SON DAKİKA
Hava Durumu

#dışişleri

A Gazete - dışişleri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, dışişleri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bakan Fidan: Razı gelmeyeceğiz Haber

Bakan Fidan: Razı gelmeyeceğiz

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Doha’daki resmi temasları kapsamında Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Thani ile görüştü. Bakan Fidan görüşmenin ardından düzenlediği ortak basın toplantısında İsrail ve Filistin’deki çatışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. Çatışmaların başladığı 7 Ekim’den bu yana Gazze'de yaşananların tüm insanlığın vicdanını sızlattığını ifade eden Bakan Fidan, “Filistinli kardeşlerimizin, çoluk çocuk, hasta yaşlı demeden okullarda, hastanelerde ve camilerde bile hedef alınması, insanlığa karşı işlenen bir suç niteliğindedir. Vicdan sahibi olan herkes tüm dünyanın gözü önünde işlenen bu vahşete dur demelidir. İslam dünyası olarak da birlik içerisinde ortak tavır ve eylemler geliştirmek zorundayız. Bunu temin etmek için de yoğun bir çaba içerisindeyiz” dedi. “Filistinlilerin yurtlarından atılmasına razı gelmeyeceğiz” Bölge ülkeleriyle istişare ve eş güdüm içerisinde bu trajedinin son bulması için çalıştıklarını ifade eden Bakan Fidan, “Cumhurbaşkanımız, yoğun bir liderler diplomasisi temposu içerisinde bölge liderleri ve dünya liderleriyle bu akan gözyaşının durması için, savaşın durması için yoğun bir çalışma ve gayret içerisinde. Gazze'de masum sivilleri hedef alan toplu cezalandırmaya dönüşen saldırıları hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Gazze'deki Filistinlilerin yurtlarından sökülerek atılmasına da razı gelmeyeceğiz. Bu sadece Filistinlilere yapılan bir zulüm değil. Aynı zamanda Mısır'ın, Ürdün'ün, Beyrut'un istikrarsızlaştırmasını da sağlayacak olan bir gelişme. İsrail bu yanlıştan acilen dönmelidir. Gazze'ye yönelik bir kara harekatı bu vahşeti tam bir katliama çevirecektir. Gazze'de savaşın ve sivillere yönelik saldırıların durdurulması için alınabilecek tedbirler aciliyet arz etmektedir. Hemen ateşkes ilan edilmeli ve insani yardımlar için bir koridor oluşturulmalıdır. Bölgemiz tam manasıyla bir dönüm noktasındadır. İçinde bulunduğumuz konjonktürden ya daha büyük bir savaşa ya daha büyük bir barışa gideceğiz. Görüştüğüm tüm muhataplarım kamuoyu önünde söylemeseler bile bu tespiti paylaşmaktadır” diye konuştu. “Artık somut adımlar için harekete geçme zamanıdır” Türkiye’nin hem taraflara hem de bölge dışı aktörlere sağ duyu telkin ettiğini ancak bazılarının ise yangına körükle gittiğini belirten Fidan, “Dayanışma kisvesi altında İsrail'in işlediği cürümleri cesaretlendirenler de bu suçun ortağıdırlar. Mevcut krizin coğrafi olarak yayılmasını önleyemezsek tüm dünyayı çok daha kötü günler beklemektedir. Filistinlilere karşı işlenen bu suçları hep eleştirdik ama kınamayla sadece eleştirmekle bir yere varılamayacağını da görüyoruz. İsrail senelerdir kınamalara kulak tıkamaya, bildiğini okumaya devam ediyor. Artık somut adımlar için harekete geçme zamanıdır. Buradan bir kez daha vurgulamak istiyorum, Filistin meselesi adil bir siyasi çözüme kavuşturulmadan bölgemizde kalıcı bir barış ve istikrarın tesisi mümkün olmayacaktır” şeklinde konuştu. “Somut bir öneri olarak garantörlük mekanizmasını gündeme getirdik” İsrail’in silahla, şiddetle ve zulümle kalıcı güvenlik ihtiyacını karşılayamayacağını bilmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Fidan, “Bugünün sözde zaferleri yarın daha büyük hezimetlere yol açacaktır. Çözümün yegane yolu sürekli söylediğimiz gibi 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip bağımsız ve egemen Filistin