Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen “Bizim Yunus” Yılı Açılış Töreni'nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dilini kaybeden bir milletin hafızasını, benliğini ve hatta inancını kaybedeceğini belirterek, ana dilleriyle bağları zayıflayan toplumların zamanla sürüleşmesinin, sömürgeleşmesinin ve kimliksiz hâle gelmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa kıtasındaki soydaş toplulukların önemli bir bölümünün dilleriyle bağları kopunca nasıl Slavlaştıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Aynı şekilde Afrika’da sömürgecilerin işgal ettikleri yerlerde insanların inançlarıyla beraber dillerini de hedef aldıklarına şahit oluyoruz. Unutmayınız vatanı önce dil, sonra ordu bekler. Bunun için Türkçemize çok sıkı sahip çıkmalıyız” uyarısında bulundu.

250 MİLYON TEK YÜREK

Türkçe’yi dünya dili hâline getirmek gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 12 milyon kilometrekarelik bir coğrafyada, 250 milyonu tek millet, tek yürek, tek bilek yapan Türkçemiz dünyada en çok konuşulan beşinci büyük dildir. Bugün 35 ayrı ülkede ya ana dil ya ikinci dil yahut yabancı dil olarak Türkçe ile anlaşılabiliyor. Vatanları, bayrakları, devletleri ayrı olan yüzlerce milyon insanı aynı gönül paydasında buluşturan Türkçe’dir” diye konuştu.

BOZUK CÜMLELERE HAYIR

Cumhurbaşkanı Erdoğan Papa ile görüştü Cumhurbaşkanı Erdoğan Papa ile görüştü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkçe’de çoraklaşma sürecinin yaşandığına dikkati çekerek, şunları ekledi: “Yabancı dile verilen önem maalesef Türkçemizi gölgede bırakıyor, hatta kimi yerlerde yabancı dille eğitim Türkçe eğitimin önüne geçiyor. Kimi üniversitelerde öğrencilerimiz bırakınız Yunusları, Fuzulileri, Emrahları, Reşat Nurileri, Refik Halitleri, Peyami Safa veya Tanpınarları bile okumadan, hatta adını duymadan diploma alabiliyor. Bunun yanında gazetecilerimizden akademisyenlerimize kadar okumuş, yazmış insanlarımızın bir bölümü Türkçe’ye yeterince özen göstermiyor. Özellikle sosyal medya dili gençlerimiz arasında geçerli bir yazı diline, iletişim diline dönüşüyor. Anlamsız kısaltmalar, aralara serpiştirilen yabancı kelimeler, bozuk cümleler, saçma ifadeler, günden güne sıradan hâle geliyor. Tabelalarda, yazışmalarda ve konuşmalarda şahit olduğumuz yabancı kelime kullanma hastalığı artık geleceğimizi tehdit eder bir boyuta ulaşmıştır.” “Kuşdilini andıran bu çürümeye dur demek mecburiyetindeyiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dilin iletişim aracı olmanın yanında en büyük zenginlik olduğunu, insanın sahip olduğu kelime kadar kendisini gerçekleştirebileceğini aktardı.

MİLLÎ KİMLİĞİMİZE SAYGI

Gençlere sözün, dilin, her biri asırlık tecrübelerin taşıyıcısı olan kelimelerin, kavramların, ifadelerin kıymetini en iyi şekilde anlatmak gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kültür emperyalizmine karşı kuracağımız en güçlü savunma hattı öncelikle dilimizi korumaktır. Kendi anadilini en doğru ve güzel şekilde konuşamayan bir toplum, başkalarına da katkı sağlayamaz. Türkçe’yi korumadan ne millî kimliğimize sahip çıkabiliriz ne Türk dünyasıyla olan bağlarımızı güçlü tutabiliriz ne de küresel hedeflerimize ulaşabiliriz” diye konuştu.

TÜRKÇE İLE SEFERBERLİK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geleceğe yönelik yapılacak en önemli yatırımlardan birinin yabancı kavramların istilası karşısında Türkçe’yi korumak, geliştirmek, zenginleştirmek olduğunun altını çizerek sözlerini şöyle tamamladı: “Bu konuda hepimize, bilhassa da ailelerimize, öğretmenlerimize, münevverlerimize, Türk diliyle ilgili çalışma yapan kurum ve sivil toplum kuruluşlarımıza önemli görevler düşüyor. Yunus Emre, ‘dil hikmetin yoludur’ diyor. Yitik kaybedildiği yerde bulunur diyerek hikmet arayışımızı Türkçemizden başlatmalı, hep birlikte dünya dili Türkçe demeliyiz. Bunun için Yunus Emre’nin 700. vefat yılına istinaden dünya dili Türkçe adıyla bir seferberlik ilan ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Politikaları Kurulumuz tarafından hazırlanan 224 etkinliği 2021 yılı içerisinde 18 ayrı bakanlık, kurum, sivil toplum kuruluşu marifetiyle hayata geçireceğiz. Bu çalışmalara gereken her türlü desteğin verileceğine inanıyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken bir kez daha 2021 Yunus Emre ve Türkçe Yılı’nın hayırlara vesile olmasını diliyorum.” (İHA)