SON DAKİKA
Hava Durumu

#beştepe

A Gazete - beştepe haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, beştepe haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

'Hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmeyeceğiz' Haber

'Hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmeyeceğiz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 8. Aile Şurası’nda konuştu. "Türkiye Yüzyılı’nda Ailemiz, İstikbalimiz" temasıyla icra edilen şuranın ülke, millet ve aileler için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, şurayı düzenleyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını, Bakan Göktaş ve ekibini tebrik eti. Erdoğan, bugün ve yarın yapılacak komisyon çalışmalarında aile kurumunu güçlendirecek önemli tespit ve kararların ortaya konulacağına inandığını söyledi. Aile konusundaki gayretleri takdirle karşıladığını ifade eden Erdoğan, “Kıymetli fikirleriyle bu süreçlere katkı süren herkesi tebrik ediyorum. Aile şuralarının ilki 1990 yılında düzenlenmişti. Bizim dönemimizde farklı tarihlerde 4 şura tertip edildi” dedi. Aileyle ilgilenecek bir bakanlığın kurulması fikrinin şura kararlarından biri olduğunu söyleyen Erdoğan, bu önerinin 2011 yılında hayata geçirildiğini kaydetti. Aile meselesinin tek çatı altında bütün boyutlarıyla değerlendirilmesini temin ettiklerini söyleyen Erdoğan, 8. Aile Şurası’nın kapsamlı bir muhasebe imkanı sunacağını hem de geleceğe dair hedeflerin belirlenmesine katkı sağlayacağının açık olduğunu kaydetti. Bugün ve yarın gerçekleşecek çalışmalara bu zaviyeden bakılması tavsiyesinde bulunan Erdoğan, ”Şuranın temasında ifade dildiği üzere istikbalimiz olan ailenin korunmasında sizlerin dile getireceği görüşlerin çok değerli ve anlamı olduğunu bilmenizi istiyorum” diye konuştu. Konunun tüm paydaşlarını buluşturan şuranın başarılı ve verimli geçmesi temennisinde bulunan Erdoğan, “İnancımızda ve kültürümüzde aile mukaddes bir müessesedir. Hayatın iniş çıkışları karşısında koruyan aile çok büyük bir nimet, eşsiz bir hazinedir. İnsan aile içinde doğar, ailede huzura erer, aile fertleri arasında kendini güvende hisseder. Hayata ailesiyle birlikte hazırlanır. Sevginin paylaşılarak çoğaldığı, zorluklara beraber göğüs gerildiği aile, insanı insan yapan en önemli hasletlerdendir. Devletin vazifelerinin başında aile kurumu ve neslin muhafazası gelir. İnancımızın bize vaaz ettiği bu husus anayasamızda da yerini almıştır. Anayasamızın 41. maddesi çok açık ve nettir. Aile, Türk toplumunun temelidir. Anayasamız böyle söylüyor. Devletin aileyi koruma noktasında sorumluluklarını da ifade etmiştir. Aile toplumun temelidir. Temeli sağlam olmayan toplumlar ayakta kalamaz. Güçlü bir millet, güçlü bir aileden oluşur. Eğer güçlü aileler yoksa güçlü bir milleti bulamazsınız. Bu bakımdan aile toplumun çelik çekirdeği, özü, güç kaynağıdır” ifadelerini kullandı. “Çocukları çağın marazlarından koruyan kalkan yine ailedir” Aileyi devletin taşıyıcı sütünü ve kilit taşı olarak gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dil ailede öğrenilir, ahlak ailede kuşanılır. İnanç ailede yerleşir. Milli şuur, ailede kazanılır. Merhamet, şefkat, hürmet, sevgi ailede edinilir. Karakter burada şekillenir. Kimlik ailede inşa edilir. Kişi aile çatısı altında toplumun sorumlu bir ferdi haline dönüşür. Çocukları çağın marazlarından koruyan kalkan yine ailedir. Okuldan önce ilk ve en önemli eğitim kurumu aynı şekilde ailedir. Beşeri, sosyal ve devlet hayatımızda yeri doldurulmaz olan aileye sahip çıkmak, insana, topluma ve milletin istikbaline sahip çıkmak demektir. Aileyi, özellikle bu noktada çok çok önemseyen iktidarımız, partimiz şunu topluma aynı şekilde haykırıyor ve diyoruz ki aileye gerekli önemi vermeyen hiçbir toplum ekonomik açıdan ne kadar müreffeh olursa olsun geleceğine güvenle bakamaz” dedi. Batı’nın çıkmazının şu anda burada olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü