki plastik atıklarını geri dönüştürerek bir ayakkabı modeli üretiyor. Marka, bu proje ile yaklaşık 2000 plastik atığın geri dönüşümünü sağlıyor. Puma ise yüzde 20 geri dönüştürülmüş malzemeler eşofman altı, tişört, spor matı ve tayt gibi ürünleri ile çevre dostu endüstriye katkıda bulunuyor. Nike ise kendi bünyesinde oluşturduğu geri dönüşüm projesi kapsamında kişilerin giydiği ömrü tamamlanmış ayakkabıları herhangi bir Nike mağazasından teslim alıp geri dönüşüme dahil ediyor ve farklı çalışmalarında dönüştürerek kullanıyor. Ayrıca yine bu marka az kullanılmış ayakkabıları daha düşük fiyata satın alma fırsatı yaratmak amacıyla iade edilmiş ve kutusu açılmamış ayakkabıları uygun fiyatlı olarak satışa sunuyor. Günümüzde büyük spor markaları, oluşan sürdürülebilir dünya bilinci ile mükemmelliğe değil ilerlemeye odaklanarak tüm canlılar için gelecekte daha yaşanabilir bir dünya noktasında doğru adımlar atıyor.

Bir boz ayıyı alt edebileceğinize inanıyor musunuz? Haber

Bir boz ayıyı alt edebileceğinize inanıyor musunuz?

Ulaş Girgin ABD’de bir anket şirketinin yaptığı araştırmaya göre 2000’e yakın kişiye “Vahşi hayvanlar ile silahsız bir dövüşte galip gelebilir misiniz?” sorusu yöneltildi. Cevaplayan kişilerin yüzde 6’sı bu hayvan bir boz ayı ise onu alt edebileceklerini düşünürken, daha küçük bir çoğunluğu bir timsah karşısında şanslarının olabileceği cevabını verdi. Kral kobra ile başa baş bir dövüş sorulduğunda ise cevaplayan erkeklerin yüzde 23’ü bu dövüşten galip ayrılabileceğini söyledi. Peki bir vahşi hayvan ile zorlu dövüşü kazanma inancı nereden geliyor? Bazı insanlar neden kendilerine çok güveniyor? Uzmanlara göre örnekte olduğu gibi abartılı bir özgüven iki sebebe dayanıyor olabilir. Bunlardan biri bu abartılı özgüvenin aslında çocukluk dönemlerinden gelen özgüvensizliğin kamuflajı oluşu. Diğeri ise insanların normal zamanlarda, baskı altında olunduğunda sakin kalıp mantıklı davranışı sergilemenin zorluğu konusunda empati kurmakta zorlanmaları. Küçük bir kısım olsa da bazı insanlar zor bir durumda bir uçağı kullanabileceğini veya kendilerine silah doğrultulduğunda karşısındaki kişiyi etkisiz hale getirebileceğini düşünüyor. Bu zor durumlardaki kendine aşırı güvenme hali kişinin bu durumu daha önce yaşamamasından ve durumu tahlil edememesinden kaynaklanıyor. Bunun basit bir örneği de bilgi yarışmalarını televizyon karşısında kazanmanın televizyon stüdyosunda kazanmaktan çok daha kolay oluşu.

