Mehmet ÇETİNKAYA

 

İsmail Özdemir’e a gazete olarak sorularımızı yönelttik ve samimiyetle yanıtlarını aldık.

Oyunuzun rengi ne olacak

Saadet partisi olarak referandumda tabi ki hayır oyu kullanacağız. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum biz şuan bu referandum sayesinde halkımızın kamplara bölünmesine özellikle 1980 yılına dönülmesiniistemiyoruz. 

Neden Hayır?

Şimdi halkımız öncelikle oylayacağı maddeleri maalesef bilmiyor. Özellikle de evet diyecek vatandaşlarımıza sorulduğunda ben bu değişikliğe Tayyip Erdoğan için evet diyeceğim diyor. O yüzden en büyük endişemiz halkımızın neyi oylayacağını bilmemesidir.  En önemli maddelerden başlayacak olursak bunları söyleyeyim. Teknik konu çok tartışıldı, medyalar da ama biz bu işin perde gerisinden aydınlatmak istiyoruz. Olayı özellikle Cumhurbaşkanına savaş açma yetkisi vermiyor. Eskiden TBMM’nin idi ve hala ve bu yüzden tezkereler Meclise getirildi en meşhur tezkerelerden bir tanesi 1 Mart 2003 yılı tarihinde Irak’a Amerika ile bir olup savaş açalım mı açmayalım mı?tezkeresiydi ve bu tezkere meclis de reddedildi. AKPartinin bütün gayretine rağmen reddedildi. Bu 1 Mart tezkeresi en önemli örnektir önümüzde diyoruz. Eğer başkanlık sistemi olsaydı bu şuandaki başkanlık sistemi Meclis’e getirilmeyecek.Cumhurbaşkanını ikna ederse ABD veya ikna ederse farklı ülkeler savaşa sokabilecek. Cumhurbaşkanına kararname çıkartma yetkisi veriyor özellikle savaş olduğunda olağanüstü hal dönemi ilan etme yetkisi veriliyor. Olağanüstü hal ilan ettiğinde çıkaracağı kararnameler yargıya götürülemiyor. Olağanüstü hal kararnameleriyle ciddi şekilde insan hakları ihlal edileceğine inancımız var. Çünkü geçtiğimiz olaylarda bunu yaşadık. 2014 yılında 4 tane milli görüşlü kardeşlerimize İsrail büyükelçiliği önünde kahrolsun İsrail sloganı attıkları için başka hiçbir şey yok 20 ay hapis cezası verildi. Meclisin etkinliği ortadan kaldırılıyor.Özellikle Adalet ve İçişleri bakanlığı gibi önemli Milli Savunma Bakanlığı gibi bakanlıklar Meclis tarafından belirlenmesi lazım en azından Meclis’in bu konudaki onayı alınması lazım diye düşünüyoruz.

Yine Cumhurbaşkanına Kararname çıkartma yetkisi veriliyor. Tüzel kişilik kurma yetkisi veriliyor. 123-104. Madde bunlarla yarın sabah kalktı ben Güneydoğu Eyalet Bakanlığı kurdum diyebilir. Şuan da bu yetki kendisine geçiyor bunun önünde bir engel yok. Biz eyalet sistemine karşıyız.

Petrol yasası çıkartılmış 2006’da petrol yasası eyalet sistemine göre çıkarılmış daha 2006’da diyor ki petrol hangi il de bulunduysa o ilin özel idaresinden yüzde 50’si verilir. Normal şartlar da merkezi hükümete gelir o dağıtımı yapar.

 Avrupa ve bir çok şer güçleri ‘hayır’ için çalışıyor referandumda evet çıkmasını istemiyorlar bununla ilgili yorumunuz nedir?

Algı yönetimi.Son 20 yıldan beri tüm dünya da algı yönetimi uygulanıyor yani algı yönetimi ile ilgili insanlar istediklerinin farklı yönlere yönlendirilebiliyor ve şuan Hollanda, Almanya ve anketlerde son 1 ay içerisinde hayır çıkması ağırlık kazanırsa muhtemel Yunanistan ile savaşa bile girebiliriz.

