SON DAKİKA
Hava Durumu

#Felaket

A Gazete - Felaket haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Felaket haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Öğrencileriyle hayata tutundu Haber

Öğrencileriyle hayata tutundu

Asrın felaketine Hatay’ın Antakya ilçesi Akevler Mahallesi’nde yakalanan Türkçe Öğretmeni 34 yaşındaki Zeynep Nur Kalkan, depremde 35 yaşındaki eşi Ali Efdal, 6 yaşındaki oğlu Yiğit Eren, 2 yaşındaki ikizleri Oğuz Ata ve Yağız Alp ile birlikte yıkılan binanın enkazında kaldı. Enkazdan 90. saatte kurtarılan Zeynep öğretmen, eşinin ve evlatlarının acı haberini ise hastane yolunda aldı. Bir bacağı ampute edilen ve yaşam mücadelesi veren Zeynep öğretmen, 55 yaşındaki annesi Ayşe Gül ve 27 yaşındaki kardeşi Şamil Kalkan’dan da acı haber aldı. Tedavi sürecinin ardından mayıs ayında hayırseverlerin destekleriyle takılan protez bacakla yeniden yürümeye başlayan Kalkan, eylül ayında çok sevdiği mesleğine ve öğrencilerine Yayladağı ilçesindeki Bezge İmam Hatip Ortaokulunda yeniden kavuştu. Evlatlarının yerine koyduğu öğrencileriyle hayata tutunan Zeynep öğretmen, meslek aşkıyla takdir topluyor. “Şubat benim için çok farklı bir anlam ifade ediyordu, ta ki 6 Şubat'a kadar” Ekiplerin kendisini termal kamerayla fark ederek 90. saatte enkazdan çıkardıklarını anlatan Zeynep Nur Kalkan, “Yaklaşık 11 yıldır bu görevi yapıyorum. Şubat benim için çok farklı bir anlam ifade etmeye başladı. Öncesinde şubat benim doğum günümdü. Atandığım ay şubat ayıydı. Şubat benim için çok farklı bir anlam ifade ediyordu, ta ki 6 Şubat'a kadar. 6 Şubat'ta, insanın geleceğe dair bir planı olur, biz bir gün sonrası için plan yapmıştık. İşte sabah kalkacaktık, eşyalarımızı hazırlayacaktık. Oğlumun tostunu yapacaktım, koyacaktım çantasına, okula gidecektik. Bizim planımız bu yöndeydi ama gece büyük bir sarsıntıyla uyandım. Zaten uyanmamla evin yıkılması bir oldu. Ben büyük ihtimalle o şiddetin arttığı dönemde uyandım. Yıkıldı yani, o an zaten bir şey düşünemiyorsunuz. Sanırım bayılmışım. Ayıldığım zaman zifiri karanlığın içindeydim. Dışarıdan bağrışmalar, sesler geliyor. O kadar çok ses duyuyordum ki yani günlerce bağırdıktan sonra üçüncü günü akşam beni termal kamerayla fark etmişler. Enkazdan 90'ıncı saatte çıktım. Yani dördüncü gün çıktım” dedi. “Hayırseverlerin yardımıyla bir protez çalışması başladı ve protez takıldı” Ailesinin acısıyla sarsıldığını ifade eden Kalkan, hayırseverlerin destekleriyle takılan protezle yaşama yeniden başladığını belirterek, “O şekilde ameliyata girdim ve bir anda bir bacağımdan olmuş oldum. Ama bu beni sarstı mı; çocuklarımın öldüğünü görmek, eşimin öldüğünü duymak, annem, erkek kardeşim, onların vefat ettiğini duymak zaten beni bitirmişti. Ben bacağımın acısını da hissetmedim, yokluğunu da fark etmedim. Ta ki işte hani yavaş yavaş toparlanmaya başlayınca. Ankara'da yaklaşık bir ay hastanede tedavi gördüm. Bir ay evde tedaviye devam edildi. Fizik tedavi süreçleri oldu, daha sonra mayısın sonunda protez takıldı. Sağ olsun hayırseverlerin yardımıyla bir protez çalışması başladı ve protez takıldı. Ben ondan sonra yavaş yavaş ayağa kalktığım zaman evet dedim; ayaktasın, kaderine inanıyorsun ve bu şekilde devam etmelisin dedim. Yavaş yavaş yürüme çalışmaları başladı. İlk başta çok zorlandım. 'Ben bu protezle yürüyemem, çok ağır' dedim. Yapamam dedim ama bana inandılar. Oradakiler sağ olsun çok yardımcı oldular, protez merkezindekiler. Yavaş yavaş onların yardımları ile yürümeye başladım. Şu an çok şükür kendi işlerimi kendim halledebiliyorum” dedi. “Ben öğretmenliği çok seviyorum” Öğretmenlik mesleğine olan sevgisinin küçük yaşlarda başladığını ifade eden Kalkan, öğrencilerinin gözlerine bakarak acılarını giderebildiğini belirterek, “Çok şükür mesleğime geri döndüm. Çünkü ben ilkokuldan beri hep öğretmen olmak isteyen bir insandım ve benim için öğretmenliğin çok ayrı bir değeri var. İnsan hani eş olur, arkadaş olur, dost olur, akraba olur ama benim için gerçekten bu çok ayrı bir vasıf. Ben öğretmenliği çok seviyorum. Öğrencilerime tekrar kavuşmak beni çok mutlu etti. Onlara bir umut ışığı olmak. Benim yaşadığım zorlukları onların gözlerinin içine bakarak giderebilmek bu benim için çok önemli. Onların gözlerindeki sevgi beni tekrar hayata tutunduruyor. Çünkü evlatlarını kaybetmiş bir anne için en büyük acı bu olsa gerek. Onların hepsi benim birer evladım oldu. Hepsine o gözle bakıyorum. Hepsi benim için çok kıymetli. Hepsine tek tek isimleriyle seslenmek, gel canım şunu yapalım diyebilmek bu benim için gerçekten büyük bir mutluluk. Onlarla birlikte tekrar hayata tutunmaya çalışıyorum. Tabii ki ailem bana çok büyük destek bu konuda. Babam benim için hayatımın en önemli insanı, her zaman yanımda. Ben bu şekilde hayatıma devam etmeye çalışıyorum. Ama değerimizin hissedildiği, öğrencilerimiz tarafından sevgimizin daha çok görüldüğü bir gün olarak tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum. İnşallah hayırlı, güzel insanlar yetiştirebilmeyi, bu vatana millete hayırlı evlatlar yetiştirebilmeyi rabbim nasip etsin diyorum” şeklinde konuştu. Kaynak: İHA