bir toplum olmanın yolunun sadece maddi imkanlardan değil, her şeyden önce güçlü bir aile yapısına sahip olmaktan geçeceğine dikkat çekti. “Cumhur İttifakı’nda LGBT diye bir anlayış yoktur” Aile meselesine bakarken anne, baba ve çocuklardan oluşan bir yapıdan ziyade çok daha geniş perspektiften yaklaşılması gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meseleyi sıradanlaştırmak, basitleştirmek yerine ailenin toplum hayatımızdaki yerini iyi, isabetli ve doğru şekilde tayin etmeliyiz. Müslüman Türk milletinin alameti farikası olan güçlü aile yapımızı zayıflatacak her türlü girişim karşısında teyakkuz halinde olmalıyız. Gerek devlet gerek şahsi olarak meseleye yaklaşımımız bu yöndedir. Tüm seçim kampanyasında ifade ettiğim gibi Cumhur İttifakı’nda LGBT diye bir anlayış yoktur. Varsın LGBT illet ittifakı malzemesi olsun. Tepe tepe kullansınlar ama bizde bu yok. Bizde aile kutsal bir yapı. Bu kutlu yapıyı biz lekeleyemeyiz. Buna da müsaade etmeyiz, edemeyiz. Modern dünyada şehirleşmenin artmasıyla birlikte aile bağları zayıflarken, aile kurumunun önemi esasen daha da artmıştır. Geniş aileden çekirdek aileye, oradan da daha bireysel yaşama geçiş, günümüz insanını ailenin sunduğu imkanlardan mahrum bırakmıştır. Şurası tartışmasız bir hakikattir ki, modern birey daha yalnız, hayatın zorlukları karşısında daha korunaksız, çok daha zayıftır. Gelişen iletişim ve ulaşım imkanı modern bireyin yalnızlığına ne yazık ki çare olamamış, hatta ekran ve sosyal medya bağımlılığı başta olmak üzere insan daha fazla içine kapanmış, toplumdan daha fazla kopmuştur” diye konuştu. “Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil, çok daha fazla nüfusa ihtiyacımız var” Toplumsal değerlerin gün geçtikçe değiştiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bunun olumsuz etkilerini çok geniş bir alanda hep beraber görüyoruz. Evlenme yaşı kendi toplumuz dahil sürekli yükseliyor. Boşanma oranları her geçen yıl daha da artıyor. Ortalama çocuk sayısı günden güne düşüyor. Boşuna en az 3 çocuk demiyoruz. Bu toplumun özellikle ihtiyacı var. Detayına burada giremem ama bizim şu anda Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil, çok daha fazla nüfusa ihtiyacımız var. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyamız giderek yaşlanıyor. Aile gibi güvenli bir sığınağa sahip olmayan toplumlarda intihar olayları, uyuşturucu, bağımlılık, diğer sorunlar almış başını gidiyor” şeklinde konuştu. Son dönemde aileyi hedef alan en büyük tehdidin küresel güç odaklarının teşvik ettiği ‘cinsiyetsizleştirme’ politikaları olduğunu söyleyen Erdoğan, “Uluslararası kimi şirketlerin, örgütlerin, kurumların da destek verdiği sapkın akımların hedefinde bizatihi aile kurumu vardır. Meselenin daha vahim tarafı bunun kişisel bir yaşam biçimi tarzından ziyade küresel bir dayatma haline dönüşmesidir. En küçük eleştirilerin dahi susturulduğu, itiraz edenlere adeta hayat hakkı tanınmadığı, insan fıtratını ve ailevi değerleri savunmanın imkansız hale geldiği, tepki gösterenlerin ekonomik, siyasi, diplomatik baskılandığı, hasılı bir avuç azgın azınlığın milyarlarca insani esir almaya çalıştığı küresel bir zorbalıkla karşı karşıyayız. Sadece kadın erkek arasındaki ilişkileri değil, çocuklarımızı da hedef alan saldırılar karşısında aileyi, dolayısıyla insanı korumak bizim görevimizdir” değerlendirmesinde bulundu. “Buradan bir kez daha ilan etmek isterim ki Türkiye ve Türk milleti, ‘küresel cinsiyetsizleştirme’ dayatmalarına kesinlikle boyun eğmeyecektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Evlatlarımızı bu sapkınların eline bırakmayacağız. Aile yapımızın dinamitlenmesine izin vermeyeceğiz. Bu noktada çok mühim bir rol oynayacak seçim vadimizde olan Aile ve Gençlik Bankası’nın kuruluşunu inşallah yakında gerçekleştiriyoruz. Meclisimizin onayını aldıktan sonra projeyi ilk etapta deprem bölgesinde hayata geçireceğiz. Böylece 6 Şubat’ta asrın