SON DAKİKA
Hava Durumu

#ayakkabı

A Gazete - ayakkabı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ayakkabı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İlk adım ayakkabılarında bunlara dikkat edin Haber

İlk adım ayakkabılarında bunlara dikkat edin

Bebeklerde ilk adım ayakkabısının nasıl olması gerektiğine dikkat çeken Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Saltuk Buğra Böke, “Bebeğinizin takılmasını engellemek için ayakkabı tabanının düz ve kaymayan özellikli olmasına dikkat edin. Büyümeye devam eden ayağa yer sağlayabilecek bir alan oluşturan ve çocuğunuzun ayağından en az yarım numara büyük bir ayakkabı tercih edin” dedi. Bebeklerin ilk adımlarını attıkları o anların ebeveynler için şüphesiz çok özel olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Böke, “Bu anlar bebekler için hayata atılan ilk adımlar olurken, ebeveynler için ise bu durum beraberinde bir takım endişe ve kargaşanın da başlangıcı olmaktadır. Akıldaki en önemli sorulardan birisi, nasıl bir ayakkabı almalıyız olmaktadır” şeklinde konuştu. “7-18. ayların yalın ayak atlatılması önerilir” İlk adım ayakkabısının ne zaman alınması gerektiğinden bahseden Uzm. Dr. Böke, “Amerikan Pediatri Derneği, bebeklerin ayak parmakları ile yere tutunarak yürümeyi öğrendiğinin önemini vurgulamaktadır. Tutunma ve zemini hissetme, doğru adımlama için önemlidir. Bu yüzden salınma dönemi dediğimiz 7-18. aylar arası bebeklerin emekleme ve yürüme arasındaki dönemlerinin sağlıklı geçirilmesi ve ayağın normal gelişiminin olağan seyretmesine imkan tanımak için bu dönemi yalın ayak ve desteklenmeden atlatılması önerilir. Bu yüzden bu dönemde ayakkabı almak için acele etmenin anlamı yoktur” ifadelerine yer verdi. “Mevsime göre hareket edilebilir” Ayakkabı giydirme kararının mevsim şartlarına ve dış faktörlere bağlı olarak değişebileceğini dile getiren Uzm. Dr. Böke, “Bebeğimiz ilk adımlarını atmaya başladığında eğer yaz mevsiminde isek bir süre yalın ayak veya çorap ile adımlaması uygun olabilir. Kış döneminde adımlamaya başladıysa, dışarıya çıkacağınızda çevresel faktörlerden korunma ihtiyacı duyulan dönemlerde kullanmak daha uygun olacaktır” ifadelerini kullandı. “Ayak tabanının düz olması oldukça önemli” Piyasada birçok markanın ürettiği farklı şekillerde ve renklerde çok sayıda ayakkabı bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Böke, “Buradaki en önemli amacımız çocuğumuzun ayak gelişimini etkilemeyecek ve rahat kullanabileceği ürünü bulmak” dedi. Uzm. Dr. Böke, Amerikan ve İngiltere Pediatri Dernekleri’nin bu konuda önerilerini şu şekilde sıraladı,” “Takılmayı engellemek için ayak tabanının düz ve kaymayan özellikli olmasına dikkat edin, büyümeye devam eden ayağa yer sağlayabilecek bir alan oluşturan ve çocuğunuzun ayağından en az yarım numara kadar büyük bir ayakkabı tercih edin. İngiltere Pediatri Derneği 12-16 mm büyüklüğün ideal olduğunu belirtmektedir. Bu mesafe parmak gelişimi ve hareketi için uygun olacaktır, üst kısmı yumuşak, deriden üretilmiş, rahat modeller seçilebilir. Yazın, yine organik olan file, koton veya kanvas modeller de tercih edilebilir. Sert deri ve sentetik materyallerden uzak durulmalıdır, alt tabanı hareket kabiliyeti engellemeyecek, doğal hareketi destekleyecek özellikteki esnek ve hafif modeller uygun olur, ayarlanabilir bağcık bağlantı özellikleri olan bağcıklı veya cırtlı modeller seçilebilir, sert olmayan ancak koruma ve destek sağlayabilen modeller alınabilir” şeklinde konuştu. “Çocuğumuzun boyu kadar ayak tarak kısmı da önemlidir” Bebeğimiz için uygun ayakkabı numarası seçimi yaparken kafamızın karışabileceğini kaydeden Uzm. Dr. Böke, “Her iki ayak kontrolü yapıldıktan sonra, en uzun parmağı baz alarak bu parmaktan 12-16 mm daha uzun olacak bir numara tercih etmeliyiz. Boy kadar önemli olan bir diğer özellik ise ayağın en kısmı, yani tarak kısmı. Enden sıkan ve ayak mekaniğini zorlayacak modellerden uzak durmalıyız. Bunu anlamanın en güzel yolu, çorabı ile ayakkabısını giydirip çocuğunuzu ayağa kaldırdığınızda, ön kısımdan parmak tarafına baskı yaptığınızda yeteri kadar mesafe olması ve topuk kısmından serçe parmağının içeriye girebileceği bolluğa sahip olmasıdır. Mevcut tabanı çıkabilen ayakkabılar ise astarı çıkarılarak çocuğunuz bu astarın üstüne bastığında, mesafelerin kontrol edilebilmesine imkan tanır. Unutulmamalıdır ki; çocuklarda ayak her yıl 2 numaraya kadar büyümektedir. Bu yüzden almış olduğunuz ayakkabının küçük gelmediğini ve ayağın gelişimi için yeterli alan sağladığını her 3 ayda bir kontrol etmek çok önemlidir. Tüm bu özelliklerin yanı sıra, alınacak ayakkabı modelinde çocuğunuzun rahatlıkla koparacağı boncuk, küçük süslemeler veya farklı estetik unsurları bulunmamalıdır” diye konuştu. Kaynak:İHA