'Yangın gündüz olsaydı...' Haber

'Yangın gündüz olsaydı...'

Yangın, merkez Nilüfer ilçesi Özlüce Mahallesi Ahmet Taner Kışlalı Bulvarı üzerinde bulunan 10 katlı iş merkezinde meydana geldi. İş merkezinin altındaki kafeden çıktığı iddia edilen alevler, kısa sürede tüm binayı sardı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Yangına toplamda 33 araç ve 130 itfaiye eri müdahale etti. Ekiplerin 1 saatlik çalışması sonrası kontrol altına alınan yangında soğutma çalışmaları da sabahın ilk ışıklarıyla sonlandırıldı. İş merkezinde gece çalışanın olmaması büyük facianın önüne geçerken, sabahın ilk ışıklarıyla yangının boyutu da gözler önüne serildi. Dron ile çekilen görüntülerde binanın birçok ofisinin kullanılamaz halde olduğu görüntülendi. Yangında ikinci kattaki ofisinin tamamen kullanılmaz hale geldiğini belirten İlhan Hocaoğlu, "Polis ekipleri önlemlerden dolayı içeriye almıyor. Dıştan görünüş itibariyle her şey kül olmuş. Ben yangını gece 02.30 sıralarında öğrendim. Bir arkadaşım telefonla arayıp ‘Ofisinin olduğu iş merkezi yanıyor’ dedi. Apar topar evden çıkarak geldim. Kimisi kafeden çıktı diyor, kimisi de yıldırım düştü diyor. Yangının çıkış sebebini raporlar çıkınca öğreneceğiz. Yangın gündüz olsaydı felaketi yaşardık. İzdihamdan ve dumandan dolayı herkes birbirini ezmeye çalışırdı. Sabah olsaydı, şalterler kesilecekti. Şalterler kesilince asansörler çalışmayacaktı. Yani kısacası yangın sabah olsaydı, dumandan ve izdihamdan dolayı çok can kaybı yaşanırdı" dedi. Bursa’nın önemli iş merkezlerinden bir tanesi olduğunu belirten Hocaoğlu, "158 ofisi içinde barındırıyor. Toplamda 450-500 kişinin iş yeri demek oluyor bu da. Sadece en üst katta 60 kişi çalışıyordu. Doktorlar, diyetisyenler gibi meslek sahibi insanlar çalışıyordu burada. Bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman, eğer ki yangın sabah olsaydı ciddi bir izdiham olurdu. Gece geldiğimde ciddi bir polis kalabalığı vardı. Önlemler alınmıştı, kimse içeri giremiyordu. Birçok itfaiye ekibi müdahale ediyordu. Arka taraf tamamen yanıyordu, orayı söndürüyorlardı. Ön tarafa giriş olmadığı için bu bölgeyi göremedik zaten. Ofisim ikinci kattaydı. İçeriye daha giremedim ancak görüntü itibariyle her şeyim küle dönmüş durumda. Özel yaptırdığım masalar ve bilgisayarlar vardı. En az 500 bin lira zararım gözüküyor. Görüntü itibariyle 4 ay burada çalışamayacağız. Raporu beklemekten başka çaremiz yok" diye konuştu. Kaynak: İHA

