Hz.Peygamber (sav) döneminde Medine’ye hicret eden Muhacir ile Ensar arasındaki dayanışma ve yardımlaşmayla oluşan manevi kardeşlik bağı, paylaşmanın iyileştirici gücünün güzel bir örneğidir.Muâhâtdenilen kardeşlik uygulamasıyla dönemin sosyokültürel ve ekonomik problemlerinin çözümüne büyük kolaylıklar getirilmiştir.Dolayısıyla paylaşma sayesinde birlik ve beraberlik sağlanır, güçlü bir toplum meydana gelir. Hayatta nelere sahip olduğumuzu düşündüğümüzde gerçek varlığımızın yaptığımız yardımlar olduğunu görürüz. Hz.Âişe (r.anhâ)’dan gelen bir rivayet bu gerçeği ortaya koymaktadır. Peygamberimiz (sav) bir koyun kesmişti. Daha sonra eşine, ondan ne kadar kaldı diye sordu. Hz. Âişe (r.anhâ) “Bize sadece kürek kemiği kaldı.” deyince Rasûlullah (sav)“(Demek ki) Kürek kemiğinin dışında tümü (bize) kaldı.” buyurdu.

ARINMA VE ARITMA VESİLESİ

İslâm’ın beş şartından biri olan zekât, toplumda ahlâkî değerleri yüceltir, kişilerin maddî ve mânevî varlığını arıtmaya yarar sağlar. Zekât ibadetinin yanı sıraRamazan ayında verilen fidye ve fıtır sadakası ekonomik yapıyı dengeler.Paylaşırken huzurla verebilmemiz, bencillikten ve maddeye esaretten kurtuluşumuza vesile olur. Halk arasında yaygın bir deyişle mutluluklar paylaştıkça çoğalır, üzüntüler paylaştıkça azalır.Hastalık, vefât gibi durumlardaacımızı paylaştığımızda, karşımızdaki kişinin olumlu ifadeleriyle moral buluruz. Toplumsal anlamda yaralarımızı sarmada da paylaşmanın iyileştirici gücü açık bir şekilde görülür. Mesela salgın döneminde, deprem ve sel gibi doğal âfetlerde toplumsal kenetlenmeyle muhtaç olana yardım eli uzatmak, ihtiyaçların giderilmesi bakımından oldukça önemlidir. Rasûlullah (sav)bir hadisinde şöyle buyurur:“Kim bir Müslümanı dünya sıkıntılarının birinden kurtarırsa, Allah da onu kıyamet gününde bir sıkıntıdan kurtarır. Kim darda kalan bir kimseye kolaylık gösterirse, Allah da ona dünya ve âhirette kolaylık ihsan eder. Kim bir Müslümanın ayıbını örterse, Allah da dünya ve âhirette, onun ayıbını örter. Kul, kardeşinin yardımında oldukça Allah da o kulun yardımındadır.”

MAZLIM VE MAĞDURLARA

“Yeryüzünde iyilik egemen oluncaya kadar” sloganıyla Türkiye Diyanet Vakfı, başta Türkiye’de ve dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan mazlum ve mağdurlara Milletimizin hayır elini ulaştırmaya devam etmektedir.Şüphesiz Rasûlullah (sav)’ı her yönüyle örnek alıp iyiliği paylaşmak ve yaymak hepimizin görevidir. Biz örnek olduğumuzda neslimizin de duyarlı olacağını iyi bilmeliyiz. Ramazan ayı paylaşma ve dayanışma ayıdır. Allah Rasûlüne “Hangi sadaka daha üstündür?” diye sorulduğunda, “Ramazan ayında verilen sadakadır.” buyurmuştur. Bu yönüyle Ramazan ayının rahmet iklimini fırsat bilerek Yüce Rabbimiz iyilikleri birbirimizle paylaşmayı, kötülüklerden ise birbirimizi sakındırmayı nasip etsin. Birlik ve beraberliğimizi daim kılsın. (Nagehan Çakıcı / Keles İlçe Vaizi)

EN GÜZEL İSİMLER: el-VEDÛD

Allah'ın isimlerinden biri olan ve sözlükte "sevmek, muhabbet etmek "anlamındaki  "Vûdd" kökünden türemiş mübalağa bildiren bir sıfat olan el-Vedûd, çok seven çok sevilen anlamına gelir.Esmâ-i hüsnâdan biri olarak “sâlih kullarını çok seven ve onlar tarafından çok sevilen” mânasına gelir.Râsûl-i Ekrem'in teheccüd namazında okuduğu duaların birinde "Allah’ım sen rahimsin, Vedûdsün, dilediğini yapansın" niyazı vardır.(Tirmizi, "Da'âvât"30).Sevilen seven ve mahlûkat arasına sevgi veren El-Vedûd ne yücedir.                                                             

Bursa AFSİAD’dan TÜBİTAK BUTAL’a ziyaret Bursa AFSİAD’dan TÜBİTAK BUTAL’a ziyaret

NE OKUYALIM?

