SON DAKİKA
Hava Durumu

#hijyen

A Gazete - hijyen haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, hijyen haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

3.5 milyon çocuk temiz olmayan sudan ölüyor Haber

3.5 milyon çocuk temiz olmayan sudan ölüyor

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, 15 Ekim’in 5 kıtada 70'den fazla ülkede ‘Küresel El Yıkama Günü’ olarak kutlandığını hatırlatarak, UNICEF tarafından ilk kez 2008’de ilan edilen ‘Küresel El Yıkama Günü’nün, ellerin su ve sabunla yıkanmasının önemini, sağlık alanındaki en etkili ve ucuz müdahale olarak vurgulamayı amaçladığını anlattı. Çocuk ölümlerinin ikinci nedeni ishal… UNICEF uzmanlarının, sadece el yıkamakla her yıl bir milyon çocuğun hayatının kurtulabileceğini bildirdiğini kaydeden Dr. Dilek Leyla Mamçu, şöyle devam etti: “Tüm dünyada temiz olmayan su ve gıda kaynakları ile yetersiz hijyen şartları özellikle çocuklar arasındaki ölümlerin en önemli nedenlerinden biri. İshal ve zatürre gibi hastalıkların her yıl dünyada yaklaşık 3.5 milyon çocuk ölümüne neden olduğu ve bunların yarısından fazlasının 5 yaşından küçük olduğu tahmin ediliyor.” Çocuklar arasında görülen ölümlerin en yaygın ikinci nedeninin ishal olduğunu da vurgulayan Dr. Dilek Leyla Mamçu, “5 yaşından küçük toplam çocuk ölümlerinin yüzde 18’i ishale bağlıdır. Uygun teknik ile el yıkamak ishal vakalarını yüzde 50 oranında azaltabiliyor.” dedi. El yıkamanın önemi Yüzyıllar boyunca su ve sabunla el yıkamanın kişisel hijyenin bir ölçüsü olarak kabul edildiğini kaydeden Dr. Dilek Leyla Mamçu, el yıkamanın önemini şöyle anlattı: “Gün içinde değişik aktivitelerle eller kirlenir ve hastalık kaynağı olan mikroorganizmalar ellere yerleşir. Gözle görünmeyen bu mikroorganizmalar ağız, burun, deri gibi yollarla vücuda girer ve enfeksiyon yaratır. Başta grip, soğuk algınlığı, zatürre gibi solunum yolu virüsleri yanında ishal, hepatit A gibi birçok bulaşıcı hastalık bakterisi de doğru yıkanmayan eller aracılığı ile bulaşır.” Sıvı sabun tercih edilmeli ve takılar çıkartılmalı  Dr. Dilek Leyla Mamçu, el yıkamanın önemli kriterlerini de şöyle sıraladı: - Su ve sabun kullanılarak yapılmalı, sadece su kullanılması yeterli değil.  - El yıkamada çok sıcak ve çok soğuk su ellerde tahrişe neden olur, mikroorganizmaların girişine zemin hazırlar. - Eller yıkanırken tüm takılar çıkartılmalı. - Katı sabunda mikroorganizma üreyebildiği için sıvı sabun kullanılmalı. - Kısmen boş sabun dağıtıcısına sabun eklenmemeli. Sıvı sabun yeniden doldurulacaksa tamamen boşaltılıp yıkanmalı, dezenfekte edildikten sonra yeniden sabun eklenmeli. - Çok kullanımlık havlular uygun değil. - Etkili el yıkama 30 saniye ile 1 dakikalık sürede gerçekleşir. Eller çok kirli ise 3-5 dakika sürebilir. Gözle görülür kir için antiseptik kullanılmamalı Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, doğru el yıkamanın nasıl olması gerektiğini şu şekilde anlattı: “Eller su ile ıslatılır, 3 – 5 ml sıvı sabun alınır, sıvı sabun ile eller el bilekleri, avuç içleri, baş parmaklar ve parmak araları en az 30 saniye ovalanır. Avuç içi, parmak araları, parmak uçları özellikle tırnak dipleri ve baş parmaklarda temizlenecek şekilde iyice yıkanmalıdır. Eller yıkanırken yavaş yavaş 15 - 20’ye kadar sayılmalıdır. Eller durulandıktan sonra tek kullanımlık havlu ile kurulanmalı, musluk kullanılan havlu ile kapatılıp havlu çöpe atılmalıdır.” Su ve sabuna ulaşılamayan yerlerde, iş yerlerinde, okullarda, seyahat esnasında, acil durumlarda el antiseptiği kullanılabileceğini de ifade eden Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Ancak hiçbir zaman el yıkamanın yerini tutmaz. Ellerde gözle görünür kir varsa kullanılmaz.” dedi. Eller ne zaman yıkanmalı? Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, ellerin ne zaman yıkanması gerektiği konusunda da şu bilgileri verdi: - Eller kirli hissedildiği zaman, - Yemek hazırlamadan ve yemeden önce, yedikten sonra, - İşe başlamadan önce, - Tuvaleti kullandıktan sonra, - Çöplere dokunduktan sonra, - Para alışverişinden sonra, - Hasta insanlara dokunmadan önce ve sonra, - Burnumuzu temizledikten sonra, - Herhangi bir kesik ve yaraya dokunduktan sonra, - Hapşırdıktan, öksürdükten, burun, kulak karıştırdıktan sonra el yıkamalıyız. Kaynak: Bülten

