SON DAKİKA
Hava Durumu

#deprem

A Gazete - deprem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, deprem haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Osmangazi’nin yüzde 70’i tehdit altında Haber

Osmangazi’nin yüzde 70’i tehdit altında

Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Bursa Şube Başkanı Serkan Işık, Bursa özelinde deprem meselesine ve eski bina stokuna dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu. AK Parti Osmangazi Belediye Başkan aday adaylığının ardından özellikle Osmangazi’ye dair detaylı açıklamalarda bulunan Işık, yaklaşan tehdidin hafife alınmaması gerektiğini söyledi. 1855’te yaşanan 7.5 şiddetindeki Bursa depreminin üzerinden 150 yıldan fazla bir zaman geçtiğine işaret eden Işık, “Uzmanların büyük depremlerin tekrarı için verdiği süre 150 ile 200 yıl arasındadır. Bu uyarıyı dikkate aldığımızda Bursa’mızın büyük bir deprem tehdidiyle karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Yapı stokuna baktığımızda, Marmara depreminde Bursa’da en çok etkilenecek ilçelerin başında Osmangazi geliyor. Dönüşümü birkaç merkezi mahalleyle sınırlarsak, sorunun önüne yapay bir şekilde geçmiş oluruz. Resmi nüfusu 862 bin olan ilçemizin 136 mahallesini mercek altına almalıyız. Ayrıca kentsel dönüşümle birlikte gelecek sosyal dönüşümü de doğru şekilde planlanarak, Osmangazi’yi tekrar cazibe merkezi haline getirmekte kararlıyız. Bu hedef için çalışmalarımız hazır. Söz verdiğimiz gibi, göreve geldiğimiz takdirde, 3 yıl içerisinde Osmangazi’deki eski bina stokunun yüzde 60’ını yenileyeceğiz” diye konuştu. “Osmangazi’ye söz verdik” Ekibiyle birlikte uzun süredir sahada çalışmalar yaptıklarını kaydeden AK Parti Osmangazi Belediye Başkan aday adayı Serkan Işık, “Biz Osmangazi’ye söz verdik. En büyük projemiz, vatandaşlarımızın aileleriyle birlikte güven içerisinde oturacağı, şehrin siluetine uygun, modern yapılar oluşturmaktır. Planlarımız hazır, hangi mahalle ile başlayacağımız, sürecin nasıl ilerleyeceği hepsi çalışıldı. Bu süreçte diğer parti adaylarının da kentsel dönüşümle ilgili açıklamalarını takip ediyoruz. Yapılan açıklamalar maalesef teknik açıdan hezeyandan oluşuyor. Osmangazi’nin tüm mahallelerini yüzde 100 yerinde dönüştürmek mümkün değil. Bunu kim söylüyorsa bilin ki en masum haliyle bilgisizliğinden söylüyordur. Tablo ortada. Manipülasyon yaparak günü kurtarmanın sonu ancak acı getirir. Tehlike kapıda. Vatandaşı kandırmanın alemi yok. Bu iş bilgi birikimi ve emek ister. Gece, gündüz çalışmak ister. Samimi ve gerçekçi açıklamalarla süreci sürdürmeliyiz” dedi. "Dünyaya örnek olacak" Hedefledikleri kentsel dönüşümün, vatandaşın rızası alınarak yapılacağının da altını çizen Işık, “Bu süreçte insanımızın onayını almayacağımız hiçbir projenin altına imza atmayacağız. Binaları yenilerken, diğer taraftan Osmangazi’de acil müdahalenin dahi yapılmasının imkansıza yakın olduğu sokakları da genişleteceğiz. İlçe topyekun nefes alacak. Ayrıca sosyal donatı alanlarıyla besleyeceğimiz yeni Osmangazi’miz, bizim yönetimimize ülkeye hatta tüm dünyaya örnek modern bir dönüşüme imza atacak” ifadelerini kullandı. Kaynak: İHA

