Hatırlıyorum 2011 yılında da elektrikli araçlar çalıştayına imza atmıştı EMO Bursa. Ama artık bu denli uzun ara verilmemeli. Bana kalırsa elektrikli araçlarla yatıp kalkalım. Çünkü bu ülkede ne yazık ki kimse dürtmeden iş yapmıyor. Neredeyse 10 yıldan beri yerli marka otomobilimizin değil marşına basmak akıbetini bile bilmiyoruz.

Şunun altını çiziyorum artık öyle bir noktaya geldik ki geçmişi 1830’lu yıllara dayanan ancak marş motorunun bulunmasıyla içten yanmalı otomobillere meydanı bırakmak zorunda kalan elektrikli otomobiller artık ‘yollar bizim’ diyecek. Gidişat onu gösteriyor.

Zaten içten yanmalı motorların pazarı kapanın elinde kalmış vaziyete.  

Bu yüzden yerli markamız olacaksa elektrikli olacak üstelik tasarımı donanımı yazılımı bataryası da bize ait olmalı. Kısaca davulda bizde, tokmakta bizde olmalı.

Ayrıca elimizi çabuk tutmalıyız Yoksa içten yanmalı otomobillerde ıskaladığımız devrimi elektrikli otomobilde de ıskalarız. Yine bize avucumuzu yalamak düşer.  

Bu girizgahtan sonra gelelim uzmanlara;

Ayrı ayrı görüşlerini aldım.

Herkes yerli marka elektrikli otomobilde hem fikir.

EMO Bursa Şubesi tarafından BAOB’da düzenlenen elektrikli araçlar çalıştayına katılan Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi aynı zamanda üniversite bünyesindeki ulaştırma teknolojileriyle ilgili araştırma merkezinin de kurucusu ve başkanı Prof. Dr. Nejat Tuncay çarpıcı ifadeler kullandı.

Kendisine elektrikli araçlar konusunda dünya ne durumda biz ne durumdayız? diye sordum.

Şunları söylüyor:

“Dünya genelinde göstergeler hem yakıt hem de elektrikle çalışan arabaların (hibrit) çok yaygınlaştığını ortaya koyuyor. Bunun yanında dünyanın gittiği yol tamamen elektrikli otomobil ürtimine dönüktür.Önümüzdeki dönemde elektrikli araçların piyasa paylarının giderek artacağı ve 2050 yılına ulaşıldığında Pazar payının büyük çoğunluğunu kapsayacağı anlaşılıyor. Bu bağlamda uluslar arası şirketler elektrikli araçlarla ilgili üç ana alanda çalışma yapıyorlar.bir tanesi enerjiyi nasıl depolayacağız.Bu alanda lityum piller şu anda önde görünüyor. Ama lityum pillerin türevleriyle ilgili araştırma ve geliştirme yapılıyor” dedi

ÜLKEMİZDE DE SÖZ KONUSU ÇALIŞMALAR NE DURUMDA

Türkiye’de de bir takım işletmelerde ve üniversitelerde yapılıyor. Ama mutlaka pillerin ucuzlaması, hacimlerinin küçültülmesi ve dayanıklılığının artırılması çok önemli…

Diğer husus itki teknolojisi yani motor aksamı ana parçalardan birni oluşturuyor Bu alanda dünyanın her yerinde çalışmalar var.

Üçüncü husus grup kontrolü burada da nesnelerin interneti dediğimiz bilgi teknolojilerinden araçlar arası haberleşmeye doğru geçiş var. Bu araçlarla araç ve yer sistemleriyle haberleşmeye doğru gidiyor. Dolayısıyla elektrikli sürücüsüz arabalara doğru ciddi bir gidiş var”

Sanırım yakın zamanda olmasa da orta vadede elektrikli sürücüsüz arabalar hayatımıza girecek gibi görünüyor. Yani filmlerden izlediğimiz ‘KİT’ gerçek olacak.

Çalışmalar gizli tutuluyor

 “Yerli araba dediğimiz şey, TÜBİTAK MAM’da çalışılıyor ve o konu gizli tutuluyor.  Ne aşamada olduklarını bilmiyorum Ama başarılar diliyorum.Fakat böyle bir arabayı yapmanız satmanız anlamına gelmez. Bir arabayı teknolojik olarak üstün hale getirmeniz lazım. Rekabetçi fiyat şart. En önemlisi de bu ürünün dünya genelinde pazarlama ağının kurulması lazım. Birde kendi bataryamızı çok daha üstün vasıflarda üretmemiz kaçınılmaz. Bu zincirin bir halkasında doğacak aksaklık sonucu bütün paramız boşa gider

Bu uyarı gerçekten çok dikkat çekiciydi

Bu yarışın çok ciddi olduğunu münferit firmalarla bu işin kotarılamayacağını mutlaka devletin desteğinin gerekli olduğunun altını çizdi.

Bir araca yerli diyebilmenin kriterleri nelerdir?

“Tamamen yerli diyebilmemiz için motor tasarımının bize ait olması lazım. Genel aktarım sisteminin bize ait olması lazım. Belki bunlardan daha önemlisi pil teknolojisinin Türkiye de kazanılması lazım. Yoksa rekabet edemezsiniz. Bir anlamda davulda tokmakta bizde olmalı. Yoksa önce davulu boynumuza asarlar, tokmağı da güm güm vururlar”

Bu uyarılar gerçekten hayati öneme sahip.

EMO Genel Başkanı Hüseyin Yeşil de doğaya zarar vermeyecek enerjinin bu tür araçlarda da kullanılmasını benimsediklerine işaret ederek “Bu yüzden elektrik araçlar konusu bizim için çok önemli Hem enerji verimliliği hem çevre açısından çok önemsiyoruz. İlgililerinde bu araçların üretimlerini sağlayacak yol ve yöntemleri bulmalarını istiyoruz bu konuda yeterli alt yapımız var. Yalnız elektrikli araçlarda değil her konuda dışa bağımlıyız. Bunu kırmamız gerekiyor. bir an önce hayata geçirilmesi lazım.

EMO Bursa Şube Başkanı oda olarak 2011'de elektrikli araçlar sempzyumunu gerçekleştirdiklerini, o yıllar Renault ve Tofaş gibi tesislerin elektrikli araç üretimine girdiğine dikkati çekti şunları anlattı:

“2011’den sonra elektrikli araçlar konusunda araştırma geliştirme çalışmaları devam ederken uygulamaya dönük faaliyetler durdu. Renault elektrikli araç bandını kapattı. Çünkü verimlilik sağlanamamıştı. Ama elektrikli araç konusunda dünyadaki bütün oyuncular çalışıyor ciddi gelişmeler var.”

Mesafe 150'den 400 km'ye çıktı

2011'den bu yana ne değişti

“Bir batarya alınan mesafe 150 kilometreden 400 kilometreye çıktı.

Araya girip; Rantabl mı? Diye sordum.

 “Bence ‘Hibrit’ dediğimiz hem elektrikli hem akaryakıtla çalışan araçların dönemi gelmiştir”

Uzun söze gerek yok Elektrikli araç dönemini ıskalamamalıyız.