felaketini yaşamış, hemen her şeyini kaybetmiş gençlerimizin yuva kurmalarına yardımcı olacağız. Daha sonra Karadeniz doğalgazı ve Gabar petrolünden sağlayacağımız finansmanla projelerimizin kapsamını peyderpey genişleteceğiz. Devreye alacağımız diğer desteklerle hem aile yapımızı yoksulluk ve sapkınlık tehdidinden koruyacak hem de gençlerimize sahip çıkacağız” diye konuştu. Ailenin önemine BM kürsüsünde de değindiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu konudaki kararlığımızı sadece seçim meydanlarında değil tüm dünya huzurunda BM kürsüsünden de ifade ettim, ifade ettik. Çok açık ve net bir şekilde aile müessesini bekleyen tehdit ve tehlikelere dikkat çektik. Bu çağrımızın pek çok ülkede makes bulduğunu memnuniyetle ifade ediyoruz. Akıl, vicdan, izan, basiret sahibi toplumların desteğiyle bu mücadeleyi küresel ölçekte sürdüreceğiz. Küresel vicdanınıharekete geçmesi gereken bir diğer alan, hepimizin yüreğini parçalayan Gazze’dir. 7 Ekim’den beri İsrail yönetimi yaşadığı şoku bahane ederek Filistinli kardeşlerimize yönelik acımasız bir katliam gerçekleştiriyor. Şu anda tabii televizyon ekranlarında bizi izleyen bütün toplumlara özellikle sesleniyorum. Bu sabah da Katolik camiasına papa ve patrik vasıtası ile seslendim. Camiler, kiliseler, okullar, pazar yerleri, hatta hastaneler İsrail güçleri tarafından bombalanmaktadır” açıklamasını yaptı. Bugüne kadar İsrail’in Gazze ve Ramallah’a yönelik saldırıları neticesinde 6 binin üzerinde Gazzeli’nin şehit olduğu bilgisini paylaşan Erdoğan, ”Kahir ekseriyeti kadın ve çocuk olan 17 bin kişi yaralandı. Etrafı tamamen kuşatılmış 360 kilometrekarelik dar bir alanda yaşama tutunma mücadelesi veren 2.3 milyon insanın tepesine şu ana kadar tespit edilen 12 bin tondan fazla bomba yağdırıldı. Amerika orada, Avrupa orada, tüm imkanlarıyla orada. Tek tek gelip ziyarette bulunuyorlar. Gazze’deki konutların neredeyse yarısı kullanılamaz hale geldi. BM rakamlarına göre 600 bin Gazzeli yerlerinden edildi. BM ekipleri şu anda her an onlar da orayı terk etmeyi planlıyorlar. Tüm savaşlarda olduğu gibi burada da en büyük mağduriyeti kadınlar ve masum çocuklar yaşadı. Halen de yaşıyor. Gazze’de yansıyan haberler ve fotoğraflara bakıp da tepkisiz kalmak mümkün mü? Ne kadar sarsıcı olursa olsun hiçbir eylem böyle bir vahşeti meşru kılmaz. Gazze’ye yönelik saldırılar kendini savunma sınırını çoktan aşmış; açık bir zulme, mezalime, katliama ve barbarlığa dönüşmüştür. İşin üzücü yanı, medeni geçinen gayrimedenilerin bu vahşeti sadece seyretmesidir” açıklamasında bulundu. Avrupa Birliği Komisyonu’nun ateşkes açıklamalarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Avrupa Birliği Komisyonu dün çıkmış, ‘Henüz ateşkes çağrısı yapamayız’ diyor. Daha ne kadar insanın ölmesi lazım? Ne kadar çocuğun ölmesi lazım? Siz hesabınızı neye göre yapıyorsunuz, bunu bir açıklayın. Bilelim ateşkes ne zaman yapılır ne zaman yapılmaz. Eğer siz siyaset yapıyorsanız, biz de yapıyoruz. 40 yıldır siyasetin içindeyim. Hiçbir zaman bu tür vahşetlere seyirci kalmadık, kalamayız. Ağız birliği etmişçesine tüm Batılı ülkeler, İsrail yönetimini aklıselime davet etmek yerine saldırılara koşulsuz destek veriyor. Lafa gelince insan hak ve hürriyetleri konusunda ahkam kesenler, Gazzeli masumların hayat hakkını tam 19 gündür yok sayıyor. Ne oldu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi? Siz bu beyannameye hiç bakmıyor musunuz? İşlerine gelirse bakarlar, işlerine gelmediği için bakmazlar. Niye? Akan kan Müslüman kanı da onun için. Yardım gemisi göndermek yerine uçak gemisi, savaş gemisi göndererek hangi lobilere hizmet ettiklerini açıkça ortaya koyuyorlar. Bunun adı ikiyüzlülük, riyakarlıktır. Ateşe benzin dökmektir. Buradan soruyorum. AB Komisyonunun ateşkes çağrısı yapabilmesi için sayıyı versinler daha kaç çocuk ölmelidir. BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmesi için daha kaç ton bombanın