İstanbul'dan korkutan görüntü Haber

İstanbul'dan korkutan görüntü

Görüntüleri yorumlayan İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, “İstanbul üstü açık mezarlık haline gelmiş” dedi. Güngören, Bahçelievler ve Bağcılar çevresinde havadan çekilen görüntüler ile betona boğulan şehrin adeta tablosu ortaya çıktı. Görüntülerde açık ve yeşil alanların hiç olmadığı görülürken, muhtemel büyük İstanbul depreminde yolların kapalı olabileceği ve bu nedenle vatandaşların tahliye edilmesinin, yardımların ulaştırılmasının zor olabileceği ön görülüyor. Uzmanlar kentsel dönüşüm çalışmalarıyla birlikte yeşil alanların ve helikopter pistlerinin acilen çoğaltılması, ana arterde bulunan yolların 10 metre daha genişletilmesi konusunda uyarılarda bulundu. İkmal seferleri için içerideki kısımlarda kalan vatandaşlara ancak helikopterle ulaşılabileceği belirtiliyor. “İstanbul’da üstü açık mezarlık haline gelmiş” İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, “Ne yazık ki izlediğimiz görüntülerdeki bölgeler İstanbul’da üstü açık mezarlık haline gelmiş. Yukarıdan çekilen görüntülere baktığımız zaman bu bölgeler adeta mezarlığı andırıyor. Ana yollar tamamen felç olmuş durumda, olası bir depremde hiç kimsenin bir şansı yok. O bölgede kaos var, havadan net bir şekilde gözüküyor. Bu kaosu önlemek için acil eylem planına ihtiyacımız var. Çünkü olası bir depremde bu yollar çalışmayacaktır. Acil bir şekilde helikopter pistlerinin sayısını arttırmaları gerekiyor. Çünkü olası bir depremde yollar kapanacak, çalışmayacaktır. Bu yollar binalar yüzünden çökeceği için büyük bir afet olacaktır” dedi. “Yolların en az 10 metre daha genişletilmesi gerekiyor” Muhtemel büyük İstanbul depreminde can kaybının çok yüksek olacağını belirterek uyarılarda bulunan Çetintaş, “İstanbul açık bir mezarlık haline gelmiştir. Kentsel dönüşümde en çok dikkat edilmesi gereken husus çok büyük yeşil alan açmak zorundalar. Yukarıdan baktığınızda bu yerlerde yaşanılabilir en küçük bir yeşil alan dahi yoktur. Bir deprem olduğunda bu bölgelere sadece havadan ikmal yapılabilir. O ikmali yapabileceğiniz bölgeler dahi yok. Ana arter yolların en az 10 metre daha genişletilmesi gerekiyor” dedi. Kaynak: İHA

