SON DAKİKA
Hava Durumu

#eş

A Gazete - eş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, eş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gündemdeki cinayetin davası başladı Haber

Gündemdeki cinayetin davası başladı

Olay, Kestel ilçesi Çataltepe Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Recep Arı (31) 24 Şubat günü eşi Selma Arı ile tartıştıktan sonra av tüfeğini yanına alarak kendisine ait 16 ATD 714 plakalı kamyonete binip ortadan kaybolmuştu. Yakınları genç adamdan bir daha haber alamayarak kayıp başvurusunda bulundu. Jandarma, Arı'yla ilgili kayıp çalışması başlatırken, köyüler Recep Arı'nın cansız bedenini evine 5 kilometre uzaklıkta Burhaniye Mahallesi'ne bağlı ormanlık alanda vurulmuş halde buldu. Köylüler durumu hemen jandarmaya bildirirken, Arı'nın cansız bedeni savcılık incelemesinin ardından Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı. Arı'nın cebinde 4 bin 500 TL para olduğu tespit edilirken, cüzdanı ve cep telefonunu ise bulunamadı. Olaydan hemen sonra soruşturma başlatan jandarma ekipleri, cinayetin şüphelisi olarak Recep Arı'nın eşi Selma Arı ve arkadaşı Kadir Ilgız’ı (22) gözaltına aldı. "Eşiyle ilişkim olduğunu öğrendikten sonra çıkan tartışmada oldu" Kadir Ilgız ile Selma Arı'nın, Jandarma Komutanlığı'nda sorgusunda bir süre boyunca susma haklarını kullandıkları ve daha sonra Kadir Ilgız’ın suçunu itiraf ettiği öğrenildi. Selma Arı ile ilişkisi olduğunu söyleyen Kadir Ilgız, Recep Arı'nın öğrenmesiyle birlikte çıkan tartışmada olayın gerçekleştirdiğini söylediği öğrenildi. Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsi işlemlerinin tamamlanmasının ardından Recep Arı'nın cenazesi ailesine teslim edilirken, helallik alınması için Çataltepe Mahallesi'ndeki baba ocağına getirildi. Ardından Recep Arı'nın cenazesi, Çataltepe Mezarlığı'nda kılınan cenaze namazının ardından gözyaşları arasında toprağa verildi. Olayla ilgili açılan davanın ilk duruşması Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Kadir Ilgız, tutuksuz sanık Selma Arı, maktulün yakınları ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada savunma yapan Selma Arı eşinin dışarıda farklı hayatı olduğunu belirterek, "Eşimin öldürülmesiyle ilgim alakam yok. Tarım işiyle uğraşıyoruz kazandığımız parayı eşim alkollü mekanlara veriyordu. Aradığımız zaman ulaşamıyorduk dışarıda farklı hayatları vardı. Sürekli dayak diyordum. Sabahlara kadar eve gelmeyince ailesine söylüyordum arayın bulun diye. Kadir sürekli bizim işlerimizi yapan destek olan biriydi. Kadir'le sadece telefondan konuştuk. Olay günü annemlerdeyim Kadir'le mesajlaşıyorduk. Günün nasıl geçti ne yapıyorsun diye. Eşim geldi silahla vücuduma vurdu ardından beni korkutmak için tavana ateş etti. 'Önce Kadir’i öldüreceğim sonra seni öldüreceğim' dedi. Eşim eve geldiği zaman oğlum aşağı kaçıyordu. Çocuğumu aldım kadın sığınma evine gittim. Birkaç gün sonra jandarma bana 'kocan kayıp' dedi. Eşimin öldürülmesiyle alakalı bir suçum yok sadece beddua ediyordum. Kadir'le mesajlaşmamızda eşimin sinirleneceği bir şey yoktu. Sinirleneceği bir şey olsa tavana değil kafama sıkardı" dedi. Tutuklu olarak yargılanan Kadir Ilgız ise duruşmada verdiği savunmasında Recep Arı'nın mesajları gördüğü için sinirlendiğini belirterek, "Suçlamaları kabul etmiyorum, tasarlayarak adam öldürmedim. Böyle bir olay yaşanmasını asla istemedim. Recep Arı hemen geleceğimizi söyleyince binmek zorunda kaldım. Güzel şekilde sohbet ederek olay yerine geldik. Araçtan tüfeği çıkararak ayaklarıma ateş etmeye başladı. Sen benim karımla nasıl ilişki yaşarsın diye bağırdı. Bıçakla üzerime doğru gelmeye başladı. Bıçağı alıp ormana attım. 'Seni öyle bir yerde öldüreceğim ki kimse bulamayacak' dedi. Düşündüğü gibi olmadığını normal bir mesajlaşma olduğunu söyledim. Gerekirse köyü terk ederim dedim. Üzerime doğru taş attı belimde bulunan silahım düştü. Silahı görmesin diye üzerine yattım göğsümle gizlemeye çalıştım. Arabadan tüfeği alıp bana doğru gelince korktum. Korkuyla belimle bulunan tabancayla ateş etmeye başladım. O korkuyla bitmiş şarjörle bile ateş etmeye çalışıyordum. Doktora gittiğimde bıçaklandığımı, bunu kimseye söylememesi gerektiğini söyledim. Benim kimseyle gönül ilişkim olmadı. Selma Arı ile normal havadan sudan günlük muhabbetler konuşuyorduk. Selma’dan daha çok 6 yaşındaki oğluyla konuşuyordum" dedi. Mahkeme heyetinin telefonunda yapılan inceleme sırasında internette "Eldeki barut izi kaç günde çıkar" araması yaptığını sorması üzerine Kadir Ilgız, "Benim Recep Arı’yı öldürme niyetim yoktu. Geceleri alkollü mekanlardan sarhoş şekilde eve getiriyordum istesem o zaman öldürebilirdim. Defalarca kez evine getirdim sadece ailesi değil köy buna şahittir. Vicdan azabı çektim, cesedin bulunması için jandarmayı bölgeye yönlendirdim" dedi. Mahkeme heyeti, Kadir Ilgız’ın tutukluluğunun devamına, Selma Arı’nın ise hakkındaki adli kontrol tedbirinin devamına karar vererek duruşmayı ileri tarihe erteledi. Kaynak: İHA

