SON DAKİKA
Hava Durumu

#Cumhurbaşkanı

A Gazete - Cumhurbaşkanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Erdoğan ve Bahçeli Anıtkabir'de Haber

Erdoğan ve Bahçeli Anıtkabir'de

Cumhuriyet'in kuruluşunun 100. yıl dönümü dolayısıyla Anıtkabir'i ziyaret eden devlet erkanı, Aslanlı Yol'dan geçerek Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün mozolesine ay yıldızlı çelenk koydu. Ardından saygı duruşunda bulunan devlet erkanı, İstiklal Marşı'nı okudu. Erdoğan ve beraberindekiler, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı: "Aziz Atatürk; milletçe 'en büyük eserim' dediğiniz Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıl dönümüne ulaşmanın gururunu ve sevincini yaşıyoruz. Tarihimizin bu önemli dönüm noktasında zatı alinizi, silah arkadaşlarınızı, gözlerini kırpmadan şehadete koşan aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyoruz. Her bir anı ülkemize ve milletimize hizmetle geçen 21 yıllık iktidarlarımız döneminde emanetinize hakkıyla sahip çıkmaya çalıştık. Türkiye'yi tarihinin en büyük yatırım hamleleriyle buluşturmuş bir yönetim olarak ittifak ortaklarımız ve milletimizle birlikte Cumhuriyetimizin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı ile taçlandırmakta kararlıyız. Cumhuriyetimiz hiç olmadığı kadar güvendedir, emin ve ehil ellerdedir. Ruhun şad olsun, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı kutlu olsun." Törene TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri katıldı. Kaynak: İHA

Cumhurbaşkanı'ndan 'Gazze' açıklaması Haber

Cumhurbaşkanı'ndan 'Gazze' açıklaması

Rize Merkez Kentsel Dönüşümü, Isırlık Tabiat Parkı, Müyesser Kart Huzurevi ve yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış törenine katılmak üzere dün akşam saatlerinde Rize’ye gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Rize Belediyesi ve Rize Valiliği’ni ziyareti sonrasında kent merkezinde düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Törende 40 bin kişiye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 6 aylık bir aranın ardından bir kez daha Rize’de olmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. “Rize’nin baharı ayrı bir güzel sonbaharı ayrı bir güzel” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En güzeli de Rizeli uşakların her yerde hissettiğimiz vefası kadirşinaslığı, aşkı, sevdasıdır. Ömrünü davasına, ülkesine, milletine ve elbette hemşehrilerine hizmet yolunu adamış bir kardeşinizim. 20’li yaşlarda milletine siyaset yoluyla hizmet etmek için gençlik kollarında görev üstlendim. 30 yaşında Beyoğlu ilçe başkanı ve belediye başkanı olarak İstanbul’un doğup büyüdüğüm yerinde hizmete talip oldum. 40 yaşında büyükşehir belediye başkanı seçilerek çöp, çukur, çamur içerisindeki İstanbulumuzu çöpten, çukurdan, çamurdan kurtararak hamdolsun bugünkü İstanbul’un temellerini attık. 50 yaşında başbakan olarak ülkemize hizmet ettim. 60 yaşında milletimizin takdiri ile seçimle göreve gelen ilk cumhurbaşkanı olma şerefine eriştim. Şuanda 70 yaşıma merdiven dayadığım bugün mayasını Rize’den aldığım aşkla, şevkle, azimle, tecrübe ile ülkeme ve milletime hizmet mücadelemi sürdürüyorum. Neredeyse yarım asrı bulan yolculuğumun her safhasında Allah’tan başka güvenecek dal, milletimden başka yaslanacak gövde aramadım. Hamdolsun girdiğim her mücadelede Rabbimin yardımını da milletimin desteğini de yanımda buldum. Bu sayede yolumu kesmek için kurulan her tuzağın bozulduğunu her engelin kalktığını her zorluğun kolaylığa dönüştüğünü gördüm. Elde ettiğimiz her başarının gerisinde milletimin hayır duasının olduğunu bilerek bir sonraki safhaya geçtik. Rize’de başlayıp İstanbul’da dal budak saran ardından Türkiye’nin 81 vilayetine uzanan oradan Balkanlar’dan kafkaslar’a dost ve kardeş coğrafyalara