Öğrencileriyle hayata tutundu Haber

Öğrencileriyle hayata tutundu

Asrın felaketine Hatay’ın Antakya ilçesi Akevler Mahallesi’nde yakalanan Türkçe Öğretmeni 34 yaşındaki Zeynep Nur Kalkan, depremde 35 yaşındaki eşi Ali Efdal, 6 yaşındaki oğlu Yiğit Eren, 2 yaşındaki ikizleri Oğuz Ata ve Yağız Alp ile birlikte yıkılan binanın enkazında kaldı. Enkazdan 90. saatte kurtarılan Zeynep öğretmen, eşinin ve evlatlarının acı haberini ise hastane yolunda aldı. Bir bacağı ampute edilen ve yaşam mücadelesi veren Zeynep öğretmen, 55 yaşındaki annesi Ayşe Gül ve 27 yaşındaki kardeşi Şamil Kalkan’dan da acı haber aldı. Tedavi sürecinin ardından mayıs ayında hayırseverlerin destekleriyle takılan protez bacakla yeniden yürümeye başlayan Kalkan, eylül ayında çok sevdiği mesleğine ve öğrencilerine Yayladağı ilçesindeki Bezge İmam Hatip Ortaokulunda yeniden kavuştu. Evlatlarının yerine koyduğu öğrencileriyle hayata tutunan Zeynep öğretmen, meslek aşkıyla takdir topluyor. “Şubat benim için çok farklı bir anlam ifade ediyordu, ta ki 6 Şubat'a kadar” Ekiplerin kendisini termal kamerayla fark ederek 90. saatte enkazdan çıkardıklarını anlatan Zeynep Nur Kalkan, “Yaklaşık 11 yıldır bu görevi yapıyorum. Şubat benim için çok farklı bir anlam ifade etmeye başladı. Öncesinde şubat benim doğum günümdü. Atandığım ay şubat ayıydı. Şubat benim için çok farklı bir anlam ifade ediyordu, ta ki 6 Şubat'a kadar. 6 Şubat'ta, insanın geleceğe dair bir planı olur, biz bir gün sonrası için plan yapmıştık. İşte sabah kalkacaktık, eşyalarımızı hazırlayacaktık. Oğlumun tostunu yapacaktım, koyacaktım çantasına, okula gidecektik. Bizim planımız bu yöndeydi ama gece büyük bir sarsıntıyla uyandım. Zaten uyanmamla evin yıkılması bir oldu. Ben büyük ihtimalle o şiddetin arttığı dönemde uyandım. Yıkıldı yani, o an zaten bir şey düşünemiyorsunuz. Sanırım bayılmışım. Ayıldığım zaman zifiri karanlığın içindeydim. Dışarıdan bağrışmalar, sesler geliyor. O kadar çok ses duyuyordum ki yani günlerce bağırdıktan sonra üçüncü günü akşam beni termal kamerayla fark etmişler. Enkazdan 90'ıncı saatte çıktım. Yani dördüncü gün çıktım” dedi. “Hayırseverlerin yardımıyla bir protez çalışması başladı ve protez takıldı” Ailesinin acısıyla sarsıldığını ifade eden Kalkan, hayırseverlerin destekleriyle takılan protezle yaşama yeniden başladığını belirterek, “O şekilde ameliyata girdim ve bir anda bir bacağımdan olmuş oldum. Ama bu beni sarstı mı; çocuklarımın öldüğünü görmek, eşimin öldüğünü duymak, annem, erkek kardeşim, onların vefat ettiğini duymak zaten beni bitirmişti. Ben bacağımın acısını da hissetmedim, yokluğunu da fark etmedim. Ta ki işte hani yavaş yavaş toparlanmaya başlayınca. Ankara'da yaklaşık bir ay hastanede tedavi gördüm. Bir ay evde tedaviye devam edildi. Fizik tedavi süreçleri oldu, daha sonra mayısın sonunda protez takıldı. Sağ olsun hayırseverlerin yardımıyla bir protez çalışması başladı ve protez takıldı. Ben ondan sonra yavaş yavaş ayağa kalktığım zaman evet dedim; ayaktasın, kaderine inanıyorsun ve bu şekilde devam etmelisin dedim. Yavaş yavaş yürüme çalışmaları başladı. İlk başta çok zorlandım. 'Ben bu protezle yürüyemem, çok ağır' dedim. Yapamam dedim ama bana inandılar. Oradakiler sağ olsun çok yardımcı oldular, protez merkezindekiler. Yavaş yavaş onların yardımları ile yürümeye başladım. Şu an çok şükür kendi işlerimi kendim halledebiliyorum” dedi. “Ben öğretmenliği çok seviyorum” Öğretmenlik mesleğine olan sevgisinin küçük yaşlarda başladığını ifade eden Kalkan, öğrencilerinin gözlerine bakarak acılarını giderebildiğini belirterek, “Çok şükür mesleğime geri döndüm. Çünkü ben ilkokuldan beri hep öğretmen olmak isteyen bir insandım ve benim için öğretmenliğin çok ayrı bir değeri var. İnsan hani eş olur, arkadaş olur, dost olur, akraba olur ama benim için gerçekten bu çok ayrı bir vasıf. Ben öğretmenliği çok seviyorum. Öğrencilerime tekrar kavuşmak beni çok mutlu etti. Onlara bir umut ışığı olmak. Benim yaşadığım zorlukları onların gözlerinin içine bakarak giderebilmek bu benim için çok önemli. Onların gözlerindeki sevgi beni tekrar hayata tutunduruyor. Çünkü evlatlarını kaybetmiş bir anne için en büyük acı bu olsa gerek. Onların hepsi benim birer evladım oldu. Hepsine o gözle bakıyorum. Hepsi benim için çok kıymetli. Hepsine tek tek isimleriyle seslenmek, gel canım şunu yapalım diyebilmek bu benim için gerçekten büyük bir mutluluk. Onlarla birlikte tekrar hayata tutunmaya çalışıyorum. Tabii ki ailem bana çok büyük destek bu konuda. Babam benim için hayatımın en önemli insanı, her zaman yanımda. Ben bu şekilde hayatıma devam etmeye çalışıyorum. Ama değerimizin hissedildiği, öğrencilerimiz tarafından sevgimizin daha çok görüldüğü bir gün olarak tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum. İnşallah hayırlı, güzel insanlar yetiştirebilmeyi, bu vatana millete hayırlı evlatlar yetiştirebilmeyi rabbim nasip etsin diyorum” şeklinde konuştu. Kaynak: İHA