devletinin hayata geçirilmesiyle mümkündür. Bu konuda herkes sorumluluk almalı ve somut adımlar atmalıdır. İşte bu nedenle biz somut bir öneri olarak garantörlük mekanizmasını gündeme getirdik. Bu mekanizmada Türkiye dahil bölgedeki Müslüman ülkelerin aktif bir rol üstlenmelerini arzu ediyoruz. Bölgesel sahiplenme anlayışıyla oluşturulacak bu mekanizma İsrail ve Filistin'in yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini izlemeli, gerekirse tarafları buna zorlayabilmelidir” dedi. “Ölüm ve yıkım arttıkça buna olan reaksiyon daha fazla olacak” Bakan Fidan, 2009’da, 2014’de yaşanan Gazze kuşatmalarına nazaran bu kez daha büyük bir yıkımın ve ölümün yaşandığını ifade ederek “Değerli dostumun da ifade ettiği gibi özellikle bu sefer elektriğin ve suyun kesilmesi ve temel insani malzemelerin Gazze'ye girmesinin önlenmesi, daha büyük bir insani felakete yol açmakta ve bu felaket de sürüyor. Temel problem, ölüm ve yıkım arttıkça buna olan reaksiyon da bölgede haliyle daha fazla olacak ve bu reaksiyonun ortaya çıkartacağı sonuçları önceden kestirmek mümkün değil. Ama şunu biliyoruz, alternatif olarak ortaya koyacağımız bir barışçıl çözüm ve plan var. Buna sahip çıkarsak bu risklerden an itibariyle uzaklaşmamız mümkün. Ama diğer türlü gittikçe daha büyük bir risk senaryosunun içine düşmekteyiz” diye konuştu. “Tarafların aldığı tutumlar insani değerlerden ne kadar uzaklaşırsa bizi daha büyük riskler beklemektedir” Özellikle bazı Avrupa ve Kuzey ülkelerinin topluca açık bir şekilde Gazze'ye yönelik yıkımı ve felaketi kınamamalarının ve bunu engellememelerinin çok ciddi bir çifte standart oluşturduğunu belirten Fidan, “Bu da dünyadaki zaten bozulmakta olan dengeleri daha da bozucu bir rol üstlenmekte. Gazze'de tarafların aldığı tutumlar insani değerlerden, ahlaki değerlerden prensiplerden ve stratejik rasyonel analizlerden ne kadar uzaklaşırsa bizi sadece bölgede değil global ölçekte de daha büyük riskler beklemektedir. İnsanlığın kendi tarihinde ortaklaşa inşa ettiği değerleri sınadığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu testte bu sınamada başarısız olma şansımız yok. Yaşananlar, alınan tavır ve tutum sadece Gazze'de olanlarla alakalı değil. Bu bizim insanlık olarak 21. yüzyılda 2023 yılında gelmiş olduğumuz medeni seviyenin bir göstergesidir. İnsanlığın bunda başarısız olma lüksü yok” ifadelerini kullandı. “Askeri zaferlerle çözümü ertelemek uzun vadede güvenlik getirmiyor” Türkiye’nin Gazze'ye yürütülen operasyonun bir an önce durdurulması çağrısını yineleyen Fidan, “İnsani yardımların önü hemen açılmalı ve hem İsrail'in hem Filistinlilerin hem bölgenin güvenliği için tek yol olan iki devletli çözüm sisteminin bir an önce hayata geçmesi için başta Batılılar olmak üzere ciddi çalışmaların başlaması gerekiyor. Daha önce de söyledik. Sadece askeri zaferlerle çözümü ertelemek uzun vadede güvenlik getirmiyor. Yani bunu daha açık nasıl söyleyebiliriz? Özellikle Batılıların bu noktada İsrail'e çok gerçekçi, rasyonel sadece telkinlerde değil baskıda bulunması gerekiyor. Aksi takdirde bölgemiz daha büyük risklere gebe” dedi. Fidan, “Önceki Gazze krizlerinden farklı olarak benim temaslarım sırasında elde ettiğim izlenim şu, artık siyasi çözümün ertelenmemesi gerektiği, bunun bir zaruret olduğu konusunda bölgede de çok yüksek bir farkındalık ve fikir birliği var. Malumunuz son yıllarda iki devletli çözüm önerisi bir nevi rafa kaldırılmıştı. Bunun artık bir yeni normal olduğunu bir çatışma ve dram olmadan Filistin meselesinin çok fazla gündeme gelmediğini görüyorduk. Aslında bu daha büyük bir felaketin sessiz habercisiydi. Ama biz farkında değildik” şeklinde konuştu. Kaynak: İHA