Saç kurutma makinesi nerelerde kullanılır? Haber

Saç kurutma makinesi nerelerde kullanılır?

ASLI YEŞİLYURT Saç kurutma makineleri, kışları bizi hastalıktan koruyan, nemli saçlarla dışarı çıkmamızı engelleyen, saçları kabartan bir alet olmasının yanı sıra çok yaratıcı yerlerde de kullanılabiliyor. Günlük hayatımızında tek bir alanda kullandığımız saç kurutma makineleri aslında birçok işe yarıyor. İşte saç kurutmanızı kullanabileceğiniz alanlar… ÜTÜ YERİNE KULLANILIR Eğer ütü yapacak vaktiniz yok ise kıyafetinizi bir askıya asın ve sprey yardımıyla hafifçe nemlendirin. Daha sonra ise saç kurutma makinesini sıcak ayarda kıyafetinize tutun. Bu işlem sizi ütü yapmaktan kurtaracaktır. LEKELERİ GİDERİR Çocuklar duvarları boyamayı çok sever. Ebeveynler ise bu oyundan pek memnun olmazlar. Ancak bunun da çözümü saç kurutma makinesinden geçiyor. Kurutma makinesini sıcak ayarda duvara bir süre tutun, daha sonrasında nemli bir bez yardımıyla silir. Ahşapların üzerinde kalan su lekelerini veya mum lekelerini de bu yöntemle silebilirsiniz. YARA BANDINI ÇIKARIR Yara bantlarını çıkarmak çok zor olabiliyor. Ancak bandı çıkarmadan önce saç kurutma makinesiyle biraz ısıtırsanız, bant canınızı yakmadan çıkacaktır. AYAĞI VURAN AYAKKABILARDA KULLANILIR Ayakkabıların ayağı vurması bir kabusu yaşatabilir. Ancak bunun çözümü da saç kurutma makinesinde saklı. Saç kurutmanızı ayakkabınıza bir süre uygulayın. Isındıkça genleşen ayakkabıyı giydiğinizde ayağınızın şeklini alacak ve bir daha ayağınızı vurmayacaktır.

