SON DAKİKA
Hava Durumu

#doğal

A Gazete - doğal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, doğal haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ucuz ve doğal etin formülünü buldular Haber

Ucuz ve doğal etin formülünü buldular

Bursa'nın kırsal Karacabey ilçesinde yaşayan iki kardeş, sırt sırta verip kurdukları 15 dönümlük çiftlikte ucuz ve doğal et üretiyor. Çiftlik içerisinde bir ekosistem oluşturan kardeşler, hayvanların gübreleri ile 300 dönüm arazide yetiştirdikleri mısır, ot ve samanlarla hayvanları besleyerek hem maliyeti azaltıyor hem de doğal ürün elde ediyor. Kendi kendine yeten çiftlikte üretilen hiçbir ürün israf olmazken, maliyet en aza indirilerek ucuz et elde ediliyor. Çiftlikteki hayvanların gübreleriyle yetiştirdikleri ürünlere, hiçbir katkı maddesi eklemeden tekrar hayvan yemi olarak kullanan çiftçiler, sürdürülebilir sistemleriyle diğer çiftçilere örnek oluyor. Hayvanların yeminden, sütüne kadar tamamen doğal bir üretim yaptıklarını belirten ağabey kardeş, bu sayede toplum sağlığını koruyor. Yerli hayvan kullandıklarını söyleyen kardeşler çiftliklerine dışarıdan herhangi bir ürün sokmadıklarını söyleyerek milli servete katkı sağlıyor. “Et fiyatlarına hükmedemediğimiz için elimizdeki tek done üretim maliyetlerini düşürmek” Et ve süt ürünlerindeki yüksek fiyattan vatandaşlar kadar besicilerin de etkilendiğini dile getiren 37 yaşındaki Fatih Eren, “Sokaktaki vatandaşın en büyük derdi malum fiyatlardaki artış, herkesin gözü kulağı et ve süt fiyatları ne zaman düşecek bunlarda. Maalesef biz besicilerin en büyük derdi ise fiyatların düşmesi ve et fiyatlarının ne zaman artacağı. Et fiyatlarına hükmedemediğimiz için elimizdeki tek done üretim maliyetlerini düşürmek. Sağlık bir şekilde halka et vermek bizim maksadımız, bunun için ise işletmemizde öncelikli olarak yerli ırk hayvanları kullanıyoruz. Çiftliğimizde 300 dönüm arazi işliyoruz, bu işlediğimiz arazileri hayvanlarımızın bakımında kullanıyoruz. Dışarıdan ürün almıyoruz, tamamen doğal ve sürdürülebilir bir politika ile hayvan besliyoruz. Ürettiğimiz gübreyi tarlalarımızda değerlendiriyoruz, dışarıdan suni gübre almıyoruz” ifadelerini kullandı. “Mutlu olan bir hayvan bize istediğimiz verimi veriyor” Sürdürülebilir sistemle çiftlikte yetiştirilen hayvanların tüm ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini ifade eden 31 yaşındaki Tuna Eren, “Bizim için hayvanların mutluluğu çok önemli, çünkü mutlu olan bir hayvan bize istediğimiz verimi veriyor. Hayvanların ne ihtiyacı varsa biz onları karşılamak zorundayız ve burada zamlardan etkilenmemek için biz hayvanları saman, ot, tahıl gibi birçok yem ham maddesi ile besliyoruz. Zamlardan etkilenmemek için bu ürünleri zamanında çiftliğimizde depoluyoruz ve 1 senelik beslenme planımızı bunlara göre planlıyoruz. Yem işleme teknolojisi kullanıyoruz, mısır silajı, yüksek nemli dane mısır bu teknolojilerden faydalanıyoruz. Hayvanların mutluluğu bizler için çok önemli onların padoklarına, sırt kaşıma fırçası koyuyoruz, fazla gübreden etkilenmemeleri için sıyırma sistemi ile günde iki kere altlarını sıyırıyoruz. Hayvanlara sessiz, huzurlu bir ortam sağlamak burada hedefimiz, biz onlara ne kadar iyi bakarsak onlarda bize istediğimiz verimde et veriyorlar. Bir hayvan bizim çiftliğimizde mutluysa, huzurluysa onun yem tüketimi artıyor. Yem tüketimi arttıkça, hayvanın verimliliği de artıyor ve daha sağlıklı bir üretim modeli oluşturmuş oluyoruz. Hayvanların ihtiyacını tam olarak karşılamamız gerekiyor, onların önüne yalama taşları koyarak tuz ihtiyaçlarını karşılamış oluyoruz. Değişken piyasalarda, ülkemizdeki dalgalanmalarda kendimize üretim maliyetlerini düşürmek ve dengelemek için birçok strateji uyguluyoruz. Tarımından, üretiminden, gübrelemeye kadar kendimizi her geçen gün geliştiriyoruz ve geliştirmeye devam edeceğiz” dedi. “Çiftliğin sisteminde israf olan hiçbir şey yok” Artan yemleri dahi değerlendirerek israfın önüne geçtiklerini söyleyen Eren, “Aslında biz bu çiftlikte et üretiyoruz ama bunun yanında bir de gübre üretiyoruz. Bizim bin tonluk sıvı gübre depomuzda biriktirdiğimiz gübreleri, tarlalarımızda kullanarak verimi yüksek, ekonomik bir yem üretiyoruz, bu yemleri de hayvanlarımıza yedirerek verimli bir hayvancılık yapıyoruz. Çiftliğin sisteminde israf olan hiç bir şey yok, amacımız et üretmek ama hayvanlara verdiğimiz yemlerden artanları koyunlarda değerlendiriyoruz hatta onlardan da artan yemleri tavşan ve diğer çiftlik hayvanlarına vererek çiftlik içerisinde israfı önlüyoruz. Ucuz et üretmek için en önemli nokta yem maliyetlerini düşürmek, bunu çiftlikte sağlamanın yolu da hasat zamanı ihtiyacımız olan ham maddeleri çiftliğimize temin etmek” şeklinde konuştu. Kaynak: İHA