Diş teli tedavisinde temizliğe dikkat Haber

Diş teli tedavisinde temizliğe dikkat

Dişlerinin görüntüsünden ve yapısından rahatsız olan kişilere uygulanan diş teli tedavisinde hijyen en önemli unsur olarak öne çıkıyor. Diş doktoru Samira Murad, diş teli temizliğinin, ortodontik süreçte kişilerin ağız hijyenini sağlayabilmeleri için önemli bir konu olduğunu belirterek, "Diş tellerinin temiz tutulması ve ağız hijyeninin sağlanması, braketlerin etrafında oluşabilecek lekelenmelerin, diş çürüklerinin, iltihaplanmanın ve farklı komplikasyonların ortaya çıkmasını engeller. Bu nedenle dişlerde çürüklerin ya da herhangi bir rahatsızlığın oluşmaması için diş teli temizliğinin günlük olarak doğru bir şekilde yapılması gerekir" dedi. Diş teli tedavisinin uzun ir süreç olduğunun altını çizen Murad, "Kemik yapısı gelişimini tamamlamış olan her yaştan bireye rahatlıkla uygulanabilir. Ortodontik tedavi öncesinde bir hazırlık süreci vardır. Hazırlık süreci tamamlandıktan sonra dişlerin üzerine özel yapıştırıcı kullanarak braketler yerleştirilir. Yerleştirilen braketlerin arasından tel gergin bir şekilde geçirilir. Telin gerginliği sonucunda dişlere istenilen yönde hareket etme imkanı tanınır. Doğuştan var olan çene rahatsızlıkları, çarpık diş, diş şekillerinin bozuk olması ve dişler arasındaki boşluklar bu tedavi yöntemi ile giderilebilir" dedi. Ağız ve diş sağlığına gereken önemin verilmemesi halinde dişlerde bakteri oluşumunun artacağını belirten Murad, "Bu bakteriler braketlere yerleşerek diş taşı oluşumuna yol açabilir. Diş taşlarının oluşması sonucunda diş ve diş eti rahatsızlıkları meydana gelebilir. Diş telleri takılmasının ardından ağız ve diş temizliğini sağlayabilmek önemlidir. Dişlerin yüzeyine yapıştırılan braketlerin ve tellerin aralarında gıda artıklarının birikmesi çürük oluşumunu tetikleyebileceği için diş tellerinin düzenli olarak temizlenmesi önemlidir" dedi. Tedavi görenlerin diş tellerine zarar vermemek için kesinlikle yumuşak uçlu, düz diş fırçası kullanması gerektiğini kaydeden Murad, "Şarjlı diş fırçaları da orta hızda kullanıldığında diş telleri için güvenlidir. Günde en az 2-3 kez diş fırçalanmalıdır. Diş aralarına ulaşmak için de diş arası (ara yüz) fırçaları kullanılabilir. Braket takılı dişlerin temizliği normal diş temizliğinden daha uzun sürer. Braketlere zarar vermemek için çok dikkat etmek gerekir" dedi. Murad, diş tellerinin bakımı için yenilen yiyeceklere de özen gösterilmesi gerektiğini belirterek, "Diş tellerinin ve dişlerin lekelenebileceği yiyeceklerden uzak durmalıyız. Sert kabuklu yiyecekler ve diş tellerine yapışacak karamelli veya şekerli yapışkan yiyeceklerden de uzak durmak gerekir" dedi. Kaynak:İHA