ABD vatandaşlarını uyardı Haber

ABD vatandaşlarını uyardı

ABD Dışişleri Bakanlığı, İsrail ve Hamas çatışmaları sonrası Orta Doğu’da birçok ülkede protestoları patlak vermesi, ABD’nin diplomatik misyonlarının hedef alınmasının ardından nadir görülen dünya çapında bir uyarı yayınladı. Bakanlık, yurtdışındaki tüm ABD vatandaşlarının “daha dikkatli olmalarını” tavsiye ederek, “Dünyanın çeşitli yerlerinde artan gerilimler, ABD vatandaşlarına ve çıkarlarına yönelik terör saldırıları, gösteriler veya şiddet eylemlerinin potansiyelindeki artış nedeniyle, Dışişleri Bakanlığı yurtdışındaki ABD vatandaşlarına daha dikkatli olmalarını tavsiye ediyor” denildi. Bakanlık, yurtdışındaki ABD vatandaşlarına turistlerin uğrak yerlerinde dikkatli olmalarını, bilgi ve uyarılar almaları ve yurt dışında acil bir durumda yerlerinin bulunmasını kolaylaştırmak için Akıllı Gezgin Kayıt Programına (STE ) kaydolmalarını ve Dışişleri Bakanlığı'nı sosyal medya hesaplarını takip etmelerini istedi. ABD, Lübnan ve İsrail'e yönelik seyahat uyarısı yayınlamıştı Bakanlık, Lübnan ve İsrail'e yönelik seyahat uyarısını en üst seviyeye çıkarmış ve kilit pozisyonlarda görev almayan personelin ve aile üyelerinin söz konusu ülkelerden ayrılmalarına izin vermişti. Dünya çapında uyarı en son geçen sene yayınlanmıştı Bakanlık, en son Ağustos 2022'de terör örgütü El Kaide lideri Ayman el-Zevahiri'nin öldürülmesinin ardından dünya çapında bir uyarı yayınlamış, “El Kaide veya ona bağlı terör örgütlerinin destekçilerinin ABD vatandaşlarına, personeline ve tesislerine saldırmaya çalışabileceği" uyarısında bulunmuştu. Kaynak: İHA