yayılan ve nihayetinde tüm dünyayı kucaklayan bir serencamın hikayesini hep beraber yazdık” diye konuştu. “Adeta bir ateş çemberinin ortasındayız” “Ülkemizin içinde bulunduğu çevre başta olmak üzere dünyada yaşananları olup bitenleri görüyorsunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adeta bir ateş çemberinin ortasındayız. Hamdolsun bu ateşin ülkemize zarar vermesini önleyecek güce de imkana da dirayete de tecrübeye de sahibiz. Karadeniz’e barış gelecekse emin olun bizimle gelecek. Suriye ve Irak sınırlarımızın bu ülkedeki kardeşlerimizin istikrarıyla güvende kalmasını biz sağlayacağız. Balkanlar’da, Kafkaslar’da huzur ve güveni kalıcı şekilde tesisini biz temin edeceğiz. Kuzey Afrika’dan Güney Asya’ya dostlarımızın ve kardeşlerimizin yaşadığı her yerde kalplerin ve gözlerin aradığı o beklenen biz olacağız. Filistinli kardeşlerimizin İsrail zulmünden kurtulması Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde işlenen katliamların durdurulması bizim boynumuzun borcumuzdur. Filistin topraklarının dört bir yanında çocukları, anneleri, masumları öldüren katillerin mazlumların malını çalan hırsızların yakasına yapışmak bizim insani vazifemizdir. Bu ahlaksız, vicdansız, alçakça katliamı yapanları destekleyenlerin yüzlerine gördüğümüz her yerde suçlarını haykırmakta tarihe karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı içinde barındıran Kudüs-ü Şerif diğer inançların mensuplarının da haklarını gözetecek şekilde mahrumiyetini korumak onların mahremiyetini korumak manevi görevlerimiz arasındadır. Şundan emin olunuz ki biz Filistin meselesinde Gazze’de yaşananlar konusunda gözükenden çok daha fazlasını yapıyoruz. Yapmayı da sürdüreceğiz. Gazze’deki kardeşlerimizi asla sahipsiz çaresiz ve tek başlarına bırakmıyoruz, bırakmayacağız. İçimizdeki kimi gafiller bilmese de Gazze’yi ve Filistinli kardeşlerimiz bunu çok iyi biliyor” ifadelerini kullandı. “Üzerimize düşenleri yaparken ayaklarımızı da yerden kesmiyoruz” Cumhurbaşkanı Erdoğan, üzerimize düşenleri yaparken ayaklarımızı da yerden kesmediğimizi belirterek “Türkiye olarak geçtiğimiz 21 yılda hem kendimizin hem dost ve kardeşlerimizin hem de dünyadaki tüm mazlumların haklarını koruyacak inisiyatifler geliştirme konusunda çok önemli mesafe kat etti. Siyasi, ekonomik askeri olarak henüz sonuçlandıramadığımız çalışmalarız şüphesiz var. Kimi alanlarda 3-5 yıllık kimi alanlarda 5-10 yıllık vakit gerektiren projelerimizi tamamladığımızda Allah’ın izniyle Türkiye bambaşka bir seviyeye yükselecek. Terör örgütlerinin üzerimize salınmasından darbe girişimcilerine ekonomik sabotajlardan siyasi çelmelere kadar yaşadığımız badirelerinin gerisinde işte bu tablonun önünü kesme çabası var. Ama başaramayacaklar. Milletimiz 14-18 ve 28 Mayıs seçimlerde bir kez daha bu kararlığını haykırdı. Millet her iki seçimde de kazananlarına sahip çıkma noktasında çok güçlü irade gösterdi. Terör örgütlerinden medet umanlara emperyalist güçlere selam çakarak iktidar hayali görenlere milletimiz sandıkta çok esaslı bir ders verdi” şeklinde konuştu. “Al birini vur diğerine...” Konuşmasında dün ana muhalefet partisi CHP’nin yaptığı Kurultay’a yönelik de ifadeler kullanan CumhurbaşkanıErdoğan “Ana muhalefetin dün kongresi vardı. Bay bey Kemal ‘Kime bay bay’ dedi? Edirne’deki terörist başı Demirtaş’a ‘bay bay’ dedi. Kavala’ya ‘bay bay’ dedi. Peki kongreyi kazanan zat o kime selam verdi ? O da aynen Selahattin Demirtaş’a selam verdi. Kavala’ya selam verdi. Al birini vur diğerine. Bunların birbirinden farkı var mı ? yok. Bunlar terör örgütleri ile beraber omuz omuza yürüdüler. Zannettiler ki terör örgütlerini yanımıza alırsak biz bu ülkede seçim kazanıyoruz. 12-13 seçim kaybettin, hep onlarda beraberdin. Kazanan sen de onlarla beraberdin. Şimdi önümüzde yerel seçimler var. Bu yerel seçimlere Rize ve ilçelerimizle beraber hazır mıyız ? Ben 31 Mart’ta inşallah Rize’den tüm ilçeleriyle beraber çok güçlü bir ses bekliyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Rize’ye yapılan yatırımları tek tek sıralayarak toplu açılış törenini gerçekleştirdi. Kaynak: İHA