Azerbaycan'dan Karabağ'daki Ermenilere yardım Haber

Azerbaycan'dan Karabağ'daki Ermenilere yardım

Azerbaycan'ın Karabağ'daki Ermenilere gönderdiği çeşitli gıda ürünleri ve hijyen malzemelerinin bulunduğu 2 tır ve ekmek taşıyan 2 kamyon Ağdam'dan Hankendi'ye yola çıktı. Azerbaycan'ın Karabağ'daki Ermenilere gönderdiği yardım Ağdam'dan yola çıktı. Azerbaycan Olağanüstü Haller Bakanlığından yapılan açıklamada, Karabağ'daki Ermeni nüfusun ihtiyaçlarının karşılanması için her biri 20 ton gıda ve hijyen malzemesi taşıyan 2 tır ve ekmek taşıyan 2 kamyondan oluşan insani yardım konvoyunun Hankendi'ye gitmek üzere yola çıktığı duyuruldu. Karabağ'da yaşayan Ermeni nüfusa insani konularda destek sağlanmasına devam edileceği aktarıldı. “Yardımlar devam edecek” Azerbaycan Olağanüstü Haller Bakanlığı Karabağ Bölge Merkezi Başkanı Mirali Feyziyev, “Konvoy şu anda açık olan Ağdam-Hankendi yolunu kullanarak Hankendi'ye ulaşacak. İnsani yardım, konvoy varış noktasına ulaştıktan sonra halka dağıtılacak” ifadelerini kullandı. Feyziyev, “Bundan sonra da bu tür insani yardım ürünleri gönderilmeye devam edecek” dedi. Azerbaycan Karabağ'daki Ermenilerin acil ihtiyaçlarının kısa süre içinde karşılanacağını belirtmişti Azerbaycan temsilcileri ile Karabağ'daki Ermeni nüfusun temsilcileri dün Azerbaycan'ın Yevlah kentinde bir araya gelerek görüşme gerçekleştirmişti. Görüşmelerde Karabağ'da yaşayan Ermeni nüfusunun yeniden entegrasyonu ve bölgenin altyapısının yeniden tesis edilmesi ile faaliyetlerinin düzenlenmesi konuları ele alınırken, Ermeni nüfusun temsilcileri Ermenilerin acil ihtiyaçlarının karşılanması için talepte bulunmuştu. Azerbaycan tarafı da bu ihtiyaçların kısa süre içinde karşılanacağını belirtmişti. Kaynak: İHA

Okullar açıldı, sağlık sorunlarına dikkat! Haber

Okullar açıldı, sağlık sorunlarına dikkat!

Soğuk havaların giderek arttığı sonbahar mevsiminde çocukların daha sık hastalandığına dikkat çeken Medicana Bursa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Cansu Yılmaz, "Çocuklarda sık görülen hastalıklar, akut solunum yolu enfeksiyonları, soğuk algınlığı, grip, orta kulak yolu enfeksiyonu, dış kulak yolu enfeksiyonu, sinüzit, farenjit, larenjit, bronşit, krup, zatüre, rotavirus ishalleri, el ayak ağız hastalığı, idrar yolu enfeksiyonlarıdır. Okullarda en sık görülen bulaşıcı hastalıklar, döküntülü çocukluk çağı hastalıkları, grip, nadiren de olsa menenjit, hepatit A (sarılık) ve paraziter enfeksiyonlardır. Okul çağında sık gördüğümüz enfeksiyonlardan korunmak için, tüm aşıları yaptırmak, el yıkamak, yeterli ve düzenli beslenmek, sıvı tüketmek, uyku saatlerine dikkat etmek, mevsime uygun kıyafetler giymek, düzenli spor yapmak gerekir. Özellikle aileler ve öğretmenler hijyene çok dikkat etmelidir" dedi. Döküntülü çocuk çağı hastalıklarından kızamık, kızamıkçık, kabakulak, su çiçeği gibi hastalıklarda aşı ile korunmanın mümkün olduğunu ifade eden Yılmaz, "Bulaşıcı döküntülü çocukluk çağı hastalıkları geçiren çocuğun okula gönderilmemesi gerekir. En sık okul döneminde nezle, grip görülmekte ve öksürük, ateş, halsizlik ile seyreder. Grip aşısı 6. aydan itibaren yapılmaktadır. Dışkı ile kirlenmiş yiyeceklerin ağız yolu ile alınması sonrası hepatit A (sarılık) bulaşabilir. Aşılama ve gıdaların yıkanarak yenmesi ile korunmak mümkündür" şeklinde konuştu. Kaynak: İHA