Ayakkabı çaldı, 3 yıl hapis aldı Haber

Ayakkabı çaldı, 3 yıl hapis aldı

Girdiği apartmandan çok sayıda daire önündeki ayakkabıyı çalan hırsızlık şüphelisi, 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 6. Ceza Dairesi, olayın Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 142. maddesinde düzenlenen 'nitelikli hırsızlık' olduğuna dikkat çekti. Emsal kararla birlikte daire önünden ayakkabı çalan hırsızlık şüphelileri, 10 yıla kadar hapis talebiyle hakim karşısına çıkacak. Bir apartmana giren hırsız, daire önlerindeki ayakkabıları pazar çantasına doldurdu. Kaçan şüpheli, güvenlik kamerası görüntüleriyle tespit edilip polis tarafından yakalandı. Cumhuriyet Savcılığı'nın 'konut dokunulmazlığını ihlal ve hırsızlık' suçlamasıyla açtığı davada hakim karşısına çıkan sanık, 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kararın temyiz edilmesiyle devreye giren Yargıtay 6. Ceza Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şöyle denildi: "Sanığın farklı dairelerde oturan müştekilerin ikamet kapısının önünde bulunan ayakkabıları çalmak şeklindeki eyleminin, suç tarihi itibariyle TCK’nın 142/2-h maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu eyleminin uyduğu gözetilmeden sanık hakkında TCK 141/1 maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini, kanuna aykırıdır. Aynı apartman binasında ayrı dairelerde ikamet eden müştekilerin dairelerinin giriş kapıları önünde bulunan ayakkabıları çalan sanığın eyleminin aynı neviden fikri içtima oluşturması sebebiyle bir kez 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h, 143. ve 43/2 maddelerinden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik ceza tayini hukuka uygun düşmemiştir. Hırsızlık eyleminin geceleyin gerçekleştirilmesi nedeniyle sanığın cezasından arttırım yapılırken uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232. maddesine aykırı davranılması bozmayı gerektirmiştir." Ayakkabı çalmanın cezası 10 sene TCK'nın 'nitelikli hırsızlık' suçunu kapsayan 142/2-h maddesi şöyle: "Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlenmesi hâlinde 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır." Basit hırsızlığın cezası 3 sene hapis Türk Ceza Kanunu'nun 'hırsızlık' suçunu düzenleyen 141/1 maddesi ise şöyle: "Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir." Kaynak: İHA

