SON DAKİKA
Hava Durumu

#aşı

A Gazete - aşı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, aşı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hepatit A aşısı Türkiye'de üretilecek Haber

Hepatit A aşısı Türkiye'de üretilecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sincan Başkent OSB’de KeyVac Aşı Üretim Merkezi açılış törenine katıldı. Ülkenin kalkınmasına katkı sağlayan her şirkete gereken desteği verdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Alagöz Holding, 500 milyon dolara varan yatırımlarla bine yakın insanımızı istihdam sağlıyor. Biz de ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayan her şirketimize olduğu gibi Alagöz Holding’e gereken desteği veriyoruz" dedi. Hepatit A aşısı üretim tesisinin kendi alanında önemli bir boşluğu dolduracağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 bin metrekare fabrika üretim hattı ve 2 bin metrekare ofis alanından oluşan fabrikanın en son teknoloji ile donatıldığını, toplam 29 bin 500 metrekare fabrika sahası ile KeyVac’ın üretmeyi planladığı diğer aşılarda da inşallah öncü bir rol üstleneceğini kaydetti. Koronavirüs döneminde yaşananların aşı üretim kapasitesinin ne kadar kritik önemde olduğunu gösterdiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye’nin bu süreci hükümetin aldığı önemli kararlar ve tedbirler sayesinde başarıyla yönettiğini bildirdi. Yaşanan pandemi sürecinde hiçbir vatandaşın çaresiz bırakılmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi yerli aşımızla birlikte salgına karşı etkisi tescillenen tüm aşıları vatandaşlarımıza ücretsiz olarak sunduk. Ekonomide farklı destek paketleri ile iş dünyamızın ve çalışanlarımızın yanında olduk. Muhalefetin tüm baskılarına rağmen ekonomide yıkıcı sonuçları olacak sert adımları atmaktan uzak durduk. Bunun yanında salgın döneminde 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi malzeme desteği vererek insanlık görevimizi yerine getirdik" açıklamasını yaptı. Türkiye’nin son asrın en büyük sağlık krizi olarak nitelenen salgından zayıflayarak değil güçlenerek ve dostlarının sayısını artırarak çıktığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu başarıda katkısı bulunan sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere tüm görevlilerimizi, kurumlarımızı, şirketlerimizi tebrik ediyorum. Hepatit-A aşısı, Hepatit A virüsünün neden olduğu hastalığın önlenmesinde kullanılan inaktif aşıdır. 2012 yılından bu yana aşı genel bağışıklama programında yer alıyor. Sağlık Bakanlığımız tarafından ücretsiz olarak 18’inci ve 24’üncü ayların sonunda olmak üzere her çocuğa, iki doz uygulanıyor. Ayrıca kronik karaciğer hastalığı ve pıhtılaşma bozukluğu olanlarla risk grubunda olan birçok insanımız aşılanıyor" dedi. Daha çok yurt dışından tedarik edilen Hepatit A aşısının artık dünya standartlarında ülkemizde de üretileceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böylece Türkiye bu aşıyı en üst standartta üreten dördüncü ülke olacaktır. Açılışını yaptığımız bu önemli tesisle birlikte Hepatit A aşısında yurt dışına bağımlılığımız azalacaktır. Ayrıca bu alanda ülkemiz ileri teknolojiye ve yetişmiş insan kaynağına kavuşacaktır. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutladığımız bir dönemde hizmete giren KeyVac üretim fabrikasının bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Aklını, birikimimizi, vizyonunu Türkiye Yüzyılı emrine veren siz kardeşlerimizi yürekten tebrik ediyorum. Bugüne kadar yatırımlarıyla, üretimleriyle, istihdamlarıyla, Türkiye’yi büyütme davamıza destek olan herkese şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından merkezin açılışı gerçekleştirildi. Törene Erdoğan’ın yanı sıra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, AK Parti milletvekilleri Mustafa Varank, Fuat Oktay, Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Zehranur Aydemir, Asuman Erdoğan, AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, AK Parti İl Başkanı Hakan Han Özcan ve çok sayıda davetli katıldı. Kaynak: İHA

Yüksek riskli gruplar korona aşısı yaptırabilir mi? Haber

Yüksek riskli gruplar korona aşısı yaptırabilir mi?