Bursalı çocuklara hijyen eğitimi Haber

Bursalı çocuklara hijyen eğitimi

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Çocuk Şenliği, unutulmayacak anlara sahne oldu. El hijyeninin insan sağlığı için önemine dikkat çekmek hedefiyle düzenlenen 'köpük avcıları' isimli el yıkama atölyesi, ve ''Sağlıklı Beslenme Tabağım'' isimli atölye çocukların büyük beğenisini kazandı. Bursa Büyükşehir Belediyesinin çocukların hem yeteneklerini geliştirmeleri hem de eğlenceli vakit geçirmeleri hedefiyle bu yıl beşincisini düzenlediği Çocuk Şenliği'nde, Medicana Bursa Hastanesinden Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Hande Güngör tarafından sağlıklı beslenme atölyesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Gülcan Bölük tarafından 'El Hijyeni Atölyesi' yapıldı. Sağlıklı beslenme Tabağım atölyesinde ise çocuklara sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlığını kazandırma, kendi tabak ve öğünlerini planlayarak doğru tabak modeli oluşturma gibi konular, grup çalışmaları ve hareketli oyunlar eşliğinde işlendi. Çocukların hem eğlendiği hem de beslenmeye dair püf noktaları öğrendiği etkinlik çocukların beğenisini kazandı. Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve diyet uzmanı Dyt. Hande Güngör, 'Atölye çalışmasında çocuklarla besin stickerlari ile sağlıklı tabak oluşturma oyunu oynadık. Ayrıca renkli renkli stickerlar ile yiyecek ve tabak modellemeleri yaparak öğrendiklerini pekiştirdik. Çocuklar bir yandan keyifli vakit geçirirken bir yandan da dengeli beslenmeyi öğrendiler'' dedi. Kaynak: Büyükşehir Belediye Bülteni

Yeni varyant Eris virüsüne dikkat! Haber

Yeni varyant Eris virüsüne dikkat!

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Willke Topcu, İngiltere’de görülen ve hızla yayılan Omicron'un alt varyantı olan Eris virüsüyle ilgili “Bitti sandığımız anda Covid kılık değiştirerek yani yeni varyantlarla yine karşımıza çıkıyor. Yeni varyant Eris’in özellikle sinema gibi kapalı alanlarda kalma oranının artmasıyla yayıldığı belirtiliyor. Kapalı ve kalabalık ortamlarda maske, mesafe ve hijyen kullarına uyalım. Bilim insanı bazı meslektaşlarımız tarafından Covid-19 vakalarındaki artışın, sinema gibi kapalı ortamlara gidişle arttığı yönünde açıklamalar yapıldı diyen Topcu, “Covid-19 pandemisiyle hepimizin evlere kapandığı, tüm önlemlere uyduğu dönemden şimdi neredeyse tamamen normal hayata geçtiğimiz bir süreç yaşıyoruz. Ancak pandemi tam onu unuttuğumuz, dönemde yeniden ortaya çıkıyor. Eris virüsünün hızlı artışı da bize bireysel önlemlerimizi almamız gerektiğini hatırlatıyor” dedi. Önlem alınmasında fayda var Omicron'un alt varyantı olan Eris virüsünden korunmak için her zamanki önlemleri hatırlamanın ve dikkat etmenin yeterli olacağını vurgulayan Topcu şu bilgileri verdi: “Eris virüsünün Türkiye’de görüldüğüne dair bir bilgi ya da açıklama yapılmadı. Ama normalde zaten Covid-19 aramızdan tamamen ayrılmış değildi. En küçük bir fırsatta kılık yani varyant değiştirerek karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla maske, mesafe ve hijyen kuralları hâlâ çok önemli. Kapalı alanlarda zorunlu değilsek mümkün olduğunca fazla vakit geçirmeyelim. Ama sonuçta yaz ayındayız ve kültür-sanat etkinlikleri bir hayli fazla. Elbette sinemaya da gideceğiz, konsere de tiyatroya da, sergiye de, müzeye de Eğer gerekli önlemleri alırsak bir virüsün keyfimizi kaçırmasına izin vermemiş, kendimizi, sevdiklerimizi ve toplumu korumuş oluruz.” Eris’in Omicron varyantı ile benzerlik taşıdığına dikkat çeken Topcu, şu belirtiler olması durumunda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulması çağrısında bulundu: “Eris de Omicron varyantı ile benzer şikâyetlerle kendini gösteriyor. Eğer burun akıntısı, baş ve boğaz ağrısı, hapşırma, nefes darlığı, koku ve tat kaybı, ateş, öksürük, ses kısıklığı, kas ağrısı, tükenmişlik duygusu ve aşırı yorgunluk gibi semptomlar varsa vakit kaybetmeden bir hastaneye ve hekime başvurmakta fayda var.” Dikkat edilmesi gereken bir durum Topcu, varyant değiştirerek karşımıza çıkmaya devam eden Covid-19’a karşı özellikle kapalı mekanlarda vakit geçirenlerin daha çok dikkatli olması gerektiğini söyledi: “Eğer imkân varsa kapalı alanlardan uzak durup, açık havada bulunmaya özen gösterilmeli. Örneğin bir alışveriş merkezinde vakit geçirmek yerine açık havada yürüyüşler yapabilirsiniz. Ofis ortamında olanlar bulundukları yeri sık sık pencereleri açarak havalandırmalı, sosyal mesafesini korumalı. Sık sık eller dezenfekte edilmeli. Ayrıca dengeli beslenmeli, bol su içmeli, D vitamini seviyesi ve vücudun bağışıklığı yüksek tutulmalı, düzenli uyumaya özen gösterilmeli.” Kaynak:İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.