HÂFIZ - LAFZININ HAMİLİ MANANIN AMİLİ

Eser, hafızlık öğrencileri başta olmak üzere, Kur’an kursu öğrencilerinin, Kur’an-ı Kerim’i okuma ve ezberlemelerinin yanı sıra onun anlam dünyası hakkında farkındalık kazanmak isteyenlerin istifadesine sunulan, genel olarak her sayfadan bir ayetin tespit edildiği ve tespit edilen ayetlerin kısa açıklamalarının yer aldığı bir kitaptır. Komisyon tarafından kaleme alınan ve 3 ciltten oluşan bu eser, 2018 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları’ndan basılmış olup 618 sayfadan oluşmaktadır.

BİRSA SORU BİR CEVAP

25. Zekât vermenin belirli bir zamanı var mıdır?

Zekât vermenin belli bir zamanı yoktur. Oruç ve hac ibadetlerinde olduğu gibi nisap miktarı malın üzerinden sene geçmiş olması konusunda da kamerî ay hesabı uygulanır. Farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir kamerî ayı veya Ramazan’ı beklemeye gerek yoktur. Zekât vermekle yükümlü olanların, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekâtlarını vermeleri gerekir. Çünkü zekât bir kulluk borcudur, borç da bir an önce ödenmelidir.

ŞEHİR VE İNSAN

Evliya Çelebi’nin de dediği gibi; “Ve-l hasıl Bursa sudan ibarettir”.

Şehrin şifa kaynağı kaplıcalarından biri Oylat’tadır.Çam ve kayın ağaçları arasında,muhteşem manzarasıyla ziyaretçilerinin önce gözlerine hitap eder.Tertemiz oksijenini mis gibi çekerek içinize, harika bir geziye çıkarsınız şelaleye doğru. Buranın manzarası da bir başka güzeldir.

Romatizmalı dizlerini ovuşturarak şifa bulmayı temenni edenler, bir yandan dilden dile dolaşan Bizans imparatorunun kızının hikâyesine dalar giderler.Bu kızcağız dermansız bir hastalığa yakalanır dahiçbir hekim çare bulamaz. Hikâye bu ya, çaresiz kalan imparator kızının sessiz sakin bir yere bırakılmasını emreder. Bilginler kızı buraya getirip bırakırlar.Etraftaki sularla her gün yıkanankızcağız günden güne sağlığına kavuşmaya başlar.Nitekim bilginlerin kızı “öl -yat” diyerek bırakıp gittikleri bu yer dilden dile Oylat olarak nam salar.

Bursa’nın sessiz sakin bir köşesinde, yemyeşil ormanların içindeki bu şahane yerde Allah’ın izniyle şifalanarak ayrılır ziyaretçiler.

Bunun gibişehrin en ücra köşelerinden daha nice sular, hayatlar, hikayeler çıkar.. Seyreylemek, kana kana içmek, şifalanmak ve hikâyelerin sırrında kaybolmakisteyenlere saklı hazineler vardır. (Fatma Karaman / Osmangazi Müftülüğü)

7 MAYIS 2021 CUMA

 

25 RAMAZAN 1442

 

Bursa Namaz Vakitleri

 

İmsak              04:10

Güneş              05:49

Öğle                13:05

İkindi               16:57

Akşam            20:11

Yatsı                21:44

 

Bir Ayet

Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. (Fâtiha, 1/6-7)

Bir Hadis

“Ben Peygamber'i (sav) şöyle buyururken işittim: 'Hıristiyanların Meryem oğlunu (İsa'yı) övmekte aşırı gittikleri gibi siz de beni övmede aşırılık göstermeyin. Şüphesiz ki ben Allah'ın kuluyum. Onun için bana 'Allah'ın kulu ve rasûlü' deyin. ” (Buhârî, Enbiyâ, 48)

Bir Dua

“Allah’ım! Bizi bağışla, bize merhamet eyle, (ibadetlerimizi, hayır ve hasenatlarımızı, dualarımızı) kabul eyle, bizi cennete koy, bizi cehennemden âzat eyle” (İbn Ebî Şeybe, Duâ, 135)