Yargıtay'dan önemli karar Haber

Yargıtay'dan önemli karar

İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, Ankara'da görülen ve eşlerin karşılıklı birbirlerinden 100'er bin lira maddi ve manevi tazminat talep ettiği boşanma dava dosyasında ilk derece mahkemesi erkeğin; eşine karşı evliliğin başlangıcından beri sevgisiz ve ilgisiz olması, evin ihtiyaçlarını karşılamaması, davacıyı parasız bırakması, bu şekilde ekonomik şiddet uygulaması, eşine hakaret etmesi, onu aşağılaması, anne babası ile kişisel ilişki kurmasını engellemesi, eşi ile birlikte vakit geçirmekten kaçınması şeklinde eylemler sergilemesi sebebiyle erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu, erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166'ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 250 TL tedbir nafakası ile boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 350 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kararın kesinleşme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 10 bin TL maddî ve 15 bin TL manevî tazminata hükmetti. Erkek eşin avukatı aracılığıyla yaptığı itiraz sonrası istinafa giden dosya mahkeme tarafından bozuldu. İstinaf mahkemesi her iki davanın reddine kadının tüm, erkeğin sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verdi. Kararın ardından davacı karşı davalı vekili, kadının reddedilen davası ve fer'îleri yönünden temyiz isteminde bulundu. Karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesine gönderildi. Bozma ilâmına uyan Bölge Adliye Mahkemesi, eşlerin boşanmasına karar vererek kadının kusurunun bulunmadığı, boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, "erkeğin, kadının ailesiyle görüşmesini kısıtlamasının" kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 30 bin TL maddî tazminat ile 30 bin TL manevî tazminata karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek temyiz isteminde bulundu. Dosyanın temyiz incelemesi tekrar yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, temyiz incelemesi neticesinde, "Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat fazladır. 4721 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50'nci ve 51'inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174'üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir şeklinde karar vererek erkek eşin, kadın eşin ailesiyle görüşmesini kısıtlamasının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini kabul etmiş ancak erkek eş aleyhine hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğu kanaati ile dosyayı tekrar Bölge Adliye Mahkemesi'ne göndermiştir" dedi. Kaynak: İHA

Üç eşini de öldürdü! Haber

Üç eşini de öldürdü!