Hepatit A aşısı Türkiye'de üretilecek Haber

Hepatit A aşısı Türkiye'de üretilecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sincan Başkent OSB’de KeyVac Aşı Üretim Merkezi açılış törenine katıldı. Ülkenin kalkınmasına katkı sağlayan her şirkete gereken desteği verdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Alagöz Holding, 500 milyon dolara varan yatırımlarla bine yakın insanımızı istihdam sağlıyor. Biz de ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayan her şirketimize olduğu gibi Alagöz Holding’e gereken desteği veriyoruz" dedi. Hepatit A aşısı üretim tesisinin kendi alanında önemli bir boşluğu dolduracağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 bin metrekare fabrika üretim hattı ve 2 bin metrekare ofis alanından oluşan fabrikanın en son teknoloji ile donatıldığını, toplam 29 bin 500 metrekare fabrika sahası ile KeyVac’ın üretmeyi planladığı diğer aşılarda da inşallah öncü bir rol üstleneceğini kaydetti. Koronavirüs döneminde yaşananların aşı üretim kapasitesinin ne kadar kritik önemde olduğunu gösterdiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye’nin bu süreci hükümetin aldığı önemli kararlar ve tedbirler sayesinde başarıyla yönettiğini bildirdi. Yaşanan pandemi sürecinde hiçbir vatandaşın çaresiz bırakılmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi yerli aşımızla birlikte salgına karşı etkisi tescillenen tüm aşıları vatandaşlarımıza ücretsiz olarak sunduk. Ekonomide farklı destek paketleri ile iş dünyamızın ve çalışanlarımızın yanında olduk. Muhalefetin tüm baskılarına rağmen ekonomide yıkıcı sonuçları olacak sert adımları atmaktan uzak durduk. Bunun yanında salgın döneminde 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi malzeme desteği vererek insanlık görevimizi yerine getirdik" açıklamasını yaptı. Türkiye’nin son asrın en büyük sağlık krizi olarak nitelenen salgından zayıflayarak değil güçlenerek ve dostlarının sayısını artırarak çıktığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu başarıda katkısı bulunan sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere tüm görevlilerimizi, kurumlarımızı, şirketlerimizi tebrik ediyorum. Hepatit-A aşısı, Hepatit A virüsünün neden olduğu hastalığın önlenmesinde kullanılan inaktif aşıdır. 2012 yılından bu yana aşı genel bağışıklama programında yer alıyor. Sağlık Bakanlığımız tarafından ücretsiz olarak 18’inci ve 24’üncü ayların sonunda olmak üzere her çocuğa, iki doz uygulanıyor. Ayrıca kronik karaciğer hastalığı ve pıhtılaşma bozukluğu olanlarla risk grubunda olan birçok insanımız aşılanıyor" dedi. Daha çok yurt dışından tedarik edilen Hepatit A aşısının artık dünya standartlarında ülkemizde de üretileceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böylece Türkiye bu aşıyı en üst standartta üreten dördüncü ülke olacaktır. Açılışını yaptığımız bu önemli tesisle birlikte Hepatit A aşısında yurt dışına bağımlılığımız azalacaktır. Ayrıca bu alanda ülkemiz ileri teknolojiye ve yetişmiş insan kaynağına kavuşacaktır. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutladığımız bir dönemde hizmete giren KeyVac üretim fabrikasının bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Aklını, birikimimizi, vizyonunu Türkiye Yüzyılı emrine veren siz kardeşlerimizi yürekten tebrik ediyorum. Bugüne kadar yatırımlarıyla, üretimleriyle, istihdamlarıyla, Türkiye’yi büyütme davamıza destek olan herkese şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından merkezin açılışı gerçekleştirildi. Törene Erdoğan’ın yanı sıra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, AK Parti milletvekilleri Mustafa Varank, Fuat Oktay, Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Zehranur Aydemir, Asuman Erdoğan, AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, AK Parti İl Başkanı Hakan Han Özcan ve çok sayıda davetli katıldı. Kaynak: İHA