Her ayağa özel sanat Haber

Her ayağa özel sanat

Ezgi Özdaş Seri üretimden stabil kalıplar üzerine her gün binlercesi basılan aynı renk, aynı model ayakkabılar tüketim çılgınlığına kurban giderken vatandaşların bazıları seri basım değil özel üretim ayakkabılara yöneldi. Ayakkabıcılığı seri basım ve tek tiplik mantığına teslim etmemekte kararlı olan Ali Dere, her ayağa özel ayakkabı tasarlayıp müşterilerine özel hissettirmeyi sürdürüyor. Dere ile mesleğin önündeki maddi manevi engellerden ve ayakkabıcılık sektörünün detaylarından konuştuğumuz bir röportaj gerçekleştirdik. Ali Dere, Gürsu’da 30’u aşkın yıldır ayakkabı imalatı, tamiri gibi işler yürüterek ustalığını konuşturuyor. Dere, daha çok ileri yaştaki vatandaşların tercih ettiği mekânında müşterilerinin ayak kalıplarını çıkararak kişiye özel kalıplarda özel tasarım ayakkabılar imal etmeyi sürdürüyor. Dere, “30 yıldır mesleğimi devam ettirmeye çalışıyorum. Ayakkabı tamirciliğinin yanında özel ayakkabı yaptırmak isteyen müşterilerimin ayak kalıplarını alarak onların istediği modellerde ayakkabı yapıyorum. Müşterilerimin arasında her kesimden insan varken en çok da yaşlı kesimler var. Tabi bunun yanında ayağında problem olup normal ayakkabı giyemeyenler var” dedi.   El emeği ve zanaatin az üretilip az tüketildiği günümüzde ayakkabı tamirinin bile bir sanat olduğunun altını çizen Dere, “Benim müşterilerim en çok ayakkabılarının topuklarını eskitiyor. Tamirat için bana getirilen ayakkabıları genelde orijinaline yakın şekilde tamir etmeye çalışıyorum. Bunun yanında tamiri yaparken ayakkabılar vatandaşların ayaklarını rahatsız etmesin diye özenle çalışıyorum burada da el işçiliğimi devreye sokuyorum. Ayakkabı insan ihtiyacının en önemli unsurudur. Eğer ayakkabı rahatsız ederse insanların günlük yaşamları da olumsuz etkilenir. Ayakkabı tamiri yapmakta bir zanaattır” ifadelerini kullandı.   ÇIRAK YOKSA MESLEK DE YOK  Özellikle el emeği ve zanaat isteyen mesleklerde çıraklık, devamlılığı sağlayan ve mesleği gelecek nesillere taşıyan önemli bir unsurdur. Ayakkabıcılık sektörünün de çırak azlığından dolayı zorluk yaşadığını belirten Dere ise, “Eğitim sistemi değiştikten sonra bu meslekte çırak bulamaz hale geldik. Eğitim sistemi değişmeden önce anne-baba çocuğunu getirip eti senin kemiği benim diyordu. Şimdi ise öyle bir şey yok. Tabiî ki çocuklarımız okusun buna karşı değiliz. Ama okumayıp da sokaklarda, internet kafelerde gezen o kadar çocuğumuz var ki, hepsi de pırıl pırıl. Biz istiyoruz ki okumak zor geliyorsa yanımıza gelip meslek öğrensinler. Çünkü biz de o şekilde öğrendik. Böyle giderse bundan sonra ayakkabı tamiri diye bir şey kalamayacak, vatandaş ayakkabıyı alacak, bir sorun olduğunda atacak” şeklinde konuştu.

Depremzede ustalar vazgeçmiyor Haber

Depremzede ustalar vazgeçmiyor

Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 11 ilden biri olan Malatya’da birçok ustanın iş yeri ile evleri de hasar gördü. Depremler sonrası çok sayıda usta başka şehirlere göç ederken geride kalanlar ise ayakta kalmak için direniyor. “Mesleğe başlayalı 47 yıl oldu” Depremlerde iş yeri yıkılan 59 yaşındaki deri ustası Mehmet Acil, kent merkezinde temin ettiği bir konteynerde mesleğini sürdürerek ayakta durmaya çalışıyor. Sektöre ayakkabı tamiratı yaparak başladığını kaydeden Mehmet Acil, son 20 yıldır çanta tamiratı yaptığını belirterek, ”1976 yılında meslek hayatıma başladım son 20 yıldır ise çanta tamiratı yapıyorum. Ayakkabı sektörünün eski gücü kalmadı bizde yaptık ama bırakarak çanta tamiratı yapmaya başladık. İnşallah Malatya’ya bir faydamız olur çünkü çantalar çok pahalı durumu iyi olmayanlara yardımcı oluyoruz burada tamiratla durumu kurtarmaya çalışıyoruz. Depremlerde iş yerimiz yıkıldı bu sırada eşyalarımı evime bırakarak kent dışına çıktım daha sonra şehre dönerek bir konteyner ayarladım 3 aydır burada Malatyalılara hizmet ediyorum. Çok şükür işlerimi iyi" dedi. “Mesleği yapan üç arkadaşımız var her birimiz bir yana dağıldık” Kentte çanta tamiratı yapan üç ustanın depremlerde birlikte farklı noktalara savrulduğunu belirten Mehmet Acil, ”Mesleği yapan üç arkadaşımız var. Her birimiz depremlerle bir tarafa savrulduk. Ben merkezdeyim, bir arkadaşımız Yeşilyurt’ta diğeri nerede onu da bilmiyorum bu şekilde devam ediyoruz. Her türlü çanta tamirata geliyor bin TL’lik bir çantanın tamiratı 150 ila 200 TL arasında değişiyor” ifadelerini kullandı. Meslekte çırak yetişmediğini de belirten Mehmet Acil, kalıcı iş yerlerinin tamamlanmasıyla birlikte işlerinin daha da iyi olmasını beklediklerini söyledi. Kaynak:İHA