Libya'da büyük felaket Haber

Libya'da büyük felaket

Libya’yı vuran Daniel Fırtınası’nda can kaybı artıyor. Libya’nın doğusundaki “hükümetin başbakanı” Ossama Hamad yaptığı açıklamada, Daniel Fırtınası’nın neden olduğu sellerde Derna’da 2 bin kişinin hayatını kaybettiğinden ve binlerce kaybolduğundan endişe edildiğini aktardı. Hamad, Derna’nın afet bölgesi ilan edildiğini duyurdu. 5 bin ila 6 bin arasında kayıp var Ülkenin doğusundaki silahlı kuvvetlerin sözcüsü Ahmed al-Mosmari ise yaptığı açıklamada, Derna’daki sellerde hayatını kaybedenlerin 2 bini aştığını belirterek, 5 bin ile 6 bin arasında kayıp olduğunu bildirdi. Al-Mosmari, sel felaketine kent yakınlarındaki iki barajın çökmesinin neden olduğunu ifade etti. Büyük felaket Libya’nın doğusundaki “hükümetin içişleri bakanı” Essam Ebu Zeriba, Derna’da 5 binden fazla kişinin kayıp olduğundan korkulduğunu aktararak, hayatını kaybedenlerin cansız bedenlerinin Akdeniz’e doğru sürüklendiğini ifade etti. Bölgedeki durumu trajik olarak nitelendiren Zeriba, yerel ve uluslararası kuruluşlara yardım çağrısında bulundu. Derna'daki yerel basın, elektrik ve iletişimin olmaması nedeniyle bölgedeki durumu felaket olarak nitelendirdi. BM'nin Libya İnsani Yardım Koordinatörü Georgette Gagnon, sel felaketinde düzinelerce köy ve kasabanın ciddi şekilde etkilendiğini belirterek, "Daniel Fırtınası’nın ülke üzerindeki ciddi etkisinden derin üzüntü duyuyorum. Tüm yerel, ulusal ve uluslararası ortakları doğu Libya'daki insanlara acil insani yardım sağlamak için el ele vermeye çağırıyorum" dedi. Ülkede 2 günlük yas ilan edilmişti Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ülkede yaşanan sel felaketinde hayatını kaybedenler için 3 günlük yas ilan etmişti. Kaynak: İHA