Anıtkabir'e 'Cumhuriyet' ziyareti Haber

Anıtkabir'e 'Cumhuriyet' ziyareti

Cumhuriyet'in kuruluşunun 100. yıl dönümü dolayısıyla Anıtkabir'i ziyaret eden devlet erkanı, Aslanlı Yol'dan geçerek Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün mozolesine ay yıldızlı çelenk koydu. Ardından saygı duruşunda bulunan devlet erkanı, İstiklal Marşı'nı okudu. Erdoğan ve beraberindekiler, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı: "Aziz Atatürk; milletçe 'en büyük eserim' dediğiniz Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıl dönümüne ulaşmanın gururunu ve sevincini yaşıyoruz. Tarihimizin bu önemli dönüm noktasında zatı alinizi, silah arkadaşlarınızı, gözlerini kırpmadan şehadete koşan aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyoruz. Her bir anı ülkemize ve milletimize hizmetle geçen 21 yıllık iktidarlarımız döneminde emanetinize hakkıyla sahip çıkmaya çalıştık. Türkiye'yi tarihinin en büyük yatırım hamleleriyle buluşturmuş bir yönetim olarak ittifak ortaklarımız ve milletimizle birlikte Cumhuriyetimizin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı ile taçlandırmakta kararlıyız. Cumhuriyetimiz hiç olmadığı kadar güvendedir, emin ve ehil ellerdedir. Ruhun şad olsun, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı kutlu olsun." Törene TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri katıldı. Kaynak: İHA

'Hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmeyeceğiz' Haber

'Hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmeyeceğiz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 8. Aile Şurası’nda konuştu. "Türkiye Yüzyılı’nda Ailemiz, İstikbalimiz" temasıyla icra edilen şuranın ülke, millet ve aileler için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, şurayı düzenleyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını, Bakan Göktaş ve ekibini tebrik eti. Erdoğan, bugün ve yarın yapılacak komisyon çalışmalarında aile kurumunu güçlendirecek önemli tespit ve kararların ortaya konulacağına inandığını söyledi. Aile konusundaki gayretleri takdirle karşıladığını ifade eden Erdoğan, “Kıymetli fikirleriyle bu süreçlere katkı süren herkesi tebrik ediyorum. Aile şuralarının ilki 1990 yılında düzenlenmişti. Bizim dönemimizde farklı tarihlerde 4 şura tertip edildi” dedi. Aileyle ilgilenecek bir bakanlığın kurulması fikrinin şura kararlarından biri olduğunu söyleyen Erdoğan, bu önerinin 2011 yılında hayata geçirildiğini kaydetti. Aile meselesinin tek çatı altında bütün boyutlarıyla değerlendirilmesini temin ettiklerini söyleyen Erdoğan, 8. Aile Şurası’nın kapsamlı bir muhasebe imkanı sunacağını hem de geleceğe dair hedeflerin belirlenmesine katkı sağlayacağının açık olduğunu kaydetti. Bugün ve yarın gerçekleşecek çalışmalara bu zaviyeden bakılması tavsiyesinde bulunan Erdoğan, ”Şuranın temasında ifade dildiği üzere istikbalimiz olan ailenin korunmasında sizlerin dile getireceği görüşlerin çok değerli ve anlamı olduğunu bilmenizi istiyorum” diye konuştu. Konunun tüm paydaşlarını buluşturan şuranın başarılı ve verimli geçmesi temennisinde bulunan Erdoğan, “İnancımızda ve kültürümüzde aile mukaddes bir müessesedir. Hayatın iniş çıkışları karşısında koruyan aile çok büyük bir nimet, eşsiz bir hazinedir. İnsan aile içinde doğar, ailede huzura erer, aile fertleri arasında kendini güvende