Osmangazi'de bilinçlendirme eğitimleri sürdü Haber

Osmangazi'de bilinçlendirme eğitimleri sürdü

Osmangazi Belediyesi doğal kaynakların ve çevre sağlığının korunması için ilçedeki okullarda eğitimler vererek öğrencileri iklim değişikliği ve sıfır atık konusunda bilinçlendiriyor. Yıl boyunca ilçedeki çeşitli okullarda yasa ve yönetmelikler çerçevesinde geri dönüşümü mümkün olan bitkisel atık yağ, atık pil, ambalaj atıkları, atık elektronik eşyalar ve diğer atıkların toplanması, çevre yönetim sistemlerinin oluşturulması, geliştirilmesi, plastik poşet kullanımının sınırlandırılması, iklim değişikliği ve enerji yönetimi konularında eğitimler veren Osmangazi Belediyesi, bu eğitimlerden birini Uluslararası Murat Hüdavendigar Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde verdi. Dünyanın pek çok ülkesinden öğrencilerin eğitim gördüğü proje okulunda, Osmangazi Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü, yetkilileri tarafından yerli ve yabancı öğrenciler çevre konusundan bilinçlendirildi. Daha temiz bir dünya için mücadele veren Osmangazi Belediyesi, öğrencilerin geri dönüşüm konusunda daha da bilinçlenmesi için bu eğitimlerine yıl boyunca devam edecek.  ‘Daha temiz ve yaşanabilir dünya’ için mücadele ettiklerini belirten Osmangazi Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Lütfiye Dilek Yosun, “Osmangazi Belediyesi olarak sıfır atık mevzuatımız kapsamında, geri dönüşebilen nitelikte atıkların ülke ekonomisine kazandırılması çevreye olumlu etkileri konusunda eğitim ve öğretim yılımızın başladığı andan itibaren okullarımızda bu eğitimleri müdürlüğümüz bünyesindeki arkadaşlarımızla veriyoruz. Osmangazi Belediyesi olarak 2023 Ocak ayından itibaren 250 okulumuzda eğitim çalışmamıza devam ediyoruz. Verdiğimiz bu eğitimlerin olumlu geri dönüşümleri oluyor. Verdiğimiz eğitimlerden sonra öğrencilerin geri dönüşüm ve çevrenin korunması noktasında bilinçlendiğini görüyoruz. ” dedi. Kaynak: Bülten