Geçtiğimiz 31 Aralık 2022 tarihinde Manisa'nın Saruhanlı ilçesinde dini nikahlı yaşadığı eşi Mutlu Menekşe’yi (48) öldürdükten sonra metruk bir binanın girişine gömdüğü öne sürülen Necati Akpınar (58) için Saruhanlı Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianameye göre, daha önce 2 eşini öldürdükten sonra cezaevinden Covid-19 izniyle çıkan ve birlikte yaşadığı 2 çocuk annesi Mutlu Menekşe'yi öldürdüğü öne sürülen tutuklu sanık Necati Akpınar, hakkında "Eziyet çektirerek kadına karşı kasten öldürme" suçundan dava açıldı. İddianamede Adli Tıp Kurumunda Mutlu Menekşe'nin cenazesi üzerinde yapılan incelemeye yer verildi. Uzmanlarca yapılan otopsi bulgularında maktulün sırt ve bacak bölgesinde yanıklar, vücudunun muhtelif yerlerinde darbe, yaralanma veya fiziksel saldırının neden olduğu travmalar, omur kırığı, yaygın yumuşak doku travması, doku içi kanama, akciğer ve böbrek enfeksiyonu tespit edildi. İddianamede Menekşe'nin ölüm nedenine ilişkin ise şu ifadelere yer verildi: "Maktul üzerinde yapılan ölü muayene ve otopsi tutanağında maktulün vücudunda yaygın yanıkların bulunduğu, darp cebir izlerinin ve omur kırığının mevcut olduğunun tespit edildiği, otopsi raporunda maktulün, maruz kaldığı künt travma ile yanığa bağlı olarak yaralanması neticesinde vefat ettiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır." Cumhuriyet savcısı da şüphelinin darbetmek suretiyle maktulün vücudunda yanıklar oluşturacak şekilde eziyetlerde bulunduğu ve boyun omurunu kırdığına dikkati çekerek, "Maktulün bu yaralanmalara bağlı olarak vefat ettiği, şüphelinin mezkur eylemiyle eziyet çektirerek kadına karşı kasten öldürme suçunu işlediği anlaşılmıştır” ifadelerine yer verdi. Olayın geçmişi Geçtiğimiz yıl 31 Aralık'ta Saruhanlı ilçesinde bir kadının İstasyon Mahallesi'ndeki metruk bir binanın girişine gömüldüğü ihbarını alan Saruhanlı İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, belirtilen adreste yürütülen aramada Mutlu Menekşe'nin cesedine ulaşmış, başında darp izi bulunan ve öldürüldüğü anlaşılan kadının cesedi, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için İzmir Adli Tıp Kurumuna gönderilmişti. Kadının birlikte yaşadığı Necati Akpınar gözaltına alınmış, ifade işlemleri sonrası adliyeye sevk edilen şüpheli tutuklanmıştı. Sorgusunda suçlamaları kabul etmeyen Necati Akpınar'ın, ifadesinde, akşam evine gittiğinde Mutlu Menekşe'yi ölü bulduğunu, daha önce cinayet işlediği için kimsenin kendisine inanmayacağını düşündüğü için durumu polise bildirmediğini, el arabasıyla taşıdığı cesedi evinin yaklaşık 50 metre ilerisindeki metruk binanın girişine gömdüğünü söylediği öğrenilmişti. Cinayetler 19 yıl arayla işlendi Necati Akpınar’ın ilk eşi Emine Akpınar’ı 1983 yılında bıçaklayarak, ikinci eşi Fatma Akpınar’ı da 2003 yılında ütüyle öldürdüğü ortaya çıkmıştı. Kaynak: İHA