Bakan Fidan'dan Gazze açıklaması Haber

Bakan Fidan'dan Gazze açıklaması

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Lübnan'da düzenlediği basın toplantısında, "(Hamas-İsrail) Bu savaşta daha büyük bir savaşlar çıkabileceği gibi tarihi bir barış da çıkabilir" dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, temaslarda bulunmak üzere Lübnan’a geldi. Başkent Beyrut’ta temaslarına başlayan Bakan Fidan, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından restore edilen Lübnan Dışişleri Bakanlığı binasının resmi açılış törenine katıldı. Bakan Fidan daha sonra Lübnan Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Abdallah Buhabib ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede ikili ilişkilerin yanı sıra güncel bölgesel ve uluslararası gelişmeler ele alındı. Fidan ve Buhabib, ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Dışişleri Bakanı olarak Lübnan'a ilk ziyaretimi yaptığını kaydeden Bakan Fidan, “Kendisiyle sadece ikili ilişkilerimizi değil bölgesel konuları özellikle şu anda devam eden Gazze krizini ve yaygınlaşma riski bulunan savaşı ele aldık. Görüşmelerime daha sonra başta Sayın Başbakan Necip Mikati olmak üzere diğer yetkililerle yapacağım toplantılarla devam edeceğim” dedi. Gazze'de yaşananların ve olması muhtemel diğer gelişmelerin gündemin ilk maddesi olduğunu kaydeden Bakan Fidan, “Burada tartışmalarımızı biz Türkiye olarak iki ana kulvarda götürmekteyiz. Birincisi Gazze'de şu anda devam etmekte olan dramın savaşın durdurulması kuşatmanın sona erdirilmesi ve sivil halkın mümkün olduğunca devam eden savaştan etkilenmemesi için alınacak tedbirler. Özellikle Gazze'deki nüfusa insani yardımların vakit kaybedilmeden ulaştırılması konusunda, hangi adımların nasıl atılması gerektiği konusunda hem bölge ülkeleriyle, hem uluslararası kuruluşlarla yoğun bir temas içindeyiz” ifadelerini kullandı. “Bu savaştan daha büyük savaşlar çıkabileceği gibi tarihi bir barışla çıkabilir” Türkiye olarak da krizin ilk gününden itibaren bölgeye insani yardım malzemeleri sevk edildiğini kaydeden Fidan, “Bu konuda başta Mısır olmak üzere diğer ülkelerle yakın iş birliği halindeyiz. Gazze'de devam eden insanlık dramının son bulması için çalışmalarımız aralıksız devam edecek. Bu esnada Gazze'deki dramın diğer ülkelere etkisinin azaltılması, savaşın başta Lübnan, Mısır ve Ürdün olmak üzere bölge ülkelerinin istikrarsızlaştırılmasına yol açacak bir şekilde gelişmesine de engel olmak için elimizden geleni yapıyoruz” dedi. Bakan Fidan, Mısır'da gerçekleştirdiği görüşmelerde Mısır'la bu konuda dayanışma içinde olunduğunu ifade ettiğini hatırlatarak, “Burada da Lübnan'la Lübnan'ın istikrarsızlaştırılmasını sağlayacak olaylara karşı durmada beraber olduğumuzu söylemek istiyorum. Bu çatışmanın aslında daha büyük bir savaşın, savaşlar serisinin kapısını açmayı değil de daha büyük bir barışın zemini olması yolunda neler yapılabilir? Onun üzerinde çalışmaktayız. Ya bu savaştan daha büyük savaşlar çıkabileceği gibi tarihi bir barış da çıkabilir” açıklamasını yaptı. “Yeni yönteme ilişkin fikirlerimizi de mevcut ortamlarda ve gelecek toplantılarda açıklamaya devam edeceğiz” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın buradan tarihi bir barış üretmenin mümkün olduğuna inandığını ve bunun için gerekli çalışmaları yaptığını sözlerine ekleyen Bakan, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Neredeyse uluslararası bir kabul haline gelmiş 1967 sınırlarına dayalı iki devletli Kudüs'ün başkent olduğu bir Filistin Devleti'nin kurulması konusunda artık uluslararası toplumun ciddi bir adım atması zamanı gelmiştir. Filistin Devleti'nin kurulması ertelendikçe bölgeye barış gelmeyecektir. Ve son olaylar bunun bir kez daha kanıtlayıcısı olmuştur. Bu noktada atılması gereken adımların kararlaştırılması için şu anda belli toplantıların zirvelerin yapılma kararı almış bulunuyor. Yarın Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı, Dışişleri Bakanları olağanüstü toplantısı olacak. Cumartesi günü Kahire'de Mısır'ın daveti üzerine liderler