Yenilenebilir enerjide Türkiye’nin rolü Haber

Yenilenebilir enerjide Türkiye’nin rolü

Ulaş Girgin Günümüz dünyasında sanayileşme, şehirlerdeki yaşam anlayışı ve bu eylemleri artıracak kontrolsüz nüfus artışı ile her geçen gün enerji kaynaklarına daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat zamanla azalan yenilenemeyen enerji kaynakları, çevreye verdikleri zarar ve ülke ekonomisine getirdikleri yük ile bir tercih olmaktan uzaklaşmaktadır. Dolayısıyla ülkeler için yenilenebilir enerji kaynaklarına yoğunlaşmak, yaşanabilir bir çevre ve daha az maliyet noktalarında faydalı olacaktır. Peki Türkiye, bu kaynaklarının kullanımı noktasında ne kadar paya sahiptir? Yenilenebilir enerji nedir? Doğanın sunduğu ve tükenmeyen güneş, rüzgar, dalga, bitkisel atıklar gibi doğal kaynakların kullanımı ile oluşturulan enerji yenilenebilir enerji olarak adlandırılmaktadır. Doğanın sunduğu imkanlar ile üretilen düşük maliyetli enerjiler, fosil yakıtlar gibi yenilenemeyen enerji kaynaklarının oluşturduğu küresel ısınma ve sonucu ile oluşan iklim değişikli, ekolojik tahrip gibi sonuçlara yol açmayacağından her gün tükenmekte olan dünyamızda tercih edilmesi kaçınılmaz enerji kaynakları olarak yer almaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları, rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji, hidroelektrik enerjisi, dalga enerjisi, biokütle enerjisi ve hidrojen enerjisi başlıkları altında sıralanmaktadır. Türkiye’deki yenilenebilir enerji kaynakları Ülkemiz gelişmekte olan ülkeler kategorisinde olup nüfus yoğunluğu bakımından hayli kalabalık olduğundan yoğun bir enerji üretimine ihtiyaç duymaktadır. Coğrafi konumu ile dört mevsimin yaşanabildiği Türkiye güneş enerjisi, hidroelektrik enerji, jeotermal enerji ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları yüksek potansiyele sahiptir. Sahip olunan enerji potansiyelinin değerlendirilmesi ile hem ülke ekonomisi desteklenmekte hem de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak adına sağlam adımlar atılmaktadır. Güneş Enerjisi Yılın yaklaşık 120 gününde yoğun şekilde güneş ışığına maruz kalan ülkemiz bu enerjinin kullanımına oldukça elverişlidir. Türkiye’ye güneş ışınlarının çoğunlukla dik açı ile vuruyor oluşu güneş ile enerji üretiminde yüksek verim sağlamaktadır. Güneşlenme sürelerinin fazlalığı sebebiyle Güney Doğu Anadolu, Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde pek çok güneş enerjisi santrali bulunmaktadır. Ülkemizde güneş enerjisinin en verimli ayı haziran iken en verimsiz ayı ise aralıktır. Rüzgar enerjisi Rüzgar enerjisinden elektrik üretmek için denize yakın geniş düzlüklere ihtiyaç duyulmaktadır. İlk olarak Marmara Bölgesi, ardından da iç Anadolu bu coğrafi özelliklere sahip alanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bölgelerde sıklıkla görülebilecek olan pervaneler sayesinde elektrik enerjisi üretilmektedir. Türkiye’de elektrik enerjisinin yüzde 13’ü güneş panelleri ve rüzgar santralleri aracılığı ile karşılanmaktadır. Hidroelektrik enerji Türkiye coğrafi yapısı ile hem zengin su kaynakları hem de engebeli arazi yapısıyla yüksekten akan su sayesinde elektrik enerjisi üretmektedir. Türkiye’de birçok hidroelektrik santrali bulunmakta ve bu enerji kaynağı, elektrik ihtiyacını karşılayan en büyük enerji kaynaklarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’nin hidroelektrik enerji potansiyeli, dünyanın yüzde 5’ine Avrupa’nın ise yüzde 16’sına karşılık gelmektedir. Jeotermal enerji Türkiye coğrafi konumu nedeniyle jeotermal enerji üretimine de oldukça uygundur. Türkiye’nin jeotermal enerji kurulu gücünün tamamına yakını Ege bölgesinde bulunmaktadır. Ülkemizde bulunan jeotermal enerji santralleri 1685,3 megavatı aşan kapasitesi ile 160 bin konutun ısınmasını sağlamakta, jeotermalle ısıtılan seracılığa katkıda bulunmaktadır. Ayrıca jeotermal ısı, kömür kullanımına alternatif bir ısıtma yöntemi olarak oldukça sağlıklı ve sürdürülebilir bir tercih olacaktır.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.