Kentsel dönüşüm tam gaz! Haber

Kentsel dönüşüm tam gaz!

Ulaşımdan altyapıya kadar her alanda Bursa’yı geleceğe taşıyacak projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, birinci derece deprem kuşağında yer alan Bursa'nın depreme karşı daha güvenli kent haline gelmesi için kentsel dönüşüm projelerine hız verdi. Zaman içerisinde yıpranan yapıları iyileştirerek depreme dayanıklı konutlarla Bursalılara güvenli yaşam alanları oluşturmayı amaçlayan Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Caddesi ve Yiğitler kentsel dönüşüm projelerinde birinci etapların tamamlanmasının ardından Karapınar Kentsel Dönüşüm Projesi’nde de inşaatı başlattı. Bakanlık tarafından Cumalıkızık, Değirmenönü ve Karapınar mahallelerinin sınırları içinde, Maliye Hazinesi’ne ait 55 adet taşınmaz parseldeki proje ve uygulama çalışmalarıyla ilgili Büyükşehir Belediyesi yetkilendirildi. Toplam 138 bin 600 metrekarelik alanda 3 bin 600 konut ile 300 dükkân inşa edilmesi planlanırken, projenin ilk ayaklarından olan Karapınar 1. etap projesinin temeli, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Bursa Milletvekilleri Refik Özen ve Mustafa Yavuz’un da katıldığı törende atıldı. Hedef 10 bin konut Karapınar Kentsel Dönüşüm Projesi’nin temel atma töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, belediye iştiraki Burkent A.Ş. tarafından ihalesi 25 Eylül’de yapılan projeyi 2025 yılı ortasında bitirmeyi hedeflediklerini söyledi. Temelini attıkları 1. etap projesinin 90 konut ve 4 adet dükkândan oluştuğunu kaydeden Başkan Aktaş, “Ayrıca yılsonuna kadar diğer 3 bölümde de temel atma törenlerini gerçekleştireceğiz. Planlamaya aldığımız çalışmaları teker teker hayata geçirdiğimizde 2029 yılı sonuna kadar 10 bin civarı konutu kentsel dönüşümle şehrimize kazandırmış olacağız. 2019 yılında Bursa Şehir Tasavvurumuzu paylaşırken, “çınar ağaçlarının gölgesinde çocukların büyüdüğü bir Bursa” demiştik. Bu hedefimize adım adım ilerliyoruz” dedi. Dönüşüm sıkıntılı iş Kentsel dönüşümün sıkıntılı bir iş olduğunu, herkesin kafasına yatan dört dörtlük bir dönüşümün mümkün olmadığını dile getiren Başkan Aktaş, “Maalesef biz arabamızı, beyaz eşyamızı değiştirirken fark ödemeyi kabul ediyoruz, ancak kentsel dönüşümde fark ödemeyi aklımıza getirmiyoruz.  Yıldırım, 660 bin nüfusuyla Bursa’nın ikinci büyük ilçesi ama Bursa’nın tüm coğrafyanın sadece yüzde 1’i kadar alana sahip. Bundan 40- 50 yıl önce yolu izi olmayan, imar planı bulunmayan alanlara kaçak köçek yapılan konutlarla bir şehir kurulmaya çalışılmış. Eskiyi yeni hale getirmek en zor iştir. Biz gerçekten ortaya bir değer çıkarmaya çalışıyoruz. Bölgede yaşam devam ederken, bir taraftan da yenileme yapmaya çalışıyoruz. Biz Bursa’nın geleceğini konuşmak zorundayız. Derdiniz, heyecanınız varsa, şehre karşı hissiyatınız varsa bunlarla yatar bunlarla kalkarsınız. Biz AK kadrolar olarak bunu yapıyoruz. Birileri de yalanla, iftirayla, algıyla maalesef vatandaşımızı etkilemeye çalışıyor” diye konuştu. 40-50 yıllık sorunlar Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz da kentin inşası ve vatandaşların güvenli ve konforlu, sosyal yaşam alanlarına kavuşması noktasında projeler ürettiklerini söyledi. Bu çalışmaları yaparken, birlik ve beraberlik içinde hareket ettiklerini dile getiren Yılmaz, “Deprem artık göz ardı edilemeyecek bir gerçek. Bunu son depremde yine müşahede ettik. Yıldırım’da imar planları ve imar uygulaması ile ilgili işlerimiz vardı. Bunlar olmadan dönüşüm mümkün değildi. Bursa 40-50 yıldır ciddi göç almış. Çarpık yapılaşma ile yol, sağlık ocağı, otopark, okul alanları düşünülmeden kaçak yapılaşmaya gidilmiş. Şimdi bu sıkıntıyı çözmeye gayret ediyoruz. 40 - 50 yıllık sorunların bir anda çözülmesi kolay değil. Önce mülkiyet problemlerini çözmeniz gerek. Bu bölgede 5800 civarında tapu dağıttık. 1 etap dediğimiz Ankara yolu civarında da yakında 1500 tapu dağıtmış olacağız. Dönüşüm çalışmasıyla mülkiyet problemlerimizi nihayete erdirmiş olacağız.  10 binden fazla hak sahibine tapu dağıttık. İnşallah 40 binli rakamlara ulaştıracağız” dedi. Bursa Milletvekilleri Mustafa Yavuz ve Refik Özen de kentsel dönüşüm yasasının meclisten geçtiğini hatırlatarak, gerek merkezi hükümet gerekse Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin çalışmalarıyla bu tür dönüşüm projelerinin bundan sonra daha da hızlanacağını kaydetti. Karapınar Mahalle Muhtarı Mehmet Çakır da sağlık ocağı başta olmak üzere bölgeye yapılan yatırımlar nedeniyle Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a teşekkür etti. Konuşmaların ardından Karapınar’da dönüşümün startı verildi. Kaynak: Bülten