Selden etkilenen mahalleli diken üstünde Haber

Selden etkilenen mahalleli diken üstünde

Samsun'da 2 sitenin yanı başında bulunan 30 metre yüksekliğindeki toprak yamaç, her yağmur yağdığında bina sakinlerini korkutuyor. 3 Eylül'de yaşanan sel felaketinde meydana gelen heyelanla birlikte binalarının bahçeleri ve bodrum katları sular altına kalan site sakinleri, bu probleme çözüm bulunmasını istiyor. 2023 yılının en büyük sel felaketini yaşayan Samsun'da şehrin büyük bölümünde cadde ve sokaklar sular altında kaldı. Selden etkilenen İlkadım ilçesi Baruthane Mahallesi Ihlamur Bulvarı üzerindeki binalarda maddi zarar oluştu. Bulvar üzerinde bulunan Taslakoğlu ve Hüner Sitelerinin hemen yanında bulunan toprak yamaçta heyelan meydana geldi, doğal şelaleler oluştu. Binaların bodrum katları sular altında kaldı, site bahçesi taş ve toprakla doldu. Her yağmur yağdığında aynı sorunla karşılaştıklarını ifade eden site sakinleri yetkililere seslendi. "O şelalelerle birlikte toprak ve kayalar geldi" Hüner Sitesi yöneticisi Seyit Ahmet Çayır, “3 Eylül Pazar günü yaşanan sel çok büyük bir afetti. Yukarıda daha önce bazı önlemler alındı fakat onların yetersiz olduğu görüldü. O gün Taslakoğlu ve Hüner Sitelerinin arkasında 4 tane şelale oluştu. O şelalelerle birlikte toprak ve kayalar akıp geldi. Allah korusun o toprak ve kayalar birine gelse yaşama şansı yoktu. Öyle bir afetti. Kalkancı Mahallesi’nin tüm trafosu burada. Bu trafonun üzerine çeşitli malzemeler geldi. Yaklaşık 700 metrelik sokağın tüm suları buraya geliyor ve burada bir ırmak oluşuyor. Canan Caddesi bir ırmağa dönüyor. Burada sel suyu şelaleleri oluşuyor. Bu bölgede acil önlem alınmasını istiyoruz” dedi. "Yukarıdaki bütün lağım suları da bizim sitemizin içine aktı" Site sakini Yücel Özdil ise "İlk defa böyle bir şey yaşadık. Bu durum sanırım yukardan gelen yoğun sel suyundan kaynaklandı. Yukarıdan gelen sel suları da bizim sitemizin içine aktı. Bu bölgede bir an önce önlem alınmalı. Yoksa bu siteler her yağmurda bunu yaşayacak” şeklinde konuştu. Kaynak:İHA

'İşsizlik oranımız gerilemiştir' Haber

'İşsizlik oranımız gerilemiştir'