Mağaza kirlenmesin diye terliklerini çıkardı Haber

Mağaza kirlenmesin diye terliklerini çıkardı

Kırıkkale şehir merkezindeki Zafer Caddesi üzerinde cep telefonu satış mağazasına gelen Duman Salu (76), "zemin kirlenmesin" diye terliklerini dışarıda çıkartarak içeri girdi. Yan binadaki özel diş polikliniğinde randevusu olan 76 yaşındaki kadın, emanet ettiği eşyalarını almak için yeniden telefon mağazasına geldi. Kadının terliklerini çıkartarak içeri girdiği anlar ise bir vatandaş tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. Delice ilçesinde ikamet eden Duman Salu, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, gittiği bazı iş yerleri ve hastanelerde de terliğini çıkartarak içeri girdiğini söyledi. "Ben bir yere girdiğim zaman çıkartırım" Dişçiye gitmek için elindeki eşyalarını telefoncuya bıraktığını ifade eden Salu, "Terliklerimizi yerler batmasın diye çıkarttım. Ben bir yere girdiğim zaman çıkartırım. Hastaneye varıyorum orada da kimse görmeden çıkartıyorum. Daha sonra da yeniden ayakkabımı giyiyorum. 'Teyze giy' diyorlar bana" dedi. "Baktım terliksiz bir şekilde içeri girdi" 22 yıldır esnaflık yaptığını anlatan iş yeri sahibi Serkan Üstüner, "Daha önce böyle bir durumla karşılaşmamıştım. Teyzem Anadolu kadını içeri girerken ben de dışarıda oturuyordum bir anda baktım malzemeleri vardı dişçiye çıkacakmış 'Buraya bırakabilir miyim' dedi. Ben de 'Tabii ki' dedim. Çıktı geri indi baktım terliksiz bir şekilde içeri girdi. 'Teyze ne yapıyorsun?' dedik. 'İçerisi batmasın kıyamadım oğlum' dedi" diye konuştu. Kaynak: İHA

Bolu'da bir meslek yaşıyor, 70 yıllık ustanın meslek aşkı Haber

Bolu'da bir meslek yaşıyor, 70 yıllık ustanın meslek aşkı

Bolu'da 79 yaşındaki ayakkabı ustası Mehmet Arslan, el emeğiyle yaptığı üretimi 70 yıldır sürdürüyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleğine hala ilk günkü özeni gösteren Arslan, adeta yıllara meydan okuyor. 79 yaşındaki ayakkabı ustası Mehmet Arslan, "9 yaşımdan beri bu işi yapıyorum. 9 yaşında babam beni okula vermedi, bu mesleğe verdi. 9 yaşımdan beri hiç ara vermeden çalışıyorum. Ayakkabı imal ediyorum. 79 yaşındayım, 80 yaşıma bir sene kaldı. Eski müşterilerim yıllardır gelir" dedi. "Yeni nesilde çalışan yok" Çırak bulamadığından yakınan Mehmet Arslan, "Yeni nesilde çalışan yok. Çocuklarını kimse çırak olarak vermiyor. Benim artık 3-5 günlük ömrüm kaldı. Bu meslek bitiyor. Fabrikalaştı. Ben el işi yapıyorum, kendim yapıyorum. El işinin önemi; fabrikalardan daha iyi yaparak ayakkabı ortaya çıkarır ama ustaları yok artık. Daha sağlam oluyor. Bir arıza olduğunda tekrar tamirini ben yapıyorum. Yaptığım ayakkabıları 2-3 sene giyen arkadaşlar var. Benim müşterilerimden 5 sene giyen arkadaşlar var. Tabanlar sağlam olursa 5 sene, 4 sene giyiyorlar" diye konuştu. Müşterisi Rüstem Orhan: "Yıllardır mağdur olmadım" Ayakkabı ustasının 40 yıldır müşterisi olduğunu söyleyen 75 yaşındaki Rüstem Orhan, "Kaliteli malzeme kullanır, kaliteli işçilik yapar. Yıllardır mağdur olmadım. Ben onun yaptığı ayakkabıyı 5-6 sene giyiyorum. Hatta burada bazı esnaf 'Bizden ayakkabı almıyorsun' gibi şeyler söyleyerek gönül koyuyorlar ama almam arkadaş. Ben kimden memnun kalırsam ondan alırım" şeklinde konuştu. İHA