düzeyinde bir zirve yapılacak. Türkiye olarak biz hem ikili görüşmelerimizde hem çoklu görüşmelerde belli gerçekleri ifade etmekten geri durmuyoruz. Bunlardan birincisi bugüne kadar uygulanan yöntemlerin yetersizliği ve yanlışlığı. Bununla ilgili detaylı görüşmeleri muhataplarımızla yapmaktayız. Görüş birliği içerisinde hareket ediyoruz. Eski yöntemlerle yeni ve kalıcı bir çözümün ortaya çıkmayacağı aşikar olduğu için yeni yönteme ilişkin fikirlerimizi de mevcut ortamlarda ve gelecek toplantılarda açıklamaya devam edeceğiz” “Özellikle Suriye meselesini konuştuk” Lübnanlı mevkidaşı ile bölgesel konuları da konuşma imkanımız olduğunu kaydeden Bakan Fidan, “Özellikle Suriye meselesini konuştuk. Lübnan'da 2 milyona yakın Suriyeli mülteci yaşamakta. Türkiye'de de 3,5 milyon civarında mülteci var. Bu mültecilerle ilgili dramın çözülmesi Suriye'de kalıcı bir siyasal çözümün bulunması için neler yapılabilir? O konuda görüş alışverişinde bulunduk” dedi. TİKA tarafından onarımı yapılan Dışişleri Bakanlığı hizmet binasının açılışını yaptıklarını kaydeden Bakan Fidan, eski bir TİKA çalışanı olarak TİKA çalışmalarından gurur duyduğunu sözlerine ekledi. Basın Fidan, Kahire’deki görüşmelerde Türkiye’nin ele alacağı konulara ilişkin soruya, “Biz bu konuda oldukça ciddiyiz. Netleşmiş fikirlerimiz var. O fikirlerimizi söylemeye devam edeceğiz. Bunların başında az önce ifade ettiğim gibi şu ana kadar Filistin Devleti'ne giden yolda aranan çözümlerin yeterli olmadığı tespitinin herkes tarafından kabul edilmesi ve yeni yöntem üzerinde durulması, buna ilişkin bazı fikirlerimiz var. Yani uzun yıllardır hegemonik güçlerin elinde bulunan medya gücüyle oluşturdukları algıyla problemin gerçek tabiatını unutturdukları hem kendilerine hem dünyanın kendi geri kalanına büyük bir yalan söylediklerini ve bu yalanı da kurumsallaştırdıklarını görmekteyiz. Artık buna bir son verme zamanı geldi. Başta bu tanımlamaların değişmesi lazım. Birisinin toprağını işgal ediyorsunuz. işgal etmekle kalmayıp evine el koyuyorsunuz. Yıkıyorsunuz. Dışarı atıyorsunuz. Sonra bir başkasını getirip oraya koyuyorsunuz. Ve buna da bir terim buluyorsunuz. ‘Yerleşimci’ diyorsunuz. Bunun adı ‘hırsızlıktır’. Bunun artık bu şekilde ifade edilmesi lazım. Buna benzer yalanların artık kabul görmediği son olan olaylarda da ortaya çıktı. Yani bu yöntem ne İsraillilere ne Filistinlilere güvenlik ve barış getirmiyor. Artık bu yalandan yapılan haksızlıkların, zulmün kılıflara sokulmasından vazgeçilmesi lazım. Mescidi Aksa'yla ilgili hassasiyetlere uluslararası toplumun çok yüksek düzeyde dikkat etmesi lazım. Yani yıllardır uyarıyoruz. Türkiye tarihi olan, mazisi olan güçlü ve tecrübeli bir devlettir. Yaptığımız uyarılara lütfen kulak verin. Kutsallarla oynanmaz. Kutsallarla daha büyük krize yol açacak şekilde ihlal girişiminde bulunamaz. Bunların derhal son bulması lazım. Tekrar ettiğim gibi bunlar İsraillilere de, Filistinlilere de ve bölgeye de bu hariç güvenlik getirmiyor. Bunu uluslararası toplum biliyor. Bizim uluslararası topluma çağrımız bildiğiniz gerçekle uyumlu bir politik davranış içinde bulunmanız ve bunun ne olduğunu sizler de biliyorsunuz biz de biliyoruz” açıklamasını yaptı. Türkiye’nin arabulucu olup olmayacağına ilişkin soruya yanıt veren Bakan, “Geçtiğimiz günlerde Lübnan İsrail sınırında, İsrail saldırısı neticesinde hayatını kaybeden gazeteci Abdullah kardeşimizin ailesine başsağlığı diliyorum. Yani konuşmamda da ifade ettiğim gibi Türkiye olarak yani bize yapılan başvurular neticesinde her türlü kolaylaştırıcı ve insani rolü oynama konusunda Sayın Cumhurbaşkanımıza bir prensip kararı var. Bütün krizlerde biz bunu ortaya koyuyoruz. Şu ana kadar çeşitli ülkelerden özellikle vatandaşlarının salıverilmesi konusunda talepler aldık. Bunun neticesinde özellikle Hamas siyasi kanadıyla bu konuları görüşmeye başladık. Özellikle yabancıların, sivillerin ve çocukların bırakılması konusundaki çabalarımız devam etmekte. Kalıcı barışın sağlanması konusunda da çalışmalarımız devam edecek” ifadelerini kullandı. Kaynak: İHA