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ek bütçe kanun teklifi görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında bilgi verdi. Yılmaz, bütçe açığına ilişkin olarak, “2022 yılında uyguladığımız politikalar ve aldığımız önlemlerle yakaladığımız yüksek büyüme ve artan gelir performansımız sayesinde yılı, sene başındaki öngörümüz olan yüzde 3,5 yerine yüzde 1,0 oranında bir bütçe açığı ile kapattık. Böylece, 2022 yılında beklenenin oldukça üzerinde bir bütçe performansı yakalamayı başardık. Bu çerçevede, düşük bütçe açığı ve borçlanma maliyetleri katkısıyla AB tanımlı kamu borç stokunun Gayri Safi Yurt İçi Hasılaya oranı 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 41,8’den yüzde 31,7’ye gerilemiştir” ifadelerini kullandı. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremin kamu harcamalarında artışa neden olduğunu belirten Yılmaz, “Depremin yol açtığı yıkımın maliyeti yaklaşık 104 milyar doları bulmaktadır. Bu gelişmeler bir yandan gelir beklentilerimizi ve harcama büyüklüklerimizi etkilerken, diğer yandan ihtiyaçlarımızı farklılaştırmıştır. Küresel belirsizlik ve risklerin devam ettiği bu makroekonomik ve jeopolitik ortamda, yüzyılın en büyük afetlerinden birinin de yaşanmış olmasıyla, bütçemizdeki mevcut ödeneklerin dağılımını ve miktarını yeniden taksim etme ve dolayısıyla kamu hizmetlerinde herhangi bir aksaklık oluşmaması amacıyla 2023 yılı bütçemizde revizyona gitme ihtiyacı hasıl olmuştur. Bizler bu ek bütçeyle Cumhurbaşkanımız liderliğinde; depremden etkilenen illerimizi daha güçlü şekilde ayağa kaldırmayı, çiftçimizin, esnafımızın, işçimizin, emeklimizin yanında olmayı, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın sosyal desteklerle yanlarında olmayı ve ülkemizin kalkınma potansiyeline katkı sağlayacak eğitim ve sağlık başta olmak üzere altyapı yatırımlarını daha hızlı tamamlayabilmeyi amaçlıyoruz” şeklinde konuştu. Uluslararası kuruluşların küresel ekonomiye yönelik büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etiğini söyleyen Yılmaz, “Bu kapsamda, OECD, küresel ekonominin 2023 yılı büyüme tahminini yüzde 2,7 olarak açıklamıştır. IMF ise, 2023 yılı için küresel büyüme beklentisini yüzde 2,8 olarak belirlemiştir. Ayrıca, 2023 yılında ticaret büyümesinin geçmiş tahminlerden daha düşük seviyelerde gerçekleşeceği öngörülmektedir. Nitekim, IMF tarafından dünya ticaretindeki büyümenin 2022'deki yüzde 5,1 düzeyindeki artıştan 2023'te yüzde 2,4’e gerilemesi beklenmektedir” diye konuştu. 'Ekonomimiz yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,0 oranında büyüme kaydetmeyi başarmıştır' Dünya ekonomisinin yüzde 2.3 büyürken Türkiye ekonomisinin yüzde 6.2 büyüdüğüne dikkat çeken Yılmaz, “Ekonomik büyüklüğümüz 905,5 milyar dolar olurken, kişi başı gelirimiz 10 bin dolar sınırını aşarak 10 bin 655 dolara ulaşmıştır. Bu koşullar altında, yüzde 3,5 olarak öngördüğümüz bütçe açığının milli gelire oranı, mali disipline uygun olarak güçlü bir performansla yüzde 1 olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılının ilk çeyreğinde ise ülkemizde Şubat ayında yaşanan Kahramanmaraş ve Hatay depremleri yüzyılın felaketi olarak insani kayıplarımızın yanında ciddi üretim kayıplarına yol açmıştır. Buna rağmen, ekonomimiz yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,0 oranında büyüme kaydetmeyi başarmıştır. Bu dönemde, özel tüketim öncülüğünde gerçekleşen bu büyümeye yurtiçi talebin katkısı 6,8 puan olmuştur. Bununla birlikte, küresel rekabette Türkiye’yi üst sıralara taşımamıza katkı sağlayacak olan makine-teçhizat yatırımları 2019 yılının son çeyreğinden itibaren on dört çeyrektir kesintisiz büyüme kaydetmiştir. 