Yapay zeka teknolojisi ve gelecekteki istihdam Haber

Yapay zeka teknolojisi ve gelecekteki istihdam

Ulaş Girgin Son yıllarda teknoloji ile birlikte gelişen yapay zeka algoritmaları ve insan-makine iş birliğinden oluşan otomasyon, iş gücü dinamiklerini derinden etkileyerek bazı sektörlerde devrim niteliğinde değişikliklere ve insan kaynaklı iş gücü gereksiniminde azalmaya yol açarken, diğer yandan da yeni fırsatlar ve yeni iş alanları da ortaya çıkarıyor. Yapay zeka ile birlikte bazı sektörlerdeki insan kaynaklı iş gücünün azalacağı ve istihdamın bu durumdan kötü etkileneceği düşünülse de eğitimde teknolojik yenileşme ve yapay zekaya uygun öğrenim ile insanlığın seviye atlayabileceği düşünülüyor. Teknolojiyle uyumlu insan Teknolojiye uyum sağlama yeteneği, modern dünyaya ayak uydurmak adına geleceğin iş gücü için vazgeçilmez bir beceri hatta zorunluluk haline geliyor. Otomasyonda makinenin seri üretim kısmında daha etkin rol oynuyor oluşu, insana yönetme, strateji ve yaratıcılık görevlerine odaklanma şansı verip bu görevlerde çalışacak insan sayısında artışı zorunlu hale getiriyor. Aslında yapay zekaya bağlı makine üretimi ile tekrarlayıcı görevleri gerçekleştiren insan gücüne ihtiyaç azalırken bu görevleri yapacak olan makineleri yönetecek olan stratejik ve yaratıcı insana ihtiyaç artıyor. Eğitimde yeni model gereksinimi Bu durum beraberinde geleceğin dünyasında insan istihdamı adına eğitim modellerinin yapay zekaya uyumlu olarak belirlenmesi ve öğrenimin buna odaklı olarak gerçekleşmesini gerekli hale getiriyor. Yapay zeka destekli eğitim modelleri, kişilerin düşünme becerilerini alacakları eğitim ile yapay zeka modellerinin çalışma prensiplerini kavramış şekilde geliştirmelerini sağlayarak, oluşacak yeni iş kollarındaki insan ihtiyacına uygun yeni nesiller yetiştirmek adına yararlı olacak gibi görünüyor. Yani gelecekte yapay zeka robotlarının insanlığın işlerini elinden almaması adına bu teknolojiye uygun eğitim ile yeni iş kollarında çalışacak insan neslinin yetiştirilmesi gerekiyor.

Bu insanlardan kesinlikle uzak durun Haber

Bu insanlardan kesinlikle uzak durun

Gökhan Şenyavaş / Mert Şafak Hayatımızda katlanamadığımız birçok insan yer alabiliyor. Bir arkadaşınız, iş yerinde olan biri veya ailenizden biri, hayatımızın hemen hemen her alanında böyle kişiler bulunuyor. Yaptıkları davranışlarla, düşünceleriyle sizlere zor anlar yaşatan bu kişileri hayatınızdan çıkarmak en doğrusu. Peki hangi kişilikteki insanları hayatımızdan uzak tutmalıyız? Bencil insanlar Sadece kendini düşünen, kendi çıkarlarını ön plana koyan, başkalarını önemsemeyen bu insanları hayatınızdan çıkarmak çok doğru bir hareket olur. Güven vermeyenler, yalan söyleyenler Dürüstlük insan ilişkileri arasındaki olmazsa olmazlardan biridir. Yalan söyleyenleri, sözlerini tutmayan insanları yaşam alanımızda bulundurmak hayatımız için kötü sonuçlar yaratabilir. Bu kişilikteki insanları kendimizden uzak tutmamız hayatımız için faydalı olur. Sürekli eleştiren insanlar Bu insanları hiçbir şekilde memnun edemezsiniz. Her şeyi eleştirme, beğenmeme, şikayet etme eğiliminde olan bu kişiler hayat enerjimizi adeta sömürüyorlar. Bu insanları çevrenizde barındırıyorsanız bir süre sonra sizin de bir şey yapma hevesiniz kalmadığını fark edersiniz. İlgi hastaları Ortada bir şey yokken bile yaratacakları bir drama ile tüm ilgiyi üstlerine çekebiliyorlar. Ortamlarda tüm ilginin, tüm sevginin onların üstünde olsun isteyen bu kişiler bizleri o kadar yorabiliyor ki bu kişileri hayatımızdan çıkarmak en doğru tercih olur. Devamlı kendilerini haklı görenler Bu kişilerle tartışmaya girmek yapacağınız çok büyük bir hata olur. Ne olursa olsun kendilerini haklı gören bu kişilere göre sizin haklı olmanız imkansızdır. Bu kişilerle tartışmaya girmek yerine onları hayatınızdan uzaklaştırmalısınız. Dedikodu yapanlar Başkalarının arkasından konuşan bu insanları kesinlikle hayatınızdan uzak tutmalısınız. Çünkü size karşı başkalarının arkasından konuşan, sizin de arkanızdan konuşuyordur. Kıskanç insanlar Size fark ettirmese bile sizin başarılarınızı kıskanıp sizinle rekabet etmeye çalışan insanlar çevrenizde mutlaka vardır. Bu insanları fark ettiğiniz an hayatınızdan çıkarmak çok mantıklı bir hamle olur. Şiddete meyilli insanlar Son olarak kesinlikle uzak durmanız gereken insan tipi şiddete meyilli insanlardır. Öfke kontrolü problemi yaşayan bu insanlar sizin içinde güvenlik tehditi bulunduruyor. Bu insanları mutlaka hayatınızda bulundurmamanız gerekiyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.