Uludağ Enerji’den Hatay’da Yaşam ve Gelişim Kampüsü Haber

Uludağ Enerji’den Hatay’da Yaşam ve Gelişim Kampüsü

Uludağ Enerji tarafından Hatay’da yaklaşık 3 ay önce hizmete açılan ‘Yaşam ve Gelişim Kampüsü projesinin tanıtım programı düzenleniyor.  Bursa Uludağ Üniversitesi ile Panoffect’in destek sağladığı ve 2 yıl sürecek projeden 40 binden fazla vatandaşın da fayda sağlaması planlanıyor.  Uludağ Enerji Ceo’su Sinan Öktem, proje hakkında bilgiler verirken, “14 kişilik ekibi deprem haberini alır almaz hemen harekete geçirdik. 26. saatte bizim ekibimiz buraya ulaştı ve yoğun bir şekilde burada çalışmaya başladı. 3 kişiyi de enkazdan canlı olarak çıkarabildik. Buradaki ekibimiz uzun bir süre çalıştı aynı zamanda çalışmaların yanında bir yardım seferberliği de yaptık. Oldukça kapsamlı bir liste oluşturduk. Şirketlerimizden tırlarımızı yönlendirdik. Ekiplerimiz bir yandan çalışırken bir yandan da böyle bir destek oluşturduk.  İlk desteklerden sonra arkamızı dönüp gitmemiz lazım. Çünkü burada bir şekilde hayatın devam etmesi lazım. Biz o şekilde de kalıcı bir destek sunmak istedik. Burada Büyükşehir Belediyesi, Uludağ Üniversitesi ve Panoffect ile beraber bir proje yaptık” ifadelerini kullandı.  9 KONTEYNERLİ BİR ALAN DA ÇEŞİTLİ ATÖLYELER  Projenin temel amacından bahseden Öktem, “Zaten belediyelerimiz bu tip uydu kentleri oluşturuyordu. Ama biz insanların kalacağı değil de başka türlü destek olabileceğimiz bir proje yapmak istedik. 9 konteynerli bu alana, kampüsü oluşturduk. Temel amacımız okul öncesi ve okul çağı çocuklarına oyun atölyesi sunmak ve kişisel gelişimine katkı sağlamak. Erkeklere yönelik çalışmalarımız da olacak. Meslek atölyelerimizde bulunuyor. Buradaki insanlarımıza psikolojik destek vermek amacıyla da bir grubumuz var. 2 yıl kadar devam edeceğini düşünüyoruz ve sonrasında da normal hayatın devreye gireceğini düşünüyoruz” dedi.  “HER HAFTA ULUDAĞ ÜNIVERSITESI’NDEN GELEN HOCA VE ÖĞRENCİLERİ DEĞİŞTİRİYORUZ” Uludağ Enerji Kurumsal İletişim Direktörü Yusuf Ziya Yüce de, “Buradaki ihtiyaçların fazla olduğunu gördüğümüzde buraya yapmaya karar verdik. Şu ana kadar 4 bin 800’ün üzerinde insan yararlandı. Haftanın 6 günü buradan yararlanabiliyorlar. Uludağ Üniversitesi bir müfredat çerçevesinde eğitim veriyor. Her hafta Uludağ Üniversitesi’nden gelen hoca ve öğrencileri değiştiriyoruz. İhtiyacı olan malzemeleri alıyoruz. İhtiyacı olan herkes psikolojik destek alabiliyorlar. Bütün konteynerlerde klima var” şeklinde konuştu. Kaynak: Bülten