Bulaşıcı hastalıklara karşı aşılamanın önemine değinen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serap Ket Alkan, “Yüksek riskli gruptakiler Covid-19 aşısı yaptırabilir. Bu gruplara yönelik olarak yeni Covid-19 aşısının kullanıma girmesine yönelik girişimler yapılabilir. Yeni aşının tedarik edilemediği şartlarda ise ağır hastalığa ve ölüme karşı halen bir miktar koruma sağlayan eski aşılar yüksek riskli gruplarda kullanılabilir” dedi. VM Medical Park Bursa Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serap Ket Alkan, “Aşılarla 20 milyondan fazla insanın hayatı kurtuldu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Eylül 2023 verilerine göre Covid-19 enfeksiyonu sebebiyle dünyada 770 milyon 700 bin kesinleşmiş olgu ve buna bağlı olarak yaklaşık 7 milyon ölüm meydana geldi. Pandemi sürecinde etkili ve güvenli aşı yaklaşık 14 milyar doz uygulanmış, ağır Covid-19’u ve ölümleri önlemede yüzde 90’dan fazla etkili olmuş. Böylece 20 milyondan fazla insanın hayatı kurtulmuştur. DSÖ Covid-19 aşı içeriği izleme komitesi; hastalığın seyri, sıklığı, dağılımı, dolaşımdaki varyantların durumu ve kullanımdaki aşıların etkinliği gibi konuları değerlendirerek yeni Covid-19 aşısı önermiştir. Hedeflenen, Covid-19 varyantlarına bağlı hastane yatış ve ölümlerini azaltmaktır” diye konuştu. Son korona virüs varyantı olan Eris varyantına bağlı olarak, Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde Ağustos ve Eylül ayında hastane yatışı ile ölümlerde ciddi artışlar gözlemlendiğini söyleyen Uzm. Dr. Alkan, bu artışlar genellikle risk grubundaki kişileri etkilediğinin altını çizdi. Ağır hastalık gelişme riski taşıyan kişileri korumanın en etkili yolunun aşılar olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Alkan, şu bilgileri paylaştı: “Yüksek gelirli veya aşı üretme kapasitesi olan ülkeler, yeni varyanta etkili mRNA aşılarını geliştirerek veya temin ederek Eylül 2023 itibarıyla riskli grupları aşılamaya başlamıştır. Yüksek gelirli ülkelerde bir önceki sezon hem orijinal suşla hem de güncellenmiş Covid-19 aşılarıyla yapılan aşılamaların ölümü, aşısızlara oranla 14 kat azalttığı gösterilmiştir. Ayrıca güncellenmiş aşılarla yapılan aşılamaların ölümü azaltmada orijinal suş içeren aşılardan üç kat daha etkili olduğu öne sürülmüştür. SARS-CoV-2’nin akut hastalıktan sonra yol açtığı ölümler dışında, iyileşmiş kişilerde başta diyabet, kalp krizi, embolik olaylar ve diğer uzamış Covid-19 komplikasyonları da dikkate alındığında bu süreçte bazı ülkeler sadece risk gruplarını değil, diğer grupları da aşılamayı planlamaktadır.” “Riskli kişilerle yaşayanlar maske ve mesafeye dikkat etmeli” Risk altında yer alan bireylere değinen Uzm. Dr. Alkan, “Yeni Covid-19 aşısıyla hatırlatma dozu, yüksek öncelikli gruplar arasında kabul edilen 50 yaş üstü kişiler, ağır hastalıkları (diyabet, kalp hastalıkları, ciddi obezite) olan genç erişkinler, bağışıklığı baskılanmışlar (HIV’le yaşayan bireyler, solid organ veya kemik iliği alıcıları), gebeler, bakım hastaları ve bu gruplara bakım verenler ile sağlık çalışanları için önerilmektedir. Bu riskli kişiler ile bu kişilerle aynı evde yaşayanlar, solunum enfeksiyonlarının artış gösterdiği bu günlerde özellikle kapalı alanlarda maske, mesafe, temizlik ve havalandırma önlemlerine mutlaka uymalıdır” şeklinde konuştu. “Riskli grupların aşılanması önemli” Özellikle riskli grupların aşılanmasının önemli olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Alkan, “Yeni Covid-19 aşısının en kısa sürede kullanıma girmesine yönelik girişimler yapılmalı, yeni aşının tedarik edilemediği şartlarda ağır hastalığa ve ölüme karşı halen bir miktar koruma sağlayan eski aşılar yüksek riskli gruplarda kullanılmalı, yeni varyantlarla süren Covid-19’un yakından izlenmesi, ilgili uzmanlık dernekleriyle paylaşım yapılmalıdır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı. Kaynak: İHA