İran İsrail'e sessiz kalmayacak! Haber

İran İsrail'e sessiz kalmayacak!

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İsrail'in Gazze saldırıları ve kara operasyonuna ilişkin İsrail'in Gazze saldırılarını durdurmaması halinde, "İran olarak biz de bu duruma karşı artık daha fazla seyirci kalamayız" dedi. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İsrail'in Gazze saldırıları ve muhtemel kara operasyonuna ilişkin El Jazeera kanalına konuştu. Abdullahiyan, "Siyonist rejimin destekçileri aracılığı ile İsrail'e Gazze saldırılarını durdurması yönünde mesaj ilettik. Eğer savaş suçu işlenmeye devam edilirse yarın çok geç olabilir. Diplomatik çabaların savaşın büyümesini engelleyeceğini umut ediyorum aksi takdirde önümüzdeki saatlerde ne olacağını hiç kimse öngöremez. İran olarak biz de duruma karşı artık daha fazla seyirci kalamayız" ifadelerini kullandı. "Eğer kara saldırısı olursa Gazze işgalcilere mezar olur" İsrail'i Gazze'ye yönelik kara operasyonu konusunda uyaran Abdullahiyan, İsrail'in Gazze saldırılarını durdurmaması halinde savaş cephesinin genişleyeceği uyarısında bulunarak, "Eğer kara saldırısı olursa Gazze işgalcilere mezar olur" dedi. Lübnan Hizbullahı'nın İsrail karşısında tüm senaryolara kendisini hazırladığını kaydeden Abdullahiyan, Gazze'de başlayan savaşın bölgeye yayılabileceğini vurgulayarak, "Eğer ABD ve İsrail uyguladıkları politikaları sonlandırmazlarsa savaş dairesi genişler ve bundan ABD de zararlı çıkar. Saldırıların devam etmesi ve siyasi bir çözümün sunulmaması ateşe benzin dökmeye benzer ve her an her şey kontrolden çıkabilir. Bölgede bulunan sahadaki unsurlar bu duruma karşı seyirci kalmayacaklar" şeklinde konuştu. "İsrail savaş istiyorsa askeri güçler ile karşı karşıya gelsin" Abdullahiyan Lübnan Hizbullahı'nın İsrail karşısında kırmızı çizgileri belirlediğini ve gerekli adımları attığını belirterek, "İsrail savaş istiyorsa askeri güçler ile karşı karşıya gelsin, kadın ve çocukları hedef almasınlar. Netanyahu hayal peşinde gidiyor ama kendisi ve kabinesi çoktan düştü. Şimdi ABD yardımına koşarak Siyonist rejim heykelini ve oyuncağını korumaya çalışıyor" ifadelerini kullandı. Kaynak: İHA