 Sizce referandum sonucu ne olur?

Şuan da hayır’ın önde gittiğine kanaat ediyoruz. Anketler yayınlanmıyor iktidar yayınlatmıyor yaptıkları anketler var ama yayınlatmıyorlar ve ben bu sonuca bakarak ‘hayır’ın önde gittiğini düşünüyorum. Tabi gelişecek olaylar savaş falan olabilir ama ne olursa olsun gerçekten oylayacağımız maddeler konusunda endişelerimiz de haklıyız. Biz şuan da evet diyen kardeşlerimize niçin evet dediğini sorduğumuz da bu söylediklerimizin hiç birini söylemiyor. Sadece biz Tayyip Erdoğan için diyor.Tayyip Erdoğan ölebilir. Cumhurbaşkanı yardımcısı istediği kadar atayabiliyor.Cumhurbaşkanı yardımcısı sınırı olması lazım.Bu konuda da endişelerimiz var. Diğer taraftan milletvekillerinin arttırılması israftır biz 300 milletvekiline düşürmesini daha öncesinde hocamız önermişti şuan ise 600 çıkartılıyor buda eyalet sisteminin hesaplanmasına göre ayarlanmış bir sayıdır.  50 milletvekili yaklaşık 5 yıllık bir dönem maliyeti 200 milyon olarak hesaplanıyor o yüzden bu maddelere biz karşıyız.

Bursa’da referandum seçim çalışmalarınız nasıl?

Biz Saadet partisi olarak ciddi bir seçim çalışması yapmıyoruz.Gerçekten bütçemiz müsait değil ancak biz özellikle teşkilatlarımız aracılığıyla broşür teşkilatlarımızın tespit ettikleri yerlerde nokta çalışması şeklinde devam ediyoruz. Nokta ziyaretleri yaparak devam ediyoruz devlet yardımı almıyoruz.

Saadet Partisi Genel Başkanı Bursa’ya gelecek mi?

Belli değil şuan da bir programı yok program mayıs gibi kesin var ama seçim öncesi program yok.

Saadet Partisi Genel Merkezi’nizin referanduma yönelik yayınladığı kitapçık konu başlıklarını söyler misiniz?

 Genel Merkezimizin 'Anayasa değişikliği ne getiriyor, ne götürüyor' isimli kitapçığından bir kısmını size aktarayım. 

* Saadet Partisi, mevcut anayasanın değiştirilmesi gerektiğini ve değişikliğin ana muhtevasının ifade edildiği üzere “özde değişiklik” şeklinde yapılmasını hep ifadeetmiştir.

* Saadet Partisi, prensip itibariyle, yönetimde istikrarı ve adaleti tesis edecek bir BaşkanlıkSistemine ya da bugünkü ifadesiyle Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne karşı değildir. Aksine,Türkiye’de Başkanlık Sistemi’ne ilişkin ilk öneriyi yapan Millî Görüş partileri olmuştur.

* Saadet Partisi, geçmişte olduğu gibi bugün de anayasa değişikliği teklifini ve bukapsamda gündeme gelen “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” tartışmalarını, büyük bir titizlik ve hassasiyetleele almış, teklif edilen çalışma üzerinden “En iyi sistem nasıl kurulur?” sorusunun cevabınıaramıştır.

* Bu amaçla alanında uzman akademisyenler, sivil toplum temsilcileri, kanaat önderleri ve araştırma kuruluşları ile çeşitli çalışmalar yapmıştır. Yapılan teklifin milletimizin ihtiyaç vebeklentilerine uygun bir sistem olması için azamî çaba göstermiştir.

Tüm bu çaba ve tecrübeler ışığında teklif edilen düzenlemede endişe verici hususları tespitederek Meclis’te temsil edilen partilere ve Sayın Cumhurbaşkanı’na bu durumu bildirmiştir. Herne kadar anayasa komisyonu görüşmeleri sırasında teklifte kısmi değişiklikler yapılmış olsa daendişelerimiz maalesef ortadan kalkmamıştır.