“Yeni tip Covid-19 aşısının ülkemize gelmesini bekliyoruz” Haber

“Yeni tip Covid-19 aşısının ülkemize gelmesini bekliyoruz”

Ulaş Girgin Eczacı Okan Şahin, Türkiye’deki ilaç kıtlığı, ithal ilaç problemi, yerli ilaçlardaki etken madde tedariği ve covid-19’un yeni varyantlarının getirebileceği süreçler konularında açıklamalarda bulundu. Türkiye’deki ilaç kıtlığı, ithal ilaç ve etken madde problemi konularında son fiyatlandırmanın temmuz ayında gerçekleştiğini söyleyen Şahin, “Yıl sonu yaklaştıkça ithal ilaçların ülkemize gelişinde ciddi problemler tekrar baş gösterdi. ‘İlaç yok’ oranlarımız yüzde 20’nin üzerine çıkmış halde. Yıl sonuna doğru bu oranın artacağını öngörüyoruz. Türkiye’nin ilaçta dışa bağımlı olması sebebiyle bazı yerli ilaçlarda etken madde ve yardımcı madde tedariğinde problemler yaşanıyor. Bu durum da önümüzdeki günlerde bazı ilaçlarda yerli üretim dahi olsa ilaç yokluğu konusunda problem yaşanacak gibi görünüyor” dedi.   “Virüs sürekli mutasyona uğradığından çekincelerimiz mevcut” Covid-19 ile alakalı mutasyon sonucu oluşan farklı varyantların etkileri hakkında konuşan Şahin, “Şimdilik kapanma gibi bir durum söz konusu olmayabilir. Ancak tabii ki covid sürekli mutasyona uğrayan bir virüs. Yeni tip covid aşısının ülkemize gelmesini bekliyoruz. Tekrar aşılama kampanyaları yapılacak gibi gözüküyor. Çünkü mutaston devam ediyor, en son varyant olan eris'in ülkemizde de göründüğünü Sağlık Bakanı duyurmuştu. İşin açıkçası bu varyant çok problemli bir varyant gibi gözükmüyor. Fakat virüs sürekli mutasyona uğradığından ilerleyen dönemlerde ne olacağı bilemiyoruz. Bu noktada çekincelerimiz mevcut” ifadelerini kullandı.

Aşılanmayan tek bir hayvan kalmayacak! Haber

Aşılanmayan tek bir hayvan kalmayacak!

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ülke genelinde bölgesel risklerin azaltılmasına dayalı şap hastalığının kontrol ve eradikasyon projesi dahilinde uygulamaya konulan hayvan hastalık ve zararlıları ile mücadele programında büyükbaş hayvanlara yönelik şap aşılama kampanyası başlattı. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, kampanya ile ilgili çalışmaların başladığını belirterek “Düzce merkez ve 7 ilçemizde 1 Eylül – 17 Kasım 2023 tarihleri arasında büyükbaş hayvanlara yönelik olarak düzenlenen Şap Aşılama Kampanyası başlamıştır. Kampanyayla birlikte 2 aylık yaşın üzerindeki tüm sığır ve manda cinsi hayvanlar şap hastalığına karşı aşılanacaktır” dedi. Aşılatmayana idari para cezası kesilecek Esra Uzun, şap hastalığının tüm çift tırnaklı hayvanlarda görülebilen salgın ve bulaşıcı, viral bir hayvan hastalık olduğunu belirterek “Şap hastalığı ölümlere sebebiyet vermesinin yanı sıra, bu hastalık nedeniyle oluşan et, süt gibi verim kayıpları yetiştiricilerimizi ve ülke ekonomimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Çok hızlı bir bulaşma ve yayılma gösteren şap hastalığının ve neden olduğu ekonomik kayıpların önlenmesi için büyükbaş hayvanların İlkbahar ve Sonbahar dönemlerinde olmak üzere yılda iki kez şap hastalığına karşı aşılanması gerekmektedir. Hayvancılıktan beklenilen verimin alınabilmesi için bulaşıcı hayvan hastalıklarıyla mücadele etmek büyük önem arz etmektedir. Yetiştiriciler tarafından hayvanlarına şap aşılaması mecburidir. Yetiştiricilerimizin şap aşılama kampanyası ile ilgili müdürlüğümüzce yapılacak duyuruları dikkate almaları ve hayvanlarını şap hastalığından korumak için en etkin ve ucuz yöntem olan aşılama hususunda duyarlı olması gerekmektedir. Büyükbaş hayvanlardan aşı yapılmayanlara nakil izni verilmeyecek. Ayrıca hayvanlarını aşılatmadan imtina eden yetiştiricilere ilgili kanun maddesince idari para cezası verilecektir” ifadelerinde bulundu. Düzce’de Sonbahar Şap Aşılama kampanyasında 45 bin 850 adet büyükbaş hayvanın aşılanması ve 9 bin buzağının küpe takılmak suretiyle tanımlanarak kayıt altına alınması planlanmakta. Kaynak:İHA