atılması gerekir. Batılı kuruluşların katliama dur demeleri için daha ne kadar sivil, kadın, yaşlı hayatını kaybetmelidir. Uluslararası yayın organlarının gerçekleri söylemesi, anlatması için kaç meslektaşları bombaların hedefi olmalıdır. Bölgemizi yangın yerine çeviren bu krizi sona erdirmek için daha ne kadar beklenmelidir. Gazze’de beyaz kefenlere sarılan her mazlumun vebali artık vebal olmaktan çıktı, yavrularını bulabilmek için vücutlarına yazıyorlar. Her masumun vebali bombaları atanlar kadar ikircikli tavırlarıyla buna fırsat verenlerin boynunadır. Savaş suçlarını aklamak için tüm ilkeleri çiğneyen medya organlarından saldırıları ısrarla görmezden gelen uluslararası kuruluşlara kadar herkes Filistin topraklarında yaşana vahşetin ortaklarıdır” dedi. Türkiye’nin her zaman mazlumun yanında bir tutum içinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunu kabul etmedik, etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bizim prensibimiz bellidir: Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Tek başımıza kalsak da hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmeyeceğiz. Acı da olsa muhataplarımız için rahatsız edici de olsa birilerinin konforlarını bozsa doğru bildiklerimizi açık yüreklilikle ifade edeceğiz. Bunun yanında Gazze halkının acil ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalarımızı daha da yoğunlaştırıyoruz, yoğunlaştıracağız. 7 Ekim’den bu yana bir taraftan diplomatik temaslarımızı her seviyede sürdürürken, diğer taraftan Gazze’ye insani yardımların ulaşması için gayret gösterdik. Mısır makamlarıyla iş birliği içinde şimdiye kadar 10 uçak dolusu yardım malzemesini El Ariş Havalimanı’na sevk ettik. Son olarak dün Gazze’nin en çok ihtiyaç duyduğu jeneratörleri gönderdik. 25 sağlık personelimizin tıbbi malzemelerle Mısır’a intikalini sağladık. Gazze’ye ulaştırılmak için Mısır’a gönderdiğimiz yardım malzemelerinin miktarı 200 tonu aşıyor. Kardeş Mısır ile birlikte yardımları Gazzelilere ulaştırmaya çalışıyoruz. Sahra hastanelerinin kurulmasından yaralıların tedavi edilmek üzere ülkemize getirilmesine kadar her türlü insani yardımı yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı. Hazırlıkları yürütülen sivil yardım gemisini de şartlar olgunlaşınca bölgeye göndereceklerini açıklayan Erdoğan, “Saldırılarda etkilenen çocuklara yönelik her türlü tıbbi, psikolojik her türlü desteği sağlamaya yönelik çalışmalarımız sürüyor. Eşim Emine Erdoğan himayesinde ilgili bakanlıklarımızın bu konudaki temasları devam ediyor. Özellikle çocukların getirilmesi ve onların burada himayesi noktasında. Bunun dışında yaraların hızlıca sarılması ve insani trajediler noktasında ne yapmak gerekiyorsa Türkiye olarak elimizi taşın altına koymaktan asla imtina etmeyeceğiz. Tıpkı 500 sene önce İsrail sana sesleniyorum; engizisyondan kaçan Musevilere alicenaplık gösterdiğimiz gibi, unutmayın açın tarih kitaplarınızı bakın, bunu biz yaptık. Tıpkı 2. Dünya Savaşı’nda soykırıma uğrayan Yahudi bilim adamlarına sahip çıktığımız gibi. Tıpkı Rusya-Ukrayna savaşında göç etmek zorunda kalanlara yardım ettiğimiz gibi. Suriyeli mazlumları bağrımıza bastığımız gibi. Tıpkı daha önce Kafkas ve Balkanlar’dan hicret ederek Anadolu’ya gelen kardeşlerimize kucak açtığımız gibi. Bugün de Gazze konusunda bizim yegane pusulamız vicdandır, merhamettir, insanı insan yapan kadim değerlerin ihyasıdır. Bizim için Gazzeli Filistinli, Suriyeli çocuklarla İsrail’deki çocuklar arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü çocuk tüm kimliklerden, tanımlardan öte çocuktur” şeklinde konuştu. “Çocuklar öldürülürken sessiz kalmanın utancını kimse bize yaşatamaz” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gözlerimizin önünde bir mezalime imza atılırken kimse bizden sükût etmemizi bekleyemez. Dilimizi bağlasak da böylesi bir vahşete sessiz kalmaya her şeyden önce vicdanımız el vermez. Bizim görevimiz hakkı tutup