hisseder. Hayata ailesiyle birlikte hazırlanır. Sevginin paylaşılarak çoğaldığı, zorluklara beraber göğüs gerildiği aile, insanı insan yapan en önemli hasletlerdendir. Devletin vazifelerinin başında aile kurumu ve neslin muhafazası gelir. İnancımızın bize vaaz ettiği bu husus anayasamızda da yerini almıştır. Anayasamızın 41. maddesi çok açık ve nettir. Aile, Türk toplumunun temelidir. Anayasamız böyle söylüyor. Devletin aileyi koruma noktasında sorumluluklarını da ifade etmiştir. Aile toplumun temelidir. Temeli sağlam olmayan toplumlar ayakta kalamaz. Güçlü bir millet, güçlü bir aileden oluşur. Eğer güçlü aileler yoksa güçlü bir milleti bulamazsınız. Bu bakımdan aile toplumun çelik çekirdeği, özü, güç kaynağıdır” ifadelerini kullandı. “Çocukları çağın marazlarından koruyan kalkan yine ailedir” Aileyi devletin taşıyıcı sütünü ve kilit taşı olarak gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dil ailede öğrenilir, ahlak ailede kuşanılır. İnanç ailede yerleşir. Milli şuur, ailede kazanılır. Merhamet, şefkat, hürmet, sevgi ailede edinilir. Karakter burada şekillenir. Kimlik ailede inşa edilir. Kişi aile çatısı altında toplumun sorumlu bir ferdi haline dönüşür. Çocukları çağın marazlarından koruyan kalkan yine ailedir. Okuldan önce ilk ve en önemli eğitim kurumu aynı şekilde ailedir. Beşeri, sosyal ve devlet hayatımızda yeri doldurulmaz olan aileye sahip çıkmak, insana, topluma ve milletin istikbaline sahip çıkmak demektir. Aileyi, özellikle bu noktada çok çok önemseyen iktidarımız, partimiz şunu topluma aynı şekilde haykırıyor ve diyoruz ki aileye gerekli önemi vermeyen hiçbir toplum ekonomik açıdan ne kadar müreffeh olursa olsun geleceğine güvenle bakamaz” dedi. Batı’nın çıkmazının şu anda burada olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü bir toplum olmanın yolunun sadece maddi imkanlardan değil, her şeyden önce güçlü bir aile yapısına sahip olmaktan geçeceğine dikkat çekti. “Cumhur İttifakı’nda LGBT diye bir anlayış yoktur” Aile meselesine bakarken anne, baba ve çocuklardan oluşan bir yapıdan ziyade çok daha geniş perspektiften yaklaşılması gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meseleyi sıradanlaştırmak, basitleştirmek yerine ailenin toplum hayatımızdaki yerini iyi, isabetli ve doğru şekilde tayin etmeliyiz. Müslüman Türk milletinin alameti farikası olan güçlü aile yapımızı zayıflatacak her türlü girişim karşısında teyakkuz halinde olmalıyız. Gerek devlet gerek şahsi olarak meseleye yaklaşımımız bu yöndedir. Tüm seçim kampanyasında ifade ettiğim gibi Cumhur İttifakı’nda LGBT diye bir anlayış yoktur. Varsın LGBT illet ittifakı malzemesi olsun. Tepe tepe kullansınlar ama bizde bu yok. Bizde aile kutsal bir yapı. Bu kutlu yapıyı biz lekeleyemeyiz. Buna da müsaade etmeyiz, edemeyiz. Modern dünyada şehirleşmenin artmasıyla birlikte aile bağları zayıflarken, aile kurumunun önemi esasen daha da artmıştır. Geniş aileden çekirdek aileye, oradan da daha bireysel yaşama geçiş, günümüz insanını ailenin sunduğu imkanlardan mahrum bırakmıştır. Şurası tartışmasız bir hakikattir ki, modern birey daha yalnız, hayatın zorlukları karşısında daha korunaksız, çok daha zayıftır. Gelişen iletişim ve ulaşım imkanı modern bireyin yalnızlığına ne yazık ki çare olamamış, hatta ekran ve sosyal medya bağımlılığı başta olmak üzere insan daha fazla içine kapanmış, toplumdan daha fazla kopmuştur” diye konuştu. “Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil, çok daha fazla nüfusa ihtiyacımız var” Toplumsal değerlerin gün geçtikçe değiştiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bunun olumsuz etkilerini çok geniş bir alanda hep beraber görüyoruz. Evlenme yaşı kendi toplumuz dahil sürekli yükseliyor. Boşanma oranları her geçen yıl daha da artıyor. Ortalama çocuk sayısı günden güne düşüyor. Boşuna en az 3 çocuk demiyoruz. Bu toplumun özellikle ihtiyacı var. Detayına burada giremem ama bizim şu anda Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil, çok daha fazla nüfusa ihtiyacımız var. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyamız giderek yaşlanıyor. Aile gibi güvenli bir sığınağa sahip olmayan toplumlarda intihar olayları, uyuşturucu, bağımlılık, diğer sorunlar almış başını gidiyor” şeklinde konuştu. Son dönemde aileyi hedef alan en büyük tehdidin küresel güç odaklarının teşvik ettiği ‘cinsiyetsizleştirme’ politikaları olduğunu söyleyen Erdoğan, “Uluslararası kimi şirketlerin, örgütlerin, kurumların da destek verdiği sapkın akımların hedefinde bizatihi aile kurumu vardır. Meselenin daha vahim tarafı bunun kişisel bir yaşam biçimi tarzından ziyade küresel bir dayatma haline dönüşmesidir. En küçük eleştirilerin dahi susturulduğu, itiraz edenlere adeta hayat hakkı tanınmadığı, insan fıtratını ve ailevi değerleri savunmanın imkansız hale geldiği, tepki gösterenlerin ekonomik, siyasi, diplomatik baskılandığı, hasılı bir avuç azgın azınlığın milyarlarca insani esir almaya çalıştığı küresel bir zorbalıkla karşı karşıyayız. Sadece kadın erkek arasındaki ilişkileri değil, çocuklarımızı da hedef alan saldırılar karşısında aileyi, dolayısıyla insanı korumak bizim görevimizdir” değerlendirmesinde bulundu. “Buradan bir kez daha ilan etmek isterim ki Türkiye ve Türk milleti, ‘küresel cinsiyetsizleştirme’ dayatmalarına kesinlikle boyun eğmeyecektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Evlatlarımızı bu sapkınların eline bırakmayacağız. Aile yapımızın dinamitlenmesine izin vermeyeceğiz. Bu noktada çok mühim bir rol oynayacak seçim vadimizde olan Aile ve Gençlik Bankası’nın kuruluşunu inşallah yakında gerçekleştiriyoruz. Meclisimizin onayını aldıktan sonra projeyi ilk etapta deprem bölgesinde hayata geçireceğiz. Böylece 6 Şubat’ta asrın felaketini yaşamış, hemen her şeyini kaybetmiş gençlerimizin yuva kurmalarına yardımcı olacağız. Daha sonra Karadeniz doğalgazı ve Gabar petrolünden sağlayacağımız finansmanla projelerimizin kapsamını peyderpey genişleteceğiz. Devreye alacağımız diğer desteklerle hem aile yapımızı yoksulluk ve sapkınlık tehdidinden koruyacak hem de gençlerimize sahip çıkacağız” diye konuştu. Ailenin önemine BM kürsüsünde de değindiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu konudaki kararlığımızı sadece seçim meydanlarında değil tüm dünya huzurunda BM kürsüsünden de ifade ettim, ifade ettik. Çok açık ve net bir şekilde aile müessesini bekleyen tehdit ve tehlikelere dikkat çektik. Bu çağrımızın pek çok ülkede makes bulduğunu memnuniyetle ifade ediyoruz. Akıl, vicdan, izan, basiret sahibi toplumların desteğiyle bu mücadeleyi küresel ölçekte sürdüreceğiz. Küresel vicdanınıharekete geçmesi gereken bir diğer alan, hepimizin yüreğini parçalayan Gazze’dir. 7 Ekim’den beri İsrail yönetimi yaşadığı şoku bahane ederek Filistinli kardeşlerimize yönelik acımasız bir katliam gerçekleştiriyor. Şu anda tabii televizyon ekranlarında bizi izleyen bütün toplumlara özellikle sesleniyorum. Bu sabah da Katolik camiasına papa ve patrik vasıtası ile seslendim. Camiler, kiliseler, okullar, pazar yerleri, hatta hastaneler İsrail güçleri tarafından bombalanmaktadır” açıklamasını yaptı. Bugüne kadar İsrail’in Gazze ve Ramallah’a yönelik saldırıları neticesinde 6 binin üzerinde Gazzeli’nin şehit olduğu bilgisini paylaşan Erdoğan, ”Kahir ekseriyeti kadın ve çocuk olan 17 bin kişi yaralandı. Etrafı tamamen kuşatılmış 360 kilometrekarelik dar bir alanda yaşama tutunma mücadelesi veren 2.3 milyon insanın tepesine şu ana kadar tespit edilen 12 bin tondan fazla bomba yağdırıldı. Amerika orada, Avrupa orada, tüm