Ayakkabınızın için biraz tuz dökün ve mucizeye tanık olun! Haber

Ayakkabınızın için biraz tuz dökün ve mucizeye tanık olun!

Günün çoğunda ayakkabı ile dolaşıp zaman geçiririz. Hele sıcak günlerde ayakkabıların içinde terleme olur ve içi leş gibi kokar. Bu durumdan kurtulmak için çoğu kişi ayakkabılarını yıkayıp havalandırıyor. Ancak bu yıkama işlemi ayakkabılara oldukça zarar verir. Sizde ayakkabılarınıza zarar vermeden bu kötü kokulardan kurtulmak istiyorsanız bu yöntemi deneyin. Ayakkabınızın için biraz tuz dökün ve mucizeye tanık olun! Etkisini anında gösteriyor. Kimse bilmiyor hemen deneyin. İşte ayakkabı kokularını anında gideren o basit yöntem... KÖTÜ KOKULARDAN ANINDA KURTULUN Ayakkabılardaki kötü koku, nemin ve bakterilerin bir araya gelmesi sonucu oluşur. Mısır nişastası ve tuz yöntemi, ayakkabılardaki bu kötü kokuyu önlemek için etkili bir doğal çözümdür. Bu yöntemi uygulamanın faydaları şunlardır: Nem emicidir: Mısır nişastası ve tuz, ayakkabıların içindeki nemi emer. Bu sayede ayakkabılarınız daha kuru kalır ve kötü kokunun oluşması önlenir. Bakterileri öldürür: Tuz ve mısır nişastası, ayakkabılardaki bakterileri öldürerek kötü koku oluşumunu engeller. Doğal ve ucuz bir yöntemdir: Mısır nişastası ve tuz, doğal ve ucuz malzemelerdir. Bu nedenle, ayakkabılardaki kötü kokuyu önlemek için kullanabileceğiniz en ekonomik yöntemlerden biridir. KİMSE BİLMİYOR! BİRAZ TUZ ATIN VE MUCİZEYE TANIK OLUN Mısır nişastası ve tuz yöntemi uygulamak için şu adımları izleyebilirsiniz: Ayakkabılarınızın içini iyice temizleyin. Gerekiyorsa, ayakkabılarınızı bir bez veya sabunlu su ile temizleyebilirsiniz. Mısır nişastasını ayakkabının içine dökün. Ayakkabının içindeki tüm alanları kaplaması için, ayakkabıyı sallayarak nişastayı eşit şekilde dağıtın. Ayakkabının içine bir çorba kaşığı tuz dökün. Tuzu, mısır nişastası ile birlikte dağıtmak için tekrar ayakkabıyı sallayın. Ayakkabıların içindeki tuz ve nişasta karışımını bir gece boyunca bekletin. Ertesi gün ayakkabıları ters çevirin ve içindeki nişasta ve tuzu çıkarın. Ayakkabıları hava alabilen bir yerde birkaç saat bekletin. Bu yöntemi düzenli olarak uygularsanız, ayakkabılarınızın içindeki nem ve bakterileri azaltarak kötü kokunun önüne geçebilirsiniz.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.