Almanya: "Bize bağlılar" Haber

Almanya: "Bize bağlılar"

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanlarının İsrail-Filistin gündemli olağanüstü toplantısı öncesi yaptığı açıklamada, "Filistin topraklarında aralarında birçok çocuğun da bulunduğu milyonlarca insan yiyecek, su ve ilaç açısından bize bağlı" dedi. Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanlarının İsrail-Filistin gündemiyle düzenleyeceği olağanüstü toplantı öncesi Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, açıklamalarda bulundu. Baerbock, Filistin’e insani yardımın durdurulmasının "tamamen yanlış" olacağını belirterek, "Filistin topraklarında aralarında birçok çocuğun da bulunduğu milyonlarca insan yiyecek, su ve ilaç açısından bize bağlı" dedi. Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırıların ardından AB, Filistin’e yapılan mali yardımları gözden geçirme kararı almış, insani yardımlarında bu kapsamda durdurulabileceği gündeme gelmişti. AB Komisyonu insani yardımları incelemeden muaf tutmuştu AB Komisyonu tarafından dün yapılan açıklamada, AB'nin Filistin'e yaptığı mali yardımın acil olarak gözden geçirilmeye başlandığını duyurulmuş, “Mevcut güvenlik önlemlerine ek olarak, bu incelemenin amacı, hiçbir AB fonunun dolaylı olarak herhangi bir terör örgütünün İsrail'e karşı saldırı düzenlemesine olanak vermemesini sağlamaktır’’ denilmişti. Filistin için öngörülmüş bir ödemenin bulunmaması nedeniyle AB Komisyonu tarafından başlatılan inceleme nedeniyle herhangi bir askıya alma durumu söz konusu olmadığı belirtilen açıklamada, “Bu süreçte herhangi bir ödeme öngörülmediği için ödemelerin durdurulması da söz konusu olmayacak. Bu inceleme, Avrupa Sivil Koruma ve İnsani Yardım Operasyonları (ECHO) kapsamında sağlanan insani yardımları kapsamamaktadır’’ denilmişti. Kaynak: İHA

