Bursa'nın tarih fışkıran İznik ilçesinde yeni keşiflerin yanı sıra geçmişte bulunan mezar ve çeşitli eserler de hala gizemini koruyor. Bir zeytinlik içindeki Helenistik Dönem'e ait iki kapılı mezar odası da 2001 yılında tarla sahibi tarafından keşfedildi. Tarla sahibinin o dönem attığı taşın aşağı düşmesi sonucu İznik Müze Müdürlüğü yetkililerine haber vermesi ile bulunan mezar odasının iki kapılı Helenistik Dönem mezarı olduğu anlaşıldı. Dönemin müze yetkililerinin yaptığı incelemeler neticesinde de mezarın içinde ölenlere ait eşyalar, yemek masası ve bir iskelet parmağında altın yüzük bulunarak korumaya alındı. Dönem dönem defineci istilasına uğrayan mezarın hangi aileye ait olduğu ise hala bilinmiyor.

 

BTSO'dan önemli adımlar BTSO'dan önemli adımlar

Mezarın keşfedildiği dönemde İznik Müze Müdürlüğü görevini yürüten Taylan Sevil, tarihi mezar hakkında bilgi verdi. Sevil, “İznik'te Helenistik Dönem'den kalan yapılardan birisi olarak Berber Kaya bilinir. Berber Kaya eserinden sonra da Helenistik Dönem'e ait bu ikinci kalıntıdır. Burası o dönemden kalan bir tümülüstür. Tümülüsler ön koridor ve esas mezar odasından ibarettir. Üzeri de bir tepecik halinde örtülmüştür. Bu kalıntılar bize 2001 yılında İznik Müzesi'ne tarla sahibi tarafından bildirildi. Vatandaşın ifadesine göre o dönemde bir delikten aşağı doğru taş düştüğü bir boşluk olduğu söylenmiştir. İznik Müze Müdürlüğü de bu ihbarı değerlendirmiştir. Burada müze tarafından o dönem araştırmalar da yapıldı. Bizzat ben de o zamanlar ilgilendim. Burada ön araştırma ve çalışmaları yaptık. Orijinal halini tamamen korumuş, ellenmemiş kalıntılar bulundu. Yaptığımız araştırmalara göre mezar odasında üç tarafı seki dediğimiz taş yatakları ve üzerinde cesetler vardı. Bir adet orijinal işlemeli yemek masası ve üzerinde tabaklar ile çeşitli eşyalar bulundu. Ölülere ait adaklarla birlikte bir iskeletin parmağında altın yüzük de bulundu. Bu Helenistik Dönem'dir ve en eski gömüyü bize işaret etmiştir. Burası Helenistik Dönem'den, milattan sonra 1. yüzyıllardan Roma Dönemi 4. ve 5. yüzyıllara kadar kullanılmış bir aile kabristanı olarak devam etmiştir” diye konuştu. (İHA)