Özlem ATAÇ

Antika meraklısı satıcılar ve antika sevenler Nilüfer Antika Pazarı’nda her ayın 3’üncü pazar günü buluşuyor. İhsaniye Kapalı Pazaryeri’nde hizmet veren pazara Türkiye’nin hemen hemen her ilinden gelen yaklaşık 200 esnaf tezgah açıyor. Türkiye’de üçüncü, Bursa’da da ilk olan Nilüfer Antika Pazarı, binlerce antikaya ev sahipliği yapıyor; çok eski ve önemli eserler pazarda görücüye çıkıyor. Pazarda genelde Osmanlı’dan ya da Cumhuriyet döneminin başlarından kalma eşyalar satılıyor, aynı zamanda el emeği ürünlerin satıldığı tezgahlar da bulunuyor.

 

HAZİNE AVCILIĞI GİBİ

2016 yılından beri her ayın 3’üncü pazarı Balıkesir Sındırgı İlçesi’nden gelen Recep ve Ümit Parlak çifti, “Sındırgı Belediyesi Antika Osmanlı Çarşısı’ndan katılıyoruz. Bursa’ya Sındırgı’yı tanıtmaya, Yörük bebeklerimizi tanıtmaya ve Ekrem Yavaş Başkanımızın kolonyalarını hediye etmeye geldik. Yağcıbedir halılarımız, kilimlerimiz, kama, kılıç, bıçak, tüfekler, kalkanlarımız var. Bu merakımız eskiye atalarımıza dair. Biz Sındırgılılar olarak çok seviyoruz antikayı ve büyük pasajımızda hizmet veriyoruz. 125 senedir bu işle ilgileniyoruz, dedelerimizden kalma bir yadigâr… Eşimle beraber her ayın 3’üncü pazarı buradayız. Bizim için satmak ya da satmamak önemli değil, önemli olan Sındırgı’yı tanıtmak. Bir şeyleri ortaya çıkarmak bana heyecan veriyor. Bu tıpkı hazine avcılığı gibi bir şey. Tavan aralarına atılmış değeri bilinmeyen resimler önemli bir ressama ait olabiliyor. Ben araştırma ve okumayı çok seven bir insan olduğum için antikacılık bende ağır bastı. Üniversite mezunlarının çalıştığı şartları göz önünde de bulundurduğumuzda baba mesleğini seçmek doğru bir karar oldu” diye konuştu.

HOBİMİ KAZANCA DÖNÜŞTÜRDÜM

Mutluluğun yolu Osmangazi'den geçti Mutluluğun yolu Osmangazi'den geçti

Daha önce kendisi için hobi olan emekli olduktan sonra antikacılığı mesleğe çeviren Ahmet Helvacı, “1982 yılından beri bu merakım vardı. Esnaflık yapıyordum emekli olunca tamamen bu işe yöneldim. Ama zaten benim antika sevdam hep vardı ve devam da etti. Hem hobimi kazanca dönüştürdüm hem de hayalimi gerçekleştirdim. Bu işi sevmeyen yapamaz zaten. Sürekli gezerim ve çevre de edindim, bu şekilde topladım antikalarımı. Cumhuriyet Caddesi’nde dükkanım da var. Beni Bursalıların çoğu bilir. Benim aslında işim tamamen antika paralar ama son zamanlarda obje de bulundurmaya başladım. Kimisi parayı sever kimisi objeyi sever, paracılar objeye bakmaz, objeciler de paraya bakmaz. En eski olarak Osmanlı paralarını bulunduruyorum. 4 yıldır her ayın 3. pazarında buradayız. İlgiden gayet memnunuz” şeklinde konuştu.

SEVMEK GEREK

Eskişehir’den gelen Sedat Göçmen ise “Emekli hastane müdürüyüm. Ben kendime antikacı demiyorum, benimki nostalji tamamen. Antika ayrı bir zevk, bu tezgahta ne varsa hepsi benim çocuğum gibi. Biz sadece yaşanmışlara aracılık yapıyoruz. Ben bardağın hep dolu tarafını gördüğüm için hikayelere pek bakmam. Kazanç mı derseniz evet para da kazanıyoruz ama zenginlik değil. Renkli bir meslek. Sevgin olması lazım. Kaderine terk edilen bir objeyi, bir kitabı, bir fotoğrafı, bir hat levhasını, bir resmi, bir elyazmasını keşfederek tekrar hayata kazandırmak ve onunla heyecanlanacak, ona sahip olmakla mutlu olacak yeni sahibine ulaştırmak benim misyonum. O zaman ekmek kazandırır. Her ayın 3’üncü haftası buradayız. Bursa’dakilerin ilgisinden gayet memnunuz. Güzel şehir Bursa” dedi.