Kendisini darp eden kocasını bıçakladı Haber

Kendisini darp eden kocasını bıçakladı

Önceki hafta Çarşamba günü saat 12.00 sıralarında İstanbul Kağıthane Şirintepe Mahallesi’nde Abdülhamit Y. (26) ile eşi Nuray Y. (25) arasında bir süre önce şiddetli geçimsizlik başladı. Olay günü ikili evlerinde olduğu esnada birbirleriyle aldatma iddiası nedeniyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine Abdülhamit Y., eşini darp etmeye başladı. Kavganın daha da şiddetlenmesi üzerine Abdülhamit Y. bıçakla eşini kolundan yaraladı. Sokak ortasında eşini bıçaklayıp kaçtı Aldığı yaranın ardından sinir krizi geçiren kadın, mutfaktan ekmek bıçağı alarak dışarıya çıkan eşinin peşinden koşmaya başladı. Öfkeden deliye kadın kendini darp ederek bıçakla yaralayan eşini, göğsünün altından bıçakladı. Aldığı bıçak darbesiyle sendeleyen adam bir süre sonra yere yığıldı. Aracın lastiklerini de bıçaklayan kadın, bir hamle daha yapacağı esnada çevredeki esnaf araya girdi. Elindeki bıçağı güçlükle alan esnaf ardından kadını sakinleştirmeye çalıştı. Esnaf güçlükle elinden bıçağı aldı Yaralı adam yere yığıldığı esnada ise eşi Nuray Y. taksiye binerek kaçtı. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesi sonrasında Abdülhamit Y., ambulansla Sarıyer Seyrantepe’deki Şişli Hamidiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Adamın hayati tehlikesi olmadığı öğrenilirken, kadının ise hastanede tedavi olmaya gittiği öğrenildi. Kağıthane polisi hastanede gözaltına aldı Öte yandan olayla ilgili çalışma başlatan Kağıthane Devriye Ekipler Amirliği polisleri, eşini bıçaklayan Nuray Y.’yi tedavisinin ardından gözaltına aldı. İlk kavganın yaşandığı evde arama yapan polis, olayda kullanılan bıçağı da ele geçirdi. Ardından emniyete götürülen kadının burada ifadesi alındı. Nuray Y. ifadesinde, eşi ile daha öncesinde ikamette tartıştığını kendisini darp ettiğini ve sol kolundan yaraladığını daha sonra eşinin aşağı indiğini ve kendisinin de mutfaktan bıçak alarak eşinin yanına indiğini sokakta kavgaya devam ettiğini söyledi. Savcılık talimatıyla serbest bırakıldı Eşinin sol göğsünden yaralandığını ardından da ise kendi tedavisi için taksi ile hastaneye gittiğini itiraf eden kadına, “kasten yaralama” suçundan adli işlem yapıldı. İşlemleri tamamlanan kadın, savcılık talimatıyla emniyetten serbest bırakıldı. Öte yandan eşi tarafından bıçaklanan Abdülhamit Y.’nin emniyette “mala zarar verme”, “Kişilerin huzur ve sukünunu bozma” ve “Taksirle yaralama” suçlarından kaydı olduğu öğrenildi. Ayazağa’da sokak ortasında karı-koca kavgası Sarıyer Ayazağa’da dün akşam saatlerinde yaşanan olayda ise karı ve koca oldukları iddia edilen bir çift, sokak ortasında birbirlerine girdi. Çığlık çığlığa kavga ardından son bulurken, vatandaşlar ise balkona çıkarak kavgayı izledi. Kaynak:İHA

