Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Güler, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığında yaşanan eylemlere ilişkin açılan "çatı dava"da dün müşteki sıfatıyla ifade verdi.

15 Temmuz günü saat 21.25 sıralarında odasında olduğu sırada kapısının açıldığını, gelenlerin "yat yere yat" diye bağırdığını anlatan Güler, "10 kişiye kadar silahlı ve teçhizatlı personeli gördüm. Silahlarını bana doğrultmuşlardı. Üzerime atıldılar, ben direndim. Zorla beni yere yatırdılar. Birisi ayağı ile başıma bastı. Ellerimi arkadan bağladılar, ağzımı bantladılar, başıma maske geçirdiler. Bu esnada emir subayı Mehmet Akkurt'u sivil kıyafetli olarak gördüm. Bana dalga geçer bir edayla 'Komutanım merak etmeyin bu bir tatbikat' dedi. Beni sürükleyerek ve hırpalayarak binadan dışarıya çıkardılar, bir araca bindirdiler. Deniz Kuvvetleri istikametindeki nizamiyeden çıkarken Mehmet Akkurt ile nizamiyedeki görevliler arasında tartışma çıktı. Mehmet Akkurt araçtan indi, silah sesleri geldi, araca mermi isabet ediyordu" ifadelerini kullandı.

Burada yaşanan çatışmanın ardından kendisinin oradan uzaklaştırılarak bir helikoptere bindirildiğini aktaran Güler, "Bir süre uçtuktan sonra helikopterden indirdiler, bir araca bindirdiler. Etrafta jet uçağı sesi duyduğum için buranın Akıncı Üssü olduğunu anladım. Karanlık bir odaya aldılar, yanımda helikopterdeki iki kişi vardı. Bunlardan biri sert, biri yumuşak davranıyordu" diye konuştu.

 

 

"Yav Yaşar sen burada ne geziyorsun?" 

Güler, uzun bir süre karanlık bir odada tutulduğunu belirterek, şunları kaydetti: 

"Uzun bir zaman sonra F-16 olmadığını, F-4 olduğunu değerlendirdiğim uçak sesleri ile makineli top atışı sesi duydum. Aynı zamanda odaya giren çıkan şahıs sayısı arttı. Bir süre sonra Akın Öztürk odaya girdi, 'Yav Yaşar sen burada ne geziyorsun, senin burada olduğundan haberim yoktu' dedi ve gözlerimi açtı, ellerimi ve ayaklarımdaki kelepçeleri keserek çözdü. Kendi astsubayı olduğunu söylediği sivil giyimli birine evimi aratarak eşime benim iyi olduğumu söylemesini istedi. Arkasından da dışarıda silahlı nöbetçiler olduğunu, bunların manyak olduğunu, saat 23.00'den beri bunları ikna etmeye çalıştığını söyledi. Ardından odadan çıktı, bu esnada duvardaki saatin 11.15 olduğunu gördüm."

"Akın Öztürk yalvararak 'ben de sizinle geleyim' dedi" 

Kapısının önünde silahlı nöbetçi olduğunu bildiğinden odadan çıkmadığını ifade eden Güler, saat 15.30 sıralarında evini aradığını, konuttaki görevliye eşine iyi olduğunu söylemesini istediğini sözlerine ekleyerek, "Arkadan Zekai Paşa'yı aramasını, konuştuğum telefon üzerinde yazılı olan telefon numarasını söyleyerek üç defa zilin çalmasını müteakip telefonu açacağımı söylemesini istedim. Bir süre sonra telefon çaldı, üçüncü çalmayı müteakip telefonu açtım. Arayan kişi Zekai Paşa idi, kendisine durumu anlattım, bulunduğum odayı anlasınlar diye oda pencerelerinden yere yakın olanı açık bırakacağımı söyledim. Bir süre sonra Akın Öztürk gelerek televizyonda arandığını söylediklerini, haberim olup olmadığını sordu. Haberim olmadığını bildirdim. Bir süre sonra Akın Öztürk tekrar geldi, odadakilerin teslim olmaya karar verdiklerini söyledi. Saat 18.00 sıralarında Yıldırım Güvenç ile birlikte Özel Kuvvetler Komutanlığından bir ekip geldi, beni aldılar. Bu esnada Akın Öztürk yalvararak 'ben de sizinle geleyim' dedi. Yıldırım Güvenç ile Akın Öztürk başka rehinelerin de bulunduğunu, ancak nerede olduklarını bilmediklerini söylediler. Bir araca binerek 141. Filo yazan binaya gittik. Burada Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal Paşa ile iki havacı generali de bularak yanımıza aldık. Arkasından bilmediğim bir yerden 7-8 rehineyi daha kurtardık" şeklinde konuştu.

"Hain girişim içinde bulunanların hepsinden şikayetçiyim" 

Güler, "4 araçla Akıncı Üssü'nden ayrıldık. Hava Kuvvetleri Komutanlığında Akın Öztürk ile havacı general arkadaşları bıraktık. Ben saat 19.15 sıralarında eve ulaştım. Hain girişim içinde bulunanlar başta olmak üzere şahsıma karşı eylemde bulunan herkesten şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum" dedi.