imkanlarıyla orada. Tek tek gelip ziyarette bulunuyorlar. Gazze’deki konutların neredeyse yarısı kullanılamaz hale geldi. BM rakamlarına göre 600 bin Gazzeli yerlerinden edildi. BM ekipleri şu anda her an onlar da orayı terk etmeyi planlıyorlar. Tüm savaşlarda olduğu gibi burada da en büyük mağduriyeti kadınlar ve masum çocuklar yaşadı. Halen de yaşıyor. Gazze’de yansıyan haberler ve fotoğraflara bakıp da tepkisiz kalmak mümkün mü? Ne kadar sarsıcı olursa olsun hiçbir eylem böyle bir vahşeti meşru kılmaz. Gazze’ye yönelik saldırılar kendini savunma sınırını çoktan aşmış; açık bir zulme, mezalime, katliama ve barbarlığa dönüşmüştür. İşin üzücü yanı, medeni geçinen gayrimedenilerin bu vahşeti sadece seyretmesidir” açıklamasında bulundu. Avrupa Birliği Komisyonu’nun ateşkes açıklamalarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Avrupa Birliği Komisyonu dün çıkmış, ‘Henüz ateşkes çağrısı yapamayız’ diyor. Daha ne kadar insanın ölmesi lazım? Ne kadar çocuğun ölmesi lazım? Siz hesabınızı neye göre yapıyorsunuz, bunu bir açıklayın. Bilelim ateşkes ne zaman yapılır ne zaman yapılmaz. Eğer siz siyaset yapıyorsanız, biz de yapıyoruz. 40 yıldır siyasetin içindeyim. Hiçbir zaman bu tür vahşetlere seyirci kalmadık, kalamayız. Ağız birliği etmişçesine tüm Batılı ülkeler, İsrail yönetimini aklıselime davet etmek yerine saldırılara koşulsuz destek veriyor. Lafa gelince insan hak ve hürriyetleri konusunda ahkam kesenler, Gazzeli masumların hayat hakkını tam 19 gündür yok sayıyor. Ne oldu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi? Siz bu beyannameye hiç bakmıyor musunuz? İşlerine gelirse bakarlar, işlerine gelmediği için bakmazlar. Niye? Akan kan Müslüman kanı da onun için. Yardım gemisi göndermek yerine uçak gemisi, savaş gemisi göndererek hangi lobilere hizmet ettiklerini açıkça ortaya koyuyorlar. Bunun adı ikiyüzlülük, riyakarlıktır. Ateşe benzin dökmektir. Buradan soruyorum. AB Komisyonunun ateşkes çağrısı yapabilmesi için sayıyı versinler daha kaç çocuk ölmelidir. BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmesi için daha kaç ton bombanın atılması gerekir. Batılı kuruluşların katliama dur demeleri için daha ne kadar sivil, kadın, yaşlı hayatını kaybetmelidir. Uluslararası yayın organlarının gerçekleri söylemesi, anlatması için kaç meslektaşları bombaların hedefi olmalıdır. Bölgemizi yangın yerine çeviren bu krizi sona erdirmek için daha ne kadar beklenmelidir. Gazze’de beyaz kefenlere sarılan her mazlumun vebali artık vebal olmaktan çıktı, yavrularını bulabilmek için vücutlarına yazıyorlar. Her masumun vebali bombaları atanlar kadar ikircikli tavırlarıyla buna fırsat verenlerin boynunadır. Savaş suçlarını aklamak için tüm ilkeleri çiğneyen medya organlarından saldırıları ısrarla görmezden gelen uluslararası kuruluşlara kadar herkes Filistin topraklarında yaşana vahşetin ortaklarıdır” dedi. Türkiye’nin her zaman mazlumun yanında bir tutum içinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunu kabul etmedik, etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bizim prensibimiz bellidir: Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Tek başımıza kalsak da hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmeyeceğiz. Acı da olsa muhataplarımız için rahatsız edici de olsa birilerinin konforlarını bozsa doğru bildiklerimizi açık yüreklilikle ifade edeceğiz. Bunun yanında Gazze halkının acil ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalarımızı daha da yoğunlaştırıyoruz, yoğunlaştıracağız. 7 Ekim’den bu yana bir taraftan diplomatik temaslarımızı her seviyede sürdürürken, diğer taraftan Gazze’ye insani yardımların ulaşması için gayret gösterdik. Mısır makamlarıyla iş birliği içinde şimdiye kadar 10 uçak dolusu yardım malzemesini El Ariş Havalimanı’na sevk ettik. Son olarak dün Gazze’nin en çok ihtiyaç duyduğu jeneratörleri gönderdik. 