2023 yılının ikinci çeyreği ve sonrasına ilişkin öncü göstergeler de güçlü bir iç talebe ve ılımlı bir ihracata işaret etmektedir. Önümüzdeki dönemde, dengeli, sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme hedefimize yönelik politikalarımız bu çerçevede kararlılıkla sürdürülecektir” ifadelerini kullandı. '6 aylık ihracatımız 123,4 milyar dolar olarak gerçekleşti' Yılmaz,  “2023 yılında küresel ekonomide üretim ve dış ticaretteki zayıf görünüme ve özellikle ana ticaret ortaklarımızdaki olumsuz seyre rağmen, yılın ilk yarısında öncü verilere göre 6 aylık ihracatımız 123,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiş bulunmaktadır. Aynı dönemde ithalatımız 184,8 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. Art arda rekorlar kıran ihracatımızdaki artış eğilimi küresel gelişmelere bağlı olarak bir miktar yavaşlamış olsa da, içinde bulunduğumuz yılı geçtiğimiz seneye göre daha yüksek seviyelerde bir ihracat rakamıyla kapatmayı hedefliyoruz. Bu süreçte, gerek küresel olumsuzluklar gerekse ülkemizde meydana gelen yıkıcı deprem felaketine rağmen, aldığımız önlem ve destekler ile ihracatçılarımızın üstün çabaları sayesinde, dış pazarlardaki konumumuzu korumaya ve ihracatımızı nitelik ve nicelik olarak geliştirmeye devam etmemiz oldukça önemlidir.” Cari işlemler açığının enerji fiyatlarındaki artış sebebiyle enerji ithalatının 48.4 milyar dolar olduğunu hatırlatan Yılmaz, “2023 yılında cari açığımızın Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya oranının OVP hedefimiz olan yüzde 2,5’in üzerinde bir seviyede gerçekleşmesini beklerken yılın ikinci yarısında oluşacak nispi iyileşmenin etkisi ile bugünkü seviyesinin oldukça altında olmasını öngörüyoruz. Toplam istihdamımız 2023 yılı Mayıs ayı itibarıyla mevsim etkilerinden arındırılmış olarak 31,7 milyon kişiye ulaşmıştır. Salgının derinden hissedildiği 2020 yılı Nisan ayına göre ise oluşturduğumuz ilave istihdam 6,5 milyon kişiyi aşmıştır. 2023 yılı Mayıs ayı itibarıyla mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranımız gerilemiştir” dedi. '27 Haziran itibarıyla KKM bakiyesi 2,7 trilyon liraya ulaşmıştır' 2023 yılında kredilerin üretim, yatırım ve istihdama yönlendirilmesine destek olan selektif kredi politikalarının devamına önem verdiklerini ifade eden Yılmaz, “KOBİ’lerimiz ve girişimcilerimizi önceleyerek toplam kredi büyüklüğü 250 milyar lirayı bulan 14 farklı Hazine destekli Kredi Garanti Fonu paketi açıkladık. 23 Haziran itibarıyla sistemin başlangıcından itibaren sağlanan kefalet hacmi 730 milyar lirayı bulurken bu kefalet hacmi çerçevesinde ulaşılan kredi büyüklüğü 870 milyar liraya ulaşmıştır. Yılın ilk çeyreğinde faiz tavanlarının kaldırılmasıyla birlikte Kur Korumalı Mevduat uygulamasına olan talep artmış ve 27 Haziran itibarıyla KKM bakiyesi 2,7 trilyon liraya ulaşmıştır. Bu tutar toplam mevduatın yüzde 25’ini oluşturmaktadır. Uygulama başlamadan önce yüzde 60’ın üzerinde olan mevduatın dolarizasyon oranının ise 27 Haziran itibarıyla yüzde 40,7’ye gerilemiş olması son derece önemlidir. TL mevduatların desteklenmesi amacıyla KKM’ye uygulanan stopaj istisnası ile diğer TL mevduatlara uygulanan stopaj indirimlerinin süresini 2023 yılsonuna kadar uzatmış, döviz mevduatlarına uygulanan stopaj oranlarını ise yükseltmiş bulunuyoruz” şeklinde konuştu. 'Hanehalkı borcunun milli gelire oranı Türkiye’de yüzde 11 olarak gerçekleşmiştir' Yılmaz, borçluluk oranlarına ilişkin olarak, “2022 yılının son çeyreğinde kamu borcunun Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 108,7 ve gelişmekte olan ülkelerde yüzde 65,3 iken Türkiye’de yüzde 32 seviyesinde gerçekleşmiştir. Hanehalkı borcunun milli gelire oranı ise gelişmekte olan ülkelerde ortalama yüzde 47,7 iken Türkiye’de bu oran aynı dönemde yüzde 11 olarak gerçekleşmiştir. Reel sektör borcunun milli gelire oranında da aynı durum söz konusu olup gelişmiş ülkeler ortalaması yüzde 106,7, Çin hariç gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 60,5 iken Türkiye’de aynı oran yüzde 55,2’dir. Sermaye piyasasının geliştirilmesine yönelik adımlarımızı da yine kararlılıkla atıyoruz. Yurt içinde gerçekleştirilen halka arzları özendirmek amacıyla SPK tarafından şirketlerimize sağlanan çeşitli kolaylık ve indirimler sayesinde şirketlerimizin halka arza olan talebi artarak devam etmektedir” diye konuştu. 