HPV aşısında '18 yaş' kriteri tepki çekti Haber

HPV aşısında '18 yaş' kriteri tepki çekti

Rahim ağzı kanseri ve genital siğillere sebep olan HPV'nin (Human Papilloma Virus) aşısının ücretsiz olması için 18 ay boyunca yürütülen kampanya sonucunda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 25 Kasım’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda belirlenen bir grupla aşılamaya başlanacağını ve kapsamını kademe kademe genişleteceklerini duyurmuştu. Koca'nın HPV aşılanmasına başlanacağını söylemesi sevinçle karşılansa da ‘sosyal gerçeklik’, ‘yaş grupları’, ‘medeni hal durumları’ vurguları tereddütte yol açmıştı. Gelecek düzenleme beklenirken, Koca'nın Sabah Gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu’na verdiği röportaj şaşkınlıkla karşılandı. 'AŞI İÇİN İDEAL YAŞ 9-14' HPV aşısının yakında ulusal aşı takvimine alınacağını ve ücretsiz yapılacağını söyleyen Koca, 18 yaş üzerindekilere uygulanması için çalışmalarını son noktaya getirdiklerini belirtiyordu. Oysa HPV aşısı için önerilen ideal yaş aralığı 9-14 yaş. En yüksek antikor düzeyi bu yaşlarda elde ediliyor. Ayrıca çocuklar virüsle henüz karşılaşmamış oluyor. Genç yaşta HPV ile karşılaşmak riskli. Çünkü o yaşlarda rahim ağzının epitel dokusu HPV için uygun yapıda. Diken'in habere göre; piyasada şu anda sadece bir firmanın aşısı bulunuyor. Aşının dört virüse karşı etkili olanın dozu 1215 lira, dokuz virüse karşı etkilisinin dozuysa 1928 lira. 'DSÖ KAYNAKLARI KISITLI ÜLKELERE '9-14 YAŞA ÖNCELİK VERİN' DİYOR' Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), her yıl 300 binden fazla kadının ölmesine yol açan rahim ağzı kanserinin dünyada ortadan kaldırılabilecek ilk kanser türü olabileceğini söylüyor. Örgüte göre bunun için 2030’a kadar her ülkenin 90-70-90 hedeflerine ulaşması gerekiyor. Yani eğer kız çocuklarının yüzde 90’sı 15 yaşına kadar HPV (rahim kanseri aşısı) aşısı yaptırır, kadınların yüzde 70’i düzenli taranır ve rahim ağzıyla ilgili hastalıkları olan kadınların yüzde 90’ı gerekli tedaviyi alabilirse, rahim ağzı kanseri yeryüzünden silinebilir. Örgüt kaynakları kısıtlı ülkelere HPV aşılama programında önceliği 9-14 yaşındaki kız çocuklarına vermesini öneriyor. Yine DSÖ, dünyadaki eşitsizlikleri rahim ağzı kanseri kadar yansıtan çok az hastalık olduğuna dikkat çekiyor. Rahim ağzı kanserine bağlı ölümlerin yaklaşık 90’ı düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana geliyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) de HPV aşısının çocukluk çağının rutin aşıları arasına alınmasını istiyor. 9-14 yaş arasında altı ay ara ile iki doz aşı yeterli oluyor. 15 yaş sonrasıysa koruyuculuk için üç doz aşı (0, 1-2 ay, 6 ay) gerekiyor. Bağışıklık sisteminin baskılandığı durumlarda aşı yaştan bağımsız üç doz olarak uygulanıyor. SAĞLIK BAKANLIĞI'NIN ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMASI Öte yandan Koca’nın bu açıklaması bakanlığın bazı çalışmalarıyla çelişiyor. Bakanlığın 2018’deki 3’üncü Aşı Çalıştayı’ndan çıkan raporda, aşı konusunda ikna olan ailelerin maliyetleri nedeniyle temin edemedikleri belirtilmişti. Ulusal aşı şemasına HPV aşılarının dahil edilmesiyle, devlete doz başına maliyetinin bireysel aşımlarından çok daha düşük olabileceği, bu nedenle aşılamanın Türkiye için maliyetinin hesaplanması gerektiği vurgulanmıştı. Raporda özetle şu görüşler