Enkazdan çıktı, şimdi o kurtarıyor Haber

Enkazdan çıktı, şimdi o kurtarıyor

Hafızalara kazınan, yürekte derin izler bırakan 30 Ekim 2020 depremi, İzmirli Akbulut ailesinin de hayatını değiştirdi. Bayraklı Çamkıran’daki 7 katlı binanın birinci katında bulunan evlerinde depreme yakalanan Simge ve Simay Akbulut kardeşler, anneleri Mehtap Akbulut ile birlikte yıkılan binanın enkazı altında kaldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından 4 saat süren çalışmanın ardından kurtarıldılar. O gün o üç canı hayata döndüren itfaiye çalışanları arasında 30 yıllık itfaiyeci baba Mehmet Akbulut da vardı. Kızları ve eşini enkazdan sağ çıkarmak için meslektaşlarıyla birlikte ter dökmüştü. Depremden 8 ay sonra göreve başladı 25 yaşındaki Simge Akbulut’un hayatı 30 Ekim depreminin ardından değişti. Hayattaki hedeflerini yaşadığı talihsiz olayın ardından netleştiren Simge Akbulut, önce KPSS’ye (Kamu Personeli Seçme Sınavı) girdi ardından da Edirne Belediyesi’nin itfaiyeci alımı için açtığı sınava katıldı. Depremin ardından kendini hızla toparlayarak hayata tutunan genç kadın, sınavlarda elde ettiği başarı sonrası Edirne Belediyesi’nde itfaiye eri olarak göreve başladı. 1 buçuk yıl burada çalışan Akbulut, daha sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’na atandı. “Birbirimizin yaşayıp yaşamadığı kontrol ediyorduk” 30 Ekim 2020, saat 14.51'in hayatının dönüm noktası olduğunu söyleyen Akbulut, yaşadıklarını anlatırken hala aynı duyguları taşıyor. Akbulut, “Evde annem ve kardeşimle oturuyorduk. Annem salondaydı, biz de kardeşimle odadaydık. Bir anda çok şiddetli bir ses duydum ve ev şiddetli şekilde sallanmaya başladı. Deprem olduğunu fark edince kardeşimin kolundan tutarak dışarı doğru itmeye başladım. Kardeşim çıkmayı başardı ama apartmanın koridorunda kaldı. Annem de salondaydı, kolundan tutup onu da çektim. Çok kısa sürede 7 katlı bina çöktü. Annem ve ben aynı yerde enkazda kaldık, kardeşim ise bizim bir alt katımızda enkazdaydı. Annem ve kardeşime sürekli seslenip, yaşayıp yaşamadıklarını kontrol ediyordum. 4 saat boyunca enkazda kaldık. Annemi görebiliyordum ama kardeşimi göremiyordum. Sürekli birbirimizle iletişim halindeydik. Birbirimizin yaşayıp yaşamadığı kontrol ediyorduk” diye konuştu. Onu kurtaran ekiple aynı çatı altında Enkaz altında çok dar bir yerde olduğunu ve nefes almakta zorlandığını anlatan Akbulut, “Annem yanımda şoka girmişti. Bir yandan onu sakinleştirmeye çalışıp diğer taraftan ise kafamı toplayıp enkaz altından kurtulmak için çözüm aramaya başladım. Hiç öleceğimi düşünmedim. Kendi kendime ‘Buradan çıkacağım’ dedim. 