'Depremin ekonomiye tahmini maliyeti yaklaşık 104 milyar dolar olarak hesaplanmıştır' Yılmaz, “'Asrın Felaketi' olarak nitelendirilen Kahramanmaraş ve Hatay depremleri, 120 bin kilometrekarelik bir alanda, Türkiye’nin tarımsal ve sanayi üretiminin yoğun olarak yapıldığı, şehircilik geleneklerimizin en güzel örneklerini barındıran, tarih, kültür ve turizm bakımından son derece zengin 11 ilimizi ve 14 milyon insanımızı doğrudan etkileyerek büyük bir yıkıma neden oldu. Kahramanmaraş merkezli depremlerde ortaya çıkan 30 katrilyon jullük enerji yoğunluğu, 1945’te atılan atom bombası ile Hiroşima’da ortaya çıkan 15 trilyon jullük enerji yoğunluğunun yaklaşık 2 bin katı büyüklüğündedir. Bu kıyas dahi felaketin boyutlarını net olarak ortaya koymaktadır. Bölgede; AFAD, TÜBİTAK ve MTA tarafından yapılan arazi çalışmaları sonucunda başta otoyollar ve demiryolları olmak üzere zeminde 3 ila 7 metreye kadar varan yer değiştirmeler gözlenmiştir. Bu depremlerde hayatlar yıkılırken başta şehirlerimiz ve altyapısı olmak üzere sanayi alanları, tarihi ve doğal zenginlikler, kırsal yerleşim alanları, sulama, iletişim, ulaşım ve lojistik altyapısı, eğitim ve sağlık kurumları, ibadethaneler ve sosyal donatı alanları büyük zarar gördü. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarının katkıları ile Mart ayında yayımladığı 2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu kapsamında depremin ekonomiye tahmini maliyeti yaklaşık 104 milyar dolar olarak hesaplanmıştır. Çok geniş bir alanda çok büyük bir nüfusu çok çeşitli boyutlarda etkileyen bu büyük felaket sonrasında milletimizle kenetlenerek hızlı bir müdahale gerçekleştirdik. Başta arama kurtarma faaliyetleri olmak üzere akut dönemde 275 bin ve bugüne kadar toplamda 650 bin personel ve 51 bin gönüllü vatandaşımız sahada görev yapmıştır. Ayrıca, dünyanın farklı ülkelerinden, 11 bin 488 personel ülkemize destek vermiştir. 20 bin iş makinesi, 141 helikopter, 82 uçak ve 37 geminin faaliyet gösterdiği deprem bölgesinde deniz, hava ve kara araçları ile ilk andan itibaren etkili bir müdahale gerçekleştirilmiştir.” 'Deprem zararlarının giderilmesi amacıyla bütçeden toplam 762 milyar lira harcama yapılması öngörülmektedir' Yılmaz, bölgeye 1 milyon 3 bin 218 çadır sevk edildiğini aktararak, “350 çadır kentte ve parçalı çadır alanlarında toplam 2 milyondan fazla vatandaşımız kurulan çadırlarda geçici olarak barındırılmıştır. Geldiğimiz noktada çadırlara olan ihtiyaç azalmakta, geçici barınma ihtiyacı kurulan konteyner kentler ile karşılanmaktadır. Şu anda 121 çadır kentte 17 bin 866 çadır kurulu olup 67 bin 190 kişi bu çadır kentlerde barındırılmaktadır. Kurulan 312 konteyner kentte ise 164 bin 982 konteynerde 423 bin kişi barındırılmaktadır. Mobil fırın ve mutfakların kurulduğu, günlük 12 milyon ekmek üretiminin sağlandığı deprem bölgesinde, sıcak yemek ve içme suyu ihtiyaçları giderilmiş, süratli bir yaklaşımla seyyar tuvalet, seyyar elektrik santrali gibi diğer temel ihtiyaçlar sağlanmıştır” ifadelerine yer verdi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, depremle ilgili aktarılacak büyüklüğe dikkat çekerek, “Ek Bütçe Kanunu Teklifinde, afet konutlarının yapımı ve altyapı hasarlarının giderilmesi için 482,8 milyar lira olmak üzere depremden zarar gören vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması ve kamu idarelerinin yapı stokunda oluşan zararların giderilmesi gibi amaçlarla toplam 527,3 milyar lira ödenek öngörülmüştür. 2023 yılında, diğer ödenek imkanları da dikkate alındığında deprem zararlarının giderilmesi amacıyla bütçeden toplam 762 milyar lira harcama yapılması öngörülmektedir” dedi. KAYNAK:İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.