25 sağlık personelimizin tıbbi malzemelerle Mısır’a intikalini sağladık. Gazze’ye ulaştırılmak için Mısır’a gönderdiğimiz yardım malzemelerinin miktarı 200 tonu aşıyor. Kardeş Mısır ile birlikte yardımları Gazzelilere ulaştırmaya çalışıyoruz. Sahra hastanelerinin kurulmasından yaralıların tedavi edilmek üzere ülkemize getirilmesine kadar her türlü insani yardımı yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı. Hazırlıkları yürütülen sivil yardım gemisini de şartlar olgunlaşınca bölgeye göndereceklerini açıklayan Erdoğan, “Saldırılarda etkilenen çocuklara yönelik her türlü tıbbi, psikolojik her türlü desteği sağlamaya yönelik çalışmalarımız sürüyor. Eşim Emine Erdoğan himayesinde ilgili bakanlıklarımızın bu konudaki temasları devam ediyor. Özellikle çocukların getirilmesi ve onların burada himayesi noktasında. Bunun dışında yaraların hızlıca sarılması ve insani trajediler noktasında ne yapmak gerekiyorsa Türkiye olarak elimizi taşın altına koymaktan asla imtina etmeyeceğiz. Tıpkı 500 sene önce İsrail sana sesleniyorum; engizisyondan kaçan Musevilere alicenaplık gösterdiğimiz gibi, unutmayın açın tarih kitaplarınızı bakın, bunu biz yaptık. Tıpkı 2. Dünya Savaşı’nda soykırıma uğrayan Yahudi bilim adamlarına sahip çıktığımız gibi. Tıpkı Rusya-Ukrayna savaşında göç etmek zorunda kalanlara yardım ettiğimiz gibi. Suriyeli mazlumları bağrımıza bastığımız gibi. Tıpkı daha önce Kafkas ve Balkanlar’dan hicret ederek Anadolu’ya gelen kardeşlerimize kucak açtığımız gibi. Bugün de Gazze konusunda bizim yegane pusulamız vicdandır, merhamettir, insanı insan yapan kadim değerlerin ihyasıdır. Bizim için Gazzeli Filistinli, Suriyeli çocuklarla İsrail’deki çocuklar arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü çocuk tüm kimliklerden, tanımlardan öte çocuktur” şeklinde konuştu. “Çocuklar öldürülürken sessiz kalmanın utancını kimse bize yaşatamaz” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gözlerimizin önünde bir mezalime imza atılırken kimse bizden sükût etmemizi bekleyemez. Dilimizi bağlasak da böylesi bir vahşete sessiz kalmaya her şeyden önce vicdanımız el vermez. Bizim görevimiz hakkı tutup kaldırmak, kimliğine bakmadan mazlum ve mağdurların haykıran sesi olmaktır. Tarih soğuk betonların üzerinde sıra sıra dizilen masum çocuk cenazeleri karşısında susanlarla zor zamanda konuşanları, çalışanları, barış ve sükûnetin tesisi için samimiyetle koşturanları kaydetmektedir. Biz asırlardır hem haktan, hakkaniyetten ev adaletten yana olduk. Şimdi de hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve mağdurun yanındayız. Dün olduğu gibi bugünde insanı, insan hayatını savunuyoruz, çocuklar ölmesin diye gayret ediyoruz. Türkiye yakın çevresindeki tüm insani mesellerlede dengeli bir duruş sergilemiştir. Filistin ve Gazze meselesinde tavrımızın doğruluğundan hiçbir şüphe duymuyoruz. Asıl sorgulanması gereken Gazze’deki katliamı görüp yüzünü başka tarafa dönenlerdir. Asıl hicap duyması gerekenler üç kuruş için zağarlık yapacak kadar onurunu, vakarını, vicdan pusulasını yitirenlerdir. Allah’ın izni ile biz ne kendimizi, ne ülkemizi ne de aziz milletimizi böyle bir duruma kesinlikle düşürmeyeceğiz. Buradan tekrar sesleniyorum. Şu Batı’nın sesini çıkarmayanları var ya, bunlar İsrail’e borçlu olanlardır ama Türkiye’nin İsrail’e borcu yok. Onun için biz rahatız, güçlüyüz. Hakkı haykırmaya devam edeceğiz.” Program sonrası Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM‘de yaptığı konuşmadaki “Aileye sahip çıkmak insana ve insanlığın istikbaline sahip çıkmaktır” sözünün yazılı olduğu bir tablo hediye edildi. Kaynak:İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.