yer almıştı: “Sağlık Bakanlığının da katkılarıyla ergen sağlığı programı belirlenmeli ve özellikle toplumda ve doktorlarda adolesan aşı kavramı oluşturulmalı. Mutlaka, 10-12 yaş arasında sağlık kuruluşlarına başvuran tüm ergenlere, HPV, meningokok, Tdap, yıllık grip aşısı konusunda bilgi sunulmalı ve aşılanmaları denetlenmeli. Aşı yalnız kız çocukları değil, kabul edilebilirliği artırmak için hem kız hem de erkek çocuklarına da uygulanmalı.” Yine bakanlığın sitesinde yer alan ilgili bir video da Hacettepe Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nden Doç. Dr. Nejat Özgül, aşının en etkili olduğu dönemin 9-12 yaş arası olduğunu söylüyor. 'AŞIYI 18 YAŞINDAN SONRA YAPAN ÜLKE YOK' Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Prof. Dr. Cem Baykal, aşının yapılması için en uygun zamanın çalışmalarla saptandığını vurguladı: “Dünyada bu aşıyı 18 yaşından sonra yapan (rutin programında) ülke yok. Bakan Koca davalarla başına geleceklerden korkuyor. Bir diğer amaçları yurt dışına karşı ‘aşıyı yapıyoruz’ demek. Tarafsız, siyaseti karıştırmadan aşı programını kabul ettiğini göstermek istiyorlar. Ama öyle bir karıştırıyorlar ki… Bu haliyle yapmasa daha iyi.” HPV aşısının ücretinin ödenmesi için dava açan kadınlar var. Bunların dördü kazandı, başka davalar sürüyor. Baykal, “Bunlar devlet zamanında aşılarını yapmadığı için o yaşta aşılanmak zorunda kalanlar. Aşının çocuk aşılama programında yer alması önemli. Çocuk aşılama programına girdiğinde aile çocuğunu aşılatmak zorunda kalacak. Aşıyı bilmeyenler de “devlet bunu uygun görüyor” diye yaptıracak.” Türkiye’de yasal evlenme yaşı 18 olsa da çocuklar 17 yaşına bastıklarında ailelerinin veya yasal vasisinin izniyle evlenebiliyor. 16 yaşındaki çocuklarsa istisnai durumlarda ve hayati önemi bulunan bir gerekçenin olması şartıyla mahkemeden alınan özel izinle evlenebiliyorlar. TÜİK’in 2021 verilerine göre 13 binin üzerinde kız çocuğu evlenmiş. 'BUNU DÜNYAYA AÇIKLAYAMAZLAR' Baykal, “18 yaşından sonra aşılama başladığında, hastalık nasıl yok edilebilir? 18 yaşından sonra nasıl aşılayacak, üniversitelere gidip mi? Bunu dünyaya açıklayamazlar. Uluslararası toplantılarda ‘bunu niye böyle yaptınız’ dediklerinde, mantığını anlatamazlar. Evlilikle ya da evlilik öncesi virüsü kapanlar boş yere aşıyı yaptıracak. Aşıya verilen paraya da yazık olacak. Aşıyı programa koyarken bir amacın olması lazım. Bu düzenlemeyle tüm topluma aşılayıp koruma imkanı olamaz” dedi. Baykal bakanlığın davalardan kurtulmaya çalıştığını ancak yanıldığını düşünüyor: “Örneğin bir kanser hastası kadın çıkıp, ‘16 yaşında evlendirildim, devlet olarak aşımı 18 yaşında yaptığın için virüsü arada kaptım, 30 yaşında da kanser oldum’ diyerek dava açabilir. Koca ayrıca, HPV için yerli tanı kiti de geliştirdiklerini de açıkladı. Kitlerle HPV’nin yaygın ve yoğun taramasına da başlanacağını söyledi. Bununla ilgili Baykal, “Aşılamıyorsanız yaygın HPV taramasını neden yapıyorsunuz? HPV’nin zararlı olduğuna inanıyor, onun için kit üretip ucuza taramaya çalışıyorsanız kadınları aşılamaya da inanmanız lazım. Çocukları aşılayın. Aşı için saçma kurallar koymayın. 18 yaşına kadar insanlar virüsü kapacak. Bu koruyucu tıp değil. ‘18 yaşından sonra gel, aşını yapacağım’ diyemezsin. Toplumun büyük kesiminin haberi bile olmayacak” diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.