112 Acil Çağrı Merkezini aradım. Kaldığım yerin adresini verdim. Daha sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri, şu an ki çalışma arkadaşlarım beni kurtarmaya geldi. Babam da bizi kurtarmaya geldi. Kardeşim enkazdan çıkarıldı ancak bizim çıkarılmamız zaman aldı. Babam ve itfaiye ekipleri enkazı kazarak bizi çıkardı. Bir hafta hastanede kaldım. Bir süre yürüyemedim. Annem ve kardeşim ameliyat oldu, ben de fizik tedavi gördüm. Şu anda hepimiz çok iyiyiz” diye konuştu. “Umudumu hiç kaybetmedim” Yaşadıklarının kendisini çok etkilediğini anlatan Akbulut, şunları söyledi: “Hem babamın bu mesleği yapmasından dolayı çocukluğumun itfaiyede geçmesi hem de İzmir İtfaiyesindeki ekip arkadaşlarımın beni kurtarması beni çok etkiledi. Dün onlar beni kurtardı, bugün ben başkalarını kurtaracağım. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’nın deprem ekibinde yer alıyorum. Deprem, arama kurtarma ve yangın eğitimleri alıyorum. Enkaz altında hareketsiz, çaresiz şekilde saatlerce kalmama rağmen umudumu hiç kaybetmedim. Çaresizliğin nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Çaresizlik nedir? Yardım beklemek nedir? Bu duyguları bildiğim için ben de yardım bekleyen insanlara yardım edeceğim. Bu tarz olaylar yaşayanlar varsa, onlara umut etmelerini öneriyorum. Umut hiçbir zaman bitmez. Bu yola umut ederek çıktım.” “Çok şükür hala 4 kişi sofraya oturuyoruz” Güney Bölge İtfaiye Amiri Mehmet Akbulut (59) da kızları Simay (21) ile Simge ve eşi Mehtap Salduz Akbulut’un enkaz altında kaldığı haberini Torbalı’da görevde olduğu sırada öğrendiğini belirtti. Akbulut, “Kızım Simay arayarak ‘Baba bizi kurtar’ dedi. Deprem olduğu bilgisi gelmişti ancak apartmanın çöktüğü aklımın ucundan bile geçmedi. Hemen Torbalı’dan çıktım. Bu sırada kızım sürekli arıyordu. O yol bitmedi. Trafik kilitlendi. Araçtan inip koşarak eve ulaşmaya çalıştım ve vardım. Ailem enkaz altında, arkadaşlarım olay yerinde. Onlarla birlikte bende kurtarma çalışmalarına katıldım. Elimizle, tırnaklarımızla kazıya kazıya 4 saat sonra ailemi çıkardık. Allah’a şükür hala nefes alıyorlar, hala 4 kişi sofraya oturuyoruz” dedi. “Kızımın bu mesleği seçmesinden dolayı çok mutluyum” Kızıyla gurur duyduğunu, şimdi baba kız bu mesleği yaptıklarını vurgulayan Mehmet Akbulut, “Her mesleğin olduğu gibi bizim mesleğin de riskleri var. Ben kızımın bu mesleği başarı ile yapacağına inanıyorum. İtfaiyeci olduğuna çok sevindim. Kutsal bir mesleğimiz var. Bir kez daha dünyaya gelsem yine bu mesleği seçerim. İtfaiyeciliği çok seviyorum. Çalışma arkadaşlarımı ve kurumumu çok seviyorum. Kızımın bu mesleği seçmesinden dolayı çok mutluyum. Simge bu mesleğe çok hevesli. Bu işi layıkıyla yapacağına eminim. Çok istekli, çalışkan” diye konuştu. Kaynak: İHA

