SON DAKİKA
Hava Durumu

#DNA

A Gazete - DNA haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, DNA haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Münevver Karabulut davasında yeni gelişme Haber

Münevver Karabulut davasında yeni gelişme

İstanbul'da 3 Mart 2009'da öldürülen Münevver Karabulut’un katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun intihar ederek ölmediği iddialarına ilişkin Garipoğlu’nun babası Mehmet Nida Garipoğlu, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. "Cem Garipoğlu’nun mezarı için ‘fethi kabir’ kararı alınmasını ve DNA eşleştirmesi yapılarak gerçeğin ortaya çıkarılmasını arz ve talep ederim" Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan avukatı aracılığıyla talepte bulunan Mehmet Nida Garipoğlu’nun dilekçesinde, "Müvekkilin oğlunun ölmediğine, cezaevinden kaçırıldığına toplum inandırılmaktadır. Müvekkil de oğlunu kaybetmiş bir babadır. Olayın üzerinden geçen zamana rağmen gerçek dışı ithamlarla toplum nezdinde cezalandırılmaktadır. Müvekkil, gerçek dışı iddianın araştırılması için oğlunun mezarının açılmasına muvafakat ve hatta talep edecek, gerçeğin bir kez daha ortaya çıkarılmasını isteyecek kadar elem ve ızdırap duymuştur. Söz konusu iddia gerçek ise ortada bir suç olacağı düşünüldüğünden, müvekkilin oğlu Cem Garipoğlu’nun mezarı için ‘fethi kabir’ kararı alınmasını ve DNA eşleştirmesi yapılarak gerçeğin ortaya çıkarılmasını arz ve talep ederim’’ denildi. "Bu ateş üfleyerek sönmez, kamu vicdanı çok rahatsız’’ Konuya ilişkin Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı meydanında açıklama yapan Avukat Rezan Epözdemir, "14 yıl önce Münevver Karabulut katledildi. 10 Ekim 2014’de Cem Garipoğlu'nun Silivri Cezaevi'nde intihar ettiğine dair kamuoyuna bir duyuru yapıldı. Kamu vicdanı rahatsız. Kimse adaletin tecelli ettiğini, maddi gerçeğin ortaya çıktığını düşünmüyor. İnsanlarda Cem Garipoğlu'nun ölmediği, cezaevinden kaçırıldığına dair yaygın bir kanaat ve intiba var. Cem Garipoğlu’nun ölmediği, kaçtığı, nüfusunu, sosyoekonomik durumunu kullanmak suretiyle cezaevinden kaçtığına dair yaygın bir kanaat ve intiba uyandı. Kamuoyu da, kamu vicdanı da bu kadar rahatsızken insanların kafasında soru işareti varken, gittiğimiz her yerde ‘Cem Garipoğlu ölmedi, kaçırıldı’ şeklinde hukuk fakültesi öğrencilerinden sivil toplum örgütlerine kadar yazılı görsel basına, kitle iletişim araçlarına kadar herkeste böyle bir kanaat varken, geldiğimiz nokta itibariyle bu mezarın açılması ve fethi kabir işleminin yapılması gerekir. Artık madem Cem Garipoğlu’nun babası da buna muvafakat verdi, o zaman burada yapılması gereken tek şey mezarın açılması, fethi kabir işleminin yapılması lazım. Bu ateş üfleyerek sönmez, kamu vicdanı çok rahatsız. Adaletin tecellisi, maddi gerçeğin ortaya çıkması için bu işlemlerin yapılması lazım. Şimdiye kadar ailenin muvafakati yoktu, an itibariyle artık ailenin muvafakati de var" ifadelerini kullandı. Kaynak: İHA

Bilim insanları Grönland'da en eski DNA'yı keşfetti Haber

Bilim insanları Grönland'da en eski DNA'yı keşfetti

Yeni araştırmad incelenen 2 milyon yıllık DNA, uzun zaman önce var olmuş benzersiz bir Buz Devri ekosistemine dair ayrıntılar içeriyor. Hakemli bilimsel dergi Nature'da yayımlanan araştırmanın ortak yazarı Mikkel Winther Pedersen, "Genetik çalışmalarında bir engeli aşıyoruz" dedi. AFP'ye konuşan bilim insanı, "Uzun süredir DNA'nın hayatta kalma sınırının bir milyon yıl olduğu düşünülüyordu ama şimdi iki kat daha yaşlıyız" dedi. Kopenhag Üniversites'nde görev alan Winther Pedersen, DNA kalıntılarını Grönland'ın kuzey kesimindeki Kap Kopenhag diye bilinen tortuda tespit edildiğini aktadı. Genetikçi, "Kalıntılar, bugün Dünya'nın hiçbir yerinde görmediğimiz bir ortamda bulundu" diye ekledi. Buranın insan nüfusunun olmadığı bir bölge olması, DNA'nın korunmasına olanak tanımıştı. Independent Türkçe'deki habere göre, "Çevrede akan nehirler, mineralleri ve organik maddeleri deniz ortamına taşıdı. Böylece burası, bu karasal tortuların biriktiği yer oldu" diyen bilim insanı, sözlerini şöyle sürdürdü: Sonra, yaklaşık iki milyon yıl önce suyun altındaki bu kara kütlesi yükseldi ve Kuzey Grönland'ın parçası oldu. En eski DNA unvanı, İsveç'in Stockholm kentindeki Paleogenetik Merkezi'nden araştırmacıların liderliğinde mamut dişinden çıkarılan DNA'ydı. Aralarında Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden (ODTÜ) üç bilim insanının da yer aldığı ekibin keşfettiği DNA kalıntısı 1,2 milyon yaşındaydı. Yeni araştırmada keşfedilen DNA'nın bundan neredeyse bir milyon yıl daha eski olması genetik alanında büyük bir sıçramaya işaret ediyor. Keşif aynı zamanda bölgenin iki milyon yıl önce nasıl göründüğüne dair ayrıntılı bir tablo çiziyor. 102 farklı bitki türü bulduklarını ifade eden Winther Pedersen, "Mastodonlar, ren geyiği ve tavşanların arazide koşuşturduğu, ormanlık bir ortamdı" dedi: Burada bir çok farklı bitki türüyle birlikte yaşamışız. Bulgular, iklim krizi nedeniyle Grönland'ın gelecekte bürünebileceği manzaraya dair de ipuçları sunuyor. Buna göre iki milyon yıl önce, Grönland'ın sıcaklığı bugünkünden 11 ila 17 derece daha yüksekti. Ancak enlemleri nedeniyle yazın güneş batmıyor, kışınsa hiç doğmuyordu. Winther Pedersen, "Bu ortamı, bugün dünyanın hiçbir yerinde görmüyoruz" ifadelerini kullandı. Yine Kopenhag Üniversitesi'nde görev alan jeobiyolog Karina Sand ise şu yorumda bulundu: Pandoranın kutusu açılmak üzere.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.