SON DAKİKA
Hava Durumu

#daire

A Gazete - daire haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, daire haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yargıtay'dan mobbing kararı Haber

Yargıtay'dan mobbing kararı

Taşeron firma bünyesinde, ilçe devlet hastanesinde bilgisayar operatörü olarak çalışan genç, işveren tarafından sürekli görev yerinin değiştirildiği, görevi olmayan işleri yapmaya zorlandığı, mobbinge (psikolojik taciz) maruz bırakıldığı iddiasıyla sözleşmesini feshetti. İş Mahkemesi'nin yolunu tutan mağdur işçi, kıdem tazminatı ile yıllık izin alacağının tahsilini talep etti. Davalı şirket avukatı ise iddiaları reddetti. Mahkeme, davacının kendisine psikolojik taciz uygulandığı yolundaki iddiasının sübut bulmadığı, iş yeri uygulamalarından duyulan bir rahatsızlık boyutunda kaldığına hükmetti. Karar, davacı tarafından temyiz edilince devreye Yargıtay 7. Hukuk Dairesi girdi. Kararda; bilgisayar operatörü olarak çalıştığı anlaşılan davacının sık sık görev yerinin değiştirildiği hatırlatıldı. Davacının en son, görevi ve daha önce yaptığı işle ilgisi olmayan ameliyathane kapısında kariyeri ile çelişen bir işe verildiği vurgulandı. Davacı tanıklarının ifadesi ile de bu değişiklileri davacının istifa etmesi amacıyla yapıldığı anlaşıldığı hatırlatıldı. Bu şekildeki uygulamaların mobbing olarak adlandırıldığı dile getirilerek mahkeme kararı bozuldu. Yeniden yapılan yargılamada İş Mahkemesi, davacının mobbinge maruz kaldığına karar verdi. Davacının sık sık görev yerinin değiştirildiği, davacının son olarak görevi ve daha önce yaptığı işle ile ilgisi olmayan kariyeri ile çelişen bir işe verilerek ameliyathane kapısında görevlendirildiği hatırlatıldı. Davacının psikolojik tacize maruz kaldığı gerekçesi ile kıdem tazminatı alacağının kabulüne hükmetti. Bu kez kararı davalı avukatı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Daire, İş Mahkemesi kararını yerinde bulundu. İşçinin kariyeri ile çelişen bir göreve verilmesini mobbing saydı. Kaynak: İHA

Yargıtay'dan önemli karar Haber

Yargıtay'dan önemli karar

İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, Ankara'da görülen ve eşlerin karşılıklı birbirlerinden 100'er bin lira maddi ve manevi tazminat talep ettiği boşanma dava dosyasında ilk derece mahkemesi erkeğin; eşine karşı evliliğin başlangıcından beri sevgisiz ve ilgisiz olması, evin ihtiyaçlarını karşılamaması, davacıyı parasız bırakması, bu şekilde ekonomik şiddet uygulaması, eşine hakaret etmesi, onu aşağılaması, anne babası ile kişisel ilişki kurmasını engellemesi, eşi ile birlikte vakit geçirmekten kaçınması şeklinde eylemler sergilemesi sebebiyle erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu, erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166'ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 250 TL tedbir nafakası ile boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 350 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kararın kesinleşme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 10 bin TL maddî ve 15 bin TL manevî tazminata hükmetti. Erkek eşin avukatı aracılığıyla yaptığı itiraz sonrası istinafa giden dosya mahkeme tarafından bozuldu. İstinaf mahkemesi her iki davanın reddine kadının tüm, erkeğin sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verdi. Kararın ardından davacı karşı davalı vekili, kadının reddedilen davası ve fer'îleri yönünden temyiz isteminde bulundu. Karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesine gönderildi. Bozma ilâmına uyan Bölge Adliye Mahkemesi, eşlerin boşanmasına karar vererek kadının kusurunun bulunmadığı, boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, "erkeğin, kadının ailesiyle görüşmesini kısıtlamasının" kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 30 bin TL maddî tazminat ile 30 bin TL manevî tazminata karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek temyiz isteminde bulundu. Dosyanın temyiz incelemesi tekrar yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, temyiz incelemesi neticesinde, "Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat fazladır. 4721 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50'nci ve 51'inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174'üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir şeklinde karar vererek erkek eşin, kadın eşin ailesiyle görüşmesini kısıtlamasının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini kabul etmiş ancak erkek eş aleyhine hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğu kanaati ile dosyayı tekrar Bölge Adliye Mahkemesi'ne göndermiştir" dedi. Kaynak: İHA