Yıkım sırasında bina çöktü: Kepçe enkazda kaldı Haber

Yıkım sırasında bina çöktü: Kepçe enkazda kaldı

Gaziantep Şahinbey ilçesi Fidanlık Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar alan 5 katlı bina için kontrollü yıkım kararı verildi. Sabah erken saatlerde yıkım için gelen ekipler, kepçe ile çalışmalara başladı. Çalışmaların başlamasından kısa bir süre sonra bina bir anda çöktü. Ortalığı toz bulutu kaplarken, çevrede de büyük panik yaşandı. Binanın yıkılması ile kepçe enkaz altında kalırken, kepçe operatörü ise son anda kendisini dışarı atarak kurtuldu. İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye, sağlık ve AFAD ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemi alırken, yapılan incelemede ölü ve yaralı olmadığı belirlendi. Binanın çökme anı ise cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde yıkım çalışması esnasında kepçenin hamlesi ile binanın bir anda yıkıldığı anlar yer aldı. Görüntülere olay sonrası etrafı toz bulutunun kaplaması ve yaşanan panik anları da yansıdı. Yıkılan bina çevredeki iki binaya da zarar verdi Yıkım sırasında çöken bina çevresinde iki binaya da zarar verdi. Binanın yıkılması sonrası babasının evinde de ciddi hasar oluştuğunu söyleyen Metin Calman, "Yıkım sırasında ekipler ayakları biraz zayıflatalım dedi. Kepçenin üçüncü ayağa müdahalesiyle bina bir anda yıkıldı ve kepçenin üzerine devrildi. Çok şükür ölü ve yaralı yok ama mahallede büyük korku ve panik oldu. Etrafı da bayağı bir toz bulutu kapladı. Babamın evi de olay sonrası hasar aldı" ifadelerini kullandı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Kaynak: İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.