Azerbaycan'dan tepki Haber

Azerbaycan'dan tepki

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un dün yaptığı açıklamaya tepki gösterilerek, "Fransa Cumhurbaşkanı'nın, Azerbaycan ve Türkiye'nin Granada'daki görüşmeye katılmayı reddettiği yönündeki iddiaları açık bir ikiyüzlülük örneğidir" denildi. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un dün İspanya'nın Granada kentinde gerçekleştirilen Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesinin ardından açıklamalara tepki gösterdi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Avrupa Siyasi Topluluğu'nun Granada toplantısı kapsamında 5 Ekim'de düzenlediği basın toplantısında dile getirdiği Azerbaycan karşıtı asılsız iddialarını şiddetle kınıyor ve reddediyoruz. Fransa Cumhurbaşkanı'nın, Azerbaycan ve Türkiye'nin Granada'daki görüşmeye (Azerbaycan, Ermenistan, Avrupa Birliği, Fransa ve Almanya'nın katılımıyla yapılması planlanan 5'li toplantı) katılmayı reddettiği yönündeki iddiaları açık bir ikiyüzlülük örneğidir. Bu toplantının katılımcıları, Türkiye'nin toplantıya katılmasına karşı çıkanın Fransa olduğu çok iyi biliyor. Fransa Cumhurbaşkanı'nın bu konuda yanlış bilgi yayması, cumhurbaşkanına yakışmayan bir davranıştır" ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, "Tarihte soykırım politikasıyla anılan tek ülke olarak kalan, Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşmesi'ne dahil olmayan AB üyesi Fransa'nın, çok kültürlü değerleri ile örnek teşkil eden, birçok etnik grubun barış ve refah içinde yaşadığı Azerbaycan'a azınlık hakları konusunda ders vermeye çalışması, kesinlikle kabul edilemez. Adil arabuluculuktan bahseden Fransa'nın 23 yıl boyunca nasıl arabuluculuk yaptığını herkes biliyor" denildi. "Azerbaycan hiçbir ülkenin topraklarını işgal etmemiştir" Fransa’nın Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sinin 30 yıldır Ermenistan tarafından işgal edilmesine göz yumduğu belirtilen açıklamada, "Fransa’nın Azerbaycan'ı 150 kilometrekarelik Ermeni topraklarını işgal etmekle suçlaması gülünç bir durumdur. Azerbaycan hiçbir ülkenin topraklarını işgal etmemiştir ve henüz belirlenmeyen sınırda Azerbaycan güçlerinin sınırda konuşlandığı toprakların Ermenistan'a ait olduğunu iddia etmek mantıksızdır" ifadelerine yer verildi. "Fransa, Ermenistan'ı doğru yönlendirmiş olsaydı, sorun barışçıl bir şekilde çözülecekti" "Azerbaycan, BM Şartı ve uluslararası hukukun norm ve ilkeleri çerçevesinde topraklarını hem diplomatik hem de askeri yollarla işgalden kurtarma konusunda her zaman meşru bir hakka sahip olmuştur" diye devam eden açıklamada, şunlar kaydedildi: "Fransa'nın arabuluculuk çabalarının başarısızlıkla sonuçlanması ve Ermenistan'ın saldırganlık politikasının engellenememesi, Azerbaycan'ın topraklarını askeri yollarla özgürleştirmesine yol açtı. Aynı şekilde tüm müzakere süreci boyunca terörle mücadele tedbirleri alınana kadar Azerbaycan'ın topraklarından çıkarılmayan Ermeni silahlı kuvvetlerinin ve sözde rejimin ortadan kaldırılmasının gerekli olduğu Azerbaycan tarafından defalarca vurgulanmıştır. Bu bağlamda Fransa Cumhurbaşkanı'nın, Azerbaycan'ın yasa dışı bölücü rejime karşı güç kullanmayacağına dair söz verdiği iddialarının hiçbir dayanağı yoktur. Fransa, Ermenistan'a yalan vaatler vermek yerine doğru yönlendirmiş olsaydı, Azerbaycan'a yönelik tehdidin güç yoluyla çözülmesine gerek kalmayacak ve sorun barışçıl bir şekilde çözülecekti." "Azerbaycan ile baskı diliyle konuşmak, anlamsız ve kabul edilemez" Açıklamada, "Azerbaycan'a baskı çağrısında bulunan Fransız tarafına, Azerbaycan ile baskı diliyle konuşmanın anlamsız ve kabul edilemez olduğunu hatırlatmak isteriz. Fransa'nın bu tür sorumsuz açıklamalar yapmak yerine, bölgede barış ve istikrarı engelleyen, saldırgan Ermenistan'ı destekleme ve silahlandırma yönündeki sinsi politikasına son vermesi daha yararlı olacaktır. Azerbaycan, Azerbaycan Anayasası ve mevzuatı çerçevesinde Ermeni vatandaşların yeniden entegrasyonu için uygun tedbirleri uygulamaktadır ve ülkemiz her zaman olduğu gibi Ermenistan ile egemenlik ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı temelinde bölgemizde barışın inşa edilmesiyle en fazla ilgilenen taraftır" denildi. Kaynak: İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.