Şehit polisin davasında 7 tutuklama daha Haber

Şehit polisin davasında 7 tutuklama daha

İstanbul’un Büyükçekmece ilçesinde ihbar üzerine gittiği apartman dairesinde Muhammet Berke Çorak adlı saldırgan tarafından silahla açılan ateş sonucu şehit olan Polis Memuru Cihat Ermiş'in olayıyla ilgili düzenlenen operasyonda yakalananların 7’si tutuklandı. Şüphelilerin bir suç ağının üyeleri olduğu anlaşıldı. Alınan bilgiye göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 9 Ekim'de Büyükçekmece Murat Çeşme Mahallesi'nde emniyet mensubu Cihat Ermiş'in şehit edildiği menfur saldırıya ilişkin çalışma yürütmüş, Muhammet Berke Çorak adlı katil zanlısı ile onun hasımları oldukları ileri sürülen 8 şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştı. Olayla ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde kuşkulu kişilere ait adreslerde yapılan aramalarda 2 ruhsatsız tabanca, 9 mermi, gerçek görünümlü kuru sıkı tabanca, hassas terazi ve bir miktar uyuşturucu madde ele geçirildi. Olay günü yakalanan Çorak aynı gün mahkemece tutuklanmıştı. Suç ağının üyesi oldukları ortaya çıktı Suçları kiralık ya da çalıntı motosiklet ile işledikleri tespit edilen hasım çeteye mensup şüpheliler, işlemlerinin ardından sevk edildikleri mahkemece tutuklandı. Tutuklanan zanlıların Büyükçekmece'de sözde ‘Ceco İsa Grubu’ olarak bilinen suç ağının üyeleri olduğu anlaşıldı. Çete mensuplarının, ilçedeki vatandaşlar üzerinde korku ve panik oluşturup, alıkoydukları kişileri döverek video kaydına aldıkları iddia edilirken, hasım oldukları tarafların ev veya iş yerlerini kurşunladıkları belirlendi. Suç şebekesinin, söz konusu eylemleri gerçekleştirirken daha az şüphe çekmeleri ve düşük ceza almalarından dolayı yaşı 18’den küçük çocukları kullandıkları öğrenildi. Çetenin, işlenen suçları yine bu çocuklara üstlendirdikleri ortaya çıktı. Kaynak: İHA

Ayakkabı çaldı, 3 yıl hapis aldı Haber

Ayakkabı çaldı, 3 yıl hapis aldı

Girdiği apartmandan çok sayıda daire önündeki ayakkabıyı çalan hırsızlık şüphelisi, 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 6. Ceza Dairesi, olayın Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 142. maddesinde düzenlenen 'nitelikli hırsızlık' olduğuna dikkat çekti. Emsal kararla birlikte daire önünden ayakkabı çalan hırsızlık şüphelileri, 10 yıla kadar hapis talebiyle hakim karşısına çıkacak. Bir apartmana giren hırsız, daire önlerindeki ayakkabıları pazar çantasına doldurdu. Kaçan şüpheli, güvenlik kamerası görüntüleriyle tespit edilip polis tarafından yakalandı. Cumhuriyet Savcılığı'nın 'konut dokunulmazlığını ihlal ve hırsızlık' suçlamasıyla açtığı davada hakim karşısına çıkan sanık, 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kararın temyiz edilmesiyle devreye giren Yargıtay 6. Ceza Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şöyle denildi: "Sanığın farklı dairelerde oturan müştekilerin ikamet kapısının önünde bulunan ayakkabıları çalmak şeklindeki eyleminin, suç tarihi itibariyle TCK’nın 142/2-h maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu eyleminin uyduğu gözetilmeden sanık hakkında TCK 141/1 maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini, kanuna aykırıdır. Aynı apartman binasında ayrı dairelerde ikamet eden müştekilerin dairelerinin giriş kapıları önünde bulunan ayakkabıları çalan sanığın eyleminin aynı neviden fikri içtima oluşturması sebebiyle bir kez 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h, 143. ve 43/2 maddelerinden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik ceza tayini hukuka uygun düşmemiştir. Hırsızlık eyleminin geceleyin gerçekleştirilmesi nedeniyle sanığın cezasından arttırım yapılırken uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232. maddesine aykırı davranılması bozmayı gerektirmiştir." Ayakkabı çalmanın cezası 10 sene TCK'nın 'nitelikli hırsızlık' suçunu kapsayan 142/2-h maddesi şöyle: "Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlenmesi hâlinde 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır." Basit hırsızlığın cezası 3 sene hapis Türk Ceza Kanunu'nun 'hırsızlık' suçunu düzenleyen 141/1 maddesi ise şöyle: "Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir." Kaynak: İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.