* Özellikle partili Cumhurbaşkanlığı veCumhurbaşkanı’nın Meclis’i feshi gibi bazı düzenlemeler gelecekte hem ülke hem de milletaleyhine ciddi olumsuz sonuçlar doğurabilecek niteliktedir.

* Gerek bu endişelerin ortadan kalkması gerekse “Yeniden Büyük Türkiye” idealini yakalayacakbir anayasanın ortaya çıkması şüphesiz ki hepimiz için övünç vesilesi olacaktır.

* Bu çerçevede tespit ve önerilerimizin samimi bir çaba olarak değerlendirilip ciddiyetleele alınması ve yapılan anayasa değişikliğinin kamu vicdanında kabul görmesi için gerekendüzenlemelerin yapılması en büyük temennimizdi. Maalesef bu temennimiz doğrultusunda birsonuç alınamamıştır.

* Anayasa’da yapılacak değişikliğin itibarını ve toplum tarafından kabulünü, “yasama, yürütme ve yargı” arasındaki “uyum ve denge” belirleyecektir. Bu üç erk arasındaki ilişki, “denge ve denetleme” prensibi çerçevesinde, birinin diğeri üzerinde herhangi bir hâkimiyet veya vesayetoluşturmasına imkân vermeyecek şekilde düzenlenmeliydi. İcranın tek elde toplandığı Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde yönetimde istikrar en önemli avantajlardan biridir. Hükümeti kuramama ya da kurulmuş hükümetin güvenoyu ile düşürülmesi gibi kaygılar olmayacağı için güçlübir icraat imkânı ortaya çıkacaktır. Ancak, güçlü bir Yürütme organı ile doğru orantılı olarak güçlübirYasama’nın varlığı hükümetin faaliyetlerini denetleme ve dengeleme için hayati öneme haizdir.

* Güçlü bir Meclis için Meclis’in, bütçeyi değiştirerek onaylama hakkı korunmalı, kanun yapmada ortağı olmamalı, Cumhurbaşkanı ile çatışmaya sebebiyet verecek alan bırakılmamalı ve denetleme hakkı daha güçlü ve belirgin olmalıydı. Özellikle etkinliğini, saygınlığını ve gücünü korumak için TBMM’nin kendi iradesinin dışında feshine imkân tanıyacak her türlü düzenlemeden mutlak suretle uzak durulmalıydı. Güçlü bir Meclis’in en önemli şartı ise temsilde adaletin azamî düzeyde sağlanmış olmasıdır. Toplumun bütün kesimlerinin temsil edildiği, görüş ve tekliflerini ifade etme imkânıbulduğu bir Meclis, toplumsal barışın sağlanmasına büyük katkı sağlayacak, millet nezdindebugünkünden çok daha demokratik ve saygın hale gelecektir.

* Güçlü bir Meclis için, kanunlara bırakılmaksızın bizzat anayasa ile seçim barajları tamamen kaldırılmalıydı. Cumhurbaşkanı yardımcıları, Millî Savunma, Adalet ve İçişleri gibi bazı önemli ve stratejik bakanlıklara atanacak isimler Meclis’in onayına sunulmalıydı. Bu durum sadece mecliste değil millet nezdinde de Hükümet’e saygınlık kazandırmış olurdu. Yine görevi sırasında haklarında ciddi suçlama bulunan bakanlar için, “gensoru” benzeri bir soruşturma ve hesap sorma mekanizmasının varlığı, Meclis’in millet adına denetleme anlayışının bir gereği olarak görülmeli ve muhafaza edilmeliydi. Yeni düzenleme ile gündeme gelen “Partili Cumhurbaşkanı” kamuoyunda haklı bir endişeye neden olmuştur. Gerçekten de Cumhurbaşkanı’nın partisiyle ilişiğinin kesilmemesi, Cumhurbaşkanlığı makamı için elzem olan

* “Tarafsızlık” ve “Eşitlik” ilkelerine gölge düşürmekle kalmayacak, toplumun bütününü kucaklama noktasında eksiklik olarak algılanacaktır. Bu itibarla Cumhurbaşkanı partili olmamalıydı.