Yargıtay'dan emsal karar Haber

Yargıtay'dan emsal karar

İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, davacı vekili tarafından asliye hukuk mahkemesine sunulan dava dilekçesiyle, bir özel okulun sahibi olan davalı şirketin, müvekkili hakkında ilâmsız icra takibi başlattığını ancak müvekkilinin rızası dışında eşinin müşterek çocuklarını okula kaydettirdiğini, herhangi bir sözleşme imzalamayan müvekkilinin ödeme emrine itiraz ettiğini, itirazın reddedilerek takibin kesinleştiğini, şifahi görüşmelerde sözleşmenin tarafı olmadığı için müvekkili yönünden takibe devam edilmeyeceği söylenmesine rağmen davalının aile hukukuna ilişkin hükümlere dayanıp sözleşmenin tarafı olmayan kişi hakkında takip başlatmasının haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek Küçükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2014/11.74 sayılı icra takip dosyası yönünden müvekkilinin borçsuzluğunun tespitine karar verilmesini talep etti. Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli kararıyla göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildi Kararın kesinleşmesini müteakip davacı vekilinin talebi üzerine dosya yetki ve görevli mahkemeye gönderilmiş, dava dilekçesi bu aşamadan sonra davalıya tebliğ edildi. Davalı vekili; takibin davacı ve dava dışı eşinin müşterek çocuklarının okul ücreti için başlatıldığını, davacının rızası dışında çocukların okula kaydettirildiği yönündeki iddiasının gerçek dışı ve kötüniyetli olduğunu, borcun sözleşmeden değil doğrudan kanundan kaynaklandığını, eğitim hizmetinin verildiğinin inkâr edilmediğini belirterek davanın reddini savundu. İlk Derece Mahkemesi davanın kabulüne karar verdi İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2017 tarihli kararı ile; davacı ve eşi hakkında başlatılan dava konusu takibin dayanağı olan 15.09.2013 tarihli sözleşmenin tarafının yalnızca dava dışı Mehmet A. olduğu, davacının taraf olmadığı bir sözleşmeyle ilgili borçtan sorumlu tutulamayacağı, ayrıca sorumlu olduğuna dair bir onayın da bulunmadığı gibi 4721 sayılı Kanun'un 327'nci maddesi çerçevesinde alınmış bir kararın mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdi. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi davanın reddine karar verdi Bölge Adliye Mahkemesi, 08.02.2018 tarihli kararı ile davacının dava dışı eşi tarafından kendi rızası dışında müşterek çocuklarını davalı kuruma kaydettirdiğini iddia ettiği ancak rıza dışı olduğu iddia olunan kayıt nedeniyle davacının 4721 sayılı Kanun'un 190 ve 195 inci maddeleri gereğince hâkim müdahalesi talep ettiğini iddia veya ispat edemediği, hâl böyle olunca eşlerden biri tarafından yapılan sözleşme veya taahhüt edilen borcun anne ve baba açısından bağlayıcı olacağı gibi davalı eğitim kurumunun eldeki davaya konu icra takip dosyasında borcun sebebi olarak sözleşmeye değil 2012-2013 ve 2013-2014 yıllarına ait eğitim borcuna dayandığı, eğitim hizmetinin alındığının çekişmesiz olduğu, bunun yanı sıra 4721 sayılı Kanun'un 327'nci maddesinin ikinci fıkrasına göre çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerinin ana ve baba tarafından karşılanacağının açıkça hükme bağlandığı, davacının müşterek çocuğun eğitim giderinden sorumlu olduğu, Mahkemece anılan madde hükümleri dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulundu. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Bölge Adliye Mahkemesinin kararını bozdu Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, "... TMK m.327'de çocuğun bakımı eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne baba tarafından karşılanacağının tereddüde yer vermeyecek kadar açık olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de TMK m.327'de yer alan hüküm, anne babanın çocuğa karşı yükümlülüğünü düzenlemekte olup, üçüncü kişilere olan borçlarında müteselsil sorumlu olacakları anlamına gelmez. İcra takibine konu edilen sözleşmelerin davalı şirket ile dava dışı Mehmet A. arasında akdedildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükler ile sözleşmeye ilişkin her türlü talep hakkı sözleşmenin taraflarına aittir. Bu nedenle Aile Hukuku kurallarının sözleşmenin nispiliği ilkesini geçersiz kılacak şekilde yorumlanması doğru olmayıp bölge adliye mahkemesince davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir" gerekçesiyle kararı bozdu. Bölge Adliye Mahkemesi, önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verdi ve dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine taşındı.   Yargıtay Hukuk Genel Kurulu: "Okula kayıt işlemini gerçekleştiren eşin, dava dışı eşle birlikte okula karşı müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilemez" Dosyayı ele alan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bozma ilâmında şu ifadelere yer verdi: “Somut olayda tartışma konusu olan özel okula kayıt işlemi, yapan ebeveynin velâyet hakkı çerçevesinde çocuğun yasal temsilcisi olarak borç altına girdiği ve diğer eşin rızasıyla hareket ettiğinin karineten kabul edildiği bir durumdur. Ancak bu durum, yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, eşin diğerinin bilgisi ve rızasına ihtiyaç duymaksızın gerçekleştirebileceği alelade bir karara ilişkin olmadığı gibi ekonomik olarak ailenin gündelik hayat ihtiyaçlarından çok daha fazlasını evlilik birliğine yüklediğinden birliğin sürekli ihtiyacı olarak değerlendirilemez. Bu sebeple de dava dışı babanın Kanun'un 188'inci maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde olağan temsil yetkisini kullandığından bahsedilemez. Olağan dışı temsile ilişkin kanun koyucunun aradığı koşulların somut olayda mevcut olmadığı da tartışma konusu değildir. Evlilik birliğini olağan temsile ilişkin maddenin işlerlik kazanmadığı bir durumda, bu maddeyle verilen temsil yetkisinin kısıtlanması veya kaldırılmasıyla ilgili bir talebin bulunup bulunmadığı da tartışılmaz. Tüm bu hususlar karşısında davacının, 4721 sayılı Kanun'un 188 inci maddesine dayanılarak okula kayıt işlemini gerçekleştiren dava dışı eşle birlikte davalıya karşı müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilemez.” Kaynak: İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.