kaldırmak, kimliğine bakmadan mazlum ve mağdurların haykıran sesi olmaktır. Tarih soğuk betonların üzerinde sıra sıra dizilen masum çocuk cenazeleri karşısında susanlarla zor zamanda konuşanları, çalışanları, barış ve sükûnetin tesisi için samimiyetle koşturanları kaydetmektedir. Biz asırlardır hem haktan, hakkaniyetten ev adaletten yana olduk. Şimdi de hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve mağdurun yanındayız. Dün olduğu gibi bugünde insanı, insan hayatını savunuyoruz, çocuklar ölmesin diye gayret ediyoruz. Türkiye yakın çevresindeki tüm insani mesellerlede dengeli bir duruş sergilemiştir. Filistin ve Gazze meselesinde tavrımızın doğruluğundan hiçbir şüphe duymuyoruz. Asıl sorgulanması gereken Gazze’deki katliamı görüp yüzünü başka tarafa dönenlerdir. Asıl hicap duyması gerekenler üç kuruş için zağarlık yapacak kadar onurunu, vakarını, vicdan pusulasını yitirenlerdir. Allah’ın izni ile biz ne kendimizi, ne ülkemizi ne de aziz milletimizi böyle bir duruma kesinlikle düşürmeyeceğiz. Buradan tekrar sesleniyorum. Şu Batı’nın sesini çıkarmayanları var ya, bunlar İsrail’e borçlu olanlardır ama Türkiye’nin İsrail’e borcu yok. Onun için biz rahatız, güçlüyüz. Hakkı haykırmaya devam edeceğiz.” Program sonrası Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM‘de yaptığı konuşmadaki “Aileye sahip çıkmak insana ve insanlığın istikbaline sahip çıkmaktır” sözünün yazılı olduğu bir tablo hediye edildi. Kaynak:İHA

'Siyasette hiç görmediğimiz kirli pazarlıklara şahit olduk' Haber

'Siyasette hiç görmediğimiz kirli pazarlıklara şahit olduk'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen Türkiye Gençlik Vakfı Teşkilat Buluşması’nda konuştu. Programa katılan gençleri ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin ümidi, geleceğimizin teminatı Türkiye'nin en kıymetli hazinesi, gözümüzün ve gönlümüzün, aydınlığı, medarı iftiharımız olan siz gençlerimizin her birini yürekten selamlıyorum. Sizlerin şahsında, aile fertlerinize, yakınlarınıza, ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarıma buradan selamlarımı, saygılarımı gönderiyorum. TÜGVA, Gençliğini, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, milletin evinde, bu gazi mekanda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sizlere bakınca kendi gençliğimi görmenin heyecanını yaşıyorum” dedi. TÜGVA çalışmalarında bulunanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aranızda kendini daha genç hissediyor, şu sevdanızla bizlere bu duyguları yaşattığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kelimelere sığmayan şu aşkımızı daim eylesin diyorum. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne kadar TÜGVA'nın faaliyetlerinde emeği geçen herkese, tüm genç kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” açıklamasını yaptı. Türkiye Gençlik Vakfı’nın, 81 il ve 571 ilçedeki temsilcilikleriyle 340 bini aşan üye sayısıyla yurtları, kıraathaneleri ve gençlik merkezleriyle ülkenin gurur abidesi olan kuruluşlarından birisi olduğunu söyleyen Erdoğan, “İster ortaokul, lise, üniversite isterse iş hayatına atılmış olsun hiçbir ayrım yapmadan tüm gençlerimize yönelik faaliyetler yürüten vakfımızla iftihar ediyoruz. Aynı şekilde TÜGVA'nın eğitim öğretim çalışmaları yanında kamplarıyla, kültür sanat ve spor faaliyetleriyle gençlerimizin hayatına dokunan hizmetlerini takdirle karşılıyorum. TÜGVA'nın en önemli başarılarından biri de yurt dışındaki çalışmalarıdır” diye konuştu. Bir dönem sadece ülkenin sınırları içinde faaliyet yürüten gönüllü kuruluşların artık hudutların çok ötesinde varlık gösterdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afrika'dan Asya'ya, Amerika'dan Avrupa'ya ve Balkanlar'a kadar dünyanın dört bir ucunda Türk sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına, projelerine rastlıyoruz. Türkiye'nin sesini, nefesini ve yardım elini dünyanın en ücra köşelerine ulaştıran sivil toplum kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Yurt dışı seyahatlerimizde zaman zaman TÜGVA'lı gençlerle de buluşma, kucaklaşma, hasbihal etme imkanı buluyoruz. Yurt içinde veya yurt dışında, sizlerle bir araya her gelişimizde emin olun ülkemizin aydınlık geleceğine dair umutlarımız daha da büyüyor, Türkiye Yüzyılı’nın inşası için verdiğimiz mücadele daha da güçleniyor. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna dair inancımız daha da artıyor. Sizlerin ufku ve hayallerinin büyüklüğü karşısında bizim de vizyonumuz genişliyor. Sizlerin sadakati ve samimiyetini gördükçe biz de kendimizi toparlıyor, yükümüzün ağırlığının şuuruna varıyoruz. Sizi bizim iftihar kaynağımız birilerinin de korkulu rüyası haline getiren işte bu özelliklerinizdir” şeklinde konuştu. Gençlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler şunu unutmayın, dağdaki teröristlere yere izmarit atmıyorlar diyerek çiçek çocuk muamelesi yapan paçavraların sürekli sizi hedef almasının, sürekli size iftira atmasının, sizi lekelemeye çalışmasının sebebi de budur. Varsın onlar, sizin çalışmalarınızdan rahatsızlık duysun. Biz hayırlı hizmetlerinizde sizlere destek olmaya devam edeceğiz. Eğitim alanında çok önemli bir boşluğu dolduran vakfımızın varoluş gayesine uygun şekilde iyiyi, güzeli, hakkı, adaleti esas alan çalışmalarıyla mücadelemize omuz vermeyi sürdüreceğine inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu. TÜGVA'lı gençlerle son olarak geçen sene yine ekim ayında beşinci olağan genel kurulu ve altıncı gençlik buluşmasında birlikte olduklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin 81 vilayetinden 25 bini aşkın gencin bir araya geldiği, ‘gençlik burada sloganları’ eşliğinde birlik ve beraberliğimizin güçlendiği o muhteşem etkinlikteki kardeşlik ruhunu halen hatırlıyoruz. Unutmayın o buluşmamızdaki kavlimize ve ahitleşmemize uygun şekilde hamdolsun ülkemizdeki seçim sürecini başarıyla tamamladık. Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimlerinin birisi olarak kayda geçen 14 ve 28 Mayıs seçimlerini tam bir demokrasi şöleni içinde yüzde 90’ları bulan rekor katılım oranlarıyla gerçekten istisnai bir atmosferde icra ettik. Mecliste Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanlığında da şahsımızın zaferle çıktığı seçimler, siyaset tarihimize bir dönüm noktası olarak yazıldı. Pek çok çirkinlikle karşılaştık. Sayısız iftiraya ve ithama maruz kaldık. Daha önce siyasette hiç görmediğimiz kirli pazarlıklara şahit olduk. Ne dediler? 6’lı masa dediler, Ne dediler? Gerekirse 16’lı masa dediler. Ne dediler? Gerekirse 1600’lü masa dediler. E ne oldu? Ne 6’lı masa tuttu ne 16’lı masa tuttu ne 1600’lü masa tuttu. Gençler bunu unutmayın. Bakın şu anda parlamentoda bu masadan bir kişi var mı? Nerede bunlar? Yok oldular ya. Ama kim var? Millet var millet. Terör örgütlerinin siyasete alenen müdahale ettiği sahnelerle karşılaştık” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD uçak gemisi gönderiyor. Bay Amerika, Amerika nere, İsrail-Filistin nere? Ne işin var senin orada. Amerika gibi ülkeye barışı tesis mi yakışır, yoksa oraya benzinle körükle gitmek mi yakışır? dedi. KAYNAK:İHA

'Hayatın gerçekleri unutulmadı' Haber

'Hayatın gerçekleri unutulmadı'

Devletin üç farklı kategoride nişan ve madalyası bulunduğunu kısa süre önce madalya ve nişanlar kanununda yapılan değişiklikle buna bir tane daha ekleyerek üstün fedakarlık madalya ve nişanını ihdas ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Amacımız, deprem, yangın, sel gibi doğal afetlerle salgın hastalıklara karşı mücadelede kahramanlık sergileyenleri bu madalya ve nişanla ödüllendirmektir" dedi. UYGULAMANIN İLK ADIMI ATILDI Verilen ödüllerle ve nişanlarla yeni uygulamanın ilk adımını atacaklarını kaydeden Erdoğan, "Biz kimsenin bizim yaşadıklarımızı yaşamasını da ağır kayıp ve yıkımlarla sınanmasını da isteyemeyiz" diye konuştu. Afetlerin hayatın bir gerçeği olduğunu unutmadıklarını kaydeden Erdoğan, fedakârlık abidelerini ihmal edemeyeceklerini söyledi. İyiliği karşılıksız bırakmamanın kadim kültürün bir gereği olduğunu söyleyen Erdoğan, İnsanlara teşekkür etmeyenin Allah'a da şükür etmeyeceğini ifade etti. Erdoğan, depremle mücadelenin sembolleşen isimlerine, kurumlarına, ekiplerine ve onların yerli, yabancı temsilcilerine üstün fedakarlık madalyası ve nişanı takdim edeceklerini bildirdi. Deprem bölgesindeki çabaları dolayısıyla emeği geçenlere teşekkür eden Erdoğan şunları kaydetti: "Bu salonda bulunan misafirlerimiz, madalya ve nişana layık görülen insanlarımızın ilk grubunu temsil ediyor." Kadını erkeği, genci yaşlısıyla milletin tüm fertlerinin tam seferberlik ruhuyla harekete geçtiğini söyleyen Erdoğan sadece Arama - kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personelin bölgede görev aldığını aktardı. Dünyanın 90 farklı ülkesinden gelen 11 bin 320 arama kurtarma ekibinin çalışmalara omuz verdiğini söyleyen Erdoğan destek personelleriyle beraber toplam 275 bin kamu görevlisinin depremzedelerin yardımına koştuğunu belirtti. ZOR GÜNÜMÜZDE YANIMIZDA OLDULAR Gönüllülerle birlikte yaklaşık 650 bin insanın bölgeye akın ettiği belirten Erdoğan, "Kimi elinde avucunda ne varsa göndererek, kimi yardım kampanyası düzenleyerek, kimi ülkemize gelerek acımızı paylaştı. Biz daha önce hiçbir karşılık beklemeden kimin imdadına koştuysak onlar da bu zor günümüzde bizlerin yanında oldu" dedi. 250 BİN ÇADIR SEVK EDİLDİ Afetin ardından 60 ülkenin ve uluslararası kuruluşun bölgeye 250 bine yakın çadır sevk ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede 14'ü ü aktif durumda olan 34 sahra hastanesi kurulduğunu, Afrika'dan Asya'ya Amerika'dan Avrupa'ya dost ve kardeş ülkelerin destekte bulunduklarını ifade etti. Erdoğan, Üstün Fedakarlık Madalyası ve Nişanı takdim programlarının illerde valiler, yurt dışı misyonlarında büyükelçilerin temsilen devam ettireceğini söyledi. 55 BİN KİŞİYE MADALYA VE NİŞAN Yerli yabancı 55 bin kişiye bu madalya ve nişanları takdim edeceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada, bir hususun altını çizmemiz gerektiğine inanıyorum. Bugün tevcih ettiğimiz madalya ve nişanlar manevi birer hatıradır. Ülkemiz ev milletimiz adına edilmiş samimi bir teşekkürün hediyesidir. Takdir ve taltifin asıl büyüğü sizlerin depremzedelerimiz başta olmak üzere 85 milyonun gönlünde edindiğiniz müstesna yerdir. Her biriniz sergilediğiniz olağanüstü fedakarlıkla adınızı tarihe yazdırdınız. İnanç, dil, köken, kültür farklılıklarına rağmen acınızın ortak olduğunu gösterdiniz. MÜCADELENİN SEMBOLLERİ Pek çok imkansızlığa meydan okuyarak asrın felaketiyle mücadelenin sembolleri haline geldiniz. Kendi hayatınızı tehlikeye atma pahasına enkazdan çıkardığınız her canla gözyaşları içinde şahitlik etmemizi sağladınız. Ülkemizin yaşadığı en büyük felakette yıkıntılar altında sevdikleri kalan kardeşlerimizle birlikte hepimize umut aşıladınız. Yerli yabancı ekipler olarak çalışmalarınızla hem milletimizin hem bizim, hem de sizleri Türkiye'ye gönderen ülkelerinizin gurur kaynağı olduğunuz. Rabbim hepinizden razı olsun" açıklamasını yaptı. İNSANÜSTÜ GAYRETLER UNUTULMAYACAK "Ne biz ne binanın altından çekip aldığını kardeşlerimiz ne de milletimiz sizlerin insanüstü gayretlerini unutmayacaktır" diyen Erdoğan, "Devlet olarak biz de afetle mücadelemizin tüm kahramanlarını övünçle, büyük bir itibar ve teşekkürle anmayı sürdüreceğiz. Asrın felaketi 6 Şubat depremleri sadece ülkemizin değil, insanlık tarihinin en yıkıcı tabi afetlerindedir. Oldukça geniş bir alana yayılan 11 ilimizi ve 14 milyon vatandaşımızı derdinden sarsan bu depremlerde 50 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti. Gençlerimizi, evlatlarımızı, eli öpülesi annelerimizi, kamu görevliliklerimizi, işçisinden esnafına, ve hanımından çiftçisinden , sporcusundan siyasetçisine kadar nice canımızı nice insanımızı kara toprağın bağrına verdik" dedi. HASAR GÖRMEYEN BİNA KALMADI Depremin ardından yaşanan sellerde 21 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Erdoğan, "6 Şubat depremine bizzat maruz kalanlarla afet sonrası bölgeye gidenler şahit olduklarını küçük kıyamet ifadesiyle tarif ettiler. Bilim insanları bu felaketi karada meydana gelen en şiddetli sarsıntı olarak tanımladı" diye belirtti. Yaşanan büyük depremlerin ardından toplam 29 bin 600 artçı sarsıntı meydana geldiğini söyleyen Erdoğan, depremin vurduğu bazı il ve ilçelerde neredeyse hasar görmeyen bina kalmadığını aktardı. Erdoğan, deprem bölgesinde son belirlemelere göre toplam 872 bin bağımsız kısımdan oluşan 311 bin binanın kullanılamaz hale geldiğini söyledi. Depremin hemen sonrasında yaptığı ziyaretlerde karşı karşıya kalınan felaketin büyüklüğünü gördüklerini ifade eden Erdoğan, "Nasıl depremin haberini alır almaz devletin kurumlarını seferber ettiysek 79 günlük süreçte de yaralarını süratle sarmanın çabası içinde olduk. Şu anda yaklaşık 3 buçuk milyon insanımızı geçici barınma merkezleri, kamu merkezleri ve yurtlarda misafir ediyoruz" dedi. BARINMA SORUNU ÇÖZÜLDÜ Çadırların yanı sıra prefabrik yapılar ve konteynerlerle bölgedeki barınma sorunlarını çözdüklerini söyleyen Erdoğan, 321 ayrı noktada toplam 781 bin 500 çadırın ve 77 bin konteyner kurulumunu yaptıklarını ifade etti. Tahrip olan altyapı ve üst yapıyı yeniden elden geçirdiklerini aktaran Erdoğan, zemin etütleri tamamlanan yerlerde diğer konuların temellerinin atıldığını belirtti. Erdoğan, 57 bin enkazdan 50 bininin kaldırıldığını söyledi. 28 MİLYAR DESTEK ÖDEMESİ Hatay'daki enkazın kalanını da çok kısa sürede tasfiye edeceklerini söyleyen Erdoğan, hane desteği, taşınma ve kira yardımıyla vefat edenlerin yakınlarına nakdi yardım olarak 28 milyar lira ödeme yapıldığını açıkladı. Çeşitli ayni ve nakdi yardımlarla depremzedelere sahip çıkıldığını söyleyen Erdoğan," 2 milyon 375 kişiye psikososyal destek hizmeti verildiğini bildiren Erdoğan her gün 4 milyon kişiye 3 kap sıcak yemek dağıtıyoruz. Daha önce birkaç kez gittiğimiz depremzede illerimizi ramazan ayı boyunca tekrar tekrar ziyaret ettik. Bu ziyaretlerimizde yakınlarını kaybeden, hayatlarını alt üst olan vatandaşlarımızın acısını paylaştık hem de deprem konutlarının temel atma törenlerini yaptık" açıklamasını yaptı. EVLER TESLİM EDİLMEYE BAŞLANDI İlk kazmayı depremden 15 gün sonra 21 Şubat itibari ile vurduklarını söyleyen Erdoğan, bayramda yapımı tamamlanan köy evlerinin hak sahiplerine teslim etmeye başladıklarını belirtti. Bu şekilde inşa süresi başlayan konut sayısının 113 bini, temeli atılan konut sayısının 47 bini bulduğunu belirten Erdoğan, deprem bölgesinde 507 bin konut 143 bini köy evi olmak üzere toplam 650 bin yeni yuva yapmayı planladıklarını aktardı. 319 bin konutun bir yıl içinde hak sahiplerine teslim edileceğini dile getiren Erdoğan, küçük sanayi bölgelerinin de 6 bin yeni iş yeri ile ayağa kaldırılacağını ifade etti. Bu amaçla kurum, kuruluş, belediyeler, gönüllüler, hayırseverlerle tam kadro sahada olduklarını söyleyen Erdoğan, seçim gündeminden bağımsız olarak 7 gün 24 saat esasına göre deprem bölgesinde çalıştıklarını bildirdi. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Konutuyla, hastanesiyle, kamu binasıyla tarihi ve kültürel varlıklarıyla tüm şehirlerimizi eski ihtişamına kavuşturana kadar durmayacağız. Bunun için milletimizden bir sene mühlet istedik. Bugüne kadar nasıl milletimize verdiğimiz tüm sözleri tuttuysak deprem bölgesindeki kardeşlerimize mahcup olmayacağız. Gidenleri geri getiremesek de, yaraları tamamen sarıncaya, depremin izlerini tamamen silinceye kadar koşturmaya devam edeceğiz." Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının ardından ödüle layık görülen